Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

17Ara/190

GÜÇLÜYE AYRI ZAYIFA AYRI TAVIR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sGÜÇLÜYE AYRI ZAYIFA AYRI TAVIR – Ruhittin SÖNMEZ

Yıllar önce bir grup işadamı ile iş toplantısı yapmak üzere gittiğimiz şehirde, turistik hediyelik eşyalar satan bir dükkâna girdik. İşadamı olan arkadaşlarımızın hepsi hali vakti yerinde insanlardı. Ama dükkândan aldıkları birkaç yüz liralık eşyalar için sıkı pazarlık yaptılar, belli miktarlarda indirim yaptırdıktan sonra bu hediyeleri satın aldılar.

Oysaki aynı işadamları ile birlikte yediğimiz iş yemeklerinden sonra, oldukça yüksek meblağlarda ücret yanında garsonlara, hediyelik eşya satan dükkânda yaptırdıkları indirimlerden kat kat fazlasını, cömertçe bahşiş verdiklerine şahit olmuştum.

Bu “psikolojiyi” yansıtan tavırları, farklı kesimlerde, sık sık gözlemliyoruz. Açık pazarda birkaç kilo sebze veya meyve aldığı köylü ile kıyasıya pazarlık yapıp, bir iki lira indirim yaptırmaya çalışan bazı kişilerin çok lüzumlu olmayan lüks tüketim harcamalarına şahit oluruz. Aynı kişilerin lüks bir kuaförde, pahalı bir restoranda bir defada bu köylünün aylık geliri kadar ödeme yaptığını ve üstüne de cömert bahşişler verdiklerini görürüz.

Bu tavır, zayıf olana karşı gücünü hoyratça kullanırken, güçlüye karşı alttan alan ve hatta O’na yaranma gayretkeşliğine dair davranışlarla tam bir benzerlik gösteriyor.

Kamu kurumunda veya özel bir şirkette çalışan amir durumundaki kişilerin astlarına karşı anlayışsız, acımasız, aşağılayan bir üslubun sahibi olduğu halde, kendi üstlerine karşı son derece yumuşak, saygılı ve takdir edici bir üsluba büründüklerine dair örnekleri hepimiz görmüşüzdür.

Benzeri tavırların sahiplerine siyasi yapılarda da, devletin üst kademelerinde de bolca rastlarız. Hatta buralarda olağan sayılan bir davranış biçimi olan bu örneklerden daha da ilerisine, bir şahsiyetsizlik derecesine düşmüş örnekler de oldukça çoktur.

Adam kendilerine hizmet ederken yere göğe sığdıramazlar. Her türlü övgüyü esirgemedikleri gibi, en şerefli makamları layık görürler. Yolları ayrılır ayrılmaz aynı adamı aşağılamak, lekelemek, hakaret etmekte beis görmezler.

Adamın ikbal günlerinde, kapısındaki köpeğinden daha sadık olduğunu göstermek için her türlü yalakalığı yaparlar. Aynı kişi makamdan aldığı gücünü kaybettiğinde ilk hakareti, ilk suçlamayı onlar yapar ve ilk tekmeyi onlar vururlar.

Devlet gücünü kendi vatandaşına karşı hoyratça kullanan, onların hak, hukuk, özgürlük taleplerine karşı sert ve cimri olan muktedirler, kendilerinden daha etkili iç ve dış güçler karşısında son derece mülayim, uzlaşmacı ve bonkör bir tavır gösterirler.

Oysaki ahlaki olan davranış şekli güçlü olanın değil, haklı olanın yanında olmak ve onu desteklemektir.

Oysaki dürüst olan kişilerin siyasi konumuna göre değil, ilkeler ve kurallara uyumu ile ürettiği iş ve hizmetlere göre değerlendirmektir.

Oysaki iyi yönetici ve lider olmak, kendine bağlı kurumların verimli çalışmasını, kuralların uygulanmasını, her türlü eylem ve işlemlerin ana kriterinin kamu yararına olmasını sağlamayı gerektirir.

************************************

UMARIM GÜNCEL OLAYLARDAN KOPMAMIŞIMDIR

Bakın bugün gündemde hangi konular vardı, ben neler yazdım?

EYT’lilerin haklı taleplerine karşı Cumhurbaşkanının bu vatandaşlarımızın ümitlerini yok eden açıklamalarını yazabilirdim.

50 milyon TL olmadığı için Katar ordusuna verilen Tank Palet Fabrikasına para bulamayan devletimizin “Simit Sarayı” şirketini batmaktan kurtarmasını, bu şirketi 500 milyon TL verip devletin varlıkları arasına katmasını yorumlayabilirdim.

Eski Başbakan ve AKP E. Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun parti kurma aşamasında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Davutoğlu’na, Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve E. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a “dolandırıcı” demesini değerlendirebilirdim.

Siyanür içip intihar eden ailelere, her gün toprağa verdiğimiz şehitlerimize karşı ilgisizliğimiz için yakınabilirdim.

Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın sponsorluğunda, AKP’nin Media’sından Turkuaz Media grubundan Forbes Dergisi” tarafından Aleyna Tilki isimli şarkıcıya “ilham veren genç ödülü” verilmesini eleştirebilirdim. (Aleyna Tilki kim mi? Hani daha 19’undaki şu Satanist şarkıcı kız. Çocuk yaşta verdiği pozları, mesajları biliyorsunuz.”)

ABD senatosunun Cumhurbaşkanımızın malvarlığını araştırma tehdidi sonrası Erdoğan’ın ABD ziyareti gerçekleşti. Trump’ın tarihimizde gördüğümüz en ağır hakaret ve tehdit dolu resmi mektubuna muhatap olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisini gösterme şekli önemliydi. Rahip Brunson olayının devamını ve Erdoğan’ın Trump’a mektubunu geri “takdim etmesini” yazabilirdim.

Havuz medyasında her gün güncel yorumlar yapan çokbilmişlerin, saraydan esen rüzgâra göre dönen fırıldak hallerini tasvir edebilirdim.

Ama nedense yukarıdaki konuyu yazmayı tercih ettim.

Umarım güncel olaylardan kopmamışımdır. J

16.12.2019

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.