DÜNYADAN CENNETE AÇILAN PENCERE; KANDIRA -3
DÜNYADAN CENNETE AÇILAN PENCERE; KANDIRA -3
TARİHİ YAPILAR
NAMAZGAH
Kandıra’nın fethinde ilk Cuma namazının kılındığı alan olan Namazgah, ilk kılınan namazdan aldığı ismini bu günlere kadar taşımayı bilmiş fethi simgeleyen ulu çınarları ile adeta Kandıra’nın bir simgesi haline gelmiştir. Dönem dönem aile çay bahçesi olarak işletilen tarihi alan, şimdilerde adını yılda bir defa düzenlenen yağlı pehlivan güreşleri ile adını duyurmaktadır.
KANDIRA SULTAN ORHAN CAMİİ
Kandıra’nın en tarihi eserleri arasında Sultan Orhan Camiinin yeri bambaşkadır. Kitabesinden anlaşıldığına göre, 1330’lu yıllarda Gazi Süleyman Paşa tarafından babası Orhan Gazi adına ahşaptan yaptırılmış olan bu eser beş-altı yüzyıl bu şekilde hizmet vermesinin ardından iyice virane haline gelmiş ve 1887 yılında Sultan Abdülhamit Han tarafından temelinden yeniden bugünkü şekliyle inşa edilmiştir. 1956 yılında hayırseverler tarafından çatısı yükseltilerek tadilattan geçirilmiştir. Zamanla yıpranan cami en son Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve 733 bin liraya mal olan iki yıllık bir restorasyon çalışmasının ardından 3 Mayıs 2012 yılında yeniden ibadete açıldı. Şu andaki Orhan Camii bu camidir.
AKÇAKOCA ANIT MEZARI
Akçakoca Bey (1234-1328), Kandıra’yı fethetmesinin ardından İzmit üzerine sefere çıkacağı sırada Kandıra'da vefat etmiştir. 1328 yılında 94 yaşında vefat eden Akçakoca Bey'in, vasiyeti gereği Türk töresine uygun olarak otağının bulunduğu yere gömüldüğü bilinmektedir. Tarihçilerin yaptığı araştırmalar bu yerin Baba Tepesi olduğunu göstermektedir. Burada bulunan türbe 1974 yılında Kocaeli Anıtları Koruma Derneği tarafından otağı andıran planda yeni bir anıt mezar olarak inşa edilmiştir. Dışa açık piramidal gövdeli anıtın merkezinde basamaklarla çıkılan podyum üzerinde Akçakoca’nın mezarı vardır. Akçakoca Anıt Mezarı Anıtlar Kurulu tarafından tescil edilmiştir. Ereğli’den Karasu’ya kadar olan bölge ile Ayan Gölü kuzeyinde Akova, Akçaköy, Kandıra İzmit (feth sırasında Nicomedia diye adlandırılıyor) yakınlarındaki Kaymas ve Çayırköy’e kadar olan bölgeyi fetheden Akçakoca Bey anısına, bölgeye Koca İli anlamına gelen Kocaeli adı verilmiştir.
SEYREK KALELERİ
Rivayetlere göre Romalıların ithalat ve ihracat merkezi olmasından dolayı önemli bir iskele hükmünde olan Seyrek’i düşman saldırılarından korumak için Bizans döneminde yapılmış bir kale olan Seyrek Kalesi, tüm antik liman kalelerinde olduğu gibi iki ayrı koya kol kanat geren bir konumda idi. Yarımada şeklinde olan arazi surlarla çevrilmişti. Osmanlı İmparatorluğunun tek bir güç olarak Karadeniz'in tüm kıyılarına egemen olmasıyla bu kalenin de bir hükmü kalmadı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Karadeniz'den geçen düşman gemilerinin, "burada kalabalık bir yerleşim ve ordunun mevzilendiği bir kale var" düşüncesi ile hedef olmaması için kalenin tarihi surları ve burçları dinamitle çökertildi. Seyrek Kalesi'nin yıkılmasına karşılık kalede ve kıyı boyunca mevziler inşa edildi. Kalede inşa edilen mevziye rahat ulaşılsın diye de bir geçit yapıldı. Şimdilerde bir kalıntı halinde olan Seyrek Kalesi yakınlarında Bizans Prenslerine ait lahit ile kireç, taş ve tuğladan yapılmış hamam kalıntıları mevcuttur.
