Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 30’uncu kuruluş yıldönümü…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 30’uncu kuruluş yıldönümü…
Eroğlu, KKTC’nin 30. kuruluş yıldönümü nedeniyle Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Özgürlüğümüz, egemenliğimiz, güvenliğimiz, ekonomik ve sosyal gelişmemiz için yaşamsal değeri olan devletimiz bugün 30 yaşında, mutluyuz, coşkuluyuz, gelecekten umutluyuz” dedi.
“1960’TA ORTAKLIĞI YIKAN TARAF BİZ DEĞİLİZ”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türklerinin komşularının egemenliğinde, toprağında, özgürlüğünde gözü olmadığını vurgulayarak, Tanrı’nın Kıbrıs Türk halkının, 1960’ta Rumlarla ortaklaşa kurulan devleti yıkan taraf olmadığının şahidi olduğunu kaydetti.
“Bağımsız tüm kaynaklar teslim ediyor ki, Kıbrıs Türkü, Ada’da siyasal eşitlik, güvenlik ihtiyaçları, ekonomik yaşayabilirlik gözetilerek yeni bir ortaklık anlaşması yapılması için 1968’de başlayan görüşmeler boyunca çok çaba göstermiştir” diye konuşan Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının 1974 öncesi koşullarında bile, bir yandan görüşme sürecini devam ettirirken, diğer taraftan, 1967 yılında önce “Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi’ni”, hemen ardından da “Kıbrıs Türk Yönetimi’ni” kurarak istencinin ne olduğunu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Eroğlu, 15 Kasım 1983’teki devlet ilanının 1975 Nüfus Mübadelesi Anlaşması’na, Kıbrıs Türk Federe Devleti ilanıyla yapılan açılımın 1977-1979 doruk görüşmeleri açıklamalarına rağmen, Rum tarafının Kıbrıs Türklerini 1974 öncesine götürme çabalarının neticesi olduğunu vurguladı.
“KKTC, HALKIMIZIN TÜM MÜCADELESİ VE HAKLARININ TOPLAMININ ADIDIR”</DIV>
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkımızın tüm mücadelesi ve haklarının toplamının adıdır” diyerek sürdürdüğü konuşmasında “İyi ki doğdu, iyi ki yaşıyor... Bu topraklarda 30 yıldır iki tane ay-yıldızlı şanlı bayrak dalgalanıyor... Ve biz gururla haykırıyoruz; bu bayraklar bu semalarda dalgalanmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
“GÖNÜLDEN KONUŞUYORUM”
Derviş Eroğlu, “1950’li, 60’lı, 70’li yılları çok iyi anımsayan bir Kıbrıs Türkü, bir kardeşiniz olarak, samimiyetle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 30’uncu yılında duyduğum heyecanı dile getiriyorum. O günlerde bizler, böylesi günlerin geleceğini hayal bile edemiyorduk kardeşlerim. Geldiğimiz nokta olmamız gerekenin gerisinde olsa bile birçok şey başardığımız da nettir. Her şeyden önemlisi bir devlet kurduk” diye konuştu.
“DEVLET SAHİBİ BİR HALK NOKTASINA GELDİK”
Eroğlu, “Azınlık durumuna itilmek istenen bir topluluktan, devlet sahibi bir halk noktasına geldik” dedi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, devletlerin yaşamında hiç bir zaman ekonomik ve sosyal olarak tam memnuniyete ulaşmak mümkün olmadığını, ama onurlu hiç bir halkın bazı sorunlar var diye, egemenliğine, devletine göz dikenlere boyun eğmediğini, teslim olmadığını vurgulamak istediğini söyledi.
“BİZİM AŞILAMAYACAK SORUNUMUZ YOKTUR”
Konuşmasını “Altını çizerek ifade etmek istiyorum; Bizim aşılamayacak sorunumuz yoktur. Kıbrıs Türk halkı çalışkandır, iyi eğitim görmüştür, aydındır. Her geçen gün büyüyen, gücüne güç katan Anavatan Türkiye yanımızdadır” şeklinde sürdüren Eroğlu, şöyle devam etti: “Halkımızın potansiyeli, Anavatan Türkiye ile var olan ilişkilerin daha güzel noktalara taşınması, gerekenlerin hükümetlerimizce yapılması ile önümüzdeki yıllarda, süratle, yaşam kalitemizin bugünle kıyaslanmayacak derecede gelişeceğinden eminim.
“HALLETMEMİZ GEREKEN ŞEY KIBRIS SORUNUNUN AYAK BAĞI OLMASINDAN ARTIK KURTULMAK”
Bizim halletmemiz gereken şey, ‘Kıbrıs Sorunu’ denilen konunun ayağımıza bağ olmasından artık kurtulmak, Dünya’da hak ettiğimiz yeri almaktır. O nedenle ısrarlı bir şekilde Rum dostlarımızı masaya getirmeye ve 2014 yılının ilk çeyreğinde bir antlaşma imzalamaya odaklandık. Ama olmuyor.
