Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

20Tem/150

Merkez Efendinin makamında..

4 Temmuz 2015 Cumartesi / Topkapı’da Merkez Efendi Camiinde ikinidi namazlarımızı eda etme imkanı bulduk.

Merkez Efendinin kabrini de ziyaret ettik.

      Ahsen Okyar, Hasan Uzunhasanoğlu Merkez Efendi Camiinde

       Ahsen Okyar  

      Ahsen Okyar, Dr. İsmail Çapçı, Dr. Oktay Taşolar

      Ahsen Okyar, Dr. İsmail Çapçı, Dr. Oktay Taşolar, Hasan Uzunhasanoğlu Merkez Efendinin makamında

Merkez Efendi Türbesi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Merkez Efendi Türbesi İstanbul, Zeytinburnu'nun Topkapı semti, Merkez Efendi mahallesinde, Merkez Efendi Camii bahçesinde yer alır.

[1]Türbe günümüzde İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, ziyarete açıktır.

Merkez Efendi

Merkez Efendi, 1463 (Hicri 868) yılında Denizli’de doğmuştur.[2][3] Asıl adı Musa Muslihuddin olan Merkez Efendi, ilk öğrenimini Manisa'da tamamlamış, daha sonra İstanbul’a gelerek Hızır Velüyiddin Efendi ve Mevlana Ahmet Paşa’dan dersler almıştır.[4] Müderrislik için Bursa, Karaman ve Amasya’ya gitmiştir ve bu dönemde “Halvetiye Tarikati” icazetini almıştır[5]. Sonrasında İstanbul’a döndüğünde Etyemez Tekkesine devam eden Merkez Efendi, “Sümbül Efendi” lâkaplı Şeyh Yusuf Sinaeddin Efendi’nin öğrencisi olmuş, döneminin ileri gelen sûfîlerinden ve hekimlerinden olmuştur.[6] Mesir macunu Merkez Efendi'nin icadıdır.[7]

1514 yılında Merkez Efendi, mensubu olduğu tarikatın (halvetilik) halvet geleneğine uygun olarak bir tekke kurmak için Merkezefendi Mahalllesine (Osmanlı dönemindeki adıyla “Mevlevihane Yenikapısı”) Mevlanakapı surları dışındaki bu tenha yere yerleşmiştir.

Türbenin tarihçesi

Yavuz Sultan Selim’in kızı “Şah Sultan”, Merkez Efendi'nin 1551 (hicri 959)[8] yılında ölümünden sonra tarikat külliyesi niteliğindeki bu yere 1552-1572 tarihleri arasında cami ve tevhidhane ilave ettirmiştir. Türbe 1837’de Sultan II. Mahmud (1808–1839) tarafından yeniden inşa edilmiştir. Merkez Efendi Türbesi, cami, türbe, çilehane, şadırvan, mutfak, derviş hücreleri, hünkâr köşkü ve hamamdan oluşan bir külliye içinde yer almaktayken, bu yapıların bazıları günümüze kadar gelememiştir. Günümüzde türbenin yakınında Abdülbaki Paşa Kütüphanesi, hamam, Merkez Efendi Camii ve Merkezefendi Mezarlığı bulunmaktadır.[7]

Türbenin giriş bölümündeki ahşap tavanlı bölümdeki parmaklıkla çevrili tarafta Şeyh Hüseyin Efendi, Şeyh Ahmed Mesud, Mustafa Efendi, Nurullah Efendi, Hatice Hanım, Sıdıka Hanım, Fatma Hatun, Şeyh Mehmed Nureddin yatmaktadır. Bağdadi kubbeli bölmede ise Merkez Efendi'nin sandukası bulunmaktadır. Önünde Hattat Aziz Efendi'nin bir levhası vardır. Türbe dış duvarında ve içerdeki duvarda bulunan Türkçe kitabelerde, Merkez Efendi'nin Kanuni Sultan Süleyman ile harbe gitmiş gazi, hekim, din ve tasavvuf alimi olduğu yazmaktadır.[6]

