Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

19Eki/210

Kandıra’nın Ulu Çınarı Yetkin Saner kimdir?

PHOTO-2021-10-14-14-49-46_thumb[2]

YETKİN SANER’ İN ÖZGEÇMİŞİ

(Kocaeli Kandıralılar Derneği’ne 30.11.2019 tarihinde verilen özgeçmişten alıntı güncellenmiştir.)

Kimi tarihçiler (Örneğin, Prof. Dr. Atilla Çetin) yaptıkları araştırmalarda aile geçmişini 400 yıl geriye kadar incelemişlerdir. Bugünkü idari yapıya göre Sakarya iline bağlanmış olan Kaynarca ilçesi kökenlidir. Geçmişte Kaynarca, Kandıra ilçesine bağlı Şeyhler nahiyesi idi, 1957 yılında ilçe olmuştur.

Dedesi Rıfat beyzade oğlu Ziya beydir. Ziya beyin oğlu olan babası Rıfat Saner bugünkü karşılığı Lise olan İdadi mezunudur. Tıp okumuştur, ama bitirememiştir. İmparatorluk döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında ailesinden Ruhi bey Meclis-i Umumi’de Daimi Encümen üyesi olarak Kandıra’yı temsil etmiştir. İzmit vilayetinin adının Akçakoca’ya izafeten Kocaeli olmasını öneren Ruhi beydir. Aileye Saner soyadını alan Müfit bey Mekteb-i Mülkiye mezunu olup çeşitli illerde Vali’lik yapmıştır. Aile büyüklerinden Edip Paşa’nın damatları olan Kaymakam Hüsnü Yeğiner ve 1950 yılına kadar iki dönem Bursa Milletvekilliği yapmış olan Dr. Talat Simer Kandıra’da Kuvayı Milliye teşkilatının kurulmasını sağlamışlar ve İstiklal Savaşı’nda yer almışlardır.Avrupa’da mühendislik eğitimi yapmış olan Ahmet Ferit Saner Teknik Öğretim Genel Müdürü iken, onu mühendisliğe yönlendiren akrabasıdır.

Babası Rıfat Saner, annesi Sübhiye’dir. Annesinin ailesi Girit’ in Kandiya beldesinden mübadele ile Türkiye’ye gelmiş ve Mudanya’ya yerleşmiştir. 1937 yılının hıdrellez olan 6 Mayıs günü (nüfusta 15 Haziran 1937) 4 kızdan sonra erkek olarak Mudanya’da dünyaya gelmiştir. Annesi Girit’te ortaokulu bitirmiştir. Ülkemizde ilkokul mezunu mumla aranırken, ortaokul mezunu olan annesine vekil öğretmenlik görevi verilmiş, Atatürk’ümüzün öğretmeni olarak Kırıkkale’ye bağlı Hasandede nahiyesinde göreve başlamıştır. Annesi üç sınıfı birarada okutur, akşamları Mahalle Mektebi olarak kadın-erkek yaşlılara okuma-yazma öğretirdi. 4-5 yaşında olmasına karşın annesinin derslerine girerdi. Okuma-yazmayı bu yaşlarda öğrendi, ne zaman-nasıl öğrendiğini hatırlamıyor. Okuma-yazma bilmesi kendisine 1 yıl kazandırdı. İlköğretime Keskin kazasında başladı, 3.üncü sınıfa kadar orada okudu. Babasının tayini Ş. Koçhisar’a çıktığından ilkokulu orada bitirdi. Ş. Koçhisar’ da ortaokul olmadığından, babası tayinini Ankara’ya çıkardı, ortaokula bugünkü Cebeci Ortaokulu’nda başladı. Ortaokul 1.inci sınıfı başarıyla geçti ama çok yaramaz olduğundan kaydını başka okula aldırması için okul babasına yazı yazmış. Bunun üzerine Ortaokul 2.nci sınıfı doğduğu Mudanya’da okudu. Okulda, dayağın yasak olmasına karşın iki kez dayak yiyerek bayıldı, gözünü hastanede açtı. Bu dayak onu ıslah etti. 2.nci sınıfta da başarılı oldu, sınıfı geçti.Uslandığına kanaat getirilmiş olacak ki, tekrar Ankara’ da aynı ortaokula dönmesine izin verildi, 3.üncü sınıfta eski arkadaşlarıyla buluştu. Orta ve Lise öğrenimi Ankara’da tamamladıktan sonra üniversite için İstanbul’a geldi.

