Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

27Eki/130

Atatürk Kürtlere Özerklik Vermiş miydi? – Nizamettin Torun

Atatürk Kürtlere Özerklik Vermiş miydi? - Nizamettin Torun

Türkiye’de ayrı millet, ayrı egemenlik, önce özerklik sonra Kuzey Kürdistan arayışı açık olarak dillendirilmektedir. Türkiye’de ayrı millet, ayrı egemenlik, önce özerklik sonra Kuzey Kürdistan arayışı açık olarak dillendirilmektedir. Adına federasyon demeden, federasyondan öte talepleri ileri sürülmektedir. Gerek terörist başı, gerekse PKK’nın siyasi uzantısı, taleplerindeki haklılıklarını zaman zaman Atatürk ile teyit etme yoluna gitmektedir. İddialarına göre Gazi Mustafa Kemal Paşa Kürtlere özerklik vermiş ama, bu hak sonradan kendilerinden alınmış.

Terörist başının avukatları aracılığıyla 15 Temmuz 2009 tarihinde ortaya attığı iddiasına göre, 10 Şubat 1922 tarihinde Meclis’in gizli oturumunda 64 red oyuna karşılık 373 kabul oyuyla 18 maddelik bir yasa kabul edilmiştir. Bu kararla Kürdistan’a başta özerklik olmak üzere birçok hak tanınmış. Bebek katilinin bu iddiasını, Robert Olson’un The Emergence of Kurdish Nationalism and The Sheikh Said Rebellion, 1989) adlı eserine dayandırdığı anlaşılmaktadır.

Başka kaynaklarda da, 9 Şubat 1922 ve 11 Şubat 1922 tarihli gizli oturum tutanaklarına ulaşıldığı halde 10 Şubat 1922 tarihli gizli tutanaklara ulaşılamadığı vurgulanmaktadır. Oysa, TBMM Gizli Celse Zabıtları’na (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1985) baktığımızda 9 Şubat 1922 tarihli oturum “157. ve 11 Şubat 1922 tarihli oturum ise “158.” sıra numarası ile gösterilmektedir. Buna göre, arada herhangi bir kayıp oturum yoktur. Üstelik, 10 Şubat 1922 tarihi Cuma gününe rast gelmektedir. O dönemde resmi tatil günü olan Cuma günleri, savaşın şartlarından kaynaklanan olağanüstü oturumların dışında oturum yapılmamıştır. Bu güne kadar böyle bir yasa ile ilgili hiçbir habere ve işleme rastlanmamıştır.

İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un da Lozan’da Irak’ın kuzeyinde Kürtlere özerklik vermekten bahsettiği süreçte, M. Kemal, 16 Ocak 1923’te İzmit’te yaptığı basın toplantısında, 1921 Anayasası’na göre Türkiye’de bir tür mahalli özerklikler oluşacağını, bulundukları illerde Kürtlerin de bu şekilde “kendilerini özerk olarak idare edebileceklerini” söylüyor. Lozan imzalanıp, Irak sınırı Lozan’da farklı bir sürece girdikten sonra Mustafa Kemal Kürtlerin de yararlanacağı “bir tür mahalli özerklikten” hiç bahsetmemiştir. Zaten 1924 Anayasası’nda da illerin özerkliği kaldırılmıştır.

Burada Atatürk’ün bahsettiği illerin özerkliği, 1921 Anayasası’nın 11. maddesinde, “vilayetler mahalli işlerde manevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir” şeklinde geçmektedir. Görüldüğü gibi, Mustafa Kemal’in, basın toplantısında söylediği özerklik 1921 Anayasası’na dayanmakta ve sadece Kürtlere yönelik olmayıp genellik ifade etmektedir.

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkıp toprakları paylaşılmaya başlandığında, bu durumdan faydalanmak isteyen bir takım cemiyetler kuruldu. Bu cemiyetlerden biri olan Kürt Teali Cemiyeti 30 Aralık 1918 tarihinde İstanbul'da kurulmuş ve doğu illerinde şubeler açmıştır. Amacı, bağımsız bir Kürt devleti kurulmasıdır. Bu cemiyetin, İngiliz devlet yetkilileri ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile ilişkileri bulunmaktaydı. Atatürk cemiyetin amacının, yabancı devletlerin himayesinde bağımsız bir Kürt devleti kurmak olduğunu belirtmiştir

Paris Barış Konferansında 1919 yılı Ocak ayında, Osmanlı delegelerinden Ermeni Boghos Nubar Paşa ile Kürt Şerif Paşa bağımsız bir Ermeni ve Kürt devleti konusunda anlaşmışlardı. Şerif Paşa Paris Konferansında özetle, "Siz iki devlet için Doğu Anadolu'da müşterek bir toprak belirleyin ve onu Türklerden alın, biz Ermenilerle aramızda onu paylaşmakta anlaşırız" demişti.

Sevr Antlaşması’nın 62-64. maddelerinde Kürtlere Doğu Anadolu’da Ermenilerden kalacak küçük bir arazide özerklik, ardından isterlerse bağımsızlık vaat edilmişti. Anadolu’da Türk varlığına son vermeyi amaçlayan Sevr Antlaşmasını TBMM, 19 Ağustos 1919’da reddetmiş, kabul edenleri vatan haini ilan etmiştir.

Bugün, topluma karşı yürütülen psikolojik bombardıman sonucu akıl, mantık tersine işlemektedir. Sanki devlete ihanet suç değil, devletin meşru savunması suç… Kürtçe eğitim ( ana dilde eğitim hakkı) vererek eğitim sorununu, teröristlere iş garantisi vererek işsizliği çözecekler! Anayasa da ayrı iki millet tanımı, B.M. hukukuna göre ayrı devlet kurma hakkı demektir. “Kendi Meclisi, Belediyeleri, eğitimi ve savunma güçleri (ordusu)” olan bağımsız bir devlet..

Federasyon- özerklik tartışmalarıyla ilgili olarak, ABD’de Atlantik Konseyi’nin, Nisan 2009 tarihli raporunu okuyun, senaryonun nerede yazılıp, nerede sahnelendiğini çok açık bir şekilde görürsünüz.

Aydınlar Ocağı Genel Başkanı M. ERKAL’ın vurguladığı gibi, “Milli Mücadele izinle yapılmış bir kavimler ittifakı değildir. İki-üç ayrı millet ve devlet kurmak için yapılmamıştır. Temelinde etnik bir uzlaşma yoktur. İşgalci Batı Emperyalizmi’ne karşı vatanına bağlı, manda fikrini reddeden, herkes tarafından desteklenen milli bir harekettir.” Bugün de aynı emperyalizme karşı milli bir dik duruşa ihtiyaç vardır.

ab9989d9b7

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.