Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

4Eyl/24Kapalı

Mesut Nöbetçigil ile “TEMİZE ÇEKME” üzerine…/ Gül ANASAL

458220060_10161824519715209_410217156090681171_nMesut Nöbetçigil ile “TEMİZE ÇEKME” üzerine…/

Gül ANASAL

Mesut Nöbetçigil, kendisine göre öyle olmasa da bana göre on parmağında on marifet olan bir kişilik. Edebiyat, resim, müzik, tiyatro hepsinden bir parça var içinde. Yüz yirmi üç ülkeyi seyyah olarak gezmiş ve bu gezilerinin kendisine dönüşümünü yazdıklarıyla gösteriyor Mesut Nöbetçigil. “Bir ruh ne kadar gezgin olabilirse o kadar yaşadığım gezegenin çağrısına uydum.” diyor gezginliğini anlatırken.

Ve hayata dolu dolu keyifle, gülerek bakmayı çok iyi biliyor ve dalga geçerek tabii. “İmza günümde kendim için lokma döktüreceğim, gitmeden kendi lokmamı yemek istiyorum.” diyor. 07 Eylül Cumartesi günü hem kitap sahibi olup hem de canı lokma yemek isteyenler mutlaka imzaya gelin diyorum.

Mesut Bey, bize biraz kendinizi anlatır mısınız?

Zor bir soru, 1 yaşından itibaren İzmitliyim. Yenidoğan ilkokulu, İnkılap Ortaokulu ve sonrasında İzmit Sanat okulunu bitirdiğim yıl Yıldız (İDMMA) Makina bölümünü kazanmış olmama rağmen ekonomik nedenlerle Sakarya D.M.M. Akademisi Makina bölümüne kayıt yaptırdım. Okul yıllarında Cenk Demirağ takma adıyla Yeni Ortam Gazetesi’nde yazılarım yayımlandı. Okuyan, dinleyen, kayıt yapan, araştıran biriyim. Okul sonrası ilimizdeki önce özel sektör firmalarında yöneticilik yaptım.1991 yılında Gölcük Tersanesi Komutanlığının açmış olduğu sınavları kazanıp 31 B Makina Fabrikası sonrasında Mak. Diz. Şef. Yrd. olarak göreve başladım. ABD’de çok sayıda gemi makina sistemleri kazan kurslarına katıldım. Orada bulunduğum yıllarda boş vakitte Göçmenler için açılan lisan okullarına devam edip İngilizcemi konuşma olarak oldukça ilerlettim. 2005 yılında Cuma günü emekli oldum, Pazartesi günü özel sektörde mesleğime devam ettim. Vakit ve nakit bulduğumda sırt çantalı seyyah modunda defalarca gittiklerimi de tek sayarak toplamda yüz yirmi üç ülke, sayısız şehir gezdim. Bir ruh ne kadar gezgin olabilirse o kadar yaşadığım gezegenin çağrısına uydum. O kadar çok anı biriktirmişim ki bir gün anılarımı anlatırken bir dostum “Bunları yazmalısın, hepsi özgün, hepsi esprili.” dedi ve başladım yazmaya. Parmak sallamayan, ders vermeyen, esprili ince ayar veren bir üslupla yazdıkça yazdım. İlk kitabım "Vicdan Kuaförü" 2021 yılında yayımlandı. Sonraki yıl "Vicdan Kuaförü II” yayımlandı. 2023 yılında şiir ve öykülerle harmanlanmış olan "Mesutça" yayımlandı. Yerel gazetelerde köşe yazmam teklif edildi. Gülse Birsel’ in üslubunu kendime modelledim, örnek aldım, aynı tadı verecek yazılar yazmaya başladım. Yeni İzmir ve Çınar Kocaeli gazetelerine haftada üç yazı hazırlıyorum. İsmail Menekşe Suluboya Resim Atölyesine devam ediyorum. Deformasyon tekniği ile resim yapmaya gayret ediyorum, her yıl karma sergilere katılıyorum. Resimlerim talep görüyor. Bu da beni mutlandırıyor.