Babası da malulen emekli olup, İzmit’te Derince’ye yerleşti. Bu 1953 yılıydı. Amcası Ahmet Ferit Saner’in yol göstermesiyle, bugünkü adıyla Yıldız Teknik Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği öğrenimine başladı. 1957 yılında 20 yaşında elektrik mühendisi oldu. Çok az para geliyordu, pardösü alacak parası yoktu. Daha 1.inci sınıfta soğuktan sulu zatülcenp oldu. Birinci yarı dersleri ve vizeleri iyiydi. Fakat, ikinci yarı derslere giremediği için devamsızlıktan sınıfta kaldı. Birinci yarıda notlarının iyi olması ve sağlık raporlarının incelenmesi sonucunda sınav hakkı tanındı, 1.inci sınıfı böyle geçti.

Tatilde denize girdiği için ölümcül hastalığı tekrar nüksetti. Maddi durumu da el vermediğinden, artık okuyamayacağına karar verdi. İşte o zaman Sümerbank imdadına yetişti. Sümerbank’ a hiç başvurusu olmamıştı. Onu ziyarete gelen sınıf arkadaşları ve Talebe Cemiyeti girişimde bulunmuş olabilirdi. Sümerbank Öğrenci İşleri’nden iki bey Derince’ye geldi, ona “seni okutacağız” dediler. Böylece okuma umudu doğdu. Sümerbank bir evladı gibi ona baktı ve onu okuttu.

Üniversite’den önceki tahsil hayatı çok değişik yerlerde çok sorunlu ve haylazlıkla geçmiş olsa da başarılı idi ve hiç sınıfta kalmadı. Üniversite’de kendini tamamen derslerine verdi ve 1957 yılında 20 yaşında Türkiye’nin en genç elektrik mühendisi unvanını alarak mezun oldu.

Zorunlu hizmeti nedeniyle Sümerbank Sivas Çimento Fabrikası’na “Santral Şefi” olarak atandı. Çok genç yaşta şeflik görevi ona ağır geldi. Çareyi askere gitmekte buldu. 1957 yılı aralık ayında askere gitti. 6 ay süren 47. Dönem Yedek Subay öğrenciliğini Ankara / Mamak Muhabere Okulu’nda yaptı. Askerlik albümine onun hakkında: “Genç Mühendis arkadaşımız çalışmayı eğlenceye tercih ettiği için günlerin nasıl geçtiğinin farkına varmadı. Altı ay cebir-geometri problemleri arasında kayboldu sanki” yazılmıştır.

1958 yılında yedek subay öğrencilik dönemi bittikten sonra 1 yıl Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Teknik Daire Başkanlığı’nda “Kontrol Mühendisi” olarak görev yaptı. 1959 yılı Haziran ayında terhis oldu. Askerliği sırasında M.K.E. Kurumu Kırıkkale fabrikalarında tamamen yerli olarak üretilen ve Almanya’ya satılan silah ve mühimmatın tesliminde dönüşümlü olarak Alman Heyetine karşı Türk Heyeti’ne Başkanlık yaptı.

Zorunlu hizmeti bitmediğinden 1959 yılı Temmuz ayında Hereke Kumaş Fabrikası’na atandı. Hereke Fabrikası’nda çalışırken Sümerbank’ın reorganizayon çalışmalarında görev almak için Sümerbank adına İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nde eğitim gördü ve diploma aldı.

Hereke Fabrikasında iken eşi Aysel Saner ile 25 Eylül 1960’da evlendi. Evliliği bugün de devam etmektedir. Evlilikten 17 Mayıs 1963’de İlke Saner adında erkek ve 31 Ocak 1967’de İlkay Saner (Tarcan) adında kız çocuğu oldu. İlke Saner Damla ile, İlkay ise Erdoğan Tarcan ile evlidir. İlke Saner’den iki erkek, bir kız torunu; İlkay Tarcan’ dan iki erkek torunu var.

