Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

26Ara/110

Karamürsel Kalyon Cafe’de, kahve keyfi…

2011.12.25 yalova 007 Kalyın Cafe’de Yaman Taşçıoğlu’na misafir olduk ve özel fincanlarda ikram ettiği nefis Türk Kahvesini ketfle yudumladık.

Türkiye'nin ve Marmara Körfezinin en güzel kıyı şeridine sahip olan Karamürsel(Kocaeli) de Mayıs 2010 tarihinde hizmete giren Kalyon Cafe Cami atik Mah. Gazanfer Bilge Cad. (0262 452 40 67) hizmet vermektedir.

Kalyon Cafe ismini Osmanlı İmparatorluğunun Deniz kuvvetlerinde kullandığı "Kalyon" isimli gemilerinden almıştır.

Karamürsel Kalyonu

1327 Yılında Karamürsel - Kavak mevkii Armutcuk koyunda ilk Osmanlı tersanesinde inşaa edilen Karamürsel Kalyonu 13m uzunluğunda bir direği, Üç köşe Ladin yelkeni ile 24 kürekli olarak hizmete başladı. Takribi dolu ağırlığı 25 ton olup, 42 mürettebatı bulunmaktaydı. 16. Yüzyıla kadar Osmanlı Devletinin deniz ve nehir donanmalarına hizmet etmiştir.

2011.12.25 yalova 008 Yaman Taşçıoğlu, Ahsen Okyar, Ali Kahraman ve Günay Gülcü

2011.12.25 yalova 007 Yaman Taşçıoğlu, Ahsen Okyar, Ali Kahraman  Jagve fincanlarınan lütfen dikkat..

2011.12.25 yalova 009

1c31448fc1034a80336b2ca796406275_210_150 Kalyon Cafe

2011.12.25 yalova 010 Ahsen Okyar Karabali Camiinde…

2011.12.25 yalova 011

 

KARABALİ BEY’İN KİMLİĞİ

Bosna da doğdu. Bosna beylerinden “Kulin” soyuna mensuptur. Gençliğine dair bilgi edinelimemiştir. Osmanlılar döneminde düşman ülkesine saldırılar düzenleyen akıcı (öncü) beyi. Tarihi kaynaklarda fazla bilgi olmaması na rağmen, 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde yönetici olarak görev yapmışy olan bir akıncı ailesine bağlı olan bir kişidir. Bağlı bulundukları komutanın ailesinin adıyla anılıyorlardı. Bu aile Sofya Silistre (Bulgaristan), Mora (Yunanistan) Semendere (Sırbiye) Sancakbeyliği (İllere bağlı bölgeyi yöneten) ni yürütüyordu. Bu nedenle çoğu Bali Beylerin ölün tarihleri kesin olarak bilinmez.

VAKFI

Osmanlı İmparatorluğu’nun en muhteşem eserlerini oluşturan vakıf ve külliyeleri (Bütüne ait)insanların ihtiyaçlarına cevap vermek için Hanlar (misafirhaneler) aşhaneler (ücretsiz yemek yenilen yerler) kütüphaneler ve daha bir takım sosyal tesisler oluşturuyordu. Dönemlerinde çok geniş bir yer tutan vakıflar imparatorluğunun başlangıcından çöküşüne kadar geniş bir alanda faaliyet gösterdiler. Bunların sosyal ve dayanışmacı oluşu kolaylıkla işlevinden anlaşıyordu. Toplumun ihtiyaçlarına tahsis edilmiş bulunan vakıf tesisleri en hayatı görevleri yapmakla toplumuna sarsılmaz bir dayanışma kazandırmıştır. Osmanlı’da kurulmuş olan yüzlercesinden biri olan Bali Bey’in Karamürsel’deki vakfıdır. 