Çok yönlü bir sanatçısınız, sanatın pek çok dalıyla uğraşıyorsunuz. Sizce sanat nedir?

1980'li yılların sonu, Sabancı Kültür Merkezi’nde İzmit Türk Sanat Musiki Korosuna katılıyoruz. Hocamız Erol Sayan, ders aralarında sigarasını tüttürerek genelde sanata, sosyal hayata dair konularda muhteşem hap bilgilerini etrafına toplananlarla paylaşırdı. Ben de hem dinler hem de nota kâğıtlarının arkasına kısa notlar alırdım. Geçenlerde elime geçti, sararmış nota kâğıdının arkasını okudum. Sonra bu yazı çıktı,

Müsaadenizle sanata dair birkaç cümle yazıverdim; insan bazı duyguları önce kendi içinde yaşar. Sonra, bu duyguları başkalarıyla paylaşmak için, sesi, şekilleri, renkleri çeşitli malzemelerle biçimlendirir ve ortaya sanat çıkar. Sanat doğayla insan arasındaki estetik ilişkidir. Bu durumu üç aşamada değerlendirebiliriz. Önce, insan dış dünyaya bakar, buradan bir takım izlenimler edinir, bunlar daha sonra onda algıya dönüşür.

Sonra bu algıları sanat aşamasında maddeye döker ve kendinde var olan bazı duygulardan ona uygun olanları seçerek birleştirir. Bu açıklama biraz kek tarifi gibi oldu ama bunun sonunda da ortaya çıkan ürüne sanat ya da sanat yapıtı denir.

Sanat kimine göre çok nesneldir kimine göre çok özneldir. Çağımızda yirminci yüzyıl düşünürlerine baktığımızda, örneğin bazıları "Sanat sezgi dilidir." der. Bu dil, o sanat yapan kişinin kendini ifade etme biçimidir. Bir başkası, "Sanat güzeli yaratma çabasıdır." der. Çağlar boyunca düşünürler, sanatçılar sanatın farklı farklı tanımını yapmışlardır. Bana göre sanat insanın kendi duygularını bir şekilde sesle, sözle, yazıyla, renkle ifade etmesinin aracı ve biçimi. Fazla sözü uzatıp haddimi aşmayayım, doğaya, sanata ve sanatçıya güzel insanlara selam olsun.

Kendinize ait bir sanat anlayışınız var mı?

Anlatı, öykü ve şiirlerimde yalın, anlaşılır olmak kaygısını taşıyorum ve mutlaka mizah soslu sunuyorum okuruma.

Bu sanat dallarında size göre ağır basan hangisi acaba?

Hikâye anlatmayı severdim, onun için anlatır gibi sohbet tadında yazmaya gayret ediyorum. Şiir de bir kaç şiirim edebi dergilerde yer aldı. Şiir okumalarında istek yapılır hale geldi ancak daha iyilerini yazmak için çok okuyup çalışmam lazım. Dolayısıyla yazmak benim için daha ağır basıyor.

Hem edebiyat hem resim alanında etkilendiğiniz sanatçılar var mı?

Ben kısmi zamanlı şair, yazar ve ressamım. Kolay okunur anlaşılır sade ve esprili yazarları okuyorum. Gülse Birsel, Haşmet Babaoğlu, Hasan Pulur, Çetin Altan, Şair Orhan Veli, Sunay Akın. Resimde ise çok yeniyim. Kıymetli Hocam İsmail Menekşe’nin izinde deformasyon tekniği ile suluboya resmin inceliklerini öğrenmeye çalışıyorum.

Şiirle de ilgileniyorsunuz, şiirde estetik açıdan özgünlük, bütünsellik kavramları sizce nedir?

