Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

5Ağu/190

KIPIR KIPIR BİR KKTC – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2KIPIR KIPIR BİR KKTC - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Birkaç seneden beri Girne’ye değişik vesilelerle gidiyorum. Her seyahatimde KKTC’de olumlu değişimleri gözlemledim. Bu defa Maraş’ta envanter çalışmasıyla turizme açılması hizmetlerinin başlaması, Rumların alışveriş için Türk tarafına daha fazla geçmesi ve Türklerin Akdeniz’de doğal gaz araması hep gündemde kaldı. KKTC’de Maraş’a direkt uçuş, sondajların yapıldığı doğalgaz gelişmesi ve üniversiteler Türk kesimini uçuracak gibi görünüyor.

Halihazırda turizmden bir, üniversitelerden de bir olmak üzere ülkeye iki milyar dolar girdi mevcut ve bu rakam ithalatını karşılıyor. Türk ve Rum kesiminin Akdeniz’de Doğal gaz arayışına “her an savaşa dönüşebilecek bir denge” olarak değerlendirenler de olmuyor değil. Rumlar, Kıbrıs’ın tümünün kendilerine ait olduğu iddiasındalar, dolayısıyla uzlaşmak gibi bir niyetleri de yok.

GÜNEY, KUZEYİ KISKANMAYA BAŞLADI                                                                    KKTC’de 107 milletten insan yaşıyor. Futbol kulüpleri bile özellikle Afrika’dan oyuncu transfer edebiliyor. 85 bin öğrencisiyle 10 üniversitenin eğitim verdiği KKTC’de 10 üniversite açılışı için gün sayılıyor. Kalitede de Türkiye’den iyi. 40 bin öğrenci üçüncü ülkelerden gelmiş. Bazılarına çalışma izni bile verilmiş. Herkes mutlu. Bir milyon turist hedefi de daha 2013’te aşılmıştı. Bunların yüzde yirmi oranındakileri İngiltere, Almanya, İsrail ve Kıbrıs Rum kesiminden gelen yabancılar oluşturuyor. Tek sıkıntı Ercan’a Türkiye dışından uçak seferlerinin yapılamaması ve mecburen Rum kesiminden geçişlerin olması. Oysa seyahat özgürlüğü kısıtlanan 400 bin KKTC Türk’ü İngiltere’de yaşıyor! Dolayısıyla bu konuda girişimler devam ediyor.

Artık Ercan Havaalanı kafi gelmiyor, büyütülmesi için TAŞ Yapı ihaleyi almış ama “geciktiriyor” diye epeyi şikayetler var. Ercan’ın büyümesi ile 8 milyon turist hedefleniyor. İsrailliler genelde cazino için gelerek, epeyi süre kalabiliyorlar. Bu seyahatimde bir husus fark ettim; Hintli turistler de artık KKTC’ni tercih ediyor. Türk tur operatörleri Hindistan’a geçen sene çıkarma yapmışlardı. Bu sene meyvesini almaya başladılar. İstanbul Üzerinden KKTC’ye gelen 85 Hintli üst düzey yönetici için özel program hazırlandı Elexus’ta. Hindistan’a Ercan’dan Çharter uçaklarının başlaması bile artık söz konusu olabilecek.

MARAŞ İÇİN 45 YIL BEKLEMEK HATAYDI                                                   Parçalanmış başkentleri olan ülkelerin Avrupa Birliği’ne üye kabul edilmemesi İlkesine rağmen AB’ye girebilen Kıbrıs Rum kesiminden her gün onlarca insan Türk kesimine geçerek hem denizine giriyor, tatil, alışveriş yapıyor ve hem de arabasının benzini dahil deposunu doldurarak dönüyor!.

Girne’de iken KKTC Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay 1974’ten beri kapalı olan hayalet şehir Maraş bölgesine bir heyetle giderek “Mülkiyet rejimine helal getirmeden Maraş’ı açacağız. Burası Türk Vakıf malıdır ve Türk yönetiminde açılacaktır.” dedi ve bankalardan toplanmış bir takım kasaların ve içlerinde kıymetli taşınır malların olduğunu açıkladı. İngiltere buraya çok önem veriyor. İngiliz Kraliyet ailesince yaptırılan Golden Sands Hotel dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli olarak biliniyor. Marliyn Monre ve Elizabeth Taylor gibi dünyaca ünlü yıldızlar burada tatil yapıyorlardı. Arkasında İngiltere’nin olduğu çözümsüzlük cephesi Güney Kıbrıs yönetimi; batılı dostlarına güvenerek adadaki barışı işine gelir biçimde sürüncemede bıraktırıyor. Maraş konusunda bunca yıl beklemek de bir hataydı. Barış görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayacağı anlaşılıyor.

