Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

15Oca/150

16 Ocak’ta Atatürk için Kasr-ı Hümayun’dayız – Mevlüt SOYSAL

indir16 Ocak'ta Atatürk için Kasr-ı Hümayun’dayız - Mevlüt SOYSAL 14 Ocak 2015 tarihinde Kocaeli Manşet Gazetesinde yayınlanan köşe yazısı

Gün ağarmadan az önce emir çavuşunu çağıran Mustafa Kemal, “Bir haber var mı?” diye sordu.

Ulu Önder daha sonra, “Şifre geldi ama çözülmedi” diyen emir çavuşuna hüzünle baktı,“Annemin öldüğünü biliyorum. Bir rüya gördüm, yeşil tarlaları annemle dolaşıyordum. Birden fırtına çıktı, anamı alıp götürdü” dedi.

Annesinin öldüğünü haber veren telgraf eline verildiği zaman bir an düşündü ve, “İzmir’e gitmiyoruz. Treni İzmit’e çevirsinler” dedi.

İşte İzmit’teki bu önemli olay, Mustafa Kemal’in yaşadığı hüzünlü hadiseden bir gün sonra başladı.

***

Evet, saltanat ve hilafetin birbirinden ayrılması misak-ı milli sınırlarının tamamından destek görmüyordu. Özellikle İstanbul’daki önemli bir kesim, meşrutiyetin yeniden kurulmasını, halifenin durumunun güçlendirilmesini, devlet merkezinin İstanbul olmasını, toplumsal inkılaplara gerek olmadığını düşünmekteydi.

Mustafa Kemal’in hedefi ise daha da ileri gitmek, hilafeti de tamamen ortadan kaldırmaktı. İşte bu yüzden, en önemli ayağını İzmit Basın Toplantısı’nın oluşturacağı Batı Anadolu gezisini planladı.

Annesinin acısıyla İzmit’e gelen paşa, tren istasyonunda büyük bir kalabalık tarafından karşılandıktan sonra basın toplantısının yapılacağı İzmit Kasrı’na geldi ve İleri Gazetesi’nin İzmit Muhabiri Kılıçzade Hakkı Bey, Ankara hükümetinin İstanbul Temsilcisi Adnan Adıvar, Adıvar’ın eşi Halide Edip Hanım, Ankara hükümetinin önceki temsilcisi, Kızılay Başkanı Hamit Bey, Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Bey, Tevhid-i Efkar Gazetesi Başyazarı Velid Bey, İkdam Gazetesi Yazarı Yakup Kadri Bey, Tanin Gazetesi Yazarı İsmail Müştak Bey ve Akşam Gazetesi Yazarı Faik Rıfkı Bey’le 9 saatlik bir toplantı yaptı.

Bu toplantıda Mustafa Kemal, hilafetle ilgili düşüncelerini şöyle anlattı:

“Biz bu meseleyi siyaseten halletmişiz. Bu nedenle siyaseten halledilmiş şekli budur. Dünya yüzünde bağımsız ve yeni bir Türkiye Devleti vardır. Ve devleti kuran milletin Türkiye Büyük Millet Meclisi vardır. Milletin, memleketin tek gerçek temsilcisi bu meclistir. Türkiye devletinin başkanı da vardır. Bu şekil, şer’idir, ilimdir. Özellikle devletin bağımsızlığını en iyi koruyacak bir şekildir. Türkiye Devleti başka bir makam tanımaz, esasında başka bir makam yoktur.”

***

Bu basın toplantısının ardından Batı Anadolu gezisini tamamlayıp İzmir’e annesinin mezarına giden Mustafa Kemal, şunları yazdı:

“Annemi kaybettiğim için kuşkusuz ki çok üzgünüm, ancak büyük bir avuntum var.

En büyük anamız vatanı batıran ve yoksulluğa sürükleyen yönetim bir daha hortlamamak üzere yokluk çukuruna gömülmüştür.

Annem sonsuza kadar bu toprak da yatacak.

Ulusal egemenlik de sonsuza kadar bu toprağın üzerinde bayrak olup dalgalanacaktır.

İşte beni avutan en büyük güç budur.

Annemin mezarı üzerinde ve Allah’ımın huzurunda yemin ediyorum; bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ulusal egemenliği korumak ve savunmak için gerekirse anamın yanında uzanmaktan asla göz kırpmayacağım.

Ulusal egemenliği korumak için canımı vermek benim vicdan ve namus borcum olsun.”

***

Yarın 16 Ocak...

Yani Basın Onur Günü...

Bu tarihi günün 92. yıldönümü...

Saat 10.00’da, Kasrı Hümayun’da düzenlenecek olan bu özel günün programına tüm Kocaeliler davetli...

Gelin...

16 Ocak 1923’ü yeniden yaşayalım.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.