Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

31Eki/230

DÜNYADAN CENNETE AÇILAN PENCERE; KANDIRA -2

20220911-dunyadan-cennete-acilan-pen

KANDIRA HALKINDAN MİLLİ MÜCADELEYE DESTEK

Kandıra; Coğrafi durumu İstanbul, İzmit ve Karadeniz’e yakınlığı sebebiyle İstiklal Savaşımız sırasında oldukça yoğun faaliyetlerin meydana geldiği bir yer olmuştur. İstanbul’dan kaçarak Ankara’ya gitmek isteyen vatansever şahsiyetlerin milli mücadele döneminde İstanbul – Şile istikameti dağlık alandan çıkarak Kandıra üzerinden Geyve Boğazı yoluyla Ankara’ya ulaştıklarına şahit oluyoruz. Kurtuluş savaşı sırasında birçok işgal ve tecavüzlere uğrayan Kandıra, 1918’de İngilizlerin, 1920’li yıllarda Yunanlıların işgaline maruz kalmasının yanında bir dizi Rum, Ermeni, Abaza ve Çerkez çetelerinin yağmalama, saldırı ve tecavüzlerine uğradı. Milli mücadelenin başladığı günden itibaren Kuva-i Milliye’yi ve Mustafa Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen Kandıra halkı, seçtikleri liderler vasıtasıyla köy ve nahiye olarak milis kuvvetleri kurup milli mücadeleye destek verdi.  Bunların bazıları; Kandıra kazası Şeyhler Nahiyesinden “Halit Molla” (500-600 kişilik bir kuvvet), Akçaova Nahiyesi Tokaçlar Köyü’nden Ahmet Reisoğlu ve Molla Rıfat (50 kişilik bir kuvvet), Kaymaz Nahiyesinden “Halit Pehlivan” ve “Dayı Mesut” çetesi, Kandıra ve Karasu Bölgesinden “İpsiz Recep” Çetesi, “Küçük Aslan” ve “Yahya Kaptan” çeteleri önde gelen çetelerdendir. Bu çetelerin halkın yardımıyla silahlanarak Rum, Ermeni, Abaza çetelerini sindirmenin yanında, Yunan taburuna ve İngiliz müfrezelerine de önemli zayiatlar verdirdikleri bilinmektedir. Kandıra halkı 14 Şubat 1922 tarihinde, Ankara Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek) Bey’e; Türk Milletinin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak için, kanlarının son damlasına kadar mücadeleye hazır olduklarını belirten bir telgraf göndererek tarihin şanlı sayfalarına adını yazdırmıştır.

1868’DEN BU YANA KANDIRA

Kandıra, 1868 senesine kadar Üsküdar’a bağlı bir nahiye iken bu tarihte kaza (ilçe) olunca bağımsız İzmit Sancağına bağlanmıştır. Bu tarihte ilk olarak belediye olan Kandıra, Büyükşehir Yasası’nın değişmesi ile 30.03.2014 tarihinden itibaren köylerinin mahalle statüsüne alınması sonucu 96 mahalleden oluşan bir belediye haline dönüşmüştür. Yapılan bu değişikliğe uyum sağlamak amacıyla Kandıra Belediyesin de yeni bir yapılanma çalışması sürdürülmektedir.

KANDIRA’NIN COĞRAFİ KONUMU

Doğal güzellikleri ve 933 km² yüzölçümü ile Kandıra Marmara Bölgesi’nin en dağınık ve en bakir yerleşim yeri olarak karşımıza çıkıyor. Karadeniz’in en belirgin özelliği olarak göze çarpan yeşili ile adeta bir cenneti andıran Kandıra, Karadeniz’de 52 km’lik sahil şeridi ile aynı zamanda bir turizm cenneti olma yolunda ilerlemektedir. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde İzmit (Kocaeli ) merkez ilçesi, doğusunda Sakarya ili, batısında ise İstanbul’un bulunduğu Kocaeli’ye bağlı Karadeniz’e tek kıyısı olan benzersiz bir ilçedir. Küçük tepelerle kaplı verimli toprakları bulunan ilçe, deniz seviyesinden 75 metre yüksekliktedir. İlçenin en yüksek tepesi  Babadağ (400 mt) olup, Çaltepesi (350 mt) yüksek sayılabilecek ikinci tepedir. Bunun dışında irili ufaklı birçok tepe bulunmaktadir. Kandıra’nın Karadeniz’e dökülen 3 deresi mevcuttur. Namazgah Deresi ve Kanlıdere’nin Babaköy Karakaya Mahallesi altında birleşmesi sonucu oluşan Sarısu Deresi 25 km, Seyrek Deresi 11 km ve Kumcağız Deresi 7 km uzunluğunda olup debileri düzensizdir.

