Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

4Ara/170

POLİTİZASYON VE SAĞDUYU – Dr. Hasan GÜNAYDIN

indirPOLİTİZASYON VE SAĞDUYU - Dr. Hasan GÜNAYDIN

“Radikal Akımların Güçlendirilerek Çarpıştırılması” Küresel Emperyalizm tarafından sıklıkla başvurulan bir stratejidir. Ortaya çıkan gerginlik toplumsal huzuru bozmakta hatta çatışmalara yol açmaktadır. Aşırı Politizasyon bu stratejinin en önemli argumanlarından biridir. Ülkemizde de, toplumu ayrıştırmaya yönelik “36 Etnik Grup” ve “Dindar Nesil” söylemleriyle bu yönde gerçekleştirilen uygulamalar kutuplaşma yaratmış, maalesef toplumsal gerginliği arttırmıştır.

Aşırı politizasyonun toplumsal kutuplaşmaya yol açtığı tartışmasızdır. Böylece hem Azınlık Irkçılığı güçlenmekte, hem Dindar/Dinsiz ayrımı halkı bölmekte, hem de muhaliflerin siyasi ya da iktisadi açıdan haklı ve doğru önerileri hiç düşünülmeden reddedilmektedir. Kin, nefret ve intikam duyguları körüklenmekte, taraflar arasında inatlaşmalar artmakta, her geçen gün iç çatışma olasılığı yükselmektedir.

Toplumun temel değerlerine saldırılarla sadece devlet değil insanları bir arada tutan tüm değerler ve değer yargıları yara almaktadır. Atatürkçülük üzerinden tarihe saldırılması, hırsızlık ve suiistimaller üzerinden dine saldırılması, Azınlık Irkçılığı üzerinden devlete saldırılması ya da din üzerinden Atatürkçülüğe ve Cumhuriyete saldırılması hiç kimseye fayda sağlamadığı gibi toplumu bir arada tutan değerler ve değer yargıları onarılmaz şekilde zarar görmektedir. İnsanları bir arada tutan toplumsal bağlar zayıflamakta, birlikte yaşama arzusu ve imkanı giderek azalmaktadır.

Aşırı politize olmuş toplumda tarafgir davrananlar, daha önce savunageldikleri değer yargılarıyla çelişir hale gelmekte ve Hz. Ömer’in Adaleti sadece sözde kalmaktadır. Mağdurlarla zalimler yer değiştirmekte, söylemlere karşı duyulan inanç giderek sarsılmaktadır. Güven sorunu inanç sorunu haline dönüşmektedir. Toplumun manevi değerlerine bağlılık ve inanç her geçen gün zayıflamaktadır.

Aşırı politizasyon iktisadi kararları olumsuz etkilemektedir. Sadece muhalefetin önerilerinin kulak ardı edilmesi değil, taraftarların menfaatlerine yönelik haksız uygulamalara başvurulması, ekonomik kararlara duyulan güvenin sarsılması, kararlarda manevra alanının daralması ve etkin kararların alınamaması da ekonominin gidişatı üzerinde kötü etkilere sebep olmaktadır.

Aşırı politizasyon dine de zarar vermektedir. Bir takım kanunsuzluklara bulaşan bazı kişiler için din adına kılıf uydurulmakta, “Dar’ul Harp Fıkhı” veya “Vatan Seccademi Serdiğim Yerdir” ya da “Yeterki İş Yapsın” gibi ne olduğu belirsiz fikirler ileri sürülebilmektedir. Oysa dinin gerçekleri bu tip iddialarla taban tabana zıddır. Bu durumda, dine/din adamına karşı duyulan saygı da yerini nefrete terk etmektedir.

Aşırı politizasyon devletin başına beka sorunu çıkarmakta, sadece bununla kalmayıp yönetim kademelerine de Akıbet Endişesi yaşatmaktadır. İktidar sahipleri bu sorunu yaşamamanın tek yolu olarak “iktidarı hiç bırakmamayı” görmekte, bunu sağlamak üzere tavizkar politikalar izleyebilmektedir. Dış güçler de doğal olarak ele geçirdikleri kozları pazarlık masasında kullanmaya başlamaktadır. Böyle bir durum devlet aleyhine olan uluslararası uygulamalara boyun eğme ve beka sorununu ortaya çıkarmaktadır.<

Anlaşılan odur ki, kişisel çıkar peşinde koşan grupların bu tür olumsuzluklarla ilgili hiçbir kaygıları bulunmamaktadır ve ülkenin yangın yerine dönmesi onların umurlarında bile değildir. O zaman halka düşen görev sağduyulu davranarak, oynanan oyunu bozmaya yönelik güçlü bir tavır sergilemektir. Milletin sağduyusu, gerginlikten medet uman çıkarcıların doymak bilmez iştahını elbette yenebilecek güçtedir.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.