Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

6Ara/160

MERAL AKŞENER MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez  MERAL AKŞENER MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR  - Av. Ruhittin SÖNMEZ

1 Kasım 2015 seçimleri sonucu başlayan Milliyetçi Hareket Partisinin kurultay macerası şimdilik gündemin ön sıralarında değil.

Buna rağmen Meral Akşener mücadeleye devam ediyor. 3 Aralık Cumartesi günü Bursa’da “MHP’nin son seçilmiş il yönetiminin” düzenlediği toplantıda hitabeti, katılanların “Meral Abla’ya” bağlılıkları ve heyecanı çok etkileyici idi.

Görünen o ki, MHP tabanının hukuk oyunlarıyla, AKP/devlet desteğiyle ülkücü iradeyi yok sayan MHP’nin antidemokratik yönetimine,Tayyip Erdoğan ve Bahçeli ittifakına” isyanı kolay kolay bastırılamayacak.

Ülkücülerin ve genel olarak halkımızın teveccühü Meral Akşener’i Türkiye siyasetinin önemli bir figürü olarak tutmaya devam edecek.

****************************************

R.T. ERDOĞAN’IN TEK RAKİBİ

15 Temmuz Darbe Teşebbüsü ve sonrasında çok önemli tarihi olaylar yaşanmakta. Olağanüstü Hal yönetimi, dünyanın en güçlü terör örgütleriyle (PKK, FETÖ ve IŞİD) mücadele, yurtdışı askeri harekât ve ekonomik kriz sinyalleri hepsi tarihi önemi olan hadiseler.

Bütün bunlar MHP’nin iç mücadelesi gibi görünen sürecin kesintiye uğraması için kullanıldı.

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ikilisi ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında bir ittifak oluştu.

Bahçeli Erdoğan’ın hayali olan Başkanlığa geçit veren Anayasa değişiklik paketini kabul etti.

19 Haziranda Genel Merkeze rağmen yapılan kurultayın geçerli olup olmadığına dair Mahkemenin bir karar vermesi gerekiyordu. Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği “ihtiyati tedbir” yoluyla durdurma kararına karşı gayri hukuki ve yetkisiz mahkemeler tarafından yapıldığını belirten genel başkan adayları itiraz etmişti.

Mahkeme 3 günde verebileceği kararı 6 aydır vermedi/veremedi.

15 Temmuz, OHAL uygulamaları tartışmaları arasında, MHP Genel Merkezi Genel Başkan Adayları Meral Akşener ve Ümit Özdağ’ı partiden ihraç etti.

Mahkeme kurultayın geçerli olduğuna karar verirse bu ihraçların hiçbir önemi kalmayacak. “Kurultay geçersiz” diye karar verirse yine (Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görevlendirilmiş bulunan) çağrı heyeti kurultayı toplar. Çok büyük bir ihtimalle sonuç aynı çıkacağından MHP’de Genel Başkan değişir.

AKP ile MHP daha doğrusu Erdoğan, Bahçeli işbirliği ile “Başkanlık sisteminin” Meclisten 330’un üzerinde bir oyla referanduma götürülmesi hedefleniyor.

Bu yüzden Saray ve AKP, MHP Genel Başkanının değişmesini istemiyor. Seçimli kurultayın toplanması ihtimali uykularını kaçırıyor.

Ve ilginç bir gelişme daha oluyor: Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi karar vermek yerine 28 Mart 2017’de konunun görüşüleceğini açıkladı. Muhtemelen karar Haziran 2017’den önce verilmeyecek.

Yani Mahkeme Türkiye’de sistem değişikliği gerçekleşip gerçekleşmediği görüldükten sonra karar verecek.

“Cumhurbaşkanlığı sistemine” geçilirse MHP’nin TBMM’de temsil edilmesi zor. Temsil edilse de iş işten geçmiş olacak. Seçilecek Cumhurbaşkanı o kadar çok yetkiye sahip olacak ki, denetlenme ve dengelenmesi imkânsız olacak.

Ancak “2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ın rakibi kim olabilir?” sorusunun bugün için tek cevabı var: Meral Akşener.

**************************************

BAHÇELİ’YE AKP VE DEVLET YARDIM ETMİŞ

Yandaş gazeteci Ahmet Taşgetiren Star Gazetesinde açıkça yazdı: MHP (Devlet Bahçeli) kendi iç sancılarını aşmak için Ak Parti’den (belki devletten) yardım aldı.