İKLİM / Climate

Karadeniz ikliminin karakteristik özelliklerine sahip Kandıra,  Marmara ve Batı Karadeniz ikliminin etkisi altında olduğu için geçiş iklim özelliğini taşır ve her mevsim değişen miktarlarda yağış almaktadır. Kar yağışı sınırlı yağmaktadır. Sahil bölgelerinde kar yağışı çok tutmasa bile nadiren iç kesimlerde karın haftalarca kaldığı görülmektedir. Sahil boyundaki tepelerin engellemesiyle kuzey rüzgârlarından çok fazla etkilenmeyen ilçemizde kışlar çok soğuk geçmemektedir.

EKOLOJİK YAPI

Kandıra, bitki örtüsü bakımından da uzun yıllar ormanlık alanlarını koruyabilmeyi başarmış nadir ilçelerden biridir. Kıyı şeridi boyunca uzanan ormanlar önemli bir alanı kaplamaktadır. Karadeniz’in kıyı kesimleri boyunca yılın her mevsimi yeşilin her tonu ile Kandıra, ziyaretçilerine yeşilin her tonunu sunmaktadır. Özellikle yıllar Orman Bölge Müdürlüğü tarafından hızlı geliştiği için tercih edilen çam türleri ile göz dolduran Kandıra ormanlarında Ihlamur, Kestane, Meşe, Gürgen, Kızılcık, Kayın, Köknar, Çınar ve Taflan gibi birçok doğal ağaç çeşidi bulunmaktadır. Kandıra toplam 27.310 hektar ormanlık alana,11.470 hektar verimli, 15.480 hektar ise bozuk ormanlık alana sahip olmakla beraber 85.472 hektar sorumluluk alanına sahiptir. Bölgede fındık, ceviz, buğday, arpa, mısır, yulaf, keten, darı, ayçiçeği gibi tarımsal ürünler halen önemli yer tutmaktadır. 2015 yılında kurulması planlanan Türkiye’nin ilk ve tek gıda organize sanayi bölgesinin tarım ve hayvancılığa büyük dinamizm katması beklenmektedir.

GÖL - GÖLET – ŞELALE - BARAJLAR

Kandıra hem doğal gölleri hem de göletleri ile dikkat çekmektedir. Pınarlı Köyü’nde bulunan doğal Karamadın Gölü, Karaağaç ve Kaynarca İlçesinin Arifağa Köyleri arasında kalan Kamış Gölü,  Ütük Göleti,  Ahmethacılar ile Kaymazerikli Mahalleleri arasında Toramanlar Göleti ve Seyitaliler ile Sarıcaali köyleri arasında sulama amaçlı kullanılan Arıklar Göleti, Çamkonak Kamış Gölü (Gizli Göl), Teksen yapay gölü başlıca göl ve göletlerimiz olarak sıralanmaktadır. Tüm bu göl ve göletlerin yanında 2014 yılı Ocak ayı içinde açılışı yapılan Namazgah Barajı bölgede 100 yıllık içme suyu ihtiyacının karşılanmasında ve tarımsal sulama alanında önemli bir yere sahip.  Kandıra merkez ve köyleri ile İzmit, Derince, Körfez ve Gebze’nin kuzey köylerinin ihtiyacının karşılanması noktasında da destek sunması beklenen  Namazgah Barajı,  50 milyon metreküp su kapasitesine sahiptir. Kandıra’da iki şelale mevcuttur. Bunlardan birincisi Kandıra’nın ismini aldığı Kanlıdere üzerinde bulunan Kanlıdere şelalesi ve aynı derenin yaklaşık 2 km aşağısında Kışla Mahallesi altında bulunan fakat çok kimse tarafından bilinmeyen Kışla Şelalesidir.

DEMOGRAFİK YAPI

Sahip olduğu 933 km² yüzölçüme rağmen nüfus olarak Kocaeli ilçeleri arasında en düşük orana sahip olan Kandıra, işsizlik dolayısıyla sürekli göç veren bir ilçemizdir. Tarihi boyunca ilk defa yapılan yatırımların ardından göç vermeyi durduran ilçenin gelişmesi ve göç alır hale gelmesi için bir dizi çalışma hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. İstatistiksel verilere göre 1980’li yıllarda 1950’lere göre nüfusunda %16 azalma görülen ilçede, 1980 sonrası nüfus azalması devam etmiştir. Bu azalmada ilçeye bağlı bazı köy ve bucakların 1954 yılında Sakarya’ya bağlanmasının etkili olduğu varsayılsa da, nüfus azalmasındaki ana etkenin ilçenin yetersiz ekonomik koşulları nedeniyle göç verdiği aşikardır. 1881/1882-1893 Osmanlı nüfus sayım verilerine göre İzmit Sancağının Adapazarı’ndan sonraki en kalabalık ilçesi 44.033 kişi ile Kandıra olarak görülmektedir. İlçe nüfusunun %80’i mahalle statüsüne alınan köylerde yaşamaktadır.

