Ekonomist, Yazar Bartu Soral: Türkiye ekonomisi tıkanmış durumda
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski Müdürü, ekonomist, yazar Bartu Soral: “Türkiye ekonomisi tıkanmış durumda. Yeni bir kalkınma programına ihtiyaç var. Her bölge hatta her il için farklı avantajları öne çıkartan bir program olmak zorunda” dedi.
28 Kasım Cuma günü Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın daveti ile ilimize gelen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski Müdürü, kalkınma ekonomisti-yazar Bartu Soral, başta uluslararası finans piyasalarında Türkiye hakkında çıkan olumsuz yorumları, kriz beklentilerini, Türk ekonomisinin son 10 yılını ve bugün gelinen noktayı anlattı. Bartu Soral, ekonominin dünü, bugünü ve yarını üzerine Kocaeli Aydınlar Ocağı Genel Sekreteri, İnşaat Yük. Mühendisi Mithat Bora Bulut’un sorularını somut veriler ışığında çarpıcı analizlerle birlikte cevapladı.
İşte o söyleşi:
AKP’nin son açıkladığı ekonomide eylem programını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıklanan eylem planının ciddiye alınır yanı yok. Başbakan Davutoğlu önce onlarca maden işçisini yerin altına nasıl gömdüklerinin hesabını versin. Üç kuruş için 20 kişilik minibüse 40 kişi binmek zorunda olan, başka çare bırakmadıkları için bile bile ölüme giden mevsimlik işçilerin, madencilerin hesabını versin. Onların öksüz kalan çocuklarının hesabını verirken, henüz bu kaderi paylaşmayan ama ailesine, çocuğuna bir gelecek bile hayal edemeyen anaların babaların çektiği çilelerin hesabını versin. Kendi kurdukları bu sistemden yedikleri, sıfırlamakta zorlandıkları paraların hesabını versin. Vatandaşımız açken 1 milyar liraya yaptırdıkları AKSARAY’ın hesabını versin. Yanına 10 tane bakan alıp basma kalıp laflar etmenin hiç bir anlamı yok. İthalata olan bağımlılık azaltılacak diyor Başbakan. Siz iktidara geldiğinizde, 2003’te ithalat 69 milyar dolardı. 2013’te 251 milyar dolara çıktı. Beş misli büyüyen ithalatı şimdi azaltmaya karar vermişler! Enerjide de dışa bağımlılık azaltılacakmış. Sanki başkası yükseltti enerjide dışa bağımlılığı! Siz iktidara geldiğinizde enerjide dışa bağımlılık yüzde 68’di, 12 yılda yüzde 75’e yükseldi. 12 yıldır iktidardasın aklın neredeydi? AKP hükümeti bu vatanın insanlarıyla alay ediyor.
ÜLKEMİZDE BİR MİLYON SURİYELİ AÇ
Ahmet Davutoğlu Suriye’de iç savaşı körükledi, binlerce insan öldü. Ne evleri kaldı, ne hayatları. Mahvoldular. Neymiş, Esad katilmiş. Suriye halkı yüzde 80 oy oranıyla yine Cumhurbaşkanı seçiyor ama Beşar Esad’ı. Nerede ağızınızdan düşürmediğiniz milli irade? Suriye halkının milli iradesi de bu işte. Ülkemizde bir milyon Suriyeli aç, sefil vaziyette sokaklarda yaşıyor. Dileniyor. Evleri, yurtları, komşuları yok oldu gitti. İyi mi oldu? Türkiye’de Beşar Esad’a hakaret etmek moda. Amerika’nın planlarını koklayan, kendine yer edinmek isteyen ne kadar çapsız, çulsuz adam varsa Suriye Cumhurbaşkanına hakaret ediyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh sözleriyle şekillendirdiği Türk dış politikasının getirildiği yere bakın.
Başbakan çıkıp, “2008’de dünya küçülürken Türkiye ekonomisi büyümeye başladı” diyor. Halkı aldatıyor. Gerçek tam tersi. Dünya büyürken Türkiye bunun gerisinde kaldı. Ülkemiz gelişmekte olan ülkeler sınıfında yer alıyor. 2009-2013 arası gelişmekte olan ülkeler ortalama yüzde 5,33 büyürken Türkiye yüzde 3,91 ile ortalamanın altında bir büyüme performansı sergiledi.
Sadece büyüme alanında değil, cari açıkta da en kötüyüz. 2009-2013 arasında milli gelirin yüzde 31’i kadar birikimli cari açık verdik. Özel sektörün döviz açığı 180 milyar dolara ulaştı. İMF’nin son açıkladığı raporda özel sektörü kur riskine karşı en hazırlıksız, en riskli ülke olarak Türkiye gösteriliyor. Açsınlar raporları okusunlar.
Türk ekonomisi dış finansman anlamında tıkandı mı?
Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içinde dışarıdan bulması gereken para miktarı 220 milyar dolar civarında. Bunun yaklaşık 55 milyar doları cari açık için, geri kalanı ise dış borcun ödemesi gelen vadesi. Ülke ekonomisi tamamen dışarıdan gelen dövize bağımlı duruma geldi ve tıkandı. Şimdi Amerika Merkez Bankası (FED) ne zaman faiz arttırır ona bakıyoruz. Faiz arttırınca döviz artık bizi değil, kendi ana vatanını tercih edecek. Veya biz dolar bizi tercih etsin diye daha cazip imkanlar sunacağız, faizleri arttıracağız. Zaten cazip olmak için türlü işler yapıyoruz; örneğin yabancı fonların Türkiye’de elde ettiği bütün faiz ve borsa kazançlarından alınan vergi oranı sıfır. Yani diyoruz ki gel, istediğinden kadar faiz ve borsadan kazan, vergi istemeyiz. Elbette onlar da geldi, bol bol kazandı. Her gelişte daha fazlasını istiyorlar. Bu suni durumun yaratacağı deprem çok yıkıcı olacak ve yazık ki mutlaka olacak. Zararı da bu düzeni yüzde 50 oy ile tercih eden vatandaş ile beraber hepimiz ödeyeceğiz.
Peki FED ne zaman bu kararı alır?
