2004 SAYILI İCRA VE İFLAS KANUNU’NA 6728 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER ÇERÇEVESİNDE İFLASIN ERTELENMESİ YOLU – Stj. Av. Kemal DÖNER
2004 SAYILI İCRA VE İFLAS KANUNU’NA 6728 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER ÇERÇEVESİNDE İFLASIN ERTELENMESİ YOLU - Stj. Av. Kemal DÖNER
1- GİRİŞ
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 15/07/2016 tarihinde kabul edilen ve 09.08.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 76. maddesindeki istisnalar hariç olmak üzere yürürlüğe giren 6728 Sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile yatırımı teşvik ve yatırımcılar tarafından sıklıkla gündeme getirilen problemlerin çözümü amacıyla icra ve iflas hukuku, ticaret hukuku ve yoğun olarak vergi hukuku mevzuatında bir takım değişikliklere gidilmiştir. Yasa ile yatırım ortamının önündeki çeşitli engellerin kaldırılması yolunda çeşitli başvurularda uygulanacak bürokratik işlemlerde, şirket kuruluşları ve şube açılışları konusunda kolaylığa gidilmiş, işlem maliyetleri azaltılmaya çalışılmış, kamu alacakları yönünden etkin tahsilâta ve çek konusunda uygulamada ortaya çıkan sorunların önüne geçilebilmesine ilişkin düzenlemeler ile iflasın ertelenmesi ve konkordato (iflas anlaşması) hakkında önemli hükümler getirilmiştir.
Çalışmamızda 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iflasın ertelenmesi konusunda getirdiği düzenlemeleri konu edineceğiz.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Eski TTK m. 324’te yer alan iflasın ertelenmesi yolu etkin olarak kullanılamamaktaydı zira bu yola başvuran şirketin borçlarını ödeme yükümlülüğü uygulamada mahkemelerce tedbir kararına hükmedilmemesi sebebiyle aynen devam etmekteydi ve bu yüzden iflasın eşiğinde olan şirketlerin iflasın ertelenmesi başvurusu yapmakta pratik faydası belirli ölçülerde bulunmamaktaydı. 2001 ekonomik krizinin aşılabilmesi amacıyla alınan tedbirlerden doğan bir zorunluluk sonucu iflasın ertelenmesi hükümleri etkin bir uygulama sağlanması amacıyla 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) m.179 ve devamına 17/07/2003 tarihli 4949 sayılı kanun ile dâhil edilmiştir. Bu düzenleme ile iflasın ertelenmesi uygulamada sıkça başvurulan bir yol konumuna gelmiştir. TOBB’un verilerine göre 2006 yılında iflasın ertelenmesi başvurusu yapan şirket sayısı 61 iken bu rakam 2015 yılında 492’ye ulaşmış durumdadır. Ayrıca 6102 sayılı TTK m. 376 ve 377’de iflasın ertelenmesine ilişkin hükümler yer almaktadır. Ancak iflasın ertelenmesi imkânının suistimal edildiği, mahkemelerce yeterli inceleme yapılmadan iflasın ertelenmesi kararları verildiği yönündeki eleştiriler doğrultusunda 6728 sayılı kanun ile iflasın ertelenmesi hükümlerinde değişikliklere gidilmiştir.
2- İFLASIN ERTELENMESİ BAŞVURUSU
6728 sayılı yasa ile ilk olarak İİK m. 179’un başlığı “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası ve iflasın ertelenmesi” olarak değiştirilerek iflasın ertelenmesi istenecek yetkili mahkeme yönünden değişikliğe gidilmiştir. Eski düzenlemede iflasın ertelenmesi talebinde yetkili mahkeme İİK m. 154/son maddesi uyarınca borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesiydi ve başvuru yapılan mahkemece borçlunun sicil dosyası getirtilerek erteleme talep edildiği tarihte muamele merkezinin neresi olduğu saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekiyordu. Uygulamada şirket merkezlerinin iflasın ertelenmesi kararını alabilecekleri yerlere kağıt üzerinde taşındığı kötü niyetli olarak hareket edilen vakıaların gerçekleştiği bilinmekteydi. Bu sebeple yeni düzenlemede iflasın ertelenmesi başvurusu yapılacak yetkili mahkemenin “son bir yıldan uzun süre ile şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkeme” olarak belirlendiği görülmektedir. İflasın ertelenmesi başvurularında görevli mahkeme ise asliye ticaret mahkemeleridir. Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri, asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile yargılama yapacaklardır (YRG. HGK. 2012/19-643 E., 2013/256 K. “Hemen belirtmelidir ki, bazı özel mahkemeler her adli teşkilatta kurulmamış olduğundan, buralardaki Asliye Hukuk Mahkemeleri özel mahkemelerin görev alanına giren davalara, bu özel mahkemelerin sıfatıyla bakmaktadır… Borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi'nin yetkisi kamu düzenine ilişkin olup, kesindir.”).
