2. Teravih Yeni Cuma Camiin de..
6 Haziran 2016 Pazartesi / 1.teravihi Mahallemizin Camii olan Baç Çınarlı Camiinde kıldık. Böylece teravihlere başlamış olduk. 2.teravih namazımızı da İzmit Yeni Cuma Caiinde eda etme imkanı bulduk. Efe bey sayesinde Camii ikinci kattan temaşa etme fırsatını da yakaladık.
Yeni Cuma (Pertev Paşa) Camii
Kocaeli Yeni Cuma Mahallesi'nde, eski İstanbul-Ankara Karayolunun yanında bulunan Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, halk arasında Yeni Cuma Camisi olarak da tanınmaktadır. Günümüze kadar sadece cami, çeşme, şadırvan ve sübyan mektebi kısmen gelebilmiş olan Pertev Mehmet Paşa Camii, aslında büyük bir külliyenin geriye kalabilmiş olan parçalarıdır.
Asıl külliye; cami, imaret, hamam, kervansaray, sübyan mektebi, aşevi, şadırvan, çarşı ve çeşmeden meydana gelmiştir. Hamam caminin kuzeybatısında, imaret batıda, kervansaray ise güneybatıda bulunuyordu. Tarihi ipek Yolu üzerinde bulunan Kocaeli'nde önemli bir yere sahip olan bu kervansarayın güneydoğusunda ise dükkânlar sıralanmıştı.
Mimar Sinan'ın ilimizdeki müstesna eserlerinden olan bu kıymetli yapı, 20'nci yüzyılın ikinci yarısında yapı topluluğunun ortasından plansızca açılan Yeni Cuma Sokağı (Pertev Paşa Sokağı) ile önce külliyenin ikiye ayrılmasına neden olmuş. Ardından ise yolun sol tarafında parkın içinde kalan yapılar, zamanın da yıpratıcı etkisiyle yok olmaya yüz tutmuşlardır.
Cumhuriyet döneminde Kocaeli'nin yeniden düzenlenmesi sırasında önce Hermann Yansen, sonra da Prof. Kemal Ahmet Aru'nun imar planları ile külliyenin etrafı açılmış ve yapı topluluğunun daha görkemli bir görünüm kazanmasına neden olunmuştur. Ne var ki, bu çalışmalar sırasında tarihi değere sahip olan külliyenin hamamı ile kervansarayı tümüyle yıkılmış, şu anda kurs olarak kullanılan sübyan mektebi ise orijinalliğini yitirmiştir.
Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, Pertev Mehmet Paşa'nın vefatı ardından vasiyeti gereği Kethüda Sinan Ağa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. 1572'de caminin temelleri atılmış, külliye ise ancak 1579'da tamamlanmıştır. Kocaeli gibi önemli bir deprem bölgesinde olmasına rağmen yapı günümüze kadar sapasağlam ulaşmıştır. Yapılar moloz taştan ve pencereli bir avlu duvarı ile çevrelenmiştir. Üç ayrı girişi olan avlu kapılarından eskiden kervansarayın bulunduğu yöne “Cami-i Şerifi Pertev Paşa sene 987 (1579)” kitabesi yer almıştır.
Külliyenin avlusu iki kısımdan meydana gelmiştir. Bunlardan bir tanesi son cemaat yerinin önünde, diğeri de mihrap yönündedir. Her iki avlu birbirlerinden duvar ile ayrılır. Yapı topluluğunun merkezinde bulunan cami kısa dikdörtgen planlı olup, tek kubbeli camiler için güzel bir örnektir. Merkezi kubbe yarım kubbelerle takviye edilmiştir. Kubbe kasnağını çepeçevre kuşatan 24 adet ve yan duvarlarda ise mihrap duvarında dörderden 12, ikisi son cemaat yerine bakan toplam 14 pencere, ibadet mekânını oldukça ışıklı olacak biçimde aydınlatır.
Cami içinde çiniye yer verilmeyişi, o dönem yapıları içerisinde pek de karşılaşılmayan ilginç bir örnektir. Caminin pencere aralarında yazı frizleri ve kalem işleri bulunmaktadır. Camideki mermer işlerinin yanı sıra ahşap işçiliği oldukça ileri düzeydedir. Mermer mihrap ve minber, geometrik bezemelerle kaplıdır. Üzerindeki ince işlemeler Türk süsleme sanatının eşsiz örneklerinden biri olarak dikkat çeker.
Caminin batı duvarında ana giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının üzerinde ikinci bir kat, müezzin mahfili bulunmaktadır. Son cemaat yerinde ahşap çatılı bir galeri vardır. Avlunun ortasında tarihi çınar ağaçlarının arasında Selçuklu tarzını anımsatan çatısı bulunan, on iki köşeli bir şadırvan bulunur. Avlunun güneybatısına bahçe dışında ise tarihi bir çeşme bulunmaktadır.
Cem Küçük, Ahsen Okyar, Burak Okyar
Cem Küçük, A. Efe Küçük, Ahsen Okyar
A. Efe Küçük şadırvanın önünde
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.