Man Adası’na giden değil, gelen para var – Tuncay MOLLAVEİSOĞLU
Man Adası'na giden değil, gelen para var - Tuncay MOLLAVEİSOĞLU
Gündeme bomba gibi düşmüştü...
Gerçek gazeteciler sorular sormuş,
Yalaka basın yıkama-aklama görevi için saldırıya geçmişti...
Man Adası Belgeleri ile ilgili yapılan suç duyurusunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kararını açıkladı;
Suç duyurusuna takipsizlik verdi, Belgelere "gerçektir" dedi,
Giden paraya değil, "gelen paraya" dikkat çekti...
***
Hatırlayacaksınız; iddiayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ortaya atmış ve Erdoğan'ın yakınlarının yurt dışına para transferi yaptığı iddiasıyla belgeleri paylaşmıştı.
Erdoğan ise söz konusu kişilerin yurt dışına para transferi yapmadığını ısrarla vurgulamıştı.
Savcılık konuyu netleştirdi;
Erdoğan'ın dediği gibi giden para yoktu. Kemal Kılıçdaroğlu belgeleri yanlış açıklamıştı. Çünkü giden değil, gelen para vardı...
Peki bu durum neyi değiştirir?
Hiçbir şeyi... Çünkü savcılık söz konusu banka dekontlarının gerçek olduğuna hükmetti...
Giden değil, gelen para da olsa, sorgulanması gerekmez mi?
Bu neyin parası?
***
Kararda aralarında Erdoğan'ın oğlu, eniştesi ve dünürünün de yer aldığı 5 şüpheli ile ilgili olarak, Man Adası'ndaki Bellway şirketine paranın gitmediği, bu şirketin Halk Bankası hesabından şüphelilere para gönderildiğinin tespit edildiği açıklandı.
Olayda adı geçen 5 kişinin hesaplarına gönderilen para 15 milyon dolar...
Kılıçdaroğlu giden para demişti ve kaynağını sormuştu. Gelen para demeliydi...
İyi de, yine de kaynağını sormak gerekmiyor mu?
Belway Şirketi'nden Recep Tayyip Erdoğan'ın;
* Eniştesi Ziya İlgen'e,
* Özel Kalem Müdürü Mustafa Gündoğan'a,
* Oğlu Ahmet Burak Erdoğan'a,
* Dünürü Osman Ketenci'ye ve
* Kardeşi Mustafa Erdoğan'a parça parça yatırılan 15 milyon dolar neyin parası?
Bu şirketin kurucusu Sıtkı Ayan kimdir? Vergi cenneti adada bu şirket ne amaçla kurulmuş, neden devredilmiş?
Şirketten bu isimlere hangi iş karşılığı 15 milyon dolar yatırılmış?
Örneğin; bir özem kalem müdürü hangi ticari faaliyet karşılığında ödeme alır?
Şeffaf hukuk devletlerinde, gerçek demokrasilerde bu soruların yanıtını aramak da savcıların görevi değil midir?
Man Adası belgeleri ile ilgili şimdi yeniden, savcılığın "belgeler gerçek" kararına dayanarak suç duyurusu yapılmalıdır. Bu isimlerin hesabına yatırılan 15 milyon doların hangi ticari faaliyet kapsamında yatırıldığını yine yargı kararı ile öğrenmek kamuoyunun en doğal ve demokratik hakkıdır...
Kaynak Yeniçağ: Man Adası'na giden değil, gelen para var - Tuncay MOLLAVEİSOĞLU
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.