TURAN YAZGAN’IN ARDINDAN – Abdullah Buksur
TURAN YAZGAN’IN ARDINDAN -Abdullah Buksur (İnsan Hakları Eksperti (İHAF) Gn. Sekreteri)
“1938 Yılında Isparta’nın Eğirdir ilçesinde dünyaya gelen Turan Yazgan 22 Kasım 2012 tarihinde hakkın rahmetine kavuştu” demeyi, çok eksik ve kuru buluyorum.
1980 Yılında kurduğu “Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı” Prof. Dr. Turan Yazgan’ı anlatmak ve anlamak için doğru bir kapı gibi geliyor bana. Daha olup biteceklerin başlangıcına 10 yıldan fazla zaman var, ama o büyük ve uzun bir mücadeleye hazırlanmak için kuşanmaya başlamıştı. 1987 yılında, değerli dostum, rahmetli Turan Pınar’ın vasıtasıyla tanıdığım Hocamla ilişkilerimiz hiç kopmadı.
Bu kadar uzak görülü bir insanın bir toplum için ne büyük bir stratejik değer olduğunu bir an düşünün…
Bilinmedik bir hapishanede, gün saymakta bile zorlandığınız bir zamanda, birisi size özgür olacağınız tarihi söylese, o size yaşama sevinci verir. Hayata tutunursunuz.
Diz çökmüş, daha dizleriniz çamurdayken; “ayağa kalk ve gerekeni yap, çamura takılma” diyen bir ses duysanız, doğrulur ve gereğini yaparsınız. İşte sayın Yazgan o ses di.
Sovyetlerin dağılma sürecine girmesinden sonra, toplumsal yaşayışı belirleyecek olan ekonomik hayata dair, Türkiye’nin birikimlerini o bölgedeki insanlarla paylaşılması konusundaki yapmış olduğu çalışmalar, ülkelerin yetkililerince takdirle karşılanmıştır.
Daha sonra yaşanan süreçte, Vakfa ait Fakültelerin, Liselerin, Ortak ve İlkokulların açılması, Türk dünyası çocuklarının okumasını bir nebze olsun katkı yapmak, bütün olumsuzluklara ve imkansızlıklara rağmen onları şölenlerde bir araya getirmek için canla başla çalışan bir yiğit insan…
Bir millet ürettiği kavramlar üzerinden düşünür. Hocam “Türk Dünyası” kavramını, bize hediye eden insandır. Biz bölgede yaşanmış ve yaşanan insan hakları ihlallerini gündeme taşıyacak, bu anlamda toplumsal bilinç oluşturmak için bir yapılanma ortaya koymak istediğimizde de, Sayın Prof. Dr. Turan Yazgan’ın ürettiği kavramı kullanarak, bir gurup arkadaşımızla 1998’de “Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği”ni kurma çalışmalarına başlamıştık.
İsmail Bey Gaspıralı dan sonra, yaşadığımız fikri fakirliği sonlandırmak için insanı merkeze alan bir anlayışı hayata geçirmek için çalışan, ceza kesen değil hizmet veren bir devlet anlayışını savunan Türk milletinin son dönede yetiştirdiği aksakalını uğurlarken, hepimiz onun için Allah’a dua edelim…
Ben kendisine, Hocam sizin yaptıklarınız Türk – İslam alemi için çok önemli neden insanlar bunu gereğince anlamıyorlar dediğimde; “Hamaset – Ticaret ve Siyasetten daha değerli olan insanı göremeyenler bizim yaptıklarımızı anlayamazlar” demişti.
Turan Yazgan, şafak vaktinde doğup akşam ezanında kaybolmadı. Aklıyla, yüreğiyle, inandığı kutsalları için, bir ömür veren bu güzel insan; fikirleriyle ve eserleriyle, bedeni bu dünyadan göçse de hep yaşayacak…
Ruhun şad, mekanın Cennet olsun.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.