Bazı gazetelerin şiir sayfaları var. İnsanları şiirden soğutacak ölçüde yazılan şeyler var ki bence onlara şiir demek şiire saygısızlıktır. Şiirde aşınmış kelimeler, cümlelerden uzak olmak gerekir. Örneğin "elma" demeden şiiri okuyan kişinin canının "elma" çekmesini sağlamak gibi açıklayabilirim. Ayrıca şiirin başında temaya bağlı kalarak sonlandırmak çok önemlidir. Bence kötü şiir yazanlar için yazdığım zıpır bir şiir sorunuzun tam karşılığı olacaktır.

yasakoyun

kadere götüren adımlar

kaderden korunmak için

atacağınız hijyenik adımlardır

homurdanmayın

organik vizigotlar

tek yapmanız gereken

birbiri ardına kelimeler yazmak

bu zor olmasa gerek

olmuyorsa

fikir otlağında işiniz ne

burada oynamayın

topunuzu keserim

M.NÖBETCİGİL

7 Haziran 2024

Mesleki kitaplarınız ve anı kitaplarınız var. Roman ya da şiir kitabı çıkarmayı düşünüyor musunuz?

Tersane Komutanlığında çalıştığım yıllarda "Askeri Gemilerde Gaz Free" diye bir kitap çalışmam olmuştu. Gemideki kapalı alanlarda sıcak çalışma öncesi içerdeki gazların tahliye edilmesi ve sağlıklı bir çalışma ortamının hazırlanmasına yönelik bir eğitim kitabıydı. Bir diğeri ise Ben Isg (A)uzmanıyım. En çok iş kazasının inşaatlarda olduğu herkesin malumu... "İnşaatlarda İş Güvenliği" kitabı hazırladım, şantiye şeflerine hediye ettim. Biyografik Roman çalışmamı iki yıldan fazladır fırsat buldukça sürdürüyorum. Epeyce şiirim birikti onları da bir kitap haline getirmeyi planlıyorum.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?

Kazanlarda çalışma basıncının üzerine çıkınca atan safety (emniyet) valfleri vardır. Bunlar kazanların aşırı basınçtan patlamalarını önlemek için yapılmışlardır. Ben de yazmak konusunda çok dikkatliyim, sıkı takip ve gözlem yanım var ki dolayısı ile içimde o kadar çok anlatacağım hikâye birikimim var ki anlatmazsam, yazmazsam patlayacağım diye korkuyorum :))

Her kitap okuyucusuna bir şeyler kattığı gibi yazarına da katabiliyor, öğretebiliyor, yazdığınız eserlerin size kattıkları nelerdir?

Çok sayıda okur dostum oldu her zaman yeni kitaplar üretmemi bekleyen, dileyen insanlar var. Ben de tekrara düşmeden daha nitelikli yazılar üretmeye devam ediyorum.

Çok yönlü sanatçı olmak heyecanlı ama bir o kadar da disiplin gerektiriyor. Başarılı olmak adına disiplin dışında önemsediğiniz ve uyguladığınız başka yöntemler var mı?

Zamanımı olabildiğince efektif kullanmayı seviyorum. Yazdıklarımı, bu işe yıllarını vermiş dostlarıma okuyorum ve fikir eleştiri alıyorum. Tekrar tekrar düzenliyorum. Doğruluğuna tam emin olmadığım konulara girmiyorum. Kimsenin adamı olmamak güzel bir his…

Bir eserin oluşumunu sağlayan kuralları iyi bilmek, iyi uygulayabilmek bir eseri üretmeye yeterli midir sizce?

Asla yeterli değil, didaktik bir anlatım olur. Bu da okul kitabı tadında tatsız bir şeydir. Duygu ve güven olmalı okurla aramızda.

Mesut Bey, bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. 7 Eylül 2024 Cumartesi günü saat 14.00’te yeni kitabınız "TEMİZE ÇEKME’yi” Soydan İş Merkezi Zemin katta bulunan “Kitap Keyfim de” okurlarınızla buluşturuyorsunuz. Size bol imzalı, bol okuyuculu bir gün diliyorum.

Ben çok teşekkür ederim. Sizin gibi okuru bol, sevilen bir edebiyatçıya röportaj vermek anlamlı ve çok keyifliydi.

image-3

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Üzgünüz, yorum formu şu anda kapalı.

Geri izleme yok.