Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

27Tem/170

Lozan Antlaşması: Zafer mi Hezimet mi?–Av. Şeref GÖNENLİ

imagesLozan Antlaşması: Zafer mi Hezimet mi? – Av. Şeref GÖNENLİ 

Geçtiğimiz 24 Temmuz, Lozan Antlaşması’nın yıldönümü olarak kutlandı.

Uzun ve çetin bir mücadele olan Kurtuluş Savaşı sonunda, kayıtsız şartsız bağımsızlığımızı tüm dünyaya kabul ettirdiğimiz antlaşmadır Lozan Antlaşması.

24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan (Lausanne) kentinde imzalanmıştır.

Bu antlaşmayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcilerinin yanı sıra; İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri de imzalamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir nevi tapusu olan Lozan antlaşma ile ilgili çeşitli tartışmalar ve görüşler ileri sürüldü ve halen de bu tartışmalar devam etmekte.

Bu antlaşmaya, bir kesim “Hezimet” olarak bakarken bir başka kesim de “Zafer” olarak nitelendirmektedir.

“Zafer” ya da “Hezimet” diye nitelendirmek kolaydır. Ancak bilgi sahibi olmadan ve o dönemin şartlarını öğrenmeden bu konuda peşin hüküm vermek yanlıştır.

Şimdi tarihi kaynakların rehberliğinde geçmişe kısa bir yolculuk yapalım.

* 1914 Yılında 1. Dünya Savaşı başlıyor. Yıllarca cephelerde savaşmış ve yorgun düşmüş Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya Savaşına başta katılmıyor.

* Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu, Almanya’nın bulunduğu ittifak devletleri bloğunda yer alarak 1. Dünya Savaşına katılmak zorunda kaldı.

* 1915 yılında Çanakkale’de 250 binden fazla şehid vererek “ Çanakkale Geçilmez” dedirttik.

* 1918 yılında 1. Dünya Savaşı sona ermiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun taraf olduğu devletler yenilmişti. Dolayısıyla biz de yenilmiş sayılarak, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamak zorunda bırakıldık.

Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı ordusu silah bırakarak teslim oldu ve en vahim durum olan OSMANLI BAŞKENTİ İSTANBUL İŞGAL EDİLDİ.

Sadece bununla yetinmeyen işgal devletleri Anadolu’nun dört bir tarafını işgal etmeye başladılar.

Anadolu; Yunan, Fransız, İngiliz, İtalyanlar tarafından işgal edilmişti.

* İşgal devletleri 1920 de Osmanlı Devleti’ni “Sevr Antlaşması”nı imzalamaya zorladılar.

“Sevr Antlaşması” Osmanlı Mebuslar Meclisinde onaylanıp Padişahın imzası ile yürürlüğü girecekti. Ancak ortada bu görüşmeyi yapacak meclis yoktu. Osmanlı Mebuslar Meclisi kapatılmıştı.

Bu olaylar yaşanırken, Anadolu yerinde durmuyor Kuvayı Milliye direnişi başlatılıyordu.

Kuvayı Milliye Ruhuyla başlayan Anadolu direnişi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının liderliğinde birleşti.

23 Nisan 1920 Yılında Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi kurularak, yeni devletin temelleri atıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anadolu’nun işgaline sebep olacak “Sevr Antlaşması”nı kabul etmediğini bildirirerek sert bir dille kınadı.

Uzun, güç ve zorlu bir Kurtuluş Mücadelesi yaşandı.

Nihayet, 1923 yılında tüm işgal devletlerine karşı Türk Milleti’nin bağımsızlığı kabul ettirilerek Lozan Antlaşması imzalandı.

Buraya kadar özetlediğimiz bilgileri tekrar gözden geçirdiğimizde, Lozan Antlaşması’nın zafer mi hezimet mi olduğuna bizler de değerlendirmiş olacağız.

Lozan Anlaşması ile, Musul ve Kerkük gibi pek çok Osmanlı vilayeti yabancılara bırakıldı eleştirisi doğru değildir.

Zira Lozan’dan önce, İzmir, Antalya, Manisa, Kars, Urfa, Antep gibi pek çok Anadolu kenti işgal altındaydı.

Lozan Antlaşması ile Ege Adaları ve Kıbrıs’ın yabancılara teslim edildiği de doğru değildir.

Zira Kıbrıs, İngilizler’in Osmanlı Devleti’ni aldatması sonucu elimizden çıkmış ve Yunanistan’a teslim edilmiştir.

Ege adaları konusuna gelince; İzmir, Aydın, Manisa bile Yunan işgalinde iken buraları işgalden kurtarmak bir başarıdır.

Eğer Kurtuluş Mücadelesini verip Lozan Antlaşması yerine, Sevr Antlaşmasına razı olsaydık, ancak bir bölge, İç Anadolu Bölgesi, ile yetinmek durumunda kalacaktık.

Tarihi kaynaklar titiz bir şekilde incelendiğinde, Lozan Antlaşması için hezimet diyenlerin büyük bir insafsızlık ve vicdansızlık sergiledikleri açıkça ortaya çıkacaktır. Lozan’ın hezimet olarak nitelendirilmesi, tarihi gerçeklere değil, sırf Atatürk düşmanlığına dayanmaktadır.

Evet, Lozan Antlaşması, işgal devletleri için bir “hezimettir”. Bu açıdan Lozan hezimettir diyenlerin kimin tarafında yer aldıklarına da bir bakmaları yerinde olur kanaatindeyim.

Lozan Antlaşması, bizim için buruk bir zaferdir. Buruktur, çünkü Misakı Milli sınırlarımız tam olarak elde edilememiştir. Ancak Sevr Antlaşması ile işgal edilen pek çok şehrimiz geri alınmıştır.

Adalet, sadece mahkemelerdeki yargılamalarda değil, hayatımızın her bölümünde karşımıza çıkıyor. Görüldüğü gibi, tarihi olayları değerlendirirken bile, adaletli davranılması gerekiyor.

“Lozan Antlaşması 100 yıllık bir antlaşmadır. 2023 te sona erecek”  şeklindeki yaygın söylentiye ise bir sonraki yazımızda değinmek niyetiyle sağlıklı, huzurlu bir hafta diliyorum.

Görüş, öneri ve sorularınızı “serefgonenli@gmail.com” adresimizden bize iletebilirsiniz.

http://www.derinceekspres.org/lozan-antlasmasi-zafer-mi-hezimet-mi-makale,787.html

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.