Kasım ayı başında FED toplantısı oldu, açıklamalar yapıldı. Faiz artış zamanlaması için “kayda değer süre” tanımını kullandılar. Kayda değer süre ne kadardır? Bu konuda üç temel kriter var. 1) Büyüme verileri. Büyüme son çeyrekte yüzde 3’ün üstünde. Hedefe ulaşıldı. 2) İşsizlik oranı. ABD’de işsizlik oranı kriz öncesi rakam olan yüzde 6’nın altına geriledi, son verilerle işsizlik yüzde 5,9. yani hedef tutturuldu. 3) Enflasyon hedefi. Temel hedef olan yüzde 2’ye yaklaştılar. FED Başkanı “yıl sonu beklenti olan yüzde 1.5-1.7 aralığındayız” diyor. Ama aylık enflasyon oranlarını yıllıklandırarak bulduğumuz çekirdek enflasyonun momentumu son dönemde ivmeli bir seyir izliyor. Yani ekonomi hareketli. Sene sonu enflasyon yüzde 2’ye ulaşacak, göreceğiz. Bu ivme devam ederse enflasyonda hedefin üstüne çıkılır ki bu durumda süratle tedbir alırlar. Bu ivmeyi FED de gözlüyor. Bence 2015 yılının ilk çeyreğinde faiz artışı gelir.
Peki Türkiye ekonomisinin durumu nedir? Bu yeni sürece hazır mıyız?
Dış borcun milli gelire oranı yükseldi, reel kesimin döviz açık pozisyonu ise altı yıl içinde 72 milyar dolardan 166 milyar dolara ulaştı. Ekonomik krizin dip dalgaları uluslararası örgütlerden gelen seslerden anlaşılıyor.
Dış finansmanın sınırlanacağı bu ortamda dış borcumuz ve özellikle özel sektörün döviz açık pozisyonu çok ciddi kırmızı alarm veriyor. Dış sermaye akışında olabilecek bir yavaşlama iflasları ve krizi getirecek. Dış piyasaların bizde risk olarak gördüğü temel veriler var. Türkiye’nin toplam dış borç yükü 2008 yılında milli gelirin (GSYH) yüzde 38’i seviyesindeyken, bu oran 2014 ikinci çeyrek itibariyle yüzde 50,4’e yükseldi. Toplam dış borç 402 milyar dolar. Yani 2011’den itibaren dengeler süratle bozulmuş. Artışta önemli pay özel sektörde. Bu 402 milyar dolar borcun 278 milyar doları özel sektöre ait.
Bir de döviz açık pozisyonu var. 2014 ilk çeyreği itibari ile reel sektörün döviz açık pozisyonu 166 milyar dolara ulaştı. Açık her yıl büyüyor. Örneğin 2008 yılında 72 milyar dolardı.
Döviz kurlarının aşırı değerli olduğu konuşuluyor, reel kuru nasıl hesaplayabiliriz?
Döviz kurlarının olması gereken yeri belli bir hesaplama yöntemi ile bulabiliyoruz. 2002 yılında reel kurun dengede olduğunu kabul edersek, bugün doların fiyatı 3.8 TL’dir. Yani reel kur olması gereken yerden yüzde 80 civarında sapmış durumda. Türkiye bu aşırı değerli kurun ardından gelen patlamaları 1994, 1999 ve 2001’de yaşadı. Büyük devalüasyonlarla reel kur dengeye doğru geldi. Şimdi yurt dışından döviz akışındaki yaşanacak sıkıntıda yine büyük bir düzeltme yaşanacak. İşte bu 166 milyar dolar döviz açığı bu sebeple büyük sıkıntı. Özel şirketlerin bilançosundaki bu yük kur artınca büyük kambiyo zararı yaratıyor. Net kar geriliyor. Bunun sonucu olarak özel yatırım harcamaları 2012’den beri çok gerilemiş durumda. Dikkat ederseniz büyümeye özel harcamalar çok düşük katkı veriyor. 2014 birinci ve ikinci çeyrekte özel yatırımlar yıllık değişimi yüzde 3’e yakın negatifte. Kurda yaşanacak bir düzeltmede neler olabileceğini siz düşünün. Ben bana danışan şirketlere yatırımlarını, hatta ev ve araba yenilemelerini bile ertelemelerini tavsiye ediyorum. Bugün 100 liraya alacağınız malı yarın 70 liraya alıyor olacaksınız. Ekonomik krizin dip dalgaları uluslararası örgütlerin, kredi derecelendirme kuruluşlarının raporlarında görülüyor. Cumhurbaşkanı kusura bakmasın ama yaptıkları analizler ekonomik verilerle örtüşüyor.
Dış borç arttıkça büyümemiz de artıyor mu?
Bakın 2008 yılı sonunda Gayri Safi Yurtiçi Hasılamız 742 milyar dolar, dış borcumuz ise 281 milyar dolarmış. 2014 ikinci çeyreğinde GSYH 797,5 milyar dolara çıkarken dış borç 402 milyar dolara ulaşmış. Yani son altı yıl içinde dış borcumuz 121 milyar dolar artarken, milli gelirimiz sadece 55 milyar dolar artmış. Yani aldığımız 1 dolar borç 0,45 dolarlık büyüme yaratabilmiş. Bunun sebebi alınan borcun ithalatı finanse etmesi ve verimli yatırımlara gitmemesi. İşte Türkiye’yi krize sürükleyecek nedenlerden birisi de bu.
Cari açık ile büyüme arasında nasıl bir ilişki var?
2002 yılından beri uygulanan sistem dışarıdan para girişini desteklemek için kurgulandı. Kurlar olması gerekenin çok altında. Bu sistem para girişini teşvik ediyor ama aynı oranda ithalatı da destekliyor. Bu durum cari açık/büyüme ilişkisinden çok net bir biçimde izlenebiliyor. Türkiye büyüdükçe cari açık veriyor ancak son dönemde bu ilişki bozuldu, Türkiye daha az büyür daha fazla cari açık verir noktaya geldi. Yani biz ülke olarak yüksek büyümeyi yakalamak için artık eskisine göre daha çok cari açık vermek zorundayız. Bu görüşü verilerle ortaya koyayım; Türkiye 2003 yılında yüzde 5.3 büyürken cari açık oranı da GSYH’nin yüzde 2.5’i oranında gerçekleşiyor. 2007 yılında büyüme 4.7, cari açık yüzde 5.8. Ve 2013 büyüme oranı yüzde 4, cari açık ise GSYH’nin yüzde 7.9. Yani hem cari açık yükseliyor, hem de eskisi kadar büyüyemiyoruz. Gerek bu verilerden, gerekse yükselen dış borç stokundan Türkiye’nin dışa bağımlılığının her sene arttığı açıkça görülüyor.
