Ali Aydemir’e Vefa ve Akça Koca Kültür Platformu–Kadir DURGUN
Ali Aydemir’e Vefa ve Akça Koca Kültür Platformu- Kadir DURGUN
Pek bunaldık, konjonktürel hava çok kirli, boğulduk. Siyasi, ekonomik krizler, silahlı terör, Batı’nın ikiyüzlülüğü, İsrail’in, Filistin, Gazze, Lübnan’daki katliamı ve soykırımı… “Bu karanlık gecenin yok mu sabahı?” dedirtiyor duyarlı insanlara.
İnsanız, insani değerlerimizi yaşatmalıyız. Vefa, bizi birbirimize bağlayan, bir zamanların güçlü değeri, modern dünyadan uzaklaşmış görünüyor. Vefa bilmeyen kişinin, bir başkası için ne önemi var ki? Vefa, kişileri birbiri için elzem kılan güçlü bir bağdır. Vefanın olmadığı bir hayat, tatsız yemek gibidir. Arapça kökenli bir sözcük olan ”vefa” 15. yüzyılda literatüre girmiş. Kelimenin sözlük anlamı, verilen sözü tutmak; yan anlamı ise arkadaşlıkta ve dostlukta kıymet bilmektir.
Kentimizin sosyal hayatına damgasını vuran Akça Koca Kültür Platformu çok güzel işler çıkarıyor. Üye ve gönüldaşları arasında tesis ettiği samimiyet ve güven iklimiyle programlar yapıyor, geziler düzenliyor. Ben de Platform’un daveti üzerine Kültür Eğitim Kurumları kurucusu Ali Aydemir için düzenlenen Vefa Gecesi’ne iştirak ettim.
Vefa, samimiyet demektir; vefa değerini hissettirmek demektir; vefa, unutmamak demektir; vefa güzellikleri, iyilikleri yaşamak ve yaşatmak demektir; vefa, birinin hayatına dokunmak, rol model olmak demektir… Katıldığım bu programda vefanın bütün renklerini gördüm, bütün iklimlerini yaşadım, bu geceyi hatıralarım arasına kaydettim.
Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı bunaltıcı süreçte bir nefeslik güzellik yaşatan Akça Koca Kültür Platformu’nun tertip ettiği gecede, kadim dostumuz Ali Bey’in pek çok marifetini de öğrenmiş olduk. Güzellikleri görmek için uzağa gitmeye gerek yokmuş, güzellik meğer aramızdaymış, dedik.
Ali Aydemir Bey, bir eğitimci, bu toprağın insanı. Örneği bir daha görülmeyecek olan 1955-1965 kuşağından. İmkânsızlıklar içinde büyümüş, halinden hiç şikâyet etmemiş. Ispartalı, bir köy çocuğu. Köy ilkokulundan sonra kasabasındaki, duvarları sıvasız ve yıkık bir binada öğrenim yapan imam-hatip ortaokulu ve lisesini bitirmiş. Lise sonrası iki yüksekokulu ikmal etmiş. Hayata erken başlamış, hayatı ciddiye almış. Oğlu, on iki yaşındayken babasını askere uğurlamış. Birkaç sektörde iş deneyimi yaşasa da memleket ve insan sevgisi Ali Bey’i eğitim sektöründe kalıcı yapmış.
Ali Aydemir Bey’le kadim dostluğumuzun en az yirmi yıl öncesi var. Aynı sektörde paralel koştuk. O, benden daha hızlı koştu, 15 Temmuz darbe teşebbüsü nedeniyle eğitim sektöründe yaşanın krizde kendisine yapılan olumsuz telkinlere kulağını tıkadı, sağır fare rolü oynadı, bir eğitim kampüsü kurdu. Eğitim tesislerinde pek çok insana iş imkânı sağladı, ülkemiz için yararlı nesillerin yetişeceği zemini inşa etti, toprağı kazdı, tohumu ekti. Ailesinin, torunlarının, sektörün, kentimizin övüncü olmayı hak etti.
Samimiyete dayalı güzelliklerin yaşandığı sahneler beni hep duygulandırır, gözümden gelen yaşlara engel olamam. Ali Bey’in eşinin, çocuklarının, yetiştirdiği öğrencilerinin, hayatına dokunduğu öğretmenlerinin söyledikleri, aynı gün, nikahına katıldığım, hâkimlik mesleğini icra eden bir öğrencimin eşine beni tanıtırken kullandığı “Hocamın benim üzerimde hakkı çoktur.” cümlesiyle yaşadığım duygu yoğunluğuyla birleşince gözümden gelen yaşları saklayamadım.
Her tünel, ışığa açılır, uzunluğunu bilmesek de; bize yakışan sabırdır, umuttur. Geçmişten öç alınmaz, ders alınır. Tarih kitapları, geçmişi bilmek için değil, geleceği kurmak için okunur. Her toprak mutlaka ürün verir, ekeceğin tohumun zaman, zemin ve yeteneğini bilirsen. Kaderimiz, yol haritamız; buna itiraz etmeyiz, ama aklımızı da ihmal etmeyiz, rehber ediniriz. Bunların ötesinde kaderin üstünde bir kader olduğunu inkâr etmeyiz. Tevekkül, güler yüz, önyargıdan kaçınma, hiç sönmeyen umut; aysbergleri eriten güneş gibidir, zor kapıları açan şifredir. Ali Bey, bu şifreleri, hayat adlı yolculukta maharetle kullanmış. Kadim dost, idol şahsiyet olarak, Platform’un düzenlediği anlamlı gecede hafızalarımıza bir kez daha kazındı, nakşedildi.
Denir ya: “Haya güzel, kadında daha güzel; adalet güzel, hâkimde daha güzel, cömertlik güzel, zenginde daha güzel.” Vefa da güzel, Akça Koca Kültür Platformu’nda daha güzel oldu. Vefa örneği olarak, Ali Bey de isabetli bir tercihti.
Platform’u, güzellikleri yaşatma ve yayma çalışmalarından dolayı tebrik ediyor, Ali Bey’e de kalan ömrünün geçmişinden daha hayırlı ve bereketli olacağı sağlıklı ömürler diliyorum.