VİRÜS, AŞI VE İLAÇ – Ruhittin SÖNMEZ
VİRÜS, AŞI VE İLAÇ - Ruhittin SÖNMEZ
Covid-19 denilen yeni koronavirüsün yarattığı salgının Çin tarafından Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bildirildiği 31 Aralık 2019’dan bu yana yaklaşık 3,5 ay geçti. Virüse karşı bir aşı veya kesin etkili bir ilaç bulunamadı.
Aşı veya ilaç geliştirilme süresinin ne olacağı hakkında tahmin yapabilmek için virüsün laboratuvarda üretilip üretilmediğini bilmek gerekiyor.
Covid-19 virüsünün laboratuvarda üretildiği, hatta 2003 yılında patentinin alındığı iddiaları var. Sosyal medyada yer alan bilgilerin ana kaynaklarına ulaşamadığımız için bu iddia doğru mudur bilmemiz mümkün değil.
Patente dair paylaşılan bilgiler doğruysa zaten virüs laboratuvarda üretilmiştir. Çünkü “şirketler doğal bakteri ve virüslerin patentini alamazlar.”
2011’de çekilmiş Contagion (Salgın) isimli filmde Koronavirüs salgınının konu edilmiş olması ve adeta günümüzün olaylarının anlatılıyor olması ilginç bulundu. 2018 yılında çekilen 'Venom' filmindeki bir sahne özellikle çok tartışılıyor.
Bu tür bir küresel salgının (pandeminin) olabileceğine dair Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) bir yıl önce ülkelere uyarıda bulunduğu biliniyor. Nitekim Türkiye’de de 12 Nisan 2019’da küresel grip salgını (pandemi) konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesinin yayınlandığı, genelge ile belli kurumların görevlendirildiği ve Sağlık Bakanlığı’nın kapsamlı bir rapor hazırladığı açıklandı.
DSÖ’nün bildirdiği salgın senaryosunun yapay virüsün kontrol dışı yayılmakta olduğuna dair bir bilgiye mi dayandığı yoksa doğal bir virüs mutasyonu olacağına dair bilimsel bir öngörü mü olduğunu bilemiyoruz.
Ben dünya ticaret hacmini ciddi şekilde düşürecek bir virüs salgınını ABD’nin de, Çin’in de başka ülkelerin de isteyeceğini sanmıyorum. Fakat Başkan Donald Trump’ın ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un DSÖ’nün uyarılarına rağmen başlangıçta olayı hafife alması ve tedbir almakta gecikmesi bana çok ilginç geliyor.
Bu olay dünya dengelerini değiştirecek bir biyolojik silah denemesi ise, bu ikilinin ilgisi ve bilgisi olmadan bu mümkün olamazdı. (Uluslararası şirketler veya ABD derin devleti olabilir mi? Zayıf ihtimal.) Trump ve Johnson beklemedikleri bir olayla karşılaşmış gibiler ve ülkelerinde sıkı tedbirler almaya başladılar. Hatta Johnson virüsten hastalandı.
*******************************
AŞIYA ÜMİT BAĞLAMAYIN
Virüsün yapay veya doğal olması neden önemli?
Virüs yapay olarak üretilmişse, yaymadan/ yayılmadan önce aynı üreticiler tarafından buna karşı aşı veya ilacın da üretilmiş olması gerekir. Çünkü kontrolsüz bir şekilde kendilerinin veya istemedikleri kişilerin ölmesine yol açabilecek bir öldürücü virüsün yayılımını istemezler.
Demek ki, virüs yapay ve salgın kontrollü bir proje uygulaması ise projeyi uygulayanlar çok geçmeden “aşı veya ilaç bulduk” diye piyasaya çıkarlar.
Yeniçağ Gazetesi’nde Arslan Bulut “ciltten vücuda verilebilen moleküller” (biyolojik silah) üreten Pittsburgh Üniversitesi'nden bir ekibin Covid-19 için “aşı bulduk” açıklamasını şöyle yorumladı:
"Virüsü yapay olarak ürettik’ diyen ekibin, ‘aşısını da bulduk’ açıklamasına güven duyulamaz.”
Soner Yalçın’ın Kara Kutu isimli kitabını okuyanların, uluslararası dev ilaç firmaları ile Amerikan Sağlık Örgütlerinin ilaç ve aşılar konusunda yaptıklarını öğrendikten sonra bulunacak aşıya güven duyması daha da zor olacaktır.
Bu aşamada sadece yerli ve milli aşı üretiminin önemini hatırlatalım. Ve yıllarca yerli ve milli aşılarımızı üreten Hıfzıssıha Enstitümüzün önce içinin boşaltılması ve sonunda 2011 yılında kapatılmasının gafletten öte bir şey olduğunu içimiz yanarak tespit edip geçelim.
****
Bu virüs türünün Çin’de hayvanlardan (yarasalardan) insana geçtiği ve buradan yayıldığı iddiası doğru ise yani virüs yapay olarak üretilmemişse aşı ve ilaç üretimi için en az 1-2 yıl beklenmesi gerekecek.
“Aşı piyasaya sunulursa salgın durdurulabilir” deniyor. Fakat burada önemli bir şart var: Diyelim ki aşı 18 ay sonra uygulanmaya başladı. Bu süre içinde Koronavirüs mutasyona uğrar yani yeni bir yapıya dönüşürse geliştirilen aşının yeni tür virüse etkili olma ihtimali çok az.
Nitekim 2019 İnfluanza (grip) aşıları, 2016’da ABD’de görülen 3 tür grip virüsüne karşı geliştirilmiş aşılar olduğundan yeni tür grip virüslerine karşı pek etkili olmuyor.
Mademki aşı ve ilaç geliştirmek bu sene içinde mümkün değil. Bu durumda salgın nasıl duracak?
*******************************
SALGIN NASIL DURACAK?
Bazı uzmanlar toplumun yüzde 60’ında covid-19 bulaşması olduktan sonra toplumsal bağışıklığın oluşacağını söylüyor. Böylece insandan insana kolay bulaşan bu virüsün bulaşma zinciri kopacağından salgın etkisi giderek azalacak. Tabii ki kötü yönde mutasyona uğramazsa…
Bu toplumun yüzde 60’ı hastalanacak demek değil. Virüs bulaşanların dörtte üçü ya farkına varmadan veya çok hafif bir grip gibi geçiriyor. Bunların çoğunda virüs pozitif olup olmadığı tespit edilemiyor. Ama bunlar taşıyıcı olabiliyor.
Herkese test yapılmadığı için halen toplumun ne kadarına covid-19 bulaştığı bilinmiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, test yapılanların yüzde 15’i pozitif çıkıyor. Koronavirüs pozitif çıkanların (toplam vaka sayısının) yüzde 2,1 kadarı vefat ediyor.
Muhtemelen iki hafta içinde vaka sayısı artışı ve vefat sayıları artışı önce duracak, bir süre sonra da inişe geçecek.
Bir ihtimal de yaz ayları geldikçe virüsün etkisi azalacak. Belki de, en iyi ihtimal olarak, 2003’de SARS virüsünün Temmuz ayında mutasyona uğrayıp tehlikeli olmaktan çıkması gibi bir değişim olacak.
Bu arada tedavi yöntemlerinden en etkili olanları uygulanacağı için can kayıpları azalacak.
Ama Mart ayından önceki normal hayatımıza dönmemiz kısa zamanda mümkün olmayacak.
16.04.2020
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.