Konut fiyatları ve inşaat sektörü ile ilgili balon oluştuğu iddiaları var?
Elimizde Merkez Bankasının son dört yıllık veri seti var. Buna göre Ocak 2010-Haziran 2014 döneminde İstanbul’da konut fiyatları yüzde 79 oranında artış göstermiş, aynı dönem için enflasyon oranı yüzde 35 civarında. Gerek fiyatlarda, gerek konut kredilerinde yaşanan büyüme ve gerekse konut piyasasının çalışma mekanizması ABD’nin 2008’de yaşadığı konut krizi verilerine çok benziyor. Yeni konut alacaklara ve almış olanlar aman dikkat. Bu yılın başından beri geçen yıla göre konut satışları yüzde 10’un üstünde geriledi. Temmuz 2014 ayında geçen yıl aynı aya göre konut satışlarında düşüş yüzde 20 oranında.
Hane halkı borcu ve tüketici kredilerindeki artış dikkat çekiyor, iç borçlanma tehlikeli sınıra mı dayandı?
Bu olumsuz tabloda beni korkutan diğer iki konu hane halkının harcanabilir geliri içindeki borçluluk oranı ve konut fiyatlarındaki şişkinlik. 2003 yılında hane halkının harcanabilir geliri içindeki borç oranı yüzde 3 civarındaydı. Bugün bu rakam yüzde 57 seviyesinde. Yani halkımız ileride kazanacağı 100 birimin 57’sini şimdiden borçlanmış. Zaten GSYH içinde tüketici kredilerinin payı 2002 yılında sadece yüzde 1’ken 2013 yılı itibari ile bu rakam yüzde 15’e ulaşmış. İç tüketim borçlanma ile arttırılırken, ne yazık ki yerli üretimi değil ithalatı besliyor. Bu trendlerin tamamını 2007 yılında krize girmeden önce İspanya ve Yunanistan ekonomilerinde de izlemiştik
Avrupa’dan bahsedince AB ekonomisinin durumu nedir? Krizden çıkıyorlar mı?
Avrupa’da durum 2012’ye göre çok daha bozuk. Yani ABD’nin tersine işler çok kötü gidiyor. 2011-2012 yılları arasında ortalama yüzde 2.5 olan enflasyon oranı 2014 Temmuz ayı itibari ile yıllık yüzde 0,3 seviyesine geriledi. Yani sıfıra çok yakın ve deflasyon oluşmak üzere. Bu veri durumun ne derece korkutucu olduğunu gösteriyor. Avrupa yaptığı her türlü parasal operasyonlara, varlık alım programlarına rağmen krizi yenemedi. Talep gittikçe düşüyor, durgunluk artıyor. Zaten 2013 gibi 2014 büyümesi de negatifte. Para politikaları yetersiz kaldı. Likidite tuzağına düşüldü; yani artık piyasaya ne kadar para verilirse, insanlar elinde o kadar para tutuyor. Avrupa Birliği kötü bir döneme doğru gidiyor. Maliye politikalarının süratle ve keskin bir biçimde devreye girmesi gerekiyor. Ancak AB’de ortak maliye politikası söz konusu olmadığı için, onun genişletilmesi de tartışma dışı. Avrupa bizim hala en büyük dış ticaret ortağımız, ihracat pazarımız. Onların durgunluğu bütün sorunların üstüne daha da can sıkıcı.
Çözüm süreci Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşların sorunlarını çözüyor mu?
Önce sorunu doğru tanımlayalım. Sorun 30 yıldır süren PKK terörü değildir. Sanki PKK teröründen önce, 40 yıl önce bölge sanayileşmeyi tamamlamış, feodaliteyi tasfiye etmiş, üreten, satan, refahı artmış bir yer miydi ki? Türkiye’de bu konuda tam bir akıl tutulması, tam bir kakafoni var. Sorun Osmanlı’dan beri var olan feodalitedir. Piyasa için değil, geçinecek kadar üretimdir, yoksulluktur. Sanayinin kurulamamış olmasıdır. İşsizliktir. Sorunun çözümü kapitalist ilişkilerin gelişmesidir. Yani sanayi yatırımlarıdır. Bakın verilerle ortaya koyalım bunu. Coğrafyamızın yüzde 30’unu nüfusun yüzde 20’sini oluşturan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin milli gelire katkısı yüzde 9,5’dir. 2011 yılında Güneydoğu Anadolu bölgesinin Gaziantep hariç kişi başı ihracat rakamı 397 dolar, buna karşılık İstanbul ilinin kişi başı ihracatı 5.530 dolardır. İthalatı da Doğu Anadolu ile verelim: Türkiye’de kişi başı yıllık ortalama ithalat 3.128 dolarken Doğu Anadolu bölgesinde kişi başı yıllık ithalat 68 dolardır.
Bakın kişi başı imalat sanayi elektrik kullanım verilerine; Kocaeli’nde kişi başı 5.692 KWsaat buna karşılık Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan ortalaması 73KWsaat, Şırnak 52 KWsaat, Hakkari 11KWsaat.
BÜYÜK KAN KAYBI YAŞANIYOR
Tarım ve hayvancılık merkezi deniyor. Güneydoğu Anadolu’da sulanabilir arazinin sadece yüzde 20’sini sulayabiliyoruz. 1960 yılında sulanabilir arazinin yüzde 4,9’unu sulayabiliyormuşuz. Yine 1965 yılında Türkiye toplam traktör stokunun yüzde 4,11’i Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunuyormuş. 2011 yılında ise bu veride bölge lehine bir gelişme yok, pay yüzde 5’de. Yani sorun 1960’ta üretimsizlik, işsizlik, tarım ve hayvancılıkta var olan potansiyelin kullanılamamasıydı, feodaliteydi, bugün de aynı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun sorunları işte bu verilerde yatıyor. Daha toplumsal ve kültürel geri kalmışlığa, töre cinayetlerine, berdellere girmedik. Hayvancılıkta da bırakın gelişmeyi büyük bir kan kaybı yaşanıyor. Şimdi tutturmuşlar Öcalan’a serbest kalsın, anadilde eğitim, özerklik.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gülten Kışanak, kamu kaynağını elinde barındıran en büyük şehrin Diyarbakır olduğunu belirterek, “Bu yerel kaynaklara karşı özel bir politika izleniyor. Bu yerel kaynaklardan kazanılan paralar nerelere harcanıyor. Biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz.” dedi. Ne dersiniz?