Taşgetiren bir başka yazısında da “Bahçeli’yi ‘Akşener gailesi’nden Ak Parti’nin kurtardığı algısı da, ortada bir örtülü uzlaşma alanı olabileceği ihtimallerine zemin hazırlıyor” demişti.

Gerçekten bu algı o kadar yaygın ki “algı değil, olgu (vakıa) böyle” demekten kendimizi alamıyoruz. Zira bu dumanı görüp de ateş yok demek mümkün değil.

Yani partideki değişimcilerin kurultay talebini durdurmak için Bahçeli’ye AKP ve devlet yardımcı olmuş.

Mahkemenin bir türlü karar verememesi de böyle bir yardımın sonucu olabilir. 

Oysaki MHP’de değişimci adaylardan (Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Ogan, Koray Aydın) herhangi biri partinin genel başkanı seçilse Türkiye’de Başkanlık sistemi gündemden çıkar. Çünkü bu adaylar AKP’nin Başkanlık modeline kesinlikle karşıdır, bu model “ülkeyi bölünmeye veya diktatörlüğe götürür” düşüncesindeler.

Bu yüzden MHP’de genel başkan adaylarının ve en önde görünen Meral Akşener’in rakibi sadece Devlet Bahçeli değil, AKP ve devlettir.

Bahçeli ve Erdoğan ittifakı hakkında “koltuğumu koru, başkanlığı kap” pazarlığının sonucu olduğu yazılıp çiziliyor. Sebebi bu olsa bile, Bahçeli - Erdoğan ittifakının sonuçları Türkiye’nin kaderini etkileyecek kadar geniş bir alana yayılacaktır.

Çünkü MHP’nin kurultay mücadelesi normal bir parti içi mücadele değildir.

Ülkemizin rejim değişikliğine gidip gitmeyeceğini ve siyasi iktidarın akıbetini belirleyecek çok önemli bir olaydır.

Hatta MHP’de değişim hareketi ve Akşener dış politikada ve ekonomide girdiğimiz türbülansı sona erdirecek bir ümit ışığıdır. Hukuk devleti ve parlamenter sistemin son kalesidir.

**************************************

PSİKİYATRİK İKTİDAR

Meral Akşener Bursa’daki konuşmasında Erdoğan ve Bahçeli’nin yönetim tarzını “psikiyatrik iktidar” kavramı ile açıkladı.

Üzerine basa basa bunun bir bilimsel kavram olduğunu söyledi.

Akşener, “Erdoğan - Bahçeli ittifakı” ve getirilmek istenen “Cumhurbaşkanlığı modeli” hakkında görüşlerini şöyle ifade etti:

“Her ikisi de bizleri tanzim etmek isteyen, ‘bu hain, bu şucu, bu ehlileştirilebilir’ diye ayrıştırıcı, baskıcı, aynı dil ve aynı anlayıştaki iki yönetim. Bunlar yan yana geldiler. Ortaklaşa olarak ‘psikiyatrik iktidar’ anlayışını daha da ağırlaştıran bir model getirmeye çalışıyorlar.

Sovyet Rusya’da Komünist Partisi Genel Sekreteri bile, getirilecek sistemdeki Cumhurbaşkanı kadar yetkili değildi.

Yargının, yürütmenin ve yasamanın tek elde toplandığı yeni bir model, esasında Afrika’daki ‘Reisçi anlayışın’ aynısı, bizatihi Sayın Bahçeli tarafından, Türkiye’ye hediye edilmek üzeredir.

Şimdi biz buna ‘hayır’ diyoruz. Ben şahsi olarak çok net bir şekilde söylüyorum. Bana neye mal olursa olsun, ucunda ölüm de olsun, ucunda hapis de olsun, sonuna kadar direneceğim.”

Şimdi bunlara çağrıda bulunuyorum. Milli iradeye gerçekten inanıyorsanız, milletvekillerini halkın iradesinin seçtiği daha demokratik bir siyasi partiler yasası getirin. Seçim yasasını demokratik bir şekilde değiştirin. Hemen bir erken seçim yapın.

Bu şekilde seçilecek olan Meclis Başkanlık sistemini tartışabilir. O zaman biz de tartışırız.

Cumhurbaşkanı dese ki,  ‘bıktım sizden gidiyorum, artık sadece vakıf yöneteceğim’, acaba AKP’liler bugün savundukları Cumhurbaşkanlığı modelini savunmaya devam edecekler mi?”

Anlaşılan şu ki, Meral Akşener’in Türkiye siyasetine etkisi daha çok devam edecek ve biz O’nu daha çok konuşacağız.

05.12.2016

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.