Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

21Şub/120

Mezheplerin Stratejik Boyutu ve Mezhep Çatışması – Prof. Dr. Hasan ONAT

KONU ÖZETİ: Mezheplerin stratejik boyutu, beşeri oluşumdan başka bir şey değilken, her mezhebin sadece kendisini “fırkayı Naciye” olarak görmesinden, mezheplerin kendi görüşlerini bilerek ya da bilmeyerek dinle özdeşleştirmesinden ve mezhep farklılıkları yüzünden insanların birbirlerini öldürmekten çekinmemesinden kaynaklanmaktadır.

Müslümanların ondört asrı aşan tarihlerinde yüzlerce mezhep çatışması yaşanmıştır. Bu çatışmalar, sadece Şiilerle Sünniler arasında değil, Hanefilerle Şafiiler arasında da geçmiştir.

Bugün İslam dünyası, domino tesiri ile kolayca yayılabilecek bir mezhep çatışması riski ile karşı karşıyadır. Suriye’de, Irak’ta, Bahreyn’de, Pakistan’da, Hindistan’da ve Afganistan’da mezhep çatışması fiilen devam etmektedir. Yüzlerce insan, sırf farklı mezheplerden oldukları için, hunharca öldürülmektedir. Mezhep farklılıklarının insanların birbirlerini öldürmelerine sebep olması, akla mezheplerin din gibi algılandığı gerçeğini getirmektedir.

Kur’an’a rağmen, Müslümanlar birbirleri boğazlıyorlarsa, bunun adının “cehalet ve hamakat” olarak konulması lazımdır.

Mezhepleri yok etmek, ya da yok farzetmek elbette mümkün değildir. Mezhep, cemaat, tarikat farklılıkları yüzünden Müslümanların birbirlerini yemelerine, enerjilerini heba etmelerine seyirci kalmak da akıl kârı değildir. O zaman, yapılacak tek iş, İslam’ın ne olduğunun açık seçik insanlara anlatılmasıdır.

Bir kimsenin Müslüman olması için Kur’an’da belirtilen temel iman esaslarına (Tevhid, Ahiret, Nübüvvet) inanması yeterlidir. “Ben Müslümanım” diyen bir kimseye, hiç kimsenin “sen ne biçim Müslümansın?” diye soru sorma hakkı yoktur. İslam, hiçbir kimsenin, hiçbir mezhebin, cemaatin ya da tarikatın tekelinde değildir.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.