Önce verdiği vergiye baksın, bütçeye sağladığı katkıya bir de bütçeden aldığına baksın. 2012 yılında görece kalkınmış Gaziantep-Kilis hariç Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizi oluşturan 21 ilden tahsil edilen vergi gelirleri, toplam vergi gelirlerinin yüzde 1,8’ine denk geliyor. Yukarıda anlattım ya, üretim olmayınca, ekonomi çarkları dönmeyince vergi geliri de gelmiyor. Buna karşılık 2012 yılında bu 21 ilimizin bütçeden aldığı pay 27,4 milyar TL ile toplam içinde yüzde 11. Ayrıca merkezden yapılan harcamalara 21 ilin nüfusa göre payı da eklenince bu pay yüzde 16’ya çıkıyor. Yani bütçeye 1 koyup 8 alıyor. Örneğin Hakkari, bütçeden yapılan her 100 TL’lik harcamaya karşın 2,3 TL’lik katkıda bulunurken, Tunceli 10,4 TL, Şırnak 11,8 TL, Bingöl 14,2 TL ve Van 13,2 TL’lik katkıda bulunuyorlar. Bütçeden aldıkları karşısında çok sınırlı katkı koyabilen bu illerimiz terör ile adları en çok anılan iller durumunda. Karşılaştırma açısından bakılınca İstanbul bütçeden yapılan her 100 TL harcamaya karşın 780 TL katkıda bulunurken, İzmir 400 TL, Ankara 130 TL, Bolu-Düzce-Kocaeli-Sakarya-Yalova alt grubu ise 670 TL katkıda bulunuyor. Bütçe harcamaları içinde eğitim var, sağlık var, her türlü alt yapı üst yapı yatırımları, hastane, kanalizasyon, okul inşaatı var. Memur maaşı var. Şimdi PKK AKP ile giriştiği çözüm sürecinde mali özerklik istiyorum diyor. İşte hesaplar ortada. Güneydoğu özerk olsun, devlet bütçesine pay da vermesin, pay da almasın dense bölgede yaşayan vatandaşlar 6 ay içinde açlık sınırının altına düşer. Petrolden pay da başka bir saçmalama. Petrol, madenler vs bütün yer altı ve yer üstü kaynaklarından devletin aldığı pay bütçenin yüzde 1’i bile etmiyor. AKP-PKK ortaklığı açılım adı altında Türkiye’yi büyük bir maceraya sürüklüyor. önce bölgede yaşayan, yaşamak isteyen vatandaşlarımızı.
Peki çözüm nedir?
Temel bir kalkınma stratejisi kapsamında her il için ayrı bir program çizilecek. Kamu ve özel sektör beraber çalışacak. Yoksul, dar gelirli ve iş imkanı olmayan vatandaşlara AKP’nin verdiği yardımlar yetersizdir. İş imkanı yaratılıncaya kadar bu yardımlar arttırılacak.
Bütün bu sorunları çözebiliriz. İmkanlar var. ABD eskisi kadar güçlü değil. Kendi içinde pek çok sıkıntı yaşıyor. Bize manevra alanı doğdu. Derhal Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve 1930-1948 arası dış ticaret fazlası vermemizi sağlayan karma ekonomik model ile sanayileşmeye girişeceğiz. Türk ekonomisinin yol haritası belli olacak. Şu anda ne özel sektör ne kamu sektörü nereye gideceğimizi bilmiyor. Dar gelirli olan, eğitimini imkansızlıklardan ötürü bitirememiş veya genç işsizlerimiz için AKP’nin yaptığı yardımlar yetersizdir. Bunları arttıracağız. İnsanımıza iş imkanı sağlayana kadar onları insanca yaşatacağız. Üniversitelere getirilecek özel bir statü ile okuyamamış insanlarımızı 1-2 yıllık kurslarla meslek sahibi yapacağız. O meslekleri icra edebilecekleri işletmeleri açacağız.
HER İL İÇİN AYRI STRATEJİ
Her ilimiz için ayrı bir strateji oluşturulacak. İstanbul ve Ankara’nın avantajları farklı, Nevşehir, Balıkesir, Adana’nın farklı. Türkiye’nin yeni kalkınma programı bir makro strateji çizilmeli ve bu çizilen stratejiye uygun olarak, illerin avantajlarına göre teşvik programı uygulanmalı. Önce özel sektör, yanaşmıyorsa – ki yanaşmayacağı iller bellidir, o zaman kamu eli ile avantajlı olduğumuz alanlarda üretim üsleri geliştireceğiz. Bunlar küçük değil, piyasa yapıcı, yurtdışı ile rekabet edebilecek büyüklükte işletmeler olacak. Sadece üretim artışı değil, bir de bunların satışı ve pazarlanması var. Kuruluş aşamasının iş planlamasında, hangi pazarlara yönleneceği, bunların talep ve ödeme gücü belirlenecek. İşletme ona göre konumlanacak. Makro strateji içinde enerji fiyatlarını ve ithalat bağımlılığını düşürmek için rüzgar enerjisi ve jeotermal enerjiye dönülmesi de var, ulaştırma ağında düşük maliyetli tren yolları taşımacılığına geçiş ve bunların liman bağlantılarının sağlanması da var. Eksiksiz bir program olmalı. Kervan yolda değil, planlama aşamasında düzülecek. Bakın iki üç örnek vereyim:
Bilişim ve teknoloji üssü Ankara
Örneğin Ankara, şu anda Türkiye’nin teknoloji üssü durumunda. Yüksek lisans ve doktoralı çalışan sayısının işgücüne oranı en yüksek il. Ankara’da faaliyet gösteren firmalar ileri teknoloji üretimde birinci. Türkiye’de faaliyet gösteren 28 teknoparktan 6’sı Ankara’da ve bu alanda da lider. Ankara, mevcut alt yapısıyla Türkiye’nin silikon vadisi olmaya adaydır.
Nevşehir’in Ponza taşı
Örneğin Nevşehir; çok zengin, kaliteli Ponza taşı yataklarına sahip. Ancak şu anda işlenmeden ve borsası oluşturulmadan satılıyor. Hammadde olarak. Dolayısı ile getirisi çok düşük. Çünkü Ponza taşını işleyecek, yeterli donanıma sahip tesis çok sınırlı. Oysa Ponza taşı bir çok sektörde ihtiyaç duyulan bir ürün. Büyük bir ihracat potansiyeli var. Ponza taşını işleyerek satacak, yüksek katma değer yaratacak, Nevşehir’de borsasını oluşturabilecek, yüksek teknolojiye sahip işletmeler kurulacak.