Kara Bali bey’in Karamürsel ile nasıl bir bağlantısı olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte İznik’te Çandar lı Vezir (yönetici) ailesinden Vezir’i Azam  (üst yönetici)Çandarlı Halil paşa (Ö:1453) nın kızı “İlaldı hatunun eşi ve bundah “Hatice “ adlı bir kızı olduğunu, Hicri 906 (Miladi 1500) tarihinde “Mülki ilaldı” yani (ilaldı nın mal varlığı) vakfiyesi (Bursa’da kutsi efendi’nin 1448 de Zeynilerden yaptırdığı cami nin yanında kimsesiz çocuklara okuması için evini. Ayrıca Ankara’da Bali Bey için katkıda) ni “Hatun Binti Halil paşa “ (Halil Paşa nın kızı) adıyla olmuş olabileceğini, Bursa mahkemesi sicilinden anlaşılıyor. Ayrıca Başbakanlık arşivlerindeki Hicri 937 (Miladi 1530) yılına ait Tahrir (kayıt) defterinin 166 no sunda “Vakfı Evladı İlaldı Hatun Binti Halil Paşa” (Bilal paşanın kızı İlaldı’nın çocuğunun vakfından bahsediliyor.

KARAMÜRSELDEKİ VAKFI

Bali Bey in Karamürselde (hicri 938(Miladi:1522)de kurulan vakfından başka, Şile de bir cami. Bursa da bir iş hanı, Bulgaristan in Plevne bölgesinde Tuna kıyısında bir liman olan Niğbolu (Rezgrad) da Sultan Orhan Gazi (1326-1359) Döneminde akıncıların ilk güreştikleri yerde, Edirne ye 16 km uzaklıktaki semona köyünde bir tekke (gelip geçenlerin sohbet ettiği) yaptırarak, yolcuların atlarına ot biçilip yedirilmesi için. Cevredeki hristiyanları bu görev için buraya iskan etmitir. Ayrıca Budi (Macaristan)da bir tekke insa ettirmiştir.

BALİ BEY İN BURSA DAKİ HANI

Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922) döneminde görkemli tarihsel bir mirasa sahip ve ilk başkent i Bursa da çekirge semtine giren ana cadde üzerinde bulunan yakın zamana kadar kalıntılarına rastlanan Bali Bey hanının yapılışı sırasında üç katlı olduğunu öğreniyoruz. Bali Bey tarafından yaptırılarak hizmete sunulan bu yapı daha sonraki yıllarda Bursa nın hızlı gelişimi söreci içerisinde kötü yapılanmanın sonucunda yıkılıp gitmiş ve yapı zamanla toprak altında kalmıştı.

Son yüzyılda Bursa Büyükşehir Belediyesi başlattığı “Kent”in tarihi mirasları nan korunarak yaşatılması projesiyle yapının toprak altından çıkarıp temizlemiş ve yeniden restorasyon nu yaparak gün ışığına çıkararak gelecek kuşaklara aktarmanın yanında Balı Bey in adınında yaşatılmasına vesile olması taktire şayan bu çalışma ile yüzlerce yıllık bir geçmişin izlerinin kazandırmaya imza atanları kutlamak tarih severlik görevimizdir.

BELGRAD SEFERİ

Kanuni Sultan Süleyman  (1520-1566) ın hükümdar tahtına çıktığını haber vermek üzere Macar kralı Lajos 2. (1516-1526)ye yolladığı  Türk elçileri öldürülünce, Kanuni Macaristan a bir sefer düzenlemeyi kararlaştırdı. Bunun içinde Bali bey ile Mihaloğlu Mehmet Beyleri öncü (akınca) kuvvetler “semendere muhafızı” olarak görevlendirdi. Bali Bey in tavsiyesi ile belgrad fethinin gereği anlaşılmasıyla, padişah “Zemun”  (Belgrad kendinin banlıyosu, Tuna nehri kıyısında, Sava kavşağının yukarısında) otağına (çadırını)kurarak kesin kuşatma emrini 1 Ağustos 1921 de verdi. Baha sonra Belgrad, Sava ve Tuna tarafında kuşatılarak yapılan şiddetli çarpışmalardan sonra 8 Ağustos 1521 Perşembe günü Belgrad ın bazı kaleleri alındı. 29 Ağustos 1521 günü gecesi de Belgrad kalesinin tüm anahtarları Osmanlı padişahına teslim edildi. Ardından, Belgrad a giren Kanuni, burada camiye çevirdiği bir kilise de Cuma namazı kıldı.

Belgrad’ın fethinde sonra Macaritan a gitmek isteyenlere izin verdi. Yerlerinde kalmak isteyenlerin Cizye (Hıristiyanlardan askerlik hizmeti karşılığı alınan vergi) yi kabul edenlerin dışındakileri İstanbul a gönderdi. Belgrad da 18 Eylül 1521 Çarşamba gününe kadar kalan Kanuni ayrılırken Belgrad ın onarımı için “Hazine i amire”(devlet hazinesi) den 20 bin altın tahsis etti. Burada cami, mescit ve imarat gibi binaların inşasını emredip Belgrad kalesine yeteli sayıda asker ve cephane yerleştirdikten sonra İstanbul a döndü.

