Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

11Ağu/160

GENETİĞİYLE OYUN KURULMUŞ MİLLETLER – 2 / Süleyman PEKİN

GENETİĞİYLE  OYUN  KURULMUŞ  MİLLETLER – 2  - Süleyman PEKİN

Çözümlenmiş genetiğimiz üzerine kurgulanan oyunlar yazımızın ilkine yapılan yorumlar mevzunun daha iyi anlaşılmasına ilham verecek türdendi. Kimi bizi iyiden iyiye analiz edenlerin millî ve dinî değerlerimizi yozlaştırmak için de sıkı çalıştıklarını, kimi birkaç binyıl temelli devlet geleneğimizle kurulan Cumhuriyet’in kodlarıyla oynamanın ne denli tehlikeli olduğunu vurgulamış. Kimi de eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş zamanında Adnan Oktar Gurubu üzerinden yüzbinlerce kan ve ilik örneğinin Amerika’ya kaçırılmasını hatırlatmış.  

Türkiye’deki dinî gurup / fırka bolluğunu görünce Türk Milleti’nin her birine az yada çok mürit / müşteri olarak olarak yönelebildiğini de tahmin edebilirsiniz. Bu meyanda ‘her türlü dinî inanışa itinayla girilir’ prensibi işler. Ölçek İslam Dünyası olduğunda da tarikatlerin İngiltere, cemaatlerin de ABD’nin ihtisas alanında olduğu görülebilir. Bkz: “Âlem-i İslâm’ın İmanını İngiltere mi Kontrol Ediyor?” yazımız.

İşin tarihî temellerine bakarsak; Anadolu coğrafyasına girdiğimizden beri ve bilhassa Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin kuruluş süreçlerinde aktif rol oynayanlardan, palazlanınca devlete kafa tutanların kafalarının kırılmasına kadar geniş bir yelpaze var. Bin yıldır dini kaynağından yani Kuran’dan okuyarak yaşama yerine gördüğü ve duyduğuyla amel etme alışkanlığı için kaçınılmaz bir son. Ve tekrarlanıp duran sıkıntılar…

Aslında dinî teşekküleri de STK’lar gibi görmek lazım; Kanarya Sevenler Derneği, Üsküdar Musikî Cemiyeti yada Kocaeli Erzurumlular Vakfı gibi.. İlgi alanlarını din diye kimseye dayatmamaları ve devlet işlerine karışmamaları koşuluyla dinî demokratik haklarını kullanmada bizce sakınca yok. Fakat TSK’da, Emniyet’te, Yargı’da, Sağlık’ta, Kızılay’da - Yeşilay’da ve benzer kurumlarda gurupsal hareketler asla hoş karşılanamaz. Hele hele Devlet asla şerik / ortak kabul etmez. Zira o da yapı itibariyle muvahhidîdir / tekildir.

Bu milletin en zeki ve en gürbüz çocuklarını ailelerinin muhafazakârlıklarından istifadeyle Cengiz Aytmatov’un meşhur ‘mankurt’una çevirdiler. Kalan zekileri de daha liberal olmalarından istifadeyle ‘green card’lar ve Fulbrigt tipi burslarla ya Amerika’ya, ya Kanada’ya ‘beyin göçü’ne itelediler. Düşünün; 79 milyonuz ama 35-40 yıldır ortalarda gezinen, orta zekayla geçinen ve ortalama idarecilerle yönetilen bir kitleyiz. Eğitim, kültür, bilim, sanat ve spor sistematiğimiz de yok; sistemli bir başarımız da..

Dahası ahlâk ve liyakat üzerine oturtamadığımız yönetim çarkı aldatma ve aldanma üzerine bir hayli başarılı. Toplumsal hayatımızın en ücra noktalarını bile bu düalite / ikilik sarmaşık gibi sarmış ve cemiyetimizin zihnini George Orwell’in ‘Big Brother’ı gibi ahtapotik dev bir kumanda merkezi formatlamaya durmuş. Yani çıkışımız yalnızca bu vartayı atlatmaktan ibaret olmamalı. Devlet ve millet olarak 1923’teki kuruluş ayarlarına, din olarak da doğrudan Kuran’a ve onu anlamaya dönüş hareketi başlatmaktan başka yol yok gözüküyor.

Hazır, tüm siyasî ve sosyal guruplar milyon milyon biraraya gelebiliyorken; hazır, cumhurun başından sokaktaki insana ve gazetecisinden profesörüne kadar herkes bir pişmanlık ve sorgulama iklimine girmişken; hazır, ehliyet ve liyakat ile devlete ve millete sadakatten başka bir ölçü olmaması gerektiği ortak kanaat haline gelmişken; yapılması gereken bir musibetle de olsa geldiğimiz bu noktayı kırmızı çizgi olarak algılayıp bunun üstüne sistem kurmayı başarmaktır. Atatürk’ten sonra en uzun süre ve Menderes’ten sonra en yüksek oy yüzdesiyle bizi yöneten bir insanın bile kandırılabilmiş olması büyük bir derstir ve aynı zamanda bir şanstır. İkinci kez aynı delikten ısırılmamamız için bu birlik beraberliğin politik ve ekonomik hesaplara kurban edilmemesi gerekir. Bir gecede iç savaşın eşiğinden dönmüş bir milletin sınırlarının etrafı bu kadar kan ve dumanken başka bir şansı olmayabilir.

Genetiğimizle oyun  kurulmuş olsa da biz bu oyunu bozabiliriz.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.