Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

2Oca/200

KEFKEN DEĞNEK VE KARADENİZ EREĞLİ – Prof.Dr.Ali Osman ÖZCAN

ali_osman_ozcanKEFKEN DEĞNEK VE KARADENİZ EREĞLİ - Prof.Dr.Ali Osman ÖZCAN 04 Eylül 2014, 01:35

Kefken değnek, bir tür bastondur. Çocukluğumuzda yaşlılar ellerinde kefken değnekle gezerken onlardan korkardık. Değnekle vuracaklarını düşünür, yanlarına yaklaşmazdık. Kefken değnek, kızılcık, gürgen, şimşir, dişbudak, ahlat elma, ahlat armut, kayın, dut, kansiyek, budaklı diken ağaçları, fındık ve kestane ağaçlarından yapılır.

Baston yapılacak ağaçlar, biraz bekletildikten sonra ateşte kızdırılıp sap kısmı eğilerek baston şekli verilir. Zonguldak bölgesindeki köylerde kefken değneği yapmak ticari amaçlı değildir. Yapılan değneklerin süslenmesine özen gösterilir. Herkes kendi ihtiyacına uygun değnek yapmaya çalışır. Bu olguyla ilgili olarak kefken değnek tabirinde geçen kefken sözcüğünün Karadeniz Bölgesi'nde bir yerleşim yeri olduğu düşüncesi oluşunca, kefken değneği, yani baston veya asanın bu yer adıyla ilişkisini çözme fikri zihnimi işgal etmeye başladı.    

Türkçe Sözlükte değnek elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa olarak tanımlanmıştır. Ancak kefken değnek, baston ve asa anlamındadır. Sopa anlamında değildir. Meydan Larousse Ansiklopedisinin 7. cildinin 145. Sayfasında ise şöyle bir açıklama vardır: Kefken adası Yunanca Thynias veya Thyneis Daphnusia. Karadeniz'in güney batı kesimlerinde Kocaeli kıyısı önünde, kefken veya Pazartaşı burnu karşısında. Bizans çağında Daphnusia adını taşıyan bir piskoposluk merkeziydi. Adanın etrafı çeşitli devirlere ait tamir izleri taşıyan bir surla çevrilidir. Kalenin yüzeyde bulunan çanak, çömlek parçalarına göre M.Ö. IV. yüzyılın birinci yarısına ait olduğu söylenebilir. Bugün adada bir deniz feneri ve küçük gemiler için mendirekle donatılmış bir barınak vardır. Metinde geçen Daphnusia Yunancada "Defnesi bol yöre" demektir.

Kefken adasına Yunanlıların verdiği ad olarak tanımlanmaktadır. Bölgedeki defne ağacı bolluğu dikkate alındığında verilen ad doğru bir addır. Defne ağacından da baston yapılır. Tarih öncesi dönemde demir silahlar ve ateşli silahların olmadığı dönemde kefken değneğin bir silah olarak kullanılabileceği gayet açıktır. Bastonun eğri tarafıyla düşmanın ayakları yerden kesilebileceği gibi diğer tarafıyla da vurulabilir. Dolayısıyla çocuklukta yaptığımız akıl yürütme doğru olsa gerek.    

Günümüzde Zonguldak'ın Devrek ilçesi baston yapımıyla ün kazanmış olmasına rağmen Zonguldak bölgesinin hemen her köyünde baston yapımını bilen insanlar vardır. Baston yapımına elverişli yapıdaki ağaçlar kesilerek işlemden geçirildikten sonra bastonlar yapılmakta ve süslenmektedir. Karadeniz Ereğli köylerinde de kestane, fındık, kansiyek, gürgen, şimşir, kızılcık, ahlat ağaçları ve budaklı ağaçlardan bastonlar yapıldığı bilinmektedir. Bu durum Karadeniz Ereğli'nin tarih öncesi dönemlerden beri çok değişik kültürlere ev sahipliği yaptığı ve diğer kültürlerle etkileşim içinde olduğunu gösteren bir örnektir.    

