Mahkeme “Toplu Taşım Kartları da ücret istisnası kapsamında” dedi! – Atilla Dölarslan
Mahkeme “Toplu Taşım Kartları da ücret istisnası kapsamında” dedi! - Atilla Dölarslan
Büyük bir grupta vergi incelemeleri yapıldı.
Gruptaki çalışan sayısı da çok fazla. Çalışanlara işyerlerine gidip gelmeleri belediye otobüslerinde geçerli toplu taşım kartları veriliyor ve her ay bu kartlara işe gidiş geliş sayıları kadar dolum yapılıyor.
İlgili şirket de dolum bedellerine ilişkin faturalardaki KDV'yi indirim konusu yapıyor KDV hariç bedeli de gider yazıyor.
İnceleme elemanları bu uygulamanın doğru olmadığını düşünerek KDV lerin indirimini reddettiler ve KDV dahil toplam bedelin çalışana sağlanan menfaat olduğu iddiasıyla stopaj gelir vergisi tarhiyatı istediler.
Tartışma Gelir Vergisi Kanununun 23/10’ncu maddesinin yorumlanmasına yönelik farktan kaynaklanıyordu.
Gelir Vergisi Kanunumuzda, kural olarak çalışana sağlanan her türlü ayni ve nakdi menfaat ücret olarak kabul ediliyor.
Bu genel kabulün istisnaları ise Kanunun 23’ncü maddesinde yer alıyor. Kanun koyucu, esas itibarıyla ücret niteliğinde olsa da 23’ncü madde de sıralanmış olan menfaatleri gelir vergisinden istisna tutuyor.
Eğer çalışana sağlanan menfaat gelir vergisinden istisna ise, bu menfaatin temin faturasındaki KDV ise doğrudan indirilebiliyor.
Bu da Maliye Bakanlığının kendi görüşü, bir genel tebliğde açık açık yazıyor bu durum.
Ulaşım yardımı ile ilgili istisna hükmü Kanunun 23/10’ncu maddesinde yer alıyor.
Bu madde ile “hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri” vergiden istisna edilmiş.
İnceleme elemanları, bu istisnanın sadece çalışanlara beraber getirilip götürülme şeklindeki yani servis sağlanması şeklindeki uygulamada geçerli olacağını, belediye toplu taşım araçlarına yönelik taşıma kartları verilmesinin bu kapsamda düşünülemeyeceğini iddia ettiler.
Şirket yetkilileri “Yahu yapmayın bir kanun hükmü bu kadar dar yorumlanabilir mi, kanunun amacı her şekildeki toplu taşımayı vergiden istisna ediyor, toplu taşımaya çalışanları belediye otobüsleri ile taşımaktan daha iyi örnek olabilir mi?” deseler de bir türlü ikna edemediler.
Grubu inceleyen inceleme elemanlarının istisnasız tümü de aynı şekilde düşündü ve tüm şirketler aleyhine raporlar yazıldı.
Vergi incelemeleri af kanunu çıktığı tarihte başlamış olduğundan grubun bu kanunun avantajından yararlanma şansı vardı. Bu avantajla istenilen vergiler yarıya iniyor cezaların ise tamamı kalkıyordu.
Grup yöneticileri düşündü taşındı istemeye istemeye kanun hükümlerinden yararlanmayı tercih ettiler. Çünkü af kanunları rakamsal olarak toplam tutarda önemli avantaj sağlıyordu ve eğer mahkeme kaybedilse büyük bir ödeme ile karşı karşıya kalınabilirdi.
Şartlar zorlandı mali kaynak temin edildi ve bu vergiler ödendi.
Böyle bir verginin istenmesinin adaletsiz olduğunu düşünmek bir yana yöneticileri tedirgin eden diğer konu uygulamanın halen devam ediyor olmasıydı.
Yeni dönemlere ilişkin ihtirazi kayıtla beyanname verme yolu seçildi.
Beyannameler inceleme elemanlarının düşüncesine uygun şekilde düzenlenerek verildi ve dava açılmaya başlandı.
Ve ilk davalar sonuçlandı.
Mahkeme, şirketi haklı buldu ve vergileri iptal etti ve ihtirazi kayıtla ödenen vergilerin şirkete iadesine karar verdi.
Kararın gerekçelerindeki cümleler, şirket yöneticilerin inceleme elemanlarını bir türlü ikna edemedikleri konuşmalarındaki cümlelerde aynıydı.
Mahkeme kararında “söz konusu kartların işçilerin toplu taşım araçlarında işyerine gidip gelmelerini sağlamak amacı ile satın alındığı açık olup; davacı şirketin, kartları işçilerinin kullanması amacıyla satın aldığı dolayısıyla ödenen bedelin 193 sayılı Yasanın 23/10’ncu maddesinde belirtilen istisna kapsamında olduğu açıktır. Söz konusu istisna hükmünü işçilerin birlikte seyahat etmesi şartına bağlamak Yasa’nın lafzını ve ruhunu daraltıcı bir yorum ortaya çıkarmaktadır. Toplu taşımanın mutlaka işveren tarafından vasıta temin edilmesi suretiyle yapılması şart değildir, işverenler tarafından toplu taşıma araçlarında kullanılmak üzere bilet satın alarak yaptırdıkları taşıma da toplu taşıma niteliğindedir” deniliyor.
İşte bu cümlelerin aynısı şirket yetkililerince inceleme elemanlarına defalarca söylendi ama kimse dinlemedi.
Şirketler eski dönemlere ilişkin vergileri af kanunu kapsamında ödemiş oldukları içinde büyük bir mağduriyet yaşanmış oldu.
Kanun inceleme elemanlarına büyük bir sorumluluk yüklüyor. Onların görevi ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak.
Elbetteki kanunun yorumlamasında farklı düşünceler olabilir, yoksa mahkemeler olmazdı.
Ama ben devletin en nitelikli memurları olduğunu düşündüğüm vergi inceleme elemanlarının kanundaki açık istisna hükmünü bu kadar dar yorumlayarak hele de maliyeti mükellefler açısından çok yükse olabilecek konularda daha hassas olmalarını beklerdim.
http://www.ekonominingundemi.com/images/yazarlar/atilla_dolarslan_.jpg
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.