SAHiLLERİ
Kandıra 52 km uzunluğundaki sahil bandı ve içerdiği doğal güzellikleri, akarsu, göl, deniz, mesire alanı, ada, mağara, kayalıklar gibi turistik mekanları oldukça fazla olan bir ilçedir. İstanbul il sınırından başlayarak batıdan doğuya doğru sıralanan Pınarlı, Bağırganlı, Seyrek, Sarısu, Kerpe, Kumcağız, Kefken, Kovanağzı, Cebeci, Tuzağzı, Babalı, Dikili gibi birbirinden güzel sahilleri tertemiz denizi ile yeşilin ve mavinin birbirine kavuştuğu mükemmel bir coğrafyadır Kandıra.
KEFKEN
Kefken, ilçenin kıyı boyu yerleşimlerinden ekonomik olarak en gelişmiş sahil bölgesidir. Kandıra’ya 20 km uzaklıkta olan Kefken, özellikle denizi, kumsalı, çam ormanları ile göz doldurmaktadır. Balıkçılıkla adını duyuran Kefken, Orman içi dinlenme tesisleri, mesire alanları, Kovanağzı Plajı, Kapri Koyu, Kefken Limanı ve Pembe Kayalar farklı alternatifler ile gelenleri mest etmektedir. Pembe Kayaların olduğu antik liman arkeolojik ve doğal sit alanı kapsamında koruma altındadır. Denizin içindeyken yumuşak olan fakat denizden çıkarılmalarının ardından sertleşmeleri ile ün kazanan Pembe Kayalar, Osmanlı döneminde buradan kesilen ve insan gücüyle dikdörtgen şekil verilerek deniz yoluyla İstanbul’a taşınmasıyla anılmaktadır. Bu taşların Sultan Ahmet Camii ve birçok caminin yapımında kullanıldığı söylenmektedir.
KERPE
Antik ismi “Kalpe” olan köy, tarihi MÖ 5. yüzyıla kadar giden en eski ve en önemli yerleşim alanlarından biridir. Kandıra’ya 10 km, İzmit’e ise 50 km mesafede sırtını sık çam ormanlarına dayamış şirin bir belde olan Kerpe, 150 metreye kadar sığ-ince kumlu bir denize sahip plajı ve doğu rüzgarlarını kesen bir koy olma özelliği ile Karadeniz sahilleri arasında dalgaların etkilemediği tek sahil köyüdür. Özellikle Temmuz-Eylül ayları arasında günü birlik ziyaretçilerle adeta iğne atsan yere düşmez görüntüler veren Kerpe, turizm olanakları ve tesis imkanları ile Kandıra’nın en gelişmiş sahili özelliğine sahiptir. Kerpe kayalıklarının ünü son yıllarda çekilen kliplerle tüm Türkiye’ye yayılmıştır. Kerpe kıyıların olağanüstü güzelliği deniz âşıklarının aşklarını tazelerken, akşam saatlerinde Kerpe Kayalıklarından gün batımını izlemek çok daha farklı bir keyif olarak karşımıza çıkmaktadır. Cenevizliler döneminden kalan tarihi Kerpe Limanının yeniden gün ışığına çıkarma projesinin gerçekleştirilmesi durumunda Kerpe çok daha vazgeçilmez bir sahil şeridi olacaktır.
MİÇO KOYU, KADINLAR PLAJI
Miço Koyu Kerpe ile Kefken arasında orman içinde gözlerden uzak bir alanda bulunmaktadır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından kadınlar plajı olarak düzenlenen koya kadınların ilgisi çok fazladır. Kerpe Kartalkayalar bölgesinden doğan toprak yolu takip ederek ulaşabileceğiniz Miço Koyu’na, sık çam ve meşe ormanlarından oluşan patika bir yolla Kumcağız üzerinden de 10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılmaktadır. Miço Koyu sadece gözlerden uzak olması ile değil, izleyenlerine sunduğu dalgaların taş ve kayalıkları döverek oluşturduğu enteresan şekillerle de özel bir yerdir. Bu şekiller arasında en ilgi çekeni ise kayaların etrafını sararak havuz görünümü verdiği, ‘Taş Havuz’ denilen ve içinde yüzülebilen doğal havuzdur.
CEBECİ
Kandıra’nın bir diğer turistik mekânı Cebeci Kandıra’ya 27 km mesafede denizi, ormanları ve sahili ile turist akınına uğramaktadır. Mavi bayrak almış bir mekan olan Cebeci bu özelliği ile de takdire şayan bir tatil cennetidir. İlçenin en geniş plajına sahip Cebeci, aynı zamanda Kefken Adasına açılan bir kapı hükmündedir. Tarih boyunca Karadeniz’de yerleşim yeri olarak kullanılan tek ada olması özelliği ile tarihi öneme sahip olan Kefken Adası, Cebeci sahiline tekne ile 5 dakika uzaklıkta olup doğayla iç içe olmak isteyenlerin tercih ettiği mekânların başında gelir. Cebeci, çadır turizmi ve Cikcik adı verilen kum midyelerinin bolca bulunması ile de ünlüdür.