BOSNA DAKİ VAKFI

Bali Bey in mostar kentinde “Bali efendiya” adı verilen vakıf, Brankovast semtindeki “:Braça Şişiç ve Braça Şariç”caddeler arasında bulunuyordu. Ayrıca bu vakıftan olarak “jenska Vyerska Şkola” (Hanımlar okulu) vardı. Vakıf hame “Rebivvül evvel  1021” (Miladi: Mayıs 1612) de tescil edildiğini görüyoruz. Ayrıca yine mostar da bir medrese, Borka nahiyesinde bir kervansaray, Glavatıkola (Kuşbaşı) ve Konyiç (Konyalı) te Neretva nehri üzerinde birer köprü nişa ettirmiş, bunların idaresi için dokuz dükkan ve üçyüz bin nakit Osmanlı akçesi (para) vakfetmişti. Bölgenin Türk-Rus savaşı (1877-1878) sonunda çıkmasından sonra Yugoslav (Güney Slavları)döneminde 1950 yılının yaz ayında vakfın camisi yıktırılmıştır.

BALİ BEY İN VEFATI

Mohaç zaferi (29 Ağustos 1526) dan sonra “Dalmaçya)” (adriyatik denizi kıyısı boyunca uzanana bölge) de “1527-1528” yılları arasında birçok kaleyi fet eden Bali Bey Muhaç ta kendi adını taşıyan bir cami yaptırdı. Daha sonra Ağustos 1541 de “eyalet” statüsüne kavuşturularak 12 sancağı ve 27282 km2 ile, merkezi “Tmesıvar “ olan, Osmanlıların milli damgalarını ve uygarlıklarını izlerini silinmez bir anı haline getirdikleri, burada kiliseden cevrilmiş üç cami dışında  Osmanlılarca yapılmış onsekiz camiden başka  yedi medrese ve birçok tarihi eserin yanında Gül baba türbesi  ve tekkesi, ayrıca Sultan Süleyman canisinin bulunduğu Budin kentine vezir (idareci)olarak atandı. Bali Beyin buradaki görevindeyken  1543 te buradaki tekkesine defnedildi.

KARABALİ CAMİSİNİN YAKILMASI

Kurtuluş savaşı (1919-1921) nda Karamürsel in Yunan işgalinde Karamürsel Kaymakamı Refik Bey in 14 Kasım 1920  günü Batı Cephesi Komutanlığına çektiği telgraftaki anlatımda şöyle diyor: “Dört bin haneden oluşan ‘serveti umumiyesi’ (genel ekonomisi) sahildeki diğer kasabalardan en zengin olan Karamürsel e Gök bayrak taburu ile geldim. Burada erkeklerin Cami, okul ve hükümet binasına doldurularak evlerim ve çarşıdaki dükkanları tamamen talan ederek boşaltılan mallar yunan askerleri tarafından kıyıda ki yüklemek suretiyle taşımışlardır. Ayrıca Kara Bali camii tamamen tahrip edilmiş, kandilleri kırılmış, Kuran ı kerimler ayaklar altında ezilmiştir. Bunun yanında kasabanın nüfus unun yüzde yirmi beşi kurşuna dizilerek katledilmiştir. “Askeri tarihi belgeler s92,ocak 1992).

karabali_2

CAMİNİN ONARILMASI

Karamürsel in düşman işgalinden (04 Temmuz 1921) kurtarılmasından sonra, 1927  de ilçe halkının girişimi ve desteğiyle tamamen çökmüş olan caminin kubbesi temizlenerek ilk çalışmayı, eski yapısına uygun olmasa da, Çam çukur ustalarından “Topal lakaplı” Recep Bayrak tarafından çatı kaldırılmış, iç donanımlarını ise Osmaniye köyünden Süleyman Demirel ve Süleyman Akgül adlı kalfalar tarafından tamamlanmıştır. (Söyleyiş: Ziya edin Demirel, 1914 doğumlu Karamürsel 1998). Daha sonra 17 Ağustos 1999 günü yaşanan körfez depreminde cami duvarları hasar görmüş, minasesi işe yıkılmıştır. Caminin güç kazanması için vakıflar (Bursa) idaresi tarafından, minaresi minareci Muammer Yantar adlı usta ya 2000 yılında yaptırılmıştır. İç sıvasının düzenlenmesi işi 2004 te elden geçirilmiştir. 