EKONOMİK YAPI

Tarım ve hayvancılığa dayalı kırsal bir ekonomik yapıya sahip olan ilçede, tarım sektörü ve balıkçılık ekonomik yapı taşı olarak karşımıza çıkmaktadır. 52 km’lik sahil bandı ile ikinci büyük ekonomik girdi turizmden sağlanmaktadır. Özellikle yaz aylarında yazlık ev sahipleri ve günü birlik ziyaretçilerle 200.000’lere çıkan nüfus ekonomik olarak ilçeye büyük katkı sunmaktadır. Son dönem yapılan çalışmalarda turizmin sadece yazın değil kışın da ekonomiye katkı sağlaması amacıyla bir dizi çalışma yapılmaktadır. Tarım ürünlerinin katma değerinin düşük olması nedeni ile bölge ekonomisine katkı payı düşük olsa da, GİOSB’nin kurulması ile bu çarkın tersine çevrileceği öngörülmektedir.

TARIM

Elverişli iklim, verimli topraklar, yaz kış ekilebilecek ürün çeşitliliği ve hemen hemen ekilen her ürünün yetişmesi tarımı en önemli geçim kaynağı olarak karşımıza çıkarmaktadır. Buğday, fındık, arpa, yulaf, mısır, ayçiçeği, fasulye, patates, nohut, keten, domates, biber, patlıcan, bamya, salatalık, lahana, marul, kabak, taze soğan, sarımsak, ıspanak gibi pek çok ürün verimli toprakların bereketiyle maharetli ellerde yetiştirilmekte ve yıllık ortalama 57.750 ton hububat üretimi yapılmaktadır. Çilek, biber, fasulye gibi sebzeler; fındık, mısır, buğday, arpa gibi taneli ürünler yaz aylarında en çok tercih edilen ürünlerdir. Kandıra’da 54.984 hektar bitkisel üretim alanı, 1.800 hektar mera alanı, 26.100 hektar orman arazisi ve 10.416 hektar da diğer alanlar olmak üzere toplam 93.300 hektar tarım alanı mevcuttur. Tarım sektörüyle uğraşan kayıtlı çiftçi sayısı ise ortalama 5.000 civarında olup 3.000 kadar da fındık üreticisi vardır. Yıllık fındık üretimi 9.000 Ton’ dur. Tarım sektöründe yükselen makineleşme oranı sayesinde modern tarım yapılmaktadır.

HAYVANCILIK

Kandıra’da hayvancılık olarak sığır, manda, koyun, keçi yetiştiriciliği ile tavuk ve hindi yetiştiriciliği yapılmaktadır.  Meşhur Kandıra Yoğurdunun dillere destan lezzetinin sırrı manda sütünden gelmektedir. Özellikle büyükbaş hayvancılık çok daha yaygın olarak yapılmaktadır. İlçede 2014 verilerine göre 20.000 büyükbaş, 10.200 küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Son yıllarda büyük ahırlarda hayvan yetiştiriciliği artan bir seyir göstermektedir. Yıllık süt üretimi 28.000 tondur. Orijinal adı “ Amerikan Bronzu” olarak bilinen siyah renkli hindi “Kandıra Hindisi” olarak uzun yıllar Kandıra’da üretilmiştir.  1979 yılında açılan Hindi Çiftliği’nin 2002 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından  kapatılmasının ardından hindi üretiminde büyük düşüş yaşanmıştır. Hindicilik  şahsi çabalarla  yılbaşına özel olarak üretim yapılmak suretiyle bireysel olarak sürdürülmektedir.  Yıllık 22.000 ton beyaz et üretimi yapılırken, son verilere göre 17 milyon 61 bin kanatlı hayvan bulunmaktadır. Kandıra’da ayrıca 1.350 adet fenni kovan mevcuttur.