İflasın ertelenmesi, şirketi veya kooperatifi idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri tarafından talep edilebilir. İflasın ertelenmesi talep edilirken şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesinin mahkemeye sunulması gerekmektedir. İyileştirme projesinde, yeni nakit kaynak konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynaklar ve önlemler ile erteleme süresince tüm işletme giderlerinin ve çalışma sermayesinin nasıl karşılanacağı gösterilmesi gerekmektedir. Buna ek olarak şirket veya kooperatif, erteleme yargılaması sırasında ancak bir defaya mahsus olmak üzere revize iyileştirme projesi verebilecektir.
6728 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle iflasın ertelenmesi başvurularında mahkemeye sunulması gereken belgeler “mevcut borçların ödeme süre ve tutarlarını, alacaklıların adreslerini, faaliyet gösterilen sektörün özelliklerine göre stoklar ile bunların bekleme sürelerini ve tutarlarını gösteren listeler, vergi dairesine sunulmuş en son bilanço ve gelir tablosu, şirket veya kooperatifin ticaret sicili tasdiknamesi ile iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren diğer bilgi ve belgelerin, işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenmiş ara bilançoyla birlikte mahkemeye sunulması zorunludur.” şeklinde açık bir biçimde belirtilmiştir. Böylelikle uygulamada mahkemelerce yeterli inceleme yapılmadan bir günde verilen iflasın ertelenmesi kararlarının önüne geçilmeye çalışılmış, düzgün bir biçimde uygulanması halinde ticari hayata önemli katkıları olacağı öngörülen iflasın ertelenmesi kurumunun kötüye kullanımı engellenmeye çalışılmıştır. Kanun devamla, belirtilen liste ve belgelerin iflasın ertelenmesi talebiyle birlikte sunulmaması veya mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde tamamlanmaması hâlinde iflasın ertelenmesi talebinin ispatlanamamış sayılacağını ve borca batık olduğunun anlaşılması hâlinde talep sahibi şirketin veya kooperatifin iflasına karar verileceğini düzenlemiştir. Bunlara ek olarak iflasın ertelenmesi talebi kabul edilen sermaye şirketi veya kooperatif ertelenme süresinin sona ermesinden itibaren 1 yıl geçmedikçe yeniden iflasın ertelenmesini talep edemeyecektir.
3- İFLASIN ERTELENMESİ YARGILAMASI VE ALINABİLECEK TEDBİRLER
Mahkeme, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, yönetim organının yerine geçmesi ya da yönetim organı kararlarını veya işlemlerinin bir kısmını veya tamamını onaylaması ve ayrıca envanter işlemlerini başlatarak kontrolü altında yürütmesi için, derhal, görevinin gerektirdiği mesleki ve teknik yeterliliğe sahip, yeterli sayıda kayyım atayacaktır. İflasın ertelenmesi talebi, kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları tescil edilmek üzere ticaret sicili müdürlüğüne bildirilecek ve İİK m. 166’daki usule göre Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilecektir.
İflasın ertelenmesi talebine karşı ertelenme talep eden sermaye şirketi veya kooperatifin alacaklıları iflasın ertelenmesi talebinin İİK m. 166’daki usule göre Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren iki haftalık kesin süre içinde itiraz ederek iflasın ertelenmesi şartlarının bulunmadığını ileri sürebilecekler ve mahkemeden talebin reddini isteyebileceklerdir.
