30 Ağustos Zafer Bayramı – İsmail SARICA
30 Ağustos Zafer Bayramı - İsmail SARICA
30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın kazanıldığı gündür. Dumlupınar yöresinde, Türk ve Yunan ordularının bu en büyük kapışması, Türk ordusunun zaferi ve ardında sömürgecilerin bulunduğu Yunan ordusunun yenilgisi ile sonuçlanırken “Makûs talihini” İnönü Savaşları’nda yenen Türk’ün, Atatürk’ün komutasında İzmir’e doğru ilerlediği, yeni Türkiye’nin bağımsızlığına doğru doludizgin yürüdüğü gündür.
Büyük Atatürk’ün ömründe ve Türk Ulusunun tarihinde yepyeni bir sayfanın açıldığı, 19 Mayıs 1919’dan 30 Ağustos 1922’ye dek geçen çileli günler; Kafkas’ta, Galiçya’da, Çanakkale’de, Yemen’de şehit olan, yorgun düşen Anadolu halkının ihanetlerle savaşındaki kahramanlıkları, iç ayaklanmalarla topyekûn savunmayı, askeri ve siviliyle kadını ve erkeğiyle, genci ve kocasıyla yaşayarak ve savaşarak başarıya ulaştığı, bir bakıma çok kısa, bir bakıma uzun ve çileli bir tarih kesitidir.
Osmanlı Devletinin varlığıyla yokluğunun bir olduğu günlerde halk başının çaresine bakmak durumundaydı. Ve yorgundu, silahsızdı. Anadolu harap olmuştu, iç düşmanlar başkaldırmıştı. Türk kurtuluş hareketini boğmayı amaçlayan ve kendi doğrultularında bölücülük yapan unsurların iç isyanları Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyan işgalleriyle bütünleşince Anadolu toprağında ya görkemli yeni bir tarih yazılacak ya da yok olunacaktı. Yurdun çeşitli yerlerindeki yerel kurtuluş cemiyetlerinden ya yeni bir Devlete geçilip Kuvay-ı Milliye düzenli orduya dönüştürülecekti ya da bu dağınıklıktan yararlanan sömürücü ideoloji Devleti de, orduyu da ortadan kaldıracaktı. Büyük Atatürk 30 Ağustosun hazırlayıcısı savaşlar sırasında çok önem verdiği 3 görevini şöyle sıralıyordu.
1. Milleti hazırlamak.
2. Millet meclisini hazırlamak
3. Orduyu Hazırlamak
Bütün olumsuzluklara karşın Millet, Meclis ve Ordu hazırlandı, büyük zafere ulaşıldı. İnönüler, Kütahya, Eskişehir ve Sakarya Savaşı’nın ardından gelen 30 Ağustos 1922, 9 Eylül 1922’nin başlangıcı oldu. İzmir kıyılarında sonlanan bağımsızlık savaşı, emperyalizme karşı verilmiş ilk ulusal kurtuluş savaşı olarak da tarihteki yerine yazıldı.
Türk ordusu ve ulusu için savaş amaç değil araçtır. Neyin elde edilmesi için araç? Vatan olan Anadolu’yu iç ve dış düşmanlardan kurtarmak için araç. Bağımsızlık, özgürlük ve barış için savaş, Gazi Mustafa Kemal için de savaş ancak bu insancıl amaçlar için yapılırdı. Türk Kurtuluş Savaşı ve bu arada 30 Ağustos 1922 savaşı bu insancıl ve ulusal amaçlarının gerçekleşmesi için yapılmıştır. Başkasının toprağını işgal etmemiştik, toprağıyla, deniziyle vatanımızı işgal ettiler. Bağımsızlık ve özgürlüğümüzü yok etmek istediler. Tarihin hiçbir döneminde Emperyalist ülküler taşımamıştık, emperyalist düşünceyle Anadolu’ya üşüştüler. O “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” emperyalizmin ta kendisi idi. Uygarlık değildi canavar olan. Bilim, insanlığa hizmet için anlam taşır. Düşünceler ve bilimsel buluşlar insanlığa hizmet yolunda evrenselleşir. Suçlu, bilimi kötüye kullanan ideolojidir. Yurdumuza saldıranların bilim ve tekniği kullanmaları tarihin akışını değiştiremedi. Onlar tarih önünde suçlu, Türk Kurtuluş Savaşı evrensel oldu.
Ulusal Kurtuluş Savaşı veren ulusalar için bizim önderimiz önder, savaşımız örnektir. Benzer tarihsel çizgilerden geçen ulusların önderleri, Kemal Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşımıza duydukları hayranlığı, tarihimizden çok etkilendiklerini açıklıkla belirtirler. Çoğu Müslüman olan bu ülkeler de tek üzüntü geçmiş yüzyılda ulusal Kurtuluş Savaşlarında gösterdiğimiz ilgisizlik veya takındığımız yanlış tutumlardır.
30 ağustos 1922 silahlı Emperyalizmin Anadolu’daki macerasının sonudur. 30 Ağustos’lar zulme uğrayan ulusların gözünü açmıştır. İşine geldiğinde silahı, işine geldiğinde dini ve siyaseti amaçları için kullananların alnında kara bir leke. Türk halkı için sevinç, gözyaşı, kutlu gündür, bayramdır, zaferdir 30 Ağustos!
30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu olsun
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.