BAĞIRGANLI
Kandıra’ya 18 km. uzaklığı bulunan Bağırganlı kendine has kayalılardan oluşan kıyıları, güzel plajı, harika doğası ve sakinliği ile her geçen gün artan bir ilgi ile karşı karşıyadır. Seyrek, Safalı - Hacımazlı köyleri üzerinden gidilerek ulaşılan Bağırganlı, Kefken’den sonraki ikinci büyük sahil ve balıkçı mahallesi olma özelliği taşımaktadır. Elverişli arazi koşulları yapılaşmanın daha ferah ve geniş bir alana yayılmasına katkı sağlamış, modern ve lüks villaların yükseldiği alanların yanında inşası hala devam etmekte olan balıkçı barınağı ile balıkçılıkla adından söz ettirmektedir.
SEYREK
Kandıra’ya 11 km mesafede bulunan Seyrek sahilin en şirin koylarından birine sahip olmasının yanında, mesire yerleri ve 300 metrelik kumsalıyla sakin ve huzur dolu bir tatil yeridir. Seyrek, aynı adı taşıyan deresi ile de ortama ayrı bir renk katmaktadır. Denize bağlantısı nedeniyle kefal gibi balıkların üreme alanı olan derede, dere balığı, sazan ve kefal avı yapılmaktadır. Oldukça güzel bir koya sahip Seyrek’te, otelcilik anlamında hiçbir yatırım yapılmamıştır. Ev pansiyonculuğu yapılmaktadır. Bölge denize sıfır tatil siteleri ile de ünlüdür.
KURTYERİ (KUMCAĞIZ)
Kefken’e gelmeden Kumcağız Sahiline sahip güzel bir köy olan Kurtyeri, geniş kumsalı ve temiz denizi ile ziyaretçi akınına uğramaktadır. Bölgede Maliye Bakanlığı’na ait dinlenme tesisi ile Orman Bakanlığı’na ait orman içi çadır kampı bulunmaktadır.
SARISU
Kandıra’ya 8 km mesafede bulunan Sarısu, koyu ve denize dökülen Sarısu Deresi ile adeta bir cennet görüntüsündedir. Kandıra Namazgah ve Kanlı Dere’nin Babaköy altlarında birleşmesi sonucu oluşan Sarısu Deresi’nin denizle kavuştuğu noktada yer alan koyda kurulan Sarısu, bir kilometrelik kumsalı ile göz doldurmaktadır. Denize paralel olarak akan dere, belli zamanlarda su miktarının artması sonucu farklı noktalardan kumsalı yararak denizle birleşmektedir. Sarısu Deresi içinde barındırdığı sazan, levrek, kefal ve tatlı su balıkları ile olta balıkçılığında en çok tercih edilen dere olmasının yanında, kumsala ulaşmak için geçilmesi gereken bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Dereyi sallar vasıtasıyla geçilmektedir. Henüz yapılaşmanın başlamadığı koy, bakir güzelliğini daha uzun yıllar koruyacak gibi görünmektedir.
BABALI - DİKİLİ
30 km uzaklıkta olan Babalı, Kandıra’nın en uzak sahil bölgesidir. Açık deniz özelliği ile bu sahiller rüzgârlı havalarda sörf meraklılarına sörf yapma imkânı sunmaktadır. Uzun kum mevkiinden başlayan ve göz alabildiğine uzanan kumsalı ile Babalı, her sene 2-3 mt yürüyen kum dağları ile çöl manzarasının izlenebileceği bir doğal güzelliğe sahiptir. Burada bulunan doğal göl ise bölgeye ayrı bir güzellik katmaktadır. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşlarında batan gemilerden kurtulanların sığındığı Babalı Mağarası, her yıl binlerce kişinin ziyarete gelmesi ve yapılan ayinler ile ünlüdür. Babalı’da büyük sayılabilecek herhangi bir turistik yatırım bulunmamaktadır. Fakat ziyaretçilerin konaklama ihtiyacını karşılayacak sayıda motel ve pansiyon mevcuttur. Çadır, kamp olanakları açısından oldukça uygun olan belde, mesafenin uzak, ulaşımın ise zorlu olması nedeniyle hâlâ bakirliğini korumaktadır. Yapılması planlanan Karadeniz Sahil Yolu’nun yapılması durumu bu bölgenin gerçek değerini kazanması beklenmektedir.
