BİR ŞEYLER PİŞİYOR – Ruhittin SÖNMEZ
BİR ŞEYLER PİŞİYOR - Ruhittin SÖNMEZ
Bir ay önce Cumhur İttifakı’nın en küçük ortağı Hüdapar Genel Başkanı “Anayasa’nın 4. Maddesi kaldırılmalı” açıklaması yaptı. Yani “Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükmünün değiştirilmesini teklif etti. Yaptığı anayasaya karşı bir suçtu.
Toplumdan tepkiler geldi. Bu nabız yoklamasından sonra Cumhur İttifakından cılız açıklamalar geldi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “bizim için yok hükmündedir” diye geçiştirdi.
CB Tayyip Erdoğan “Anayasa’nın ilk dört maddesi ile ilgili tartışma yok.” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “İlk dört madde tartışması lüzumsuz yere vakit kaybetmektir.
Meclis’te temsil edilen partilerin çoğunluğu hatta tamamına yakını ilk dört maddeyle ilgili en ufak bir
problemleri olmadığını ısrarla söylüyor. Dolayısıyla ilk dört madde konusu gündeme gelmeyecektir” dedi. 27.09.2024
Numan Kurtulmuş, iki hafta içinde ne olduysa, bu defa “Anayasanın 3. Maddesinin değişmesi gerektiğini” söyledi. 12.10.2024
********************************
HEDEFLERİ DEĞİŞMEZLİK ÖZELLİĞİNİ KALDIRMAK
Numan Kurtulmuş’un açıklamasına muhalefetten gelen tepkiler sert oldu. Fakat en dikkat çekici tepki
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan geldi.
Uçum, Anayasanın 3. Maddesindeki “devletin bütünlüğüne” dair ifade için, “çok doğru bir ifadedir.
Tartışmaya açılması hem yersizdir hem de sorunludur. O nedenle ilk dört maddenin diğer esasları gibi bu konu da tartışma dışıdır.”
Uçum’un açıklamasında TBMM Başkanına bir uyarısı da var: “Geçmişin milli devlet karşıtı liberal akımlarının tortusu olan sorunlu görüşleri ileri sürmek yerine ‘Bütünlük İlkesinin’ manasını kavramak gerekir.”
Yani TBMM Başkanının 3. Maddede istediği değişikliğin, haklı olarak, “Milli devlet karşıtlığı” olduğunu söyledi.
T.C. Anayasası 3. Maddesindeki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” sözünden dolayı bugüne kadar hiç tartışma olmadı.
Bu maddeye kelime oyunlarıyla karşı çıkmak, bir defa delinmesi ile bu hükümlerin “değiştirilemezlik” vasfını yok etme amacından ibarettir.
Hüdapar Genel Başkanı Yapıcıoğlu ile TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un bu ortak amaca göre nabız yokladığını düşünüyorum.
CB Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, sureti haktan görünerek, “yeni anayasada ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir’ hükmünün de ilk dört madde kapsamına alınması gerekir” teklifinin de ilk dört maddenin “değiştirilemezlik” özelliğini yok etmeye yönelik olduğu kanaatindeyim.
********************************
SİYASAL İSLAMCI BAKIŞ
İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu’nun Numan Kurtulmuş’un sözlerine tepkisindeki tanımlama
dikkatimi çekti: “Bunların içinden çıktığı siyasi geleneğin; devlet, millet ve vatan tanımı yoktur.
Düşmanı oldukları ve yıllarca yönetmelerine rağmen bir türlü barışamadıkları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm değerlerine ve kurumlarına hasımdırlar.”
Zannederim burada kastedilen “siyasal İslamcılardır.” Gerçekten Numan Kurtulmuş gibi “ılımlı İslamcı” gözüken biri de Hüdapar Genel Başkanı gibi “Hizbullah” kökenli biri de “devlet, millet ve vatan” kavramlarını ortalama Türk vatandaşlarından farklı anlamaktadır.
CB Erdoğan’ın bu kavramlara verdiği anlam benim anladığımdan ve bilimin tanımından farklıdır.
Erdoğan’ın “Osmanlı tam bir millet devletiydi.” “Biz milleti İbrahim’den geliyoruz” ifadeleri Müsavat Dervişoğlu’nu doğrulayan sözlerdir. Bu “ümmetçi” anlayıştakiler “milli devlet” yapısını kodlandıran anayasa hükümleriyle barışık olamıyor.