Manisa net ihracatçı durumunda, rüzgar enerjisi konusunda ise büyük avantajı var
2012 sonu itibari ile ihracatı 4,3 milyar dolar, dış ticaret fazlası 600 milyon dolar. Yani cari açığımıza pozitif katkı veriyor. Gelişmeye müsait sektörler içinde Jeotermal ve rüzgar enerjisi var. Rüzgar enerjisi bakımından coğrafi olarak çok avantajlı. Üretim teknoloji düzeyi yüksek. Ar Ge araştırmalarına desteklerin arttırılması var olanın üstüne yarı iletken ve nano teknolojileri geliştirme merkezlerini ortaya çıkartacaktır. Ankara için strateji bu yönde olacaktır. Bu alanda kamu kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin bazı çalışmaları var. Bu verilerin tamamı, geniş değerlendirmeler Ocak ayında çıkacak yeni kitabımda yer alıyor.
Bu yazıyı beğendiniz mi?
Blogumu Beğenir misiniz?
Kategoriler
- Aile (1.917)
- A. Efe (167)
- Ahsen (408)
- Burak Okyar (32)
- Diğer (1.070)
- Fevziye Baykara (20)
- M Murat (47)
- Mete Küçük (168)
- Tuna Okyar (96)
- Zeynep Gökçen (112)
- Akça Koca Kültür Platformu (1.358)
- Arkadaşlarım (1.951)
- Bağırganlı Taflan Koyu (65)
- Bestekar Amir Ateş (7)
- Bestekar Amir Ateş (7)
- Burs (1)
- Cami (202)
- Çiçek (3)
- Danışman Nuri Avcı (32)
- Dernekler (235)
- Aydınlanma Derneği (44)
- Biz Kandıra'yız Korosu (186)
- Kandıra Çevre Derneği (1)
- Diğer (962)
- Dini Kavramlar – Açıklamalar (1)
- Dış Politika (13)
- Dr. M.Şefik POSTALCIOĞU (108)
- Dr. Seyfi Delilbaşı (2)
- Eski Dostlar (197)
- Gelen kitaplar (252)
- Gezi (412)
- 2013.04.25-28 Urfa (17)
- 2013.06.28/07.01 bosna hersek ayvaz dede (2)
- 2013.06.28/07.02 Bosna-Hersek, Sırbistan (11)
- 2013.11.01-03 Çanakkale 39.Şura (33)
- 2013.11.16 Hatay/Kırıkhan Koruma Fabrika Açılışı (10)
- 2013.12.28 İstanbul (6)
- 2014.01.16 Kandıra (7)
- 2014.03.06-08 Antalya (6)
- 2014.04.25 İstanbul Topkapı Sarayı (5)
- 2014.05.18-23 Kosova (11)
- 2014.06.08 Sakarya Taraklı – Göynük (15)
- 2014.06.21 İnegöl – Bursa (13)
- 2014.07.01 İstanbul Prof. Yalçıntaş iftarı (4)
- 2014.09.11-16 Orta Avrupa Turu (19)
- 2015.03.13-15 Kıbrıs (35)
- 2015.09.01-07 Balkan Turu (17)
- 2015.11.20-22 Adana (11)
- 2016.03.12 Tekirdağ (8)
- 2016.04.15-25 Kosova (24)
- 2016.05.17-22 İran (8)
- 2016.07.13-16 Kudüs Turu (6)
- 2016.10.28-30 Sivas 44.Şura (12)
- 2017.04.15-22 Fas&Endülüs (7)
- 2018.05.01-07 Özbekistan (7)
- 2018.10.31 Diyarbakır – Mardin (3)
- 2021.09.25-29 Sivas, Tokat, Amasya, Çorum (12)
- Gezi-Bursa 38. Şura (1)
- Gezi-İran (12)
- Gezi-İstanbul, Darüzziyafe (9)
- Gezi-Kayseri (22)
- Gezi-Kurban Bayramı (13)
- Gezi-Antalya, Akseki, Değirmenlik Köyü (17)
- Güzel sözler – Gediğine konmuş taşlar (194)
- Haluk Ulusoy (1)
- Hikmet Kutlu (20)
- İzmit Lisesi Okul Aile Birliği (5)
- Kandıra Fotoğrafları (82)
- Kandıra Türküleri (16)
- Kandıralı Mehmet Paşa kitabı (30)
- Karikatür (455)
- Kaza (19)
- Kişisel (592)
- Kitap-Bir Zamanlar Kandıra (57)
- Kitap-Kandıralı Mehmet Paşa (28)
- Kitap-Türkler nasıl ve niçin müslüman oldu? (34)
- Kocabayramlar – Kandıra (1.202)
- Kocaeli Aydınlar Ocağı (2.337)
- Kocaeli Dartı Platformu (3)
- Kocaeli Fotoğrafları (13)
- Kocaeli Kandıralılar Derneği (3.115)
- Kocaeli SMMM (188)
- Kocaeli Türk Ocağı (12)
- Lütfü Türkkan Bursu (8)
- M -Makale (2)
- M -Makale (1)
- Makale (669)
- Abdolhossein Laleh Dr. (1)
- Abdulkadir Erkal Yrd.Doç.Dr (1)
- Abdurrahman Kaymak Av. (1)
- Adem Arı (1)
- Adnan İslamoğulları (1)
- Ahmet Akçaalan (1)
- Ahmet Altan (1)
- Ahmet Aydın Prof. Dr. (1)
- Ali Bardakoğlu Prof.Dr. (3)
- Ali Osman Özcan Prof.Dr. (1)
- Arslan Küçükyıldız (1)
- Aysel Ferah Özcan (2)
- Azime Tell, Dr. (1)
- Aziz Alemdar Dr. (1)
- Bekir Günay Prof.Dr. (2)
- Bekir Yunus Uçar (1)
- Bilal Sami Gökdemir (1)
- Bülent Ekinci (1)
- Burak Candaş (1)
- Cafer Genç (1)
- Can Pulak (3)
- Celal Erdöl (2)
- Cem Şakoğlu (1)
- Cem Sökmen (1)
- Cemalettin Öztürk (1)
- Cevdet Akçakoca (1)
- Dede Ersel Aksu (1)
