Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

27Eyl/150

ZİHİN TEMİZLİĞİ VE BAYRAMLAR – Yrd. Doç. Dr.Zülfikar ÖZKAN

zülfikar özkan y doçZİHİN TEMİZLİĞİ VE BAYRAMLAR – Yrd. Doç. Dr.Zülfikar ÖZKAN

Günlük koşturmaca ve aşırı düşünme yüzünden, çoğu zaman hayatın nimetlerini fark edemiyoruz. Bu seseple görmenin, duymanın, tatmanın, koklamanın ve dokunmanın oluşturduğu mutluluk elimizden kayıp gidiyor. Sürekli işleyen ve aşırı düşüncelere dalan zihnimiz bizi huzursuz ediyor.

İçimizde ve dünyada olup bitenleri fark edemiyoruz.

Bu sebeple zihnimizi eğitmek zorundayız. Az bir süre için de olsa, yaşadığımız her anın bilincinde ve farkında olmalıyız.

Zihnimizin aşırı düşünme ve yargılama alışkanlığının ötesine nasıl geçebiliriz?

Çünkü kara kara düşünmek sorunları çözme yeteneğimizi azaltıyor. Çoğu zaman zihin yaşadıklarımızı daha beter hale getiriyor.

Böyle bir farkındalık için bayramlar fırsat olabilir mi?

Eğer kafamızın içinde çok fazla bilgi varsa, işleyen hafızamız (belleğimiz) taşmaya başlar ve strese gireriz. Bu süreçte biz farkında olmadan hayat parmaklarımızın arasından akıp gitmeye başlar. Kendimizi güçsüz hissederiz. Zihnimiz bu durumlarda, bazen durarak, çevremizde olup biteni daha az farkeder hale gelir. Yoğun bilgi ve zihni faaliyet yüzünden yorgun ve ne yapacağımızı bilemez bir hale geliriz.

Bu durum neye benzer?

Bu durumu bilgisayarın çalışmasına benzetebiliriz. Bilgisayarın bir çok penceresini açtığımızda daha ağır çalışır. Başlangıçta bilgisayarın ağır çalışmasını fark etmemiş olabiliriz. Ama zamanla onun kapasitesite sınırını aştığımızda daha da ağırlaşır, bir süre sonra donar ve daha sonrada çöker.

Zihin de bunun gibidir. Zihin, otomatik bir şekilde aşırı düşünce, duygu, stres ve tatsız işlerle yüklenirse, bir çok penceresini açtığımız bilgisayar gibi yavaşlar ve çaresiz duruma düşer. Bu durumda sürekli hayattan şikayet ederiz. Sonra zihnimiz de bilgisayar gibi donar ve çöker.

İşte bayramlar, zihnimizin bu aşırı yüklenmesinin önüne geçmemize vesile olabilir.

Sorunları yalnızca düşünceyle çözmeye çalışmak , bilgisayarımızda bir başka program açmaya ve bir işlem daha yüklemeye benzer. Bayramlar sayesinde bu kısır döngünün başladığını fark edebilir ve onun dışına çıkabiliriz. Bayramlar, bilgisayarımızdaki programlardan bazılarını kapatmamıza sebep olabilir.

Bayramlarda, farkındalığımızı kendimize yöneltebiliriz. Kendimizi hayatın akışına bırakabiliriz. Zihnimizin gevezeliğine bir süre için de olsa kulak vermeden, huzura kavuşabiliriz. Beş duyumuzla birlikte nizamın akışıyla birlikte akıp gidebiliriz.

Zihnimizin gevezeliğinin farkına varır ve zihnimizi berrak ve huzurlu konuma getirebilirsek, daha fazla enerji ve daha fazla haraket kabiliyeti kazanmış oluruz.

Dini bayramlar, dinimiz açısından önemli ve kutsal sayılan günlerde kutladığımız sevinçli günlerimizdir. Müslümanlar, Allah'a olan sevginin ve bağlılığın bir işareti olarak kestikleri kurbanların etlerini dostları, arkadaşları ve ihtiyaç sahibi kimselerle paylaşırlar. Asıl olan da sevginin ve mutluluğun paylaşılmasıdır. Bayramlarda zihinsel faaliyetten ve derin düşünceden ziyade kalp köprüsü kurmak önemlidir.

Bayram,bedenimizin ve aklımızın aynı yerde olmasıdır.

Bayram, farkındalığımızı şimdiki zamana odaklamaktır.

Bayram, çevremizde ve dünyamızda olup biteni fark etmektir.

Bayram, kısa bir süre için de olsa, sürekli dalgalanan zihnimizi sakinleştirmek, yavaşlatmak, arındırmak ve temizlemektir.

Mark Williams’nin “Farkındalık” adlı muhteşem eserinde ifade ettiği gibi, zoraki de olsa yalnızca gülümsemek bile bizi mutlu edebilir ve eğer biz gülümsersek başkaları da gülümseyecek ve mutluluğumuz artacaktır.

Yüzünüzden gülümseme eksik olmasın. Yüzünüz başkalarına rahatlık versin

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.