
Kâlû Belâ! – Fahri SAĞLIK
Kâlû Belâ! - Fahri SAĞLIK
“Rabbin Âdemoğullarından -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz.” (A'râf Sûresi, 172)
İnsanoğlunun uzun geçmişine inanç açısından bakıldığında her zaman aşkın bir varlığa inanma gereğini duyduğunu görüyoruz. İnanç karşıtı söylemlerin, çoğunlukla İslam hakkında yeterli bilginin olmadığı ya da İslam’ın çarpıtılarak sunulduğu mecralarda yankılandığı bilinmektedir. On dokuz ve yirminci asırlarda Egzistansiyalizm (Allahsız varoluşçuluk) ve Marksizm’in etkisiyle insanlığı etkileyen inançsızlık söylem ve eylemlerinden büyük bir insan kitlesi çok acılar çekmişti. En keskin ve tehlikeli diyebileceğimiz inançsızlık söyleminin ise dünyevi çıkarlardan gücünü alan, insanın gerçeklerin üstünü bilinçli ve ısrarlı bir şekilde örttüğü ve inkâra kendini şartlandırdığı durumlardır diyebiliriz. Bunlara, devam edilmek istenen kötülüklerin ya da günahların sorumluluğundan kurtulmanın bir yolu olarak başvurulan inkâr yaklaşımlarını da ekleyebiliriz. Ancak bütün varyasyon ve türlerine rağmen yine de inanç duygusu insanda bir şekilde kendini göstermiş, insanın inançtan koparılması gerçek anlamda hiçbir zaman mümkün olmamıştır.
ORTAÇAĞDA TÜM DÜNYAYI VE *BATIYI BATIDAN ÖNCE AYDINLATAN, MÜSLÜMAN BİLİM ADAMLARI :* – Prof. Dr. Fuat SEZGİN
ORTAÇAĞDA TÜM DÜNYAYI VE *BATIYI BATIDAN ÖNCE AYDINLATAN, MÜSLÜMAN BİLİM ADAMLARI :* - Prof. Dr. Fuat SEZGİN
*1.) Akşemseddin:*
Pasteur’dan 400 sene önce mikrobu buldu...
*2.) Ali Kuşçu:*
Büyük astronomi bilgini. İlk defa ayın şekillerini anlatan kitabı yazdı...
*3.) Ebul-Vefa:*
Trigonometri’de tanjant, cotanjant, sekant, kosekantı bulan büyük alim...
*4.) Birûni:*
İlk defa dünyanın döndüğünü ispat etti...*
*5.) Ebu Kâmil Şü’ca:*
Avrupa'ya matematiği öğretti...
Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI
Ayasofya meselesi...; - Prof. Dr. Zeki PALALI
Ayasofya, İstanbul’un silahlandırılması ve Hitler’den korunması için müze haline getirildi.
Bu olay o dönemin siyasi bir manevrası idi; Lozan Antlaşması ile İstanbul silahsız bölge ilan edilmişti ve İstanbul’da tek bir Türk askeri bulundurulamıyordu.
Türk silahlı gücü İstanbul’da olmadığı için İstanbul tam olarak Türklerin hakimiyetinde değildi.
Bu durum çok tehlikeliydi. Atatürk yeni bir hamle için zamanını bekledi ve nihayet 2. Dünya Savaşı başlamadan önce Hitler’in ve Mussolini’nin İstanbul’u geçerek Rusya’ya saldırması öngörüsünü Atatürk sezmişti (o dehanın şu ön görüsüne bakın ki 2. Dünya Savaşında gerçekten de Hitler Rusya’ya saldırmıştı.) ve Atatürk hamlesini yaptı işte şimdi tam zamanı idi. Yıl 1934 idi.
Uçar Ailesi sağ olsun, misafirimiz oldular..
18 Kasım 2021 Perşembe / Ünsal Uçar ailemizin en yaşlısı Sadi Baykara Amcamızın damadı..
Karayolları emeklisi..
Filiz kardeşimin de sevgili eşi..
Kalplere İz Bırakmak – Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER Kaliteli Yaşam Uzmanı
Kalplere İz Bırakmak -Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER Kaliteli Yaşam Uzmanı
Mesleğini veya sanatını yılmadan, usanmadan geliştirip icra edenler, mutlaka günün birinde birçok başarıya imza atıp, şöhret olabilirler.
Sanatlarını icra ederken, yüzbinleri toplayıp, yeri yerinden oynatabilirler.
Şöhretin zirvesine çıkmak ne kadar zor ise, orada uzun süre kalabilmek, ondan çok daha zordur.
Topluma kendini unutturmamak için, sürekli ve öncekilerden daha kaliteli eserler üretip, icra etmek gerekir. Bu çoğu zaman mümkün ol(a)maz. Sıradan bir insanın hatasını sadece yakın çevresi duyarken, zirvede yapılan bir hata anında milyonlar tarafından duyulur.