SARDALYA KOYU MALKAYA ADASI
Kandıra’dan 25 km uzaklıkta bulunan Sardalya Koyu, genel olarak kayalık ve taşlık yapısı ile büyük bir kısmı denize girmeye elverişli bir koy değildir. Yeşil ve mavi renlerin hakimiyetindeki koyun batı ucunda suyu az akan bir pınar denizle birleşmektedir. Koyun en önemli özelliği kıyıdan 50 mt açıkta bulunan Malkaya Adası’dır. Rivayetlere göre buraya gizlenen hazinelerden ismini almış olan Malkaya Adası, bir manastır kalıntısı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenerek koruma altına alınmıştır.
EĞİTİM
Kandıra merkez ve mahallelerinde 23 ilköğretim okulunun 19’u ortaokul olarak ta hizmet vermektedir. 2014 yılı içinde hizmete giren anaokulu ile birlikte ilçede 30 adet eğitim kurumu bulunmaktadır. Anadolu Sağlık Meslek Lisesi, Anadolu Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi, Anadolu Teknik Lisesi, Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi, Halk Eğitim Merkezi ve Kocaeli Üniversitesi Kandıra Meslek Yüksek Okulu çeşitli branşlarda eğitim veren kurumlar olarak öne çıkmaktadır.
SAĞLIK
Kandıra ilçe merkezinde M.Kazım Dinç Devlet Hastanesi ve bir adet 112 acil hizmet istasyonu ve özel diş klinikleri mevcuttur. Bunun dışında İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı aile hekimleri tarafından mahallelerde sağlık hizmeti verilmektedir. Kandıra merkezde 7 ve Kefken’de 1 olmak üzere 7 eczane ile Merkez, Kaymaz Mahallesi, Akçaova Mahallesi, Sinanlı Bilalli Mahallesi, Kefken olmak üzere 5 ayrı noktada sağlık ocağı bulunmaktadır.
EKOTURİZM
Yürüyüş severler açısından Kandıra’nın hemen hemen her bölgesi farklı doğal parkurları ile adeta parkur cenneti hükmündedir. Çam ormanları ve makilik alanlar arasında doğa manzarası ve temiz havası ile göz dolduran en önemli yürüyüş parkuru Sarısu ile Kerpe arasında bulunan 13 km’lik parkurdur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğü Kocaeli Şube Müdürlüğü tarafından Sarısu ve Seyrek arasında oluşturulan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası yaban hayatı adına önemli bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğancılı, Çalköy, Sarısu Deresi ve Karadeniz arasında bulunan bu bölgede zaman zaman özellikle avcılar derneği üyeleri tarafından yetiştirilerek salınan salınan Sülün, Keklik türü av hayvanlarının yanında Karaca gibi hayvanların yaşadığı bilinmektedir. Bölge 07.09.2005 tarihinde 4915 sayılı Kara avcılığının 4. Maddesine göre Bakanlar Kurulu kararı ile Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme sahası olarak ilan edilmiştir.
FESTİVALLER/ FESTİVALS
Kandıra ve yerel değerlerini tanıtmak amacıyla yapılan çalışmalar arasında en önemlileri kuşkusuz festivallerdir. Kandıra Belediyesi tarafından Yoğurt Festivali adıyla başlatılan festivaller günümüzde Geleneksel Kültür ve Sanat Festivali olarak sürdürülmektedir. Her yıl Temmuz Ayı 2. Haftası gerçekleştirilen festival organizasyonunda yoğurt, mancarlı pide gibi yerel değerler düzenlenen yarışmalarla eğlenceli bir atmosferde tanıtılmaktadır. Kandıra’nın çeşitli köylerinden ve merkezinden yoğurt üreticilerinin katılımıyla gerçekleşen yoğurt yarışması ve Namazgah Yağlı Pehlivan Güreşleri ise festivalin en çok coşkuyla izlenen organizasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüzlerce güreşçinin katıldığı güreşlere Kandıra Halkının ilgisi her geçen sene artarak devam etmektedir. Animasyon gruplarıyla eğlencenin doruğunu yaşayan çocuklar ise şüphesiz festivalin en çok eğlenen grubu olarak karşımıza çıkmaktadır.
https://www.kandiralilar.com/haber/dunyadan-cennete-acilan-pencere-kandira-3.html
DEVAM EDECEK
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.