AYNAYA BAK! / Mehmet Veysi DÖRTBUDAK
Bu yazıma da bir anekdotla başlamak istiyorum. Bir gün Peygamber Efendimiz (Selamların en güzeli üzerine olsun) arkadaşlarıyla otururken Ebû Leheb (aleyhi’l-la’ne) meclise giriyor ve Efendimize
- Yâ Muhammed birçok yerleri gezdim, senden daha çirkinine rastlayamadım.
- Doğru söylüyorsun Ya Ebû Leheb.
- Herhalde dünyanın en çirkini sensin.
- Haklısın Ya Ebû Leheb. diyor, Efendimiz.
Biraz sonra Hz. Ali (Selamların en güzeli üzerine olsun) içeri giriyor ve tesadüf bu ya O da:
- Yâ Muhammed Bu dünyada senden güzelini göremedim.
- Doğrusun, Yâ Ali.
- Sana baktıkça içime huzur doluyor.
- Doğrusun Yâ Ali. deyince, meclisteki sahabe:
- Yâ Resûlallâh, biraz önce Ebû Leheb geldi “Ne kadar çirkinsin” dedi “Doğru söylüyorsun” dediniz; şimdi Ali geldi “Ne kadar güzelsiniz.” dedi, O’na da “Doğrusun” dediniz. Hikmeti nedir? diye sorunca, Efendimiz de:
“İNSAN İNSANIN AYNASIDIR. KİŞİ KENDİSİ NASILSA, KARŞISINDAKİ İNSANI DA ÖYLE GÖRÜR” mealinde cevap vererek, birbirimize hangi gözle bakmamızın ipuçlarını da vermiştir.
Ayna, genel anlamda kâinâtı, özel anlamda da insanı temsil eder. Aynada görünen kişinin kendi dünyasıdır, kişinin kendi görüntüsüdür. Diyeceksiniz ki ayna bir yansımadır. Kişi olmasa yansıma da olmaz deriz. Aynanın parlaklığı görüntünün daha güzel ortaya çıkmasını sağlar. Bir başka deyişle Ayna ne kadar cilalı ise, parlak ise kendine yansıyan görüntüyü de o kadar iyi temsil eder. Hani Mesnevî’de bir hikâye vardır;
“Bir gün padişah Türk ressamlarıyla Çin ressamlarını çağırtır. Onlara bir oda verir ve odanın duvarlarını süslemelerini ister. Araya da perde koyar ki biri diğerinin yaptığı resimleri görmesin. Çinli ressamlar duvarları süslemeye başlarlar, Türk ressamlar da duvarları süslemeyip cilalamaya başlarlar. Derken gün gelir, verilen mühlet dolar. Bakalım kim daha güzel resim yapmış denir ve odaya girilir. Aradan perde kaldırılır, Çinlilerin yaptıkları resimler, Türklerin cilaladığı duvara akseder ve cilalı duvardaki görüntü daha güzel olur.”
İşte kişi kendi gönül aynasını temizleyip parlattığı zaman, karşısındaki insanın görüntüsü o aynada güzellikler halinde yansır ve insan karşısındaki varlığı güzel görür; ayna kirli olduğu zaman da karşısındaki varlık çirkin görünür.
Eski yazıda “nefs” ile “nefes” aynı yazılır. Aynamıza nefsimizin buharıyla kirletmeden bakmalıyız. Kararmış paslanmış ayna olmayalım, gönlü saf ayna olalım ve etrafımıza da saf aynayla bakalım.
Aynanızın saf ve parlak olması dileklerimle...
MEDAR "Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği
www.medar.org.tr sitesinden alınmıştır.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.