BALIKÇILIK

Özellikle Kefken ve Bağırganlı limanından çıkan balıkçı tekneleri ve gemileri tarafından avlanan hamsi, istavrit, tekir, levrek, mezgit, kefal, sazan, kalkan ve palamut gibi değişik balık türleri, bölge halkına ekonomik girdi sağlayan balık çeşitleri arasında yer almaktadır. Bölgede avlanan balık ilçe halkı tarafından afiyetle tüketilirken, Marmara bölgesinin balık tüketimine de büyük katkı sağlanmaktadır. Büyük limanların dışında Kerpe, Seyrek ve diğer koylarda da küçük teknelerle balık avcılığının yapıldığını görüyoruz. İlçede 147 adet tescilli toplam 450 adet tekne, 1500 balıkçı(gemi adamı) vardır.

TURİZM

Güzel sahilleri ve Kocaeli, İstanbul ve Sakarya gibi büyük yerleşim birimlerine yakın oluşu nedeniyle günü birlik ziyaretçilerin akınına uğrayan Kandıra, her geçen gün turizm de artan bir taleple karşı karşıya. Bu nedenle de turizm son yıllarda en önemli geçim kaynakları arasında yer almaktadır. Günümüzde belediyenin çalışmaları ile Turizm Master Planları hazırlanmış olup, sahil bölgelerinde imar düzenlemeleri hususunda yapılmaya başlanan çalışmalar turizm sektörünün geleceğine ait  ümitleri artırmaktadır.

KANDIRA EKONOMİSİ

İlçemiz sanayi bakımından çok geniş bir yelpazeye sahip olmamakla birlikte 3 adet sanayi kuruluşu bulunmaktadır. Bu fabrikalar yaklaşık 50-100 kişiyi istihdam ederek ilçe ekonomisine katkı sağlamaktadırlar. İlçemizin tarım ürünlerinin çeşitliliği içinde ağırlığını hissettiren tahıl ürünleri sanayiye de yön vermiştir. Kandıra’da en dikkat çeken sanayi dallarından biri de yöreye özgü taş işçiliğidir. Kandıra Taşı olarak ün yapan ve Akçaova ile Çerçili’deki ocaklardan çıkarılan taşlar yine buralardaki işletmelerde kesilmekte ve işlenmektedir. Bu taşlar peyzaj mimarisinden dekorasyona, heykeltıraşlıktan, restorasyona kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. İstanbul’daki pek çok tarihi eserin restore edilmesi sırasında Kandıra Taşının tercih edilmesi bizi gururlandırmıştır.

KANDIRA GİOSB

Kandıra’ya kurulacak Türkiye’nin ilk ve tek gıda organize sanayi bölgesi için geri sayım başladı. 2023 yılı başından itibaren fabrika temellerinin atılması bekleniyor.  Kandıra çiftçisi için büyük bir pazar olacak olan GİOSB’nin hem üretim artışına, hem de bölge ekonomisinin iyileştirilmesine büyük katkı sağlaması planlanıyor. Aynı zamanda da dolaylı olarak göçün tersine çevrilmesi hedefleniyor. 80 fabrika kurulacak olan GİOSB’de 7000 kişinin çalışacak olması ise bir diğer ekonomik kalkınma göstergesi.

Kandıra gelecekte GİOSB’nin tarımsal, hayvansal hammadde ihtiyacını yaklaşık 55.000 hektar ekilebilir arazisi, 57.750 tonluk hububat üretimi, 20.000 büyükbaş hayvancılık potansiyeli ve 261 kümesi ile fazlasıyla karşılamaktadır. Bunun yanında bölgenin lojistik avantajı apayrı imkanlar sunmaktadır. Her türlü hammadde, limanlar, demiryolları, karayolu, otoyol vasıtası ile karşılanabilmektedir. Üretilen ürünler de aynı şekilde rahat ve çeşitli ulaşım imkanları vasıtası ile tüm dünyaya pazarlanabilmektedir. Kandıra-GİOSB teknik ve ekonomik olarak incelendiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmaktadır. Proje kapsamında 200 hektar alan üzerinde 62 fabrika faaliyete geçecektir. Kandıra – GİOSB’da yatırım yapacak olan firmalar ile ilgili görüşmeler yapılmış, anket çalışması uygulanmış, firma istekleri ve bilgileri alınmıştır. Bölgede yatırım yapmayı düşünen firmalar genel olarak süt ürünleri, et ürünleri, yaş ve kuru sebze-meyve, çikolata şekerleme / unlu mamuller, kuruyemiş / bakliyat ve cips / hazır yemek ana kategorilerinde toplanmıştır.

https://www.kandiralilar.com/haber/dunyadan-cennete-acilan-pencere-kandira-3.html

DEVAM EDECEK

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.