Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

24Eyl/120

Kayseri Valisi Zeynel Abidin Türbesi -4

2  21 Eylül 2012 Cuma / Kayseri Meydanında Zeynen Abidin Türbesi ve Turizm Danışma Merkezine uğradık

Zeynel Abidin Türbesi

Kadı Burhaneddin'in oğlu olan ve bir ismi de Zeynel Abidin olan Alaeddin Ali Bey, isim benzerliğinden ötürü bir çok kişi tarafından 1349'da Taif'de doğup 1397'de Kayseri'ye gelen ve 1414'de Kayseri'de vefat eden, Peygamberimizin torunlarından biri olan "Zeynelabidin Hazretleri" ile karıştırılmaktadır.

Kadı Burhaneddin’in 1398 yılında Kara Yülük Osman tarafından Sivas kalesi önlerinde öldürülmesinden sonra ona bağlı olanlar tarafından hayattaki tek oğlu, şehzade Zeynel Abidin Alaaddin Ali Çelebi'yi hükümdar ilan edilmiştir.

Genç hükümdar, Kara Yülük’e karşı Kara Tatar Bey'den yardım istemiş ise de Tatar kuvvetlerinin gelmemesi üzerine yaklaşmakta olan Timur tehlikesini de göz önüne alarak Osmanlı Padişahı Sultan Yıldırım Bayezid'e haber yollayıp, şehri teslim etmek istediğini bildirmiştir. Bunun üzerine Yıldırım Bayezid büyük oğlu Süleyman Çelebi'yi Sivas'a yollamış ve o da Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey'i mağlup ederek "Kadı Burhaneddin Devleti'ni" Osmanlı topraklarına ilhak etmiştir.

Bölgenin Osmanlı idaresine geçmesi ile hükümetten çekilen Kadı Burhaneddin'in oğlu Alaeddin Ali Bey (Zeynel Abidin) önce eniştesi Dulkadiroğlu Nasreddin Mehmed Bey'in yanına gönderilmiş bir ara Sivas’ı geri almak istemiş ise de başarılı olamamış ve Malatya'ya kaçmıştır.

Zeynel Abidin, Osmanlıların hizmetine girdikten sonra, valilik yaptığı Kayseri'ye yerleşmiştir. Burada büyük hürmet ve itibar gören Zeynel Abidin, babasından ve kendinin kısa süren sultanlığından dolayı "Sultan" ve ulema sınıfında eserler vererek kabul gördüğü için de "imam" unvanını alarak "imam Sultan" olarak anılmıştır. Zeynel Abidin, 1442 yılına kadar Kayseri'de yaşamış ve burada vefat etmiştir.

Bir alim olarak halk arasında büyük bir itibar sahibi olarak ölen Zeynelabidin için türbe yapılmıştır. Bu kabir zamanla tamire muhtaç hale geldiğinden 1537 tarihinde onarılmıştır.

Ancak bu türbe de zamanla yıkılmaya ve harap olmaya başladığından Ankara Valisi Abidin Paşa, yeniden bir türbe yaptırmıştır. Yapımı 1885'te Sultan II. Abdülhamid devrine rastlayan bu eserin kuzey yüzündeki giriş kapısının üzerindeki, o günlerde Kayseri kadısı olan meşhur Mehmed Fevzi Efendi tarafından yazılan kitabesinde şu ifadeler yer almaktadır:
“Dinine ve diyanetine bağlı Gazi Abdülhamid Han Hazretlerinin devletini, yüce Allah, kıyamete kadar devamlı kılsın. Ey Fevzi! Bu türbenin yapılışına tarih düşürmek için, kalemin izi damla mürekkep damlayarak; Zeynelabidin'in kabri cennet gibi yüce makamdır' diye yazdı .”

Kare planlı türbenin ortasında, Hunat Camii kubbesine benzeyen yükseltilmiş kubbesi yer almaktadır. Dört tarafında üçer pencere bulunur. Bütün pencerelerin üstünde iki satırlık beyitler dolanır. Bina bir müddet il Halk Kütüphanesi olarak kullanılmışsa da 15 Mart 1950'de Seyyid Burhaneddin'in türbesine taşınan naaşı 1995'te yeniden yerine iade edilmesiyle tekrar türbe haline kavuşmuştur.

Zeynel Abidin Türbesi'nin hemen yanında, türbe görevlisi için yaptırılan Türbedar Evi bulunmaktadır. Bina 2 katlı ve 80 metrekare büyüklüğe sahiptir. Büyükşehir Belediyesi tarafından restore ettirilen eser, günümüzde Turizm Danışma Merkezi (Tourism Information) olarak kullanılmaktadır.

KAYNAKÇA: Geniş Kayseri Tarihi, Halit Erkiletlioğlu; Kayseri, Abdullah Kılıç, Kocasinan Belediyediyesi

1

2Yunus Özen, Hasan Uzunhasanoğlu, Ahsen Okyar ve Selçuk Arslan Zeynel Abidin Türbesi önünde

3Zeynel Abidin Türbesinin kitabesini okurken

4Zeynel Abidin Türbesi

5Zeynel Abidin Türbesi giriş kapısı

6Zenel Abidin Türbesi - Turizm Danışma Bürosu

IMG_2072Selçuk Arslan Turizm Danışma Bürosu yetkilisinden bilgi alıyor. Zeynel Abidin Türbesi yanındaki binanın giriş katında biraz soluklandık. Yakın ilgi ve çay ikramı için teşekkür ederek ayrıldık.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.