MÜHİMMELER (BELGELER)

Kaynak açısından son derece önemli olan mühimmeler, geçmişte yaşanan olayları belgelemesi bakımından araştırmacılar için çok önemlidir. Bunlar geçmiş dönem ile ilğili bilgileri gelecek kuşaklara aktaran döküm anlardır. Kara Bali camisi ile ilgili mühimmeler (belgeler) den çevirmesini yaparak kısaca aktardığınız olarlar;

1- Kara Bali Bey in tescil edilmiş Vakıfları, Rumeli Kazaskeri (Ordu Hakimi) Aviz Bin Bali (Bali oğlu aviz) ve Evkafı harameyn (Vakıfların tüm denetimlerini yürüten) Müfettiş Kethüda Zade Mehmed in tuğralarını (damgalarını) bünyesinde bulunan “Evali Muharrem 938 (M:Ocak 1531)tarihli Vakfiyesinde yer alıyor. Bu belgede Karamürsel deki kara bali vakfı hakkında bilgi ediniyoruz.

2- Karamürsel Kadısına Emirdir. Karamürsel in mahallelerinden Bali mahalle si (cami atik) halkından olup, Hukuk dairesine giderek Kara Bali camisi vakfında görev yapan caminin imam ve hizmetlilerine yetmiş seksen yıldan beri ödene gelen dokuzar akçe (para) hizmet ödeneği olarak verile gelmiş iken, Vakfın muhasebecisi Mustafa ya dilekçe verip, vakfından üçer dirhem (gümüş para) in verilmesini haber vermekle, vakfı yapanın koyduğu şartlara dokunulmadan eskiden belir verile geldikleri ödeneklerin verilmesi hususunda rica ettikleri arz ediliyor. Bu hususta vakfın ödemeye gücü varsa hak edişlerinin verilmesi emrimdir. (Mühime: 96, s 36, Evasit i Ramazan 1089. miladi Eylül 1678) deniyor.

3- İznik ve Karamürsel yetkililerine emrimdir. Saray i cedit (Padişah sarayı vakıflar yetkilisi) Yakup Ağa bir dilekçe gönderip sorumluluğundaki Kara bali Ağa vakfından olan Karamürsel ve İznik te gelir getiren malların kira ödentilerinin ertelenmeleri ile kullanım hakkı bulunanların bazılarının ölmüş olduklarından kullanım hakkı geliri vakıfı geçmiş iken bazı kişiler bunu fırsat bilerek zapt ettiklerini Vakıf idaresinden alınmış senetleri olmayıp, Vakıfın tümüne haksızlık ettiklerini ve bu hususta emrim olduğunu bildirip. Gereğinin hukuk ile görülerek halledilmesi kararı erim olmuştur. (Sultan Mehmet 4.(1648-1687) Mühime : 96 s. 104, Evail i Ramazan 1089 (miladi: Eylül 1678)tarihli yazılı belge.

4- Karamürsel yetkililerinde gönderilen emirde. 25 Mayıs 1718 günü yaşanan deprem de hasar gören Kara Bali cami si nin acilen onarılarak halkın hizmetine açılmasını içeren “Eval i Ramazan 1089. Miladi: Kasım 1718) tarihli yazılı belge.

5- Bali Bey in Vakıflar Genel Müdürlüğü nün 629 No lu defter in 456 ve 457 sahifeleri ve 346 sırasında “cami, hamam, misafirhane, okul ve idarecilerin oturmaları için bir ev yaptırıp vakfettiği” gurre i cemaziyelahir  1211 (Miladi: 1 Mayıs 1796) yer alıyor (Bu belge ile vakfın kuruluşundan sonra müştemilatın tamamlanmasından sonra tescilin yapıldığı görülüyor)

Bu tarihi bilgileri bizlerle paylaşan araştırmacı yazar Cemalettin Özbay'a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Fazlı Biçer

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Kategori: Gezi Yorum gönder.
Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.