YÖNETİMİ MUHALEFET VE MEDYA ELEŞTİRİYOR                                                 Her gittiğim ülkenin iki zıt kutuplu gazetesini alır inceler, mutlaka pazar yerlerine giderim. KKTC’de de öyle yaptım. Kurucusu mücahit Dr. Fazıl Küçük olan 77 yaşındaki Halkın Sesi ile “Emek en yüce değerdir” diyen Yeni Düzen gazetelerini muntazam aldım. Diğerlerini de Elexus Otel lobisinde Türk gazeteleriyle birlikte okudum. Medya uygun görmediği yönetimin tasarruflarını fikir özgürlüğü içinde eleştiriyor. Bu çok sevindirici bir şey. KKTC esnafı doğrucu davut, hiç yalan söylemiyor ve aldatmıyor. Hırsızlık, zimmet, kaçakçılık, trafik kazası, uyuşturucu olayları çok az, bunun failleri de genelde gelişmemiş ülkeden gelen yabancılar. Batı Nil Virüsü’nden bir kişinin ölmesi üzerine sağlık bakanlığı, bütün medya ve kuruluşlar ortak tavırla yönetimi mücadeleye çağırdı. Sivrisinek ile mücadele yapılıyor olsa da yakarca adındaki bir küçük sinek ile henüz o kadar değil. Eleştirilerden dolayı bizdeki gibi öyle kırgınlıklar falan olmuyor.

Yunanistan’ın yeni Başbakanı Kiriakos Miçotakis o günlerde ilk ziyaretini Rum kesimine yaptı. İlk açıklaması da soydaş ve dindaşlarını mutlu edecek popülist sözlerdi. Diplomatik değil. Zaten öyle bir endişeleri de yok. Ama halk arasında bir yakınlaşma olduğunu hissedebiliyorsunuz. AB vatandaşı olmak da her iki kesim halkının hoşuna gitmiyor değil. Rum Kesiminden AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Yeni Düzen’e verdiği demeçte “çıkmazdan tek çıkış yolu iki liderin üzerine düşeni yapmalarıdır” diyor. Silah satın almanın da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin önceliği olmadığı görüşünde olduğunu da ekliyor.

BARIŞ HAREKATIYLA BİR HALK SOYKIRIMDAN KURTULDU                               Ama Türk Ordusu gerçekten Kıbrıs Türk Halkının tek güvencesi. Bunu 20 Temmuz 2019 Barış Harekatı Etkinliklerinde de gördüm. Önemli konuşmalar yapıldı, değerlendirme yazıları yayınlandı. Halkın Sesi’nde Metin Fahrioğlu dizi yazısının bir bölümünde şunları söylüyor;

-Barış harekatının ikinci aşaması mutlaka gerçekleştirilmeliydi. Aksi halde Kıbrıs Türk halkı Girit misali yok olmaktan kurtulamayacaktı.

Metin Fahrioğlu şöyle devam ediyor;

-20 Temmuz 1974 Barış Harekatının 1.aşamasının ardından başlayan Cenevre görüşmelerinden sonuç alınamayınca “Ayşe Tatile Çıksın” parolası ile 14 Ağustos 1974 günü sabahı 04.30’da Kıbrıs Barış Harekatının 2. Aşaması gerçekleşirken Kıbrıs Türk Halkı, mutlak bir soykırımdan kurtuluyor ve de bugünkü bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temelleri atılıyordu.

HALK, RUM POLİTİKACILARIN ÖNÜNDE                                                            Kitapla Barış programını da pek sevdim doğrusu. Halk daha sağduyulu. Rum Politikacılar gibi değil. Karşılıklı yazarların eserleri orijinalinden okunuyor. Maria Siakalli “Ben hem Kıbrıs Türk, hem Kıbrıslı Rum yazarların eserlerini okuyabiliyorum. Bu da çok güzel bir şey. Fark ediyorum ki bu bir çok insan için olağanüstü bir şey. Bunun daha doğal ve normal bir şey olmasını istiyorum. Bu yüzden kitapları tercüme etmek istiyorum. Olağanüstü, istisna bir şey olmasın herkes okuyabilsin.” diyor. Gençler, mesela Abdullah Korkmazhan da farkında. İşte bunu görebilse yöneticiler galiba barış daha fazla yaklaşabilecek. Bir de baktım ki KKTC’nin önemli yazarlarından Osman Türkay merhum ile alakalı bir çalışma Yunanistan’da neşredilmiş. YDÜ Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Doç. Dr. Şevket Öznur’un 2001 yılında hakka yürüyen Uzay Şairi Osman Türkay ile ilgili yazdığı kitaplarında, şairin yer alan şiirleri, Yunanistan’ın Vakxikon Yayınevi’nce Yunan dilinde yayınlanmış. Buna sevindim. Halkların ve aydınların sorunlara bakmasıyla, numara çeken siyasilerin kafasındakiler çok farklı. Eğer öyle olsaydı Maraş hayalet şehrinin açılması için 45 yıl beklenilmeyecekti. Daha da henüz netleşmiş değil. Biran evvel neticelenmeli.

