Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

20Oca/200

KANDIRA’NIN ÇİLESİ BİTMEYECEK Mİ? – Mustafa KÜPÇÜ

mustafa kupcuKANDIRA’NIN ÇİLESİ BİTMEYECEK Mİ? – Mustafa KÜPÇÜ

Kandıra, annemin doğup büyüdüğü, çocukluk yıllarımın “mutlu kasabası” idi.

Toprağı bereketli, insanları çalışkan ve üretkendi. Keten, mısır ve ayçiçeği başta olmak üzere birçok ürün yetişirdi. Rahmetli anneannemin “keten tokaçlaması” hala gözlerinde ve belleğimde canlanır. O’nun “düzen” dediği tezgahta ürettiği keten bezinden çarşaflar, iç çamaşırları ile bir ömür yaşadık.

Kandıra’nın “manda sütü” karışımlı yoğurdu, peyniri tüm ülkede bir “marka” idi. Hindi denince akla “Kandıra Hindisi” gelirdi.

Türk sinemasının bir klasiği olan “BEYAZ MENDİL” Kandıra’da çekilmişti. Rahmetli Ömer Evin, bu filmde Fikret Hakan’ın yakın arkadaşı rolündeki başarısıyla anılır.

Kandıra’lıların “Yaşama keyfi” vardı. Özellikle yaz akşamları mahalle aralarında kurulan sofralar klarnet sesleriyle süslenirdi. “Kısır Geceleri” ile komşular bir araya gelirdi. Düğünlerin vazgeçilmesi “HEYAMOLA” alaylarını unutmak mümkün mü?

Sonra ne oldu, nasıl oldu ama birileri Kandıra’yı ve Kandıralıları bu mutluluktan adım adım kopardılar!

Önce Hindi Üretim Çiftliği’ni yok ettiler! Sonra, Manda nesli hızla tükendi. Keten üretimini teşvik için şimdiki Cezaevleri külliyesinin olduğu yerde, Çal mevkiinde, yurtdışında çalışan Kandıralıların da katkılarıyla KETEN İŞLEME FABRİKASI kuruldu. Köylüden uygun fiyatla keten alıp Bursa’ya tatlı karlarla satanların düzeni bozulmuştu! Artık üreten köylü ve fabrikaya ortak olan gurbetçiler kazanacak, gençlere iş olanağı yaratılacak, Kandıra da gelişecekti. Bilinen ama görünmez eller bu güzel rüyayı yok ettiler!

1975’te, dönemin Kaymakamı Ayhan Bey’in öncü girişimi ile, Özel İdare ve İzmit Belediyesi’nin de ortak olduğu GİMTAŞ kablo fabrikası kuruldu. İki yıl içinde üretime de geçti. Ne var ki, bu üretim tesisini de yaşatamadık!

Bir yerde üretim yoksa, gençler de olmaz! Ekmek peşinde kentlere göç eder insanlar. Öyle oldu. Tarla, bağ bahçe işleri Kandıra insanını besleyemiyordu artık. Nüfus artacağına eksilmeye başladı. Üretme heyecanı kalmadı.

Sonra bir gün; “Kandıra sahillerini TURİZM BÖLGESİ ilan edeceğiz” dedi birileri! Sınırları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisi ve Bakanlar Kurulu Kararı ile mümkündü bu. Sadece “kararname” yetmiyor, “Turizm Bölgesi” için alt ve üst yapı yatırımları gerekiyordu. Öte yandan, Kandıra’da bir “Turizm Otelcilik Okulu” açılacak, Kandıralı gençler bu okulda eğitim görerek turizm sektöründe iş bulacaktı! Olmadı! Kandıra sahillerinde yazlıklar çoğaldı, kimi tesisler kuruldu, yaz aylarında çevre illerden tatilciler gelmeye başladı ama “büyüyen ve istihdam yaratan bir sektör” olamadı.

Kandıra için, yakın tarihlerde, Çal-Kayıplar arasında, “Gıda Organize Sanayi Bölgesi” kurulması girişimi yapıldı.  Konu üzerinde “halkı bilgilendirme” çalışmaları yeterli görülmedi. Bir kısım insan “evet” derken, bir kısmı da “tarımsal alanlara ve doğaya zarar verileceği” kaygısıyla “hayır” diyordu.

Kandıra’nın iki köklü yerleşim merkezi Akçova ve Teksen’in, İstanbul’a su sağlamak için kurulacak barajın suları altında kalması ve tarihten silinmeleri söz konusu!

Öte yandan son yıllarda Kandıra’nın en güzel toprakları İstanbul’lu zenginlerin “temiz bir doğada keyifle yaşama alanı” olarak paylaşılmaya başladı! Kandıra yolunda adım başı “Emlakçı” ofisi görüyorsunuz! Doğal alanları yok ederek sürdürülen “Kuzey Anadolu Otoyolu” Kandıra’dan İstanbul’a kısa sürede ve kolay ulaşım olanağı sağlayacak.

Peki, bütün bunların Kandıra’ya ve Kandıralıya ve faydası olacak? HİÇ!

Şimdi de “Katı atık çöp toplama tesisi” yapılması gündeme getiriliyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Bey, bu konuda “kesin karar vermiş” izlenimi yaratan açıklama yaptı. Sonra, Kandıra’lı sivil toplum kuruluşlarından tepkiler geldi. Kandıralılar; bu bölgedeki su havzalarının zarar göreceğini söylüyorlar. DSİ, “bu alanda yer altı su kaynakları yoktur” demiş! Ama gazeteci Ergün Demir, bu alanda inceleme yapmış ve kaynak sularının olduğunu video ile kanıtlamış!

Anlaşılıyor ki, “ÜRETİM MERKEZİ” yapılamayan Kandıra, “ÇÖP TOPLAMA MERKEZİ” yapılmak isteniyor!

Hem de Kandıralı’ya sormadan!

Meslek Odaları’na danışmadan!

“Ben yaptım oldu” ya da “İsteseniz de istemeseniz de olacak” anlayışıyla!

Kandıra, nüfusu ve gelir düzeyi dikkate alınırsa, çöp atığı en az olan bir ilçe. Ayrıca, Kandıra halkı temizliğe büyük önem verir.

Kandıra’yı bütün bir ilin “ÇÖP ALANI” yaparak adeta cezalandırmak hak mıdır, insaf mıdır?

Büyükşehir yönetimi “dayatma” tavrını terk etmeli, konuyu yeniden ve insafla incelemelidir.

Kandıralılara ve var olan derneklere düşen görev de; Kandıra’ya sahip çıkmak olmalıdır.

Kandıra’nın çilesi artık sona ermelidir.

19 Ocak 2020 - Kocaeli Gazetesi, Mustafa Küpçü tarafından kaleme alındı
https://www.kocaeligazetesi.com.tr/makale/3599341/mustafa-kupcu/kandiranin-cilesi-bitmeyecek-mi

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.