İflasın ertelenmesi talebi incelenirken mahkemece talep eden sermaye şirketi veya kooperatifin malvarlığının korunması ve faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli olan tedbirler alınacaktır. Kanun bu tedbirlere örnek olarak İİK m. 179/b’nin ikinci ve üçüncü fıkralarını saklı tutarak talep eden sermaye şirketi veya kooperatif aleyhine başlatılacak her türlü icra takibini yasaklayabilecek yahut başlatılmış olan icra takiplerini durdurabilecektir. Ancak bu yönde alınan tedbirler toplam iflasın ertelenmesi süresinden sayılacaktır yani mahkemenin azami 1 yıl olarak vereceği iflasın ertelenmesi kararı bu tedbire hükmedildiği tarihten itibaren işlemeye başlamış kabul edilecektir. Ayrıca iflasın ertelenmesi talebi incelenirken talep eden aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmayacaktır. Bununla birlikte alacaklıları korumak amacıyla bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemeyeceği belirtilmiştir. İflasın ertelenmesi yargılaması sırasında tedbir talebinin reddi veya bu talebin kabulü hâlinde öncelikle aynı mahkemeye itiraz yolu öngörülmüştür. İtiraz üzerine verilecek kararlara karşı ise istinaf yoluna başvurulabilecektir.
Sunulan iyileştirme projesi mahkemece ciddi ve inandırıcı bulunursa ve şirket veya kooperatifin iflasının ertelenmesi yönünde mahkemede kanaat oluşursa iflasın ertelenmesine; şirket veya kooperatifin borca batık olmadığı tespit edilirse erteleme talebi ile iflas davasının reddine; şirket veya kooperatifin borca batık olduğu tespit edilip iflasın ertelenmesi talep edilmesine rağmen ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi de sunulamamışsa şirketin veya kooperatifin iflasına karar verilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır.
4- İFLASIN ERTELENMESİ KARARI VERİLMESİNİN ALACAKLARIN TAHSİLİNE ETKİSİ
İİK m. 179/b hükmünün başlığı “Erteleme kararı ve sonuçları” olarak değiştirilmiştir. Mahkemece iflasın ertelenmesine hükmedilirse borçlu aleyhine amme alacaklarının tahsili amacıyla 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir icra takip yapılamayacaktır. Mahkemenin kararından önce başlamış icra takipleri duracak borçlu sermaye şirketi veya kooperatif aleyhine alınan ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları da uygulanmayacaktır. Kanun alacaklıların mağduriyetlerini engellemek amacıyla icra takibi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin iflasın ertelenme süresince işlemeyeceğini de düzenlemiştir.
Rehinli alacaklarda ise ayrı bir usul öngörülmüştür. Buna göre iflasın ertelenmesi kararı sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz örneğin işletme rehininde rehinli mallar alınarak bir depoya kaldırılamaz ayrıca rehinli malın satışı da gerçekleştirilemez. Kanun rehin hakkı sahibi alacaklıları korumak amacıyla iflasın ertelenmesi süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizlerin teminatlandırılması zorunluluğunu da getirmiştir.
Kanun koyucu İİK m. 206’da birinci sırada olduğu belirtilen alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceğini belirtmiştir. Bu alacaklar İİK m. 206’da;
A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,
B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,
C) İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.
olarak belirtilmiştir. Bu üç tür imtiyazlı alacak hakkında iflasın ertelenmesi kararı bulunsa dahi borçlu sermaye şirketi veya kooperatiften icra yoluyla takip ve tahsil edilebilecektir.