Mimari yapısı

Bugünkü türbe II. Mahmud'un yenilediği halindedir. Türbenin ilk yapıldığı durumu hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Sultan II. Mahmud’un yaptırdığı türbe iki dikdörtgen bölüm halindedir. Bunlardan birinde Sultan II. Mahmud’un sandukası, diğerinde de dergâh şeyhlerinin ve ailelerinin sandukaları bulunmaktadır. Sonraki yıllarda asıl türbe kısmının kuzeydeki duvarı yıkılmış ve her iki bölüm birleştirilmiştir. Türbeleri birleştiren duvar yıkıldıktan sonra buraya iki sütunun taşıdığı üç kemerli bir ara bölüm eklenmiştir[9].

Türbe moloz taş ve tuğladan yapılmış olup, ampir özellikler göstermektedir. Kare planlı 7.50x7.50 m. ölçüsündedir.[10] Türbenin batı cephesi mermer kaplıdır. Asıl türbenin üzeri ise içten bağdadi sıvalı, dıştan da kurşunlu bir kubbe ile örtülüdür. 1836 yılında ilave edilen ek bölüm kırma çatılıdır. Türbenin batı cephesinde çıkıntılı kilit taşları olan yuvarlak üç pencere bulunmaktadır. Merkez Efendi’ye ait olan türbenin duvarları kubbe eteğine kadar XIX. yüzyıl Avrupa çinileri ile kaplanmıştır. Kubbe içerisinde ise yıldızlı bir bezeme görülmektedir. Kubbe içerisindeki yazı “Hattat M.Şevket Vahteti”’nin eseridir. Merkez Efendi’nin sandukası ahşap parmaklıklar içerisine alınmış olup XVIII. yüzyıl üslubunda sedef ve bağa kakmalıdır. Sandukanın önünde de Hattat Aziz Efendi’nin yazdığı Osmanlıca bir levha bulunmaktadır[11]:

« Merhaba Ey Merkez-i Devran-ı Can

Merhaba Ey Kutb-u Kevneyn-i mekân
Zahir-ü batında nurun olmada
Aftab ve sen cümleye su’le feşan
Kıymetin bilinmekte acizdir ukûl
Ayni nûr-u Mustafasın bi güman
Doğsa şems garbden dedi Molla-yi Rum
Aynı hurşittir ki meşrikten doğan
Zarf değişse hak hakikat payidar
Gafil olma aç gözün bir gör ayan
Daire meydanda biz içindeyiz
Nur-u zahir körlere Merkez nihan
Lütfü ulviyetini tarif mahal
Çünkü bu tariften acizdir lisan
Aşık-ı hayranının şahım senin
Melceim sensin Habib-i müs’tean
Bendelikten etme azad bizleri                                                                                           Daima kurban sana ken’an cenan »

Kaynakça

    [1]Radikal Gaz. haberi, Bengi Tüzün: 03/11/2004 “İstanbul'un manevi sahipleri (1)” - erişim 05.05.2012
    [2]www.turbeler.org.tr “Merkez Efendi”
    [3]Ömer Menekşe: “İstanbul Camileri” As Kitap syf.126-128
    [4]Haber Kültür, 12 Mayıs 2011 “ Merkez Efendi deyip geçmeyin” - erişim 05.05.2012

          [5]İstanbul, Merkezefendi Türbesi

    [6]Zeytinburnu Müftülüğü: “Merkez Efendi Camii”
    [7] “Merkez Efendi Camii (Merkez Efendi Tekkesi ve Türbesi)”
    [8]İstanbul Üniversitesi. Türkiyat Enstitüsü: “Türkiyat mecmuası, 19. cilt” Maarif Matbaası, 1977 syf.65
    [9]Tarihbilimi.com “Merkez Efendi Türbesi (Zeytinburnu)”
    [10]İstanbul Müftülüğü, “MERKEZ EFENDİ CAMİİ”
    [11]Nezihe Araz: “Anadolu evliyalari” Atlas Kitabevi, 1966 syf.56

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.