****
Daha üç ay önce, 05.07.2024’te, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı ve iki dönem AKP
milletvekilliği yapmış Yenişafak yazarı Aydın Ünal “Suriyeliler ülkelerine dönsün” diyenler için bakın ne
yazmıştı:
“Eğer bu ülkeden birinin gitmesi gerekiyorsa sen git!” “Vallahi bu ülkede seninle yaşamaktansa, 5 değil
50 milyon Suriyeli ile yaşamayı tercih ederim. Senle olandan çok daha fazla ortak yanım var onlarla.
Sen bana Suriyeliden çok daha yabancısın” dedi.
Hadi “siyasal İslamcıları” anlıyoruz, Onlar meşreplerinin gereğini yapıyorlar. Fakat “Türk Milliyetçisi”olduğunu söyleyen MHP ve BBP bu siyasal İslamcılarla nasıl anlaşabiliyor ve ortak bir hedefe yürüyebiliyorlar?
****
BBP Genel Başkanı Destici bunlara cevap vermiyor. Ama “İsrail öcüsü” ile korkutularak, “Savunma Sanayiine katkı” bahanesiyle, kredi kartı kullananlardan yıllık 750 TL vergi alınmasına karşı çıkanlara tepki gösterdi. “750 lirayı vermeyen DEM’lidir, Ermeni’dir, Yunan’dır”; dedi. Kendisi gibi iktidara destek vermeyenlere bölücü bir dille hakaret etti.
Geçmişte, Bahçeli ve Destici’ye saygı duyduğum yılları pişmanlık ve utançla anıyorum.
********************************
MUTFAKTA PİŞEN NE?
Bir yandan MHP Genel Başkanı Mecliste DEM Partililerle tokalaşıp barış mesajı veriyor. Yeni bir ‘çözüm süreci’ başlayacak yorumları yapılıyor.
Diğer taraftan DEM Eş Başkanı “çözüm” için adres olarak, “sayın Öcalan” dediği terörist başının yattığı İmralı ile TBMM’ni gösteriyor.
DEM Parti Milletvekili Cengiz Çandar “Çözüm Süreci demek için erken ama bir şeyler pişiyor” dediğine göre mutfakta bir şeyler pişiyor. Malum Cengiz Çandar önceki “çözüm sürecinde” iktidarın muteber adamlarından biriydi.
Bana göre mutfakta pişen “yeni bir çözüm sürecinden” de ötesi.
Bu gelişmeleri iktidarın “yeni anayasa” talebiyle birlikte değerlendirmek gerekiyor.
Yeni anayasanın ilk amacı “Erdoğan’ın yeniden ve güçlü yetkilerle seçilmesini sağlamak.” Ama Ortadoğu’da ABD- İsrail ortak emellerine uygun şekilde planlanan bölgesel tasarımın içinde Türkiye’nin olmadığını kimse söyleyemez.
Türkiye sınırlarındaki mayınları hem de İsrailli bir firmaya söktürme fikrini kabul ettiren, 10 milyondan fazla sığınmacı ve kaçağı Türkiye’nin içine sokturmayı başaran dış güçlerin iktidar üzerindeki etkisini hafife almayınız.
Siyasal İslamcı görüşün “ümmetçi” bakışından yararlanıp, Türk nüfus oranı azaltılmış bir Anadolu yaratmada aldığı mesafeye bakınız. Daha şimdiden Suriye’ye komşu il ve ilçelerin bazılarında Türkler azınlık haline getirildi. “Ümmet” karşılığı kullanılan “millet” tanımının “Türksüz Türkiye” yaratmak için kullanıldığı açık.
Fırsatını bulurlarsa Anayasanın ilk 4 maddesini ve 66. maddeyi değiştirecekler. Çünkü bu maddeler varken Erdoğan’ın, “MİLLETİN ÇEŞİTLİLİĞİNİ YANSITAN BIR ANAYASA HEDEFLİYORUZ” sözü ile kastettiği devleti kuramazlar.
Kısa vadede başaramayacaklarını biliyorlar ama uzun vadede vazgeçmeyecekler.
14.10.2024