- Durmuş Yılmaz (1)
- Duygu Mert (1)
- Eftal Orhan (1)
- Einur Kazımlı Dr. (1)
- Erdal Eser Doç.Dr. (1)
- Erhan Afyoncu (1)
- Fahri Sağlık (15)
- Fahri Yağlı (1)
- Fethi Duru (61)
- Fevzi Genç (42)
- Fikret Alkan (1)
- Hacı Duran Prof. Dr. (2)
- Hakan Hacıibrahimoğlu (11)
- Hakkı Keskin Prof.Dr. (1)
- Halil Konuşkan (4)
- Halit Moralıoğlu Av. (1)
- Harun Demirkaya Prof.Dr. (2)
- Hasan Eren Ulu (1)
- Hicabi Meral (1)
- Hilmiye Ketenci (2)
- Hüsnü Mahalli (2)
- İdris Türkten (3)
- İkbal Vurucu Doç.Dr (1)
- İlber Ortaylı Prof.Dr. (1)
- İlker Keleş (1)
- İskender Öksüz Prof.Dr. (1)
- İsmail Kahraman (4)
- İsmet Koyuncu (1)
- Kadir Cevrim (1)
- Kanat Atkaya (1)
- Kandıralı Fethi Duru (8)
- Karaçay Ahıskalı (3)
- Kemal Batanay (1)
- Kemal Döner (2)
- Kenan Akın (1)
- Lale Ataman (1)
- Levent Gültekin (4)
- Mehmet Ali Kalkan (1)
- Mehmet Ali Körpınar Prof. Dr. (1)
- Mehmet Kaynak (1)
- Mehmet Soral (3)
- Mesut Şahin (1)
- Mim Kemal Öke Prof.Dr. (1)
- Muhammet Sakaoğlu (1)
- Mümin Sekman (1)
- Murat Bardakçı (2)
- Murat İde (2)
- Mustafa Göksel (1)
- Mustafa Sever Prof.Dr. (1)
- Mustafa Yıldız (15)
- Müyesser Yıldız (1)
- Nazım Peker (1)
- Necmi Özdemir Yrd.Doç.Dr (2)
- Nuray Savcı Güçlü (1)
- Orhan Balcı (5)
- Orhan Uğuroğlu (1)
- Özer Uğur (1)
- Rahmi Turan (3)
- Sadi Somuncuoğlu (2)
- Salih Altun (2)
- Sami Şekeroğlu Yrd.Doç.Dr. (1)
- Şebnem Kandıra (1)
- Sefa Özmen (1)
- Selahattin Özyurt Prof.Dr. (1)
- Serdar Turgut (1)
- Şeref Gönenli Av. (1)
- Serhat Duyar (4)
- Şerif Simavi (4)
- Süheyl Çobanoğlu (7)
- Süleyman Coşkuner Doç.Dr. (5)
- Süleyman Şensoy (1)
- Talha Kös (1)
- Taner Tatar Prof.Dr. (3)
- Tanzer Ünal (5)
- Tarık Toros (1)
- Tuğrul Gök (1)
- Tümay Mercan Öğr.Görv. (1)
- Turgut Çakar (1)
- Uğur Bayram (1)
- Uğur Dündar (1)
- Ümit Karaduman (1)
- Vehbi Kaya (1)
- Vincent Casronovo Prof.Dr. (1)
- Yavuz Elbirler (1)
- Yavuz Selim Demirağ (1)
- Yüksel Ercan (8)
- Yümni Sezen Prof.Dr. (3)
- Yusuf Tuna (1)
- Zafer Fehmi Yörük Yrd.Doç.Dr. (1)
- Zekeriya Tümer (9)
- Zeynep Ölçer (1)
- Zeynep Yalçın Aksan (1)
- Ziya Ünlüsoy (1)
- Makale (2.768)
- A. Nazmi Çora Dr. (1)
- A. Turan Alkan (1)
- Abdullah Arslantürk Dr. (1)
- Abdullah Köktürk (6)
- Abdullah Oğuz Somçay (1)
- Abdurrahim Karakoç – Şiir (2)
- Adem Öger Yrd. Doç. Dr. / Serkan Köse (1)
- Adnan İslamoğulları (1)
- Ahmet Akçaalan (1)
- Ahmet Hakan (1)
- Ahmet Haluk Dursun Prof. Dr. (3)
- Ahmet Kabaklı (1)
- Ahmet M. Gökçen Prof. Dr. (2)
- Ahmet Şimşirgil Doç. Dr. (1)
- Ahmet Takan (6)
- Ahmet Yavuz (3)
- Akif Çiçek (1)
- Alaettin Yalçınkaya Prof.Dr. (1)
- Ali Akben Doç.Dr. (1)
- Ali Coşkun (2)
- Ali Değirmenci Dr. (1)
- Ali Kürşat Erbaş (1)
- Alptekin Cevherli (56)
- Anıl Cecen Prof.Dr. (1)
- Arslan Bulut (9)
- Ata Atun Prof.Dr. (3)
- Atilla Çetin Prof. Dr. (4)
- Atilla Çilingir (2)
- Ayşe Zeynep Turan Dr. (1)
- Ayşegül Yazıcı (1)
- Ayşenur Kahraman Aytekin (1)
- Aysun Özcan Erenkaya (2)
- Banu Gürer Yrd. Doç. Dr. (3)
- Bartu Soral (1)
- Bayram Coşkun (1)
- Bekir Kale Ahıskalı (1)
- Bekr Çoşkun (1)
- Bihter Gördü (11)
- Bilal Dündar (3)
- Bülent Esinoğlu (1)
- Bülent Fidan (2)
- Burhan Özfatura Dr. (2)
- Cafer Genç (16)
- Cahide Kayış (1)
- Cazim Gürbüz (6)
- Celal Bayraktar (1)
- Cengiz Özdemir (1)
- Cevat Nas (9)
- Cihat Kaymas (1)
- Cüneyt Diler (3)
- Cüneyt Mengü Dr. (2)
- Cüneyt Ülsever (1)
- DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü (1)
- Demet Sunar (1)
- Dilek Kırcaoğlu (1)
- Doğa Eker (1)
- Doğan Cüceloğlu (1)
- Ekrem Öncü (3)
- Elbrus İsayev Dr. (1)
- Emrah Bekçi (1)
- Emre Uslu (1)
- Engin Şahin (5)
- Erdoğan Aslıyüce (1)
- Erkan Ayan (1)
- ERMENİ YALANLARI (1)
- Esen Çağlar (1)
- Faruk Saleem Dr. (1)
- Fatma Gülşen (1)
- Fazlı Köksal (42)
- Feyzullah Budak (12)
- Feyzullah Divli (2)
- Fikret Deniz Atçeken (2)
- Filiz Kıymaz (1)
- Galip Ataman (8)
- Galip Erdem (1)