“8 AYDIR SABREDİYORUM”
Sekiz aydır sabrediyor, Sayın Anastasiades ile basın yoluyla karşılıklı suçlama kavgasına girmemeye özen gösteriyorum ancak onun buna dikkat etmemesi karşısında halkımıza bazı gerçekleri bu tarihi yıldönümünde ifade etmek durumundayım.
“RUM LİDERİNDE İŞBİRLİĞİ RUHU VE ÇÖZÜM ANLAYIŞINI ŞU ANA DEK GÖREMEDİK”
Maalesef, Rum liderinde Kıbrıs sorununu halletmek için gereken işbirliği ruhunu ve çözüm anlayışını şu ana kadar göremedik. Sayın Anastasiades’in seçim döneminde ortaya koyduğu bildiri çok olumsuz olmasına rağmen göreve geldikten sonra aklı-selime geleceğini umuyorduk. Olmadı.
Herkesin Kıbrıs konusundaki görüşlerini iyi bildiği Kilise, ortağı DİKO ve diğer çözüm karşıtı güçler, geçmişteki söylemleri nedeniyle umutlandığımız Anastasiades’i galiba değiştirdi.
Tabii Sayın Anastasiades istediği yere gider, istediği ile görüşür ama son zamanlarda gittiği yerlerle belli ki bizlere bazı mesajlar vermeyi amaçlıyor.”
“BİZ MASADA BEKLİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Biz masada bekliyoruz ama Rum Lideri Sayın Anastasiades, Kıbrıs’ta tek bir Türk askeri dahi istemeyen, Kuzey’i asla bize bırakmayacaklarını, mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Başpiskopos’a gidiyor” diyerek, “Biz, isterse ortak bildiri hazırlanması için de kendisi ile bir araya gelebileceğimizi Birleşmiş Millet’e ilettik ama Sayın Anastasiades, EOKA Evi’nde dostları ile buluşmayı tercih etti” ifadesini kullandı.
Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak ortak bildiri olmadan da görüşmelere başlanabilineceğini söylediğini ifade ederek, “Hangi ilgili Birleşmiş Milletler kararı görüşmelerin devamı için ortak bildiride uzlaşılmasını içermektedir?” sorusunu sordu ve bunu Rum Lider Anastasiades’e sorduğunu, cevap beklediğini kaydetti.
“Sayın Rum Yönetimi Başkanı, egemenliğimize sahip çıkıyorum, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisine, iki bölgeliliğe dokundurmayacağımızı söylüyorum, yeni bir devlet kurulacağını vurguluyorum diye bana ve benim şahsımda Kıbrıs Türk halkına hakaretamiz ifadelerle saldırıyor. Bunlar yanlış şeyler” diyen Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“TARİHİ TÖRENDEN ANASTASİADES’E SESLENİYORUM”
“Buradan, bu tarihi törende kendisine yeniden sesleniyorum; Sayın Anastasiades; biz tüm konuları, hemen yarın masada görüşmeye hazırız. Gazdan, Avrupa Birliği’nden medet ummaktan, gün gele bizim içimizden sizin istemlerinize boyun eğecek birlerinin çıkacağı beklentisinden vazgeçiniz ve Kıbrıs’ta var olan gerçeklerin idraki içinde masaya geliniz. Sizin kafanızın içinde olan sözde çözüme evet diyecek tek bir Kıbrıs Türkü yoktur. Kıbrıs Türk halkı kendi idaresinden feragat edip geriye gitmeyecektir. Cumhuriyet Meclisimizin oy birliği ile aldığı kararlar ortadadır. Kıbrıs’ta bir antlaşma zamanı gelmiştir. Gecikildikçe sıkıntılar artmaktadır. Yıllardır görüşme masalarında her şey konuşuldu, her şey tartışıldı. Ben inanıyorum ki niyet ve geleceğe yönelik samimiyet olduktan sonra aşılamayacak sorun yoktur. Geliniz hemen özel temsilcilerimizin karşılıklı ve eşit koşullarda Ankara ve Atina ziyaretlerini gerçekleştirelim. Yanlış hesap yapmayınız; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Anavatan Türkiye, tam bir görüş ve hedef birlikteliği içindedir. Buyurunuz, görüşmelerde belirli bir noktaya geldikten sonra üç garantör ülke Türkiye, Yunanistan, İngiltere’nin de katılacağı toplantılarla konunun bir antlaşma ile sonuçlandırılması için ileri adımlar atalım.