Zorunlu hizmeti bittiğinde, Sümerbank’ta memur maaşı çok düşük olduğu için yevmiyeli olarak daha iyi maaşla 1963 yılında SEKA Kağıt Fabrikası Montaj Müdürlüğü’nde işe başladı. 1967 yılında alaylılar yerine hocalık yaptığı elektrik teknikerlerine kadro ve iş verilmesi için dernek kurduğundan ve derneğin başkanı olduğundan işine son verildi. Sivas Çimento Fabrikası’ndan da SEKA'dan da sorunlu ayrılmıştı, artık Devlet’te çalışamayacağını anladığından 1967 yılında serbest hayata atıldı.

1957 yılında elektrik mühendisi diploması aldıktan 7 yıl sonra Lisansüstü eğitimi yaparak 1964 yılında elektrik yüksek mühendisi oldu. Yüksek mühendislik yıllığında onun hakkında: “Sınıfımızın en yaşlısı ve en emektarı hiç süphesiz, zamanında sınıfın biricik yavrusu olan ve “yavru” lakabiyle tanınan, bugün de “ihtiyar kurt” lakabiyle çağrılan arkadaşımız İzmit Tekniker Okulu’nda hocalık, İşletme Enstitüsü’nde ve Okulumuzda talebelik yapmakta, ayrıca Sümerbank (Hereke) ve SEKA kağıt Fabrikasında Mühendislik vazifesini deruhte etmesini hakikaten her babayiğidin yapamayacağı bir ustalıkla idame ettirmektedir.Samimi arkadaşımız Yetkin bilhassa sınıfta dersleri çok dikkatli takip eder ve hocaların eksik bıraktığı kısımları tamamlar. Kendisine ait olan nükteleriyle uyumakta olanları uyandırır…” yazılmıştır..

Hereke fabrikasında mühendis olarak çalışmakta iken ek görev ile 1961 yılında Hereke Ortaokulu’nda Fizik ve Kimya öğretmenliğine başladı. SEKA’ ya geçtikten sonra ortaokul öğretmenliğini bıraktı. SEKA Çırak Okulu’nda, akşam Tekniker Okulu’nda, akşam Yüksek Tekniker Okulu’nda ve Meslek Yüksek Okulu'nda elektrik hocalığı yaptı.

Serbest hayata atıldıktan sonra gündüz de hocalık yapma olanağı doğduğundan Kocaeli Üniversitesi’nin kuruluşunda Elektrik Mühendisliği bölümünde dersler vermeye başladı. Bir süre de Uludağ Üniversitesi’nde de ders verdi. Bugün de, yaşı gereği kadrolu olamadığı için konuk hoca olarak Kocaeli Üniversitesi’nde derslere katkısını sürdürmektedir. Elektrik mühendisliği dalında kitaplar yazdı, kitap yazmaya devam etmektedir. Basılmış 12 kitabı var, 13.üncü kitabını da yazmaya başladı.

Kocaeli Üniversitesi’nde öğrencilerin hazırladıkları mezuniyet albüminde çıkan bir ankette aynen: “4 yılın en başarılı hocası Yetkin Saner”

“Sınıf albümü için yapılan anket sonucunda Yetkin Saner aldığı 4 birincilikle en başarılı hoca unvanını da kimseye kaptırmadı. Nurettin Abut(*) aldığı 2 birincilikle en başarılı 2. Hoca oldu. Anket sonuçları sonucunda başarılı olan hocalarımızın başarılarının devamlarını diliyoruz ve kendilerine bizler için verdikleri uğraşlar için teşekkür ediyoruz” yazılmıştır.

(*)Nurettin Abut gurur duyduğu çok başarılı öğrencisidir.

1989 yılında siyasete atıldı; doğrusu, birikimi ile daha yararlı hizmetler yapması için çevresi tarafından itildi ve İzmit için aday oldu. 6 yıl siyasette kaldı, hiç başarılı olamadığı için siyasetten çok çabuk koptu. O günden sonra da siyasetle ilgilenmedi.

Özgeçmişindeki son sözünde“Üniversite'de hocaların hocası olarak anılmam ve çağrılmam bana büyük mutluluk ve gurur vermektedir.” demiştir.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.