5- İFLASIN ERTELENMESİ SÜRESİ VE UZATMA TALEBİ
Mahkemece iflasın en fazla 1 yıl ertelenmesine karar verebilecektir. Ayrıca mahkemece uygun görülmesi halinde bu süre en fazla 1 yıl daha uzatılabilecektir. Uzatma talebi hakkında karar verilebilmesi için iflasın ertelenmesi kararının kesinleşmesi de gerekmektedir aksi halde mahkeme ertelenme kararını bekletici mesele yapacaktır. 6728 sayılı kanun ile getirilen en önemli değişikliklerden biri de iflasın ertelenmesi kararının süresi ile ilgilidir. Önceki düzenleme uyarınca mahkeme iflasın ertelenmesi kararına yine en fazla 1 yıl olarak hükmedebiliyordu fakat bu sürenin üzerine 4 yıla kadar uzatma kararı verilebiliyordu. Mevcut düzenleme gereği iflasın ertelenmesi kararları azami 1 yıl olacaktır ve bu sürenin üzerine azami 1 yıl uzatma kararı verilebilecektir. Ayrıca eski düzenlemeden farklı olarak uzatma kararı verilebilmesi için iflasın ertelenmesi kararının kesinleşmiş olması aranacaktır. İflasın ertelenmesi talebindeki iyileştirme projesi ve buna ek olarak bir defa daha sunulabilecek revize iyileştirme projesinden ayrı olarak mahkemece uzatma talebi hakkında yargılama yapılırken uzatma talebini haklı gösterebilecek gelişmeleri içeren bir revize iyileştirme projesi daha verilebilecektir.
Mahkemece atanan kayyım, takvim yılının her üç aylık dönem sonu itibarıyla şirketin projeye uygun olarak iyileşme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edecektir. Kayyım ayrıca şirketteki olağanüstü gelişmeleri mahkemeye derhal rapor etmekle de yükümlüdür. Erteleme süresi sonunda, kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan borca batıklığın devam ettiğini tespit eden mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verecektir. Ancak mahkeme iflasın ertelenmesine hükmetmiş olsa dahi bu sürenin dolmasını beklemek durumunda değildir. Mahkeme kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan şirketin veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına; şirket veya kooperatifin bu aşamada borca batıklığının ortadan kalktığı sonucuna varırsa, erteleme talebi ile iflas davasının reddine karar verebilecektir. İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece verilen nihai kararların hüküm fıkraları tescil edilmek üzere ticaret sicili müdürlüğüne bildirilecek ve İİK m. 166’daki usule göre Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilecektir.
6- İFLASIN ERTELENMESİ KARARINA KARŞI BAŞVURULABİLECEK KANUN YOLLARI
6728 sayılı yasa ile İİK’na “Kanun yolları” başlıklı 179/c maddesi eklenmiştir. Bu hükme göre iflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece verilen nihai kararlara karşı borçlu şirket veya kooperatif ya da erteleme talep eden alacaklı tarafından kararın tebliğinden; diğer ilgililer tarafından ise kararın ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı da aynı esaslar dâhilinde on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilecektir.
Bölge adliye mahkemesince iflasın ertelenmesi kararının kaldırılması veya bölge adliye mahkemesi tarafından verilen iflasın ertelenmesi kararının Yargıtay tarafından bozulması hâlinde, borçlunun malvarlığı üzerindeki tedbirlerin devam edeceği belirtilmiştir. Ancak yerel mahkeme davanın seyrine göre bu tedbirleri değiştirmeye veya kaldırmaya yetkili kılınmıştır.
Son olarak 6728 sayılı yasa ile İİK’na Geçici 12. Madde eklenerek 6728 sayılı yasanın İİK’da yapmış olduğu değişikliklerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan iflasın ertelenmesi talepleri hakkında uygulanacağı belirtilmiştir. 6728 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce yapılan iflasın ertelenmesi talepleri hakkında önceki düzenlemenin hükümleri uygulanmaya devam edecektir. Örneğin uzatma taleplerinin kabul görmesi halinde uzatma süresi azami 1 yıl değil 4 yıl olarak uygulanacaktır.
NOT: 31/07/2016 tarihli ve 29787 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesi uyarınca olağanüstü halin devamı süresince iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamayacağı, bu yönde yapılan taleplerin mahkemelerce reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Stj Av. Kemal DÖNER
KAYMAK HUKUK & DANIŞMANLIK
www.kaymak.av.tr- info@kaymak.av.tr-kemal@kaymak.av.tr
Tel: 0532 401 3263-0262 325 2647
Körfez Mah. Berk Sok. Barış İş Merkezi No:67 İzmit-Kocaeli
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.