SİYASİ YELPAZEDEKİ İSİMLER                                                                             KKTC’de Ankara’nın değerlendirmeleri zaman zaman eleştirilebiliyor. Mesela KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat zamanında, Annan Planının Türkiye tarafından desteklenmesi ve kurucu cumhurbaşkanı Rauf R. Dentaş’ın dışlanması hala bir buruk anı olarak hatırlanıyor ve konuşuluyor. Allahtan KKTC’den “evet”, ancak Rum kesiminden “hayır oyu” çıkması üzerine Annan Planının hayata geçirilememesi Mehmet Ali Talat ve Ankara’yı sıkıntıya sokmuştu. Ankara o günlerde Cumhuriyetçi Türk Partisi’yle yakın ilişkiler kurarken, bugün hükümeti kuran Ulusal Birlik Partisi ile daha iyi anlaşıyor. Toplumcu Demokrasi Partisi’nden Mustafa Akıncı da KKTC’nin 4. Cumhurbaşkanı. Bakalım 12 Ağustos görüşmelerinde nasıl konuşacak. Demokrat Parti lideri Serdar Denktaş ise muhalefette ve yapılan anlaşmalarda demokrasi konusundaki duyarlılığı dolayısıyla hükümetleri eleştirerek dikkat çekiyor.

Değişik dillerde 50 kadar eseri yayınlanan Merhum Rauf Dentkaş’ın (1924-2012) anılarını muhtevi Karkot Deresi adlı eserini okudum Girne Çatalköy’de.

GİRNE’YE SANATÇI YAĞMURU                                                                                  KKTC medyası bütün partilere yer veriyor. Magazine ise daha özel bir alan ayırmış. Bütün otellerde çok sayıda ünlü olduğu gibi, bir o kadar da sanatçılar program yapıyor. Kendisini TRT’deki programlarından tanıdığım Funda Arar’ın Elexus Oteldeki konserinde bulundum. Çok iyi bir sanatçı. Ancak hedef kitlesine göre repertuvar belirleyince sanat ikinci planda kaldı o konserinde. Hele hele orkestranın sürekli bateriyi birinci ses olarak yansıtması diğerlerini çok geride bıraktı. Yine de Funda Arar’ı dinlemek keyifliydi. Bir başka konserde Girne Amfi Tiyatroda Candan Erçetin ve Kardeş Türküler’in oldu. Süper bir konser izledik. Amfide ayakta izleyenler vardı. Sırada bir buçuk saat bekledik. Ama değdi. Bölge ülkelerinin şarkılarını söyledi Kardeş Türküler; Türkçe, Kürtçe, Rumca, Boşnakça, Arnavutça, Ermenice, Mezopotamya eski dillerinde falan. Arapça Filistin Özgürlük Türküsü çok alkış aldı. Konserde ayrılık, aşk, sevda, gurbet, sevgi, özlem duyguları zirvedeydi.

KARPAZ MARİNADA MOLA ve KIBRIS EŞEKLERİ                                                     KKTC’de yemek, sebze ve meyve fiyatları pahalı. Ancak burada yetişen ve naneye benzeyen Molehiya bitkisinin yemeğini bir sonraki seferde deneyeceğim. En ucuz ise alkol ve tütün. Onun için her gelen valizini bunlarla dolduruyor. İngiltere’den memleketine dönen bir Kıbrıs Türkü’nün açtığı ve işlettiği Şah Market Place’de her şey var. Kooperatifte Hellim’in kilosu üç lira zam görmüş 45 TL olmuş. Hellim Peyniri bir marka KKTC’de. Girne 24 saat canlı bir şehir. Dik Karpas’a aşırı sıcakta eşim ve kızımla yeniden gittim bu defa. Arabayla bir saatten fazla sürüyor. Yolun yarısından fazlası çok iyi. Orta yerde oteli henüz hizmete girmeyen, ancak çok sayıda yatın park ettiği Karpaz Marina’da mola verdik, fincanı 40 TL’den kahve içtik!. Yol boyunca çok sayıda lokanta ve şapel var. Manzarası muhteşem Dik Karpaz bölgesi görünür görünmez Kıbrıs eşekleri piyasaya çıkıyor. Serbest dolaşıyorlar. Herkes yanında getirdiği havuçları veriyor eşeklere. 60 yıldır aynı rahibin yönettiği Manastır ise öğleden sonra ziyarete kapanıyor. Bir polis karakolu var. Karakol Polisi ve kahvedeki oturanlarla epeyi sohbet ettik. Devletin tahsis ettiği evlerin tapusu, sorun olmayı sürdürüyormuş. Asgari ücret net 2800 TL. Hellimli gözleme yedik, çay içtik. Çok turist var. Buraya zaman zaman otobüslerle güneyden gelen Rumlar ayin yapıyorlarmış. Akılları burada.

Zafer Burnu’nda bayrağımız dalgalanıyor. Ayrıca 1 Ağustos Direniş Bayramı KKTC’de. Üstelik 2019 Kıbrıs’ın Fethinin 446., Türk Mukavemet Teşkilatı TMT’nin 60. ve KKTC Güvenlik Kuvvetlerinin kuruluşunun 42, yıldönümüydü bu ziyaretim.

Yaşasın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.