TAYYİP BEY Mİ, EKMEL BEY Mİ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
TAYYİP BEY Mİ, EKMEL BEY Mİ? - Av. Ruhittin SÖNMEZ
Basında ve sosyal medyada Cumhurbaşkanı adaylarının kuvvetli ve zayıf yönlerini mukayese eden görüşler ilgi çekiyor.
HDP Başkanı Selahattin Demirtaş’ı terör örgütü PKK gölgesinde siyaset yapan bir partinin adayı ve teröristbaşı Apo’yu önder kabul eden bir kişilik olması sebebiyle değerlendirme dışı bırakıyorum.
Ekmeleddin İhsanoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılan mukayeselerin bir anlamı ve önemi var.
Öncelikle belirtelim ki Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı önceki hesapları alt üst etti. Hürriyet’te Ahmet Hakan yaygın bir kanaati paylaşıyor: “Muhalefet Ekmeleddin İhsanoğlu isminde birleşerek çok akıllıca bir hamle yaptı. Hatta yapabileceğinin en iyisini yaptı. Çünkü İhsanoğlu AKP tabanının karşısında birleşip kenetlenme ihtiyacı duyacağı bir isim değil.”
“Milliyetçiler, muhafazakârlar, mukaddesatçılar, eskinin merkez sağcıları, Osmanlıcılar da İhsanoğlu’nu merkez sağa yakın, yerli, Anadolulu, milli bir isim olarak görecekler ve Recep Tayyip Erdoğan’a yönelmeyecektir.”
“CHP’nin uçlarının bile “Erdoğan mı, İhsanoğlu mu?” seçeneği karşısında tercih edecekleri isim İhsanoğlu olacak. Dahası, “İhsanoğlu Kürtlerin de antipatik bulacağı bir isim değil.”
*****
r. Tayyip Erdoğan
12 seneden beri Türkiye’nin gündemini belirleyen kişi. Öksürse anında yirmiden fazla TV kanalından canlı yayınla haberi verilen kudretli başbakan.
18 yaşından beri siyasetin içinde yoğrulmuş, en zor şartlarda kendisini kurtaracak sözleri (bir gün önce tam tersini söylese bile) gayet inanarak ve inandıracak bir üslupla söyleyebilen karizmatik bir hatip. Polemik ustası ve laf cambazı. Günde 3-5 mitingde konuşabilecek hırsı, enerjisi var.
Kazanmak için her şeyi yapabilecek bir mizaca sahip.
Esad/Esed ve Hocaefendi/ paralel devlet, haşhaşi olaylarında olduğu gibi rakip veya düşman bellediği eski dostlara bile en galiz lafları edebilen, onları yok etmek için her türlü hukuki engeli çiğneyip geçebilen bir Makyavelist savaşçı-politikacı.
“Politika sonuç alma sanatıdır” görüşünde olduğu için “Başbakanlık imkânlarını kullanan kişinin Cumhurbaşkanı adayı olması seçimi adil olmaktan çıkarır” sözlerini duymaz bile.
Buna karşılık Tayyip Bey’in hakkında çıkan kasetleri var. Hakkında yolsuzluk iddiaları, çocuklarının kurduğu vakıf üzerinden rüşvet aldığı iddiaları, havuz medyası şaibesi, ihaleye fesat karıştırma suçu oluşturduğu iddia edilen müdahalelerine dair iddia ve vukuatları söz konusu. Daha da önemlisi O, paralel yapı ile mücadele diyerek hukuk sistemini alt üst eden düzenlemeleri ve onbinlerce kamu görevlisinin görevden alınması veya tayinini gözünü kırpmadan yapabilen gözükara bir Başbakan.
“Ne istedilerse verdik” dediği Cemaatin 17 ve 25 Aralık soruşturmalarından sonra “casus” ve “haşhaşi” olduğunu keşfedince, “Aldanmışız, gerçekten safmışız” diyecek kadar da açık sözlü.
*****
EKMELEDDİN İHSANOĞLU
Ekmel Bey, eserleri ve hizmetleri sebebiyle “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” almış saygın bir bilim adamı. Birleşmiş Milletler'den sonra ikinci büyük uluslararası örgüt olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 10 yıl Genel Sekreterliğini yapan dünyaca tanınan bir diplomat.
Söylediklerini, yazdıklarını iyice düşünüp, tartmadan ifade etmeyen, önceki söyledikleriyle çelişkisi olmayan düzgün bir kişilik.
Miting adamı değil, salon konuşmalarının sakin ve olgun hatibi.
Arkasında hiçbir partizanı ve medyası yok. Seçimleri etkileyebilecek kurum ve kuruluşlara bir etkisinin olması mümkün değil.