Bilge Umar, İlk Çağda Türkiye Halkı adlı, İnkılâp kitapevinde 1999 yılında basılmış kitabının 132. sayfasında, Paflagonya halkı olan Kaşkalarla ilgili olarak şu bilgiyi vermektedir: Mısır firavunu Arzawa Kralı'na bir mektup yazar. Mektupta "Bana Kaşkalardan gönder" der. Kaşkalar sadece Zonguldak'ın Filyos çayının doğusunda yaşamamıştır. Filyos çayının batısına doğru da yani Karadeniz Ereğli ve Devrek bölgelerine de geçmişlerdir. Filyos çayını aşılamayacak doğal bir engel olarak görmek yanlıştır. Filyos çayını küçük kayıklarla ve hatta yaya olarak geçmek mümkündür. Mısır yazıtlarında "deniz halkları" denen ibareler vardır. Yani M.Ö. 1300-1200 dönemlerinde kayıklar, sandallar, tekneler bilinmektedir. M.Ö. II. binyılda başlayan göçler Anadolu'yu da etkilemiştir. Thrak kökenli bir halk olan Bitinyalılara Asya Thrakları denmesi ve Bitinyalıların Kefken adalarına egemen olmaları bir kültür ürünü olan kefken değneğin Zonguldak bölgesinde yayılmasının nedenini açıkça ortaya koyar. Bölgedeki bitki örtüsü de orada yaşayanların kefken değnek yapmasını sağlayacak imkânları sunmuştur. Aynı şekilde İstanbul'u kuran Megaralıların M.Ö. 560 dolaylarında Karadeniz Ereğli'sini de kurmaları, bu halkın denizci olduğunu, İstanbul-Karadeniz Ereğli arasında gezip dolaştığını ve bir kültür oluşturduğunu açıkça göstermektedir.    

Kefken adalarında yetişen defneden yapılan ve silah olarak kullanılan değnek, bölge halkının savaş kültürünün vazgeçilmez bir öğesi olmasına yol açmıştır. Tarih öncesi dönemde İsrail, Fenike ve Yunanlılar dışında başka halklar da denizcilik alanında rekabet etmişlerdir. Örneğin Fenikeliler, millet olarak denizci ve tüccar olan Yunanlıları sevmez ve onlara düşmandırlar. Hatta İstanbul ve Kadıköy halkı, M.Ö. V ve IV. yüzyıllarda Fenikelilerden gemilere binerek Karadeniz kıyılarına kaçmışlardır. Aynı halkın kefken değnekleri mızrak gibi kullandıklarına dair kayıtlar vardır. Tarihi belgelerde "Bir ucu ateşte sertleştirilmiş değnek" tabiri Karadeniz Ereğli bölgesi halkının kullandığı kefken değneğe gönderme yapmaktadır, denilebilir. Kefken değneği bilmeyen tarihçiler mızrak sözcüğü geçtiği yerde yanlış anlamlar verebilmekte ve kefken değneğe "kısacık mızrak" demektedirler. Kefken değneğin Karadeniz Ereğli'nin ilk halkı olan Mariandynlerin silahı olduğu da söylenebilir.    

İstanbul ve Karadeniz Ereğli'yi kuran Megaralıların Mariandynlerle karışarak Kefken adasına da yerleştikleri söylenebilir. Bunun sonucu olarak Karadeniz'in güneyinde Batum'dan İstanbul'a kadar olan bölgede defne bolluğu dikkate alındığında; hatta Kırklareli Demirköy'de Dupnisa mağaralarının varlığı düşünüldüğünde kefken değneğin ilk çıkış yerinin Kefken adaları olduğu ve Karadeniz Ereğli'ye oradan da diğer yerlere yayıldığı ileri sürülebilir. Sonuç olarak Karadeniz Ereğli bölgesinde bastona kefken değnek denilmesi tarihi bir olguya işaret etmektedir. Bu tabirin baston tarihlerinde dile getirilen tarihlerden çok daha eski olduğu bir gerçektir. Bu tabir tarihi kayıtlarda da belge olarak pek görülmemektedir. Yöre halkı bu tabire sahip çıkmış, günümüze kadar taşımış ve taşımaya devam edecektir. Yöre halkının bir kültür ürünü olarak kefken değnek tabirini yaşatması kendi tarihine sahip çıkmanın göstergesidir.

 https://www.iyigunler.net/kefken-degnek-ve-karadeniz-eregli-makale,327.html
Son Dakika Haberler

Not; Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Prof.Dr. Ali Osman Özcan hocama Allah rahmet eylesin. Kandıralı olarak hiçbiryerde okumadığım Kefken ile ilgili bu yazısını görünce, rahmet vesilesi olması temennisi ile yayınladım.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.