- Gökhan Ayyıldız (1)
- Gültekin Avcı (1)
- Güngör Arslan (5)
- Hacı Duran Prof. Dr. (16)
- Halil Altıparmak (15)
- Halil İbrahim Kahraman Dr. (64)
- Halil Küçükparlak (1)
- Halit Yılmaz (1)
- Hari Bostan (2)
- Hasan Dermenci Dr. (3)
- Hasan Günaydın Dr. (6)
- Hasan Onat Prof. Dr. (9)
- Hasan Yılman (4)
- Hatice Kolçak (1)
- Hayrettin Nuhoğlu (1)
- Hayri Bostan (1)
- Hicabi Meral e. Albay (1)
- Hikmet Yıldırım Kılınçarslan (1)
- Hulki Cevizoğlu (2)
- Hüseyin Laptalı (1)
- İ. Yüksel Başer (1)
- İbrahim Gürsel (1)
- İbrahim Işıklı (1)
- İbrahim Metin (3)
- İbrahim Ortaş Prof. Dr. (1)
- İbrahim Öztek Prof. Dr. (12)
- İlker Akşit (2)
- İrfan Donat (1)
- İrfan Sönmez (1)
- İskender Öksüz Prof.Dr. (5)
- İsmail Erton Yrd. Doç. Dr. (1)
- İsmail Kahraman (16)
- Kadir Durgun (4)
- Kemal Öner (1)
- Kemal Tekden Dr. (2)
- M. Fatih Doğrucan (1)
- M. Fatih Köksal Prof. Dr. (1)
- M. Tanzer Ünal (5)
- Mahmut Bülent Yıldırım (1)
- Mahmut Haldun Sönmezer (1)
- Mecit Ünal (1)
- Mehmet Cemal Çiftçigüzeli (88)
- Mehmet Eryürek (1)
- Mehmet Mollaismailoğlu (1)
- Mehmet Sönmezoğlu (1)
- Melda Pınar Toykan (1)
- Meral AKŞENER Dr. (2)
- Mesut Uğur (3)
- Mevlüt Soysal (7)
- Mevlüt Uluğtekin Yılmaz (2)
- Mithat Kerim Aslan Prof.Dr. (1)
- Muhsin Kadıoğlu Yrd. Doç. Dr. (2)
- Murat Sayar SMMM (1)
- Murat Yılmaz (3)
- Musa Coşkun (1)
- Musa Ordu (18)
- Musa Taşdelen Prof. Dr. (1)
- Mustafa E. Erkal Prof. Dr. (34)
- Mustafa Enül (17)
- Mustafa Küpçü (25)
- Mustafa Özkurt Av. (6)
- Naci Akın (2)
- Naci Kara Av. (3)
- Nazım Çelik (1)
- Necati Cemaloğlu Prof.Dr. (1)
- Nevzat Artık Prof. Dr. (2)
- Nevzat Artık Prof.Dr. / U. Tansel Şireli Prof.Dr. (1)
- Nevzat Laleli (1)
- Neyzen Tevfik (2)
- Nurettin Kolaylı (4)
- Nurşen Mazıcı Prof. Dr. (1)
- Nurullah Aydın Prof. Dr. (43)
- Nurullah Çetin Prof.Dr. (3)
- Oğuz Çetinoğlu (10)
- Ömer Akdağ Yrd. Doç. dr. (1)
- Ömer Lütfi Taşçıoğlu (1)
- Orçun Oğuz (2)
- Orhan Bursalı (1)
- Osman Müftüoğlu Prof.Dr. (1)
- Osman Özbolat (1)
- Ozan Arif (4)
- Özcan Pehlivanoğlu Av. (70)
- Parna – Beka Çilaşvili (1)
- Ramazan Bakkal (9)
- Resul Kurt (2)
- Resul Narin (1)
- Rifat Serdaroğlu (10)
- Rıfat Serdaroğlu (10)
- Ruhittin Sönmez Av. (625)
- Sadun Köprülü (1)
- Şahin Ceylanlı Dr. (7)
- Sait Başer Yrd. Doç. Dr. (9)
- Sakin Öner Yrd. Doç. Dr. (42)
- Sâlih Balakbabalar Nahhat – Sait Başer (1)
- Salim Yavaşoğlu (1)
- Savan Günay (1)
- Savaş Süzal (4)
- Savaş Yıldız (1)
- Saygı Öztürk (3)
- Selcan Taşçı (2)
- Selçuk Çelebi (1)
- Semih Ergün Av. (1)
- Sevgi Alkan (1)
- Seyfettin Karamızrak (20)
- Sezgin Çelik Prof.Dr. (1)
- Sibel Edmond (1)
- Sinan Meydan (1)
- Siyami Boylu (1)
- Soner Altaş (1)
- Soner Polat Amiral (1)
- Sönmez Kutlu Prof.Dr. (3)
- Şükür Kızılot Prof. Dr. (3)
- Süleyman Çoşkuner Yrd. Doç. Dr. (43)
- Süleyman Pekin (142)
- Süleyman Şensoy (1)
- Süleyman Sırrı (1)
- Taha Akyol (2)
- Tarık Toros (1)
- Temel Sağıroğlu (1)
- Tevfik Karabulut Av. (47)
- Tolga Havuç (1)
- Tufan Karaca (3)
- Tülin Çizer Uzm. Psikolog (1)
- Tunay Aslan (1)
- Tuncay Güloğlu Prof.Dr. (2)
- Tuncay Mollaveisoğlu (1)
- Turan Akıncı (1)
- Turan Can (1)
- Turgut Sakin (1)
- Turgy Tüfekçioğlu (1)
- Türker Ertürk (1)
- Ümit Özdağ Prof. Dr. (1)
- Ümit Yalım (1)
- Vahdettin Engin Prof. Dr. (2)
- Yahya Arıkan (1)
- Yalçın Bayer (1)
- Yavuz Bülent Bakiler (1)
- Yeliz Koray (2)
- Yılmaz Özdil (6)
- Yılmaz Öztuna (1)
- Yüksel Ercan (11)
- Yunus Özen (4)
- Yusuf Ünel (2)
- Zahide Uçar (2)
- Zekeriya Soydaş (3)
- Zeki Hacıibrahimoğlu Av. (20)
- Zülfikar Özkan Yrd. Doç. Dr. (31)
- Makale (1)
- Mali Mevzuat, SGK, SMMM (131)
- Mali Sözlük (7)
- Mehmet Karagöz Prof.Dr. (1)
- Mesaj-Kutlama (4.756)
- Dr. Alaattin Büyükkaya (37)
- Duyuru (812)
- Mesaj (3.474)
- Mithat Kerim Arslan Prof.Dr. (1)
- Nihat Gürer (18)
- Nostalji (2.224)
- Röportaj (4)
- Sağlık (41)
- Sema Kızılkaya Sever (1)
- Şiir (213)