Geçmişi temiz. Kendisi ve ailesi hakkında duyulmuş herhangi bir şaibe veya kanuna, ahlaka aykırı işi yok.
*****
DIŞ POLİTİKA İÇİN HANGİSİ ŞANS
Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu’nun bugün içinde bulunduğu kaosta epeyce yüksek bir sorumluluğu var. Suriye, Libya, Mısır ve Irak’ta yaşanan olumsuzluklarda Erdoğan’ın öngörülerinin tutmayışının ve gücümüzü abartan müdahaleleri ile tehlikeli ilişkilerinin tesirli olduğu yaygın bir kanaat. Bu sebeple “değerli yalnızlık” gibi süslü tabirlerle örtmeye çalışsalar da artık Türkiye bölgede yalnız ve etkisiz bir devlet.
Buna karşılık Ekmel Bey, (Mümtaz’er Türköne’nin ifadesiyle) “Ortadoğu’daki aşiret reislerinin, politikacıların her birini tek tek ve yakından tanıyor. Mesela rüzgârın tersine iki laf söyledi. Birincisi, Esed’siz geçişin mümkün olmadığını söyledi. İkincisi, Mursi’nin devlet başkanlığının, Mısır gerçeklerine uymadığını söyledi. İkisinde de haklı çıktı.” İhsanoğlu’nun bu öngörüsü duygusal taraftarlık değil, reel politik bir tavırdı. “Sonuç alamayacağınız bir hamleyi, siyasette yapamazsınız.”
“İhsanoğlu’nun muhtemel bir Cumhurbaşkanlığı, Türkiye’nin Ortadoğu’da kaybettiği itibarı yeniden tesis etme konusunda bir fırsat, bir imkândır. En önemlisi, Ekmeleddin Bey’le Türkiye bir manevra yapabilir. Mevcut hükümetle manevra yapma imkânı yok.”
*****
DİNDAR VE AHLAK ALGISI
Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde “dindarlar iktidarda olursa şeffaflık ve denetim artar, yolsuzluklar son bulur inancı yara aldı. Bu dönem dindarlığın ahlakı garanti etmediğini gösterdi. Bunun sebepleri çok. İhale yasasının 160 defa değişmesi… İhaleye fesat karıştırma cezasının yüzde 50 düşürülmesi… Sayıştay’ın etkisiz hâle getirilmesi… İmar-rant düzeni ve büyük yolsuzluk iddiaları… vd.” Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olursa dindar imajının hepten bozulacağı, bu tür olumsuzlukların devam edeceği endişesi var.
Ekmel Bey Cumhurbaşkanı olursa, bu tahrip edilmiş güvenin onarılacağı, dindarların kamu malına ve kul hakkına riayet edeceği bir dönem olması ümidi var.
*****
“YA BİAT İSTER YA DÜŞMAN SAYAR”
Kendisi de bir dönem Sudan’daki siyasi İslamcı harekette yer alan Prof. Hasan Mekki’nin şu tespiti Tayyip Erdoğan’ın da karakterini tarif eder gibi. “Siyasi İslam, muhalefet ideolojisidir ve muhalefetteyken demokrasiden bahseder. Ama iktidara gelince farklı olana ne yapılacağına dair ne teorisi ne hazırlığı vardır. Ya biat ister ya düşman sayar.”
Buna karşılık Ekmel Bey, (bütün İslam ülkelerini yakından tanıyan biri olarak) laik, demokratik, ,insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet fikrini savunan bir âlimdir.
*****
ERDOĞAN GİDERSE İSTİKRAR BOZULUR MU?
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucu ne olursa olsun, AKP iktidarı değişmeyecek. Bu bakımdan “ekonomik istikrar” bozulur endişesi içinde olanların telaşlanmasına lüzum yok.
Ancak Erdoğan bu seçimi kazanamazsa bir sene sonra yapılacak milletvekili seçimlerinde de zorlanacaktır.
Demokratik mekanizmaların göstere göstere yaptığı, adım adım gerçekleşen değişiklikler de ekonomide sarsıntıya yol açmaz. Hatta yeni ümitler ve beklentilerle ekonomi canlanır.
Üstelik Ekmeleddin İhsanoğlu seçilirse, Erdoğan’ın biraz frenlenmesi, devlette “denge ve fren” sisteminin kurulması için bir fırsat doğar. Böylece Erdoğan daha meşru sınırlar içinde tutulabilir ve daha az hata yapması sağlanabilir.
Böyle bir durum hem ülkeye ve hem de AKP’ye faydalı olur.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.