Rum tarafının masaya oturmadan istediklerini kayda geçirerek alması, bizim istediklerimizin sonraya kalması ve ‘şunu verin, bunu isteriz’ diye yalvar yakar olmamız bizim müzakerecilik anlayışımızda yoktur. Bizim tutumumuz, ‘Kıbrıs Türk Halkı da kazansın Rum Halkı da kazansın’ anlayışıdır.
Görüşmelere devam etmemiz için gereken zemin mevcuttur. Bu zemin üzerine geleceğin Kıbrıs’ını inşa edebilir, Dünya ve bölge barışına ciddi katkı sağlayacak bir antlaşmaya imza atabiliriz.”
“YAPILMASI GEREKEN YENİ BİR ORTAKLIK KURULMASIDIR”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 1960’tan bu yana yaşanan tüm gelişmeler, meydana gelen bunca olaya rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti şemsiyesini altına girilmesinin tamiri imkansız, tarihi bir hata olacağını vurgulayarak, yapılması gerekenin yeni bir ortaklık kurulması olduğunu kaydetti.
Eroğlu, Türk tarafının tüm iyi niyeti, barışçı çabasına karşın Rum tutumumun değişmemesi sonucu anlaşma olmuyorsa dünyanın Kıbrıs Türk halkının dediklerine kulak vererek, bu halkı mağdur durumda bırakmaması gerektiğini söyledi.
Derviş Eroğlu, soğuk savaş dönemi geride kaldığını, dünyanın bambaşka bir şekil aldığına işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birleşmiş Milletler örgütü kendini günümüz dünyasının koşullarına uyarlamalıdır. Kıbrıs Türk sporcusu Dünya’ya açılmak için Rum tahakkümünü kabul etmek zorunda değildir. Kabul etmemelidir, etmeyecektir.
Öncelikle bizler, Hükümetimiz ve Anavatan Türkiye bu konuda atılımlar yapmalıyız ama Dünya da yükselen bu haklı feryada doğru yanıt vermeli, bizler için ağır siyasi bedeller anlamına gelecek yolları çözüm diye önümüze koymamalıdır. Kıbrıs Türk halkı kendi kimliği ile Dünya’ya açılabilmeli, seyahat, ticaret özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Ulaşımda, turizmde, eğitim sektöründe ve diğer birçok alanda bizlere uygulanmakta olan izolasyonlara son verilmelidir.
Anavatanımız Türkiye, biz ve Hükümetlerimiz bundan sonra az önce ifade ettiğim sorunların aşılmasına, Dünya’ya kendimizi anlatmaya, haklarımızı almaya daha fazla ağırlık vermeliyiz.
Halkı mutlu, refah seviyesi yüksek, sağlık, adalet, eğitim gibi çok önemli üç alanda sorunlarını geride bırakmış bir KKTC hepimizin özlemidir. Hükümetlerimiz, vatandaşın hizmetinde bir devlet mekanizması kurulması için hassasiyetlerini artırmalıdır.
“HALKIN MORALİNİ BOZMADAN, YAŞAM SEVİYESİNİ DÜŞÜRMEDEN TEDBİR ALINMALIDIR”
Ekonomik kalkınma için yatırım şarttır. Yatırımlar için bazı reformları yapmak kaçınılmazdır.
Halkın moralini bozmadan, yaşam seviyesini düşürmeden tedbir alınmalıdır. Mali önlemler gündeme getirilir, bazı adımlar atılırken, ekonomiyi büyütecek, özel sektörü canlandıracak, sektörlerin sorunlarını giderecek, milli geliri artıracak, gelir adaletini sağlayacak tedbirler de düşünülmeli ve uygulanmalıdır.
Anavatan Türkiye’den 2014 yılı ilk çeyreğinde gelecek suyun iyi değerlendirilmesi elzemdir. Tekrar etmek istiyorum; Benim Halkımıza, Anavatanımız Türkiye’ye inancım ve güvenim tamdır. Gelecek bizimdir.”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’nin en ileri ülkeler seviyesine kısa sürede gelebileceğini vurguladığı konuşmasının sonunda kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başta olmak üzere devletin ilanına katkı sağlayan ve hayatta olmayan herkesi rahmetle, hayatta olanları şükranla, sevgiyle andı.
Tüm şehitleri, özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, Osman Örek’i, bugünlere gelinmesine katkıda bulunan ve ebediyete göç eden tüm devlet ve hükümet yetkililerini, milletvekillerini, bürokratları rahmetle yad eden Eroğlu, “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımıza, Anavatanımız Türkiye’nin gelmiş-geçmiş tüm Devlet ve Hükümet yetkililerine, siyasi partilerine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ne dünden bugüne verdikleri maddi ve manevi değeri çok büyük desteklerinden, katkılarından ötürü teşekkür ediyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.