- Arif Nihat Asya (1)
- Cafer Genç (5)
- Cahit Sıtkı Tarancı (1)
- Erdoğan Alkan (2)
- Fevzi Genç (3)
- Osman Acar (1)
- Ozan Arif (4)
- Rüştü Okyar (1)
- Sakin Öner Dr. (1)
- Salih Altun (1)
- SMMM (223)
- Söz Sırası Kandıralı Gençlerde (15)
- Sözlük (10)
- Şükrü Topallar (3)
- Taflan Koyu (13)
- Uğraş Çiftçi (1)
- Uzunhasanoğlu (20)
- Yaşanmış Kandıra hikayeleri (207)
- Yavuz Selim Demirağ (1)
- Yazım Kılavuzu (54)
- Bazı Kelime ve Eklerin Yazılışı (1)
- Birleşik Kelimelerin Yazılışı (1)
- Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler (1)
- Büyük Ünlü Uyumu (1)
- Deyimlerin, İkilemlerin ve Alıntı Kelimelerin Yazılışla (1)
- Düzeltme işareti (1)
- Hece Yapısı ve Satır Sonundaki Kelimelerin Bölünmesi (1)
- Kısaltmalar (1)
- Küçük Ünlü Uyumu (1)
- Noktalama İşaretleri (1)
- Sayıların Yazılışı (1)
- Ses, Harf ve Alfabe (1)
- Sesler ve Ses Uyumları (1)
- Sözlük TDK (38)
- Ünlü Düşmesi (1)
- Ünsüz Uyumu ve Ünsüz Düşmesi (1)
- Yabancı Özel Adların Yazılışı (1)
- Yunus Özen (1)
- Zafer İlkokulu (1966-1967) (21)
- Zafer İlkokulu (1966-1967) (1)
- Zeynep Gökçen (1)
Arşiv
- Kasım 2024
- Ekim 2024
- Eylül 2024
- Ağustos 2024
- Temmuz 2024
- Haziran 2024
- Mayıs 2024
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Aralık 2020
- Kasım 2020
- Ekim 2020
- Eylül 2020
- Ağustos 2020
- Temmuz 2020
- Haziran 2020
- Mayıs 2020
- Nisan 2020
- Mart 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Aralık 2017
- Kasım 2017
- Ekim 2017
- Eylül 2017
- Ağustos 2017
- Temmuz 2017
- Haziran 2017
- Mayıs 2017
- Nisan 2017
- Mart 2017
- Şubat 2017
- Ocak 2017
- Aralık 2016
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Eylül 2016
- Ağustos 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Mart 2016
- Şubat 2016
- Ocak 2016
- Aralık 2015
- Kasım 2015
- Ekim 2015
- Eylül 2015
- Ağustos 2015
- Temmuz 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Nisan 2015
- Mart 2015
- Şubat 2015
- Ocak 2015
- Aralık 2014
- Kasım 2014
- Ekim 2014
- Eylül 2014
- Ağustos 2014
- Temmuz 2014
- Haziran 2014
- Mayıs 2014
- Nisan 2014
- Mart 2014
- Şubat 2014
- Ocak 2014
- Aralık 2013
- Kasım 2013
- Ekim 2013
- Eylül 2013
- Ağustos 2013
- Temmuz 2013
- Haziran 2013
- Mayıs 2013
- Nisan 2013
- Mart 2013
- Şubat 2013
- Ocak 2013
- Aralık 2012
- Kasım 2012
- Ekim 2012
- Eylül 2012
- Ağustos 2012
- Temmuz 2012
- Haziran 2012
- Mayıs 2012
- Nisan 2012
- Mart 2012
- Şubat 2012
- Ocak 2012
- Aralık 2011
- Kasım 2011
- Ekim 2011
- Eylül 2011
- Ağustos 2011
- Temmuz 2011
- Haziran 2011
- Mayıs 2011
- Nisan 2011
- Mart 2011
- Şubat 2011
- Ocak 2011
- Aralık 2010
Bağlantılar
- Kocaeli Aydınlar Ocağı
- Kocaeli Kandıralılar Derneği
- Göksu Özen
- Yunus Özen
- Bihter Gördü
- Süleyman Pekin
- Akça Koca Kültür Platformu
Son Yorumlar
- PROF.DR. ALİ OSMAN ÖZCAN AŞKI BIRAKIP GİTTİ – Aysel FERAH ÖZCAN için Emrullah Toprak
- Ömer Seyfettin’in "PİÇ" adlı kitabından güzel bir hikaye.. için Fahri
- Ömer Seyfettin’in "PİÇ" adlı kitabından güzel bir hikaye.. için FATMA
- Geceyi onaran mimar – Yunus ÖZEN için Hüseyin
- Neşe-i Sağlık TSM Korosunun konseri!.. için Hüseyin
- Neşe-i Sağlık TSM Korosunun konseri!.. için behance
- Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI için Mahmut Esat Ertekin
- Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI için Mahmut Esat Ertekin
- Kandıra Kaymaz Erikli köyünde 100. Yıl Cumhuriyet konferansları ve mevlid… için Adem
- Dört Parmak.. Rabia.. İlginç!.. için M. K.
- KANDIRA KAYMAZ ERİKLİ KÖYÜNDE 100. YIL CUMHURİYET MEVLİDİNE DAVETLİYİZ için Adem Arı
- Şehitlerimizin ruhu şad olsun.. için Ahsen Okyar
- Şehitlerimizin ruhu şad olsun.. için Ayip
- KANDIRALI SAHHAF RAİF YELKENCİ – Adem ARI için Adem Arı
- Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI için Dr. Azmi Güran. PhD, Prof.El.Eng. (UPenn)
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.