Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

12Nis/160

SADECE MHP DEĞİL TÜRKİYE DEĞİŞECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez

SADECE MHP DEĞİL TÜRKİYE DEĞİŞECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

“MHP’nin siyaset ve toplum hayatında işgal ettiği yer en az iktidar partisininki kadar önemli ve güçlüdür” diyor  (yandaş Akşam Gazetesinde yazan) Kurtuluş Tayiz.

Bu tespit bazılarına göre abartılı gelebilir. Ama ben de bugünkü siyasi dengeleri değiştirebilecek tek parti olarak MHP’yi görüyorum. Bunun için -Tayiz’in diğer görüşlerine iştirak etmesem de- bu cümlesi ile benzer görüşteyim.

MHP çok yakın zamanda bir seçim olsa ve mevcut yönetimi ile seçime girecek olsa çok büyük bir ihtimalle baraj altında kalacak.

Buna karşılık lider ve yapısal değişimi gerçekleştirir, “öğrenilmiş çaresizlik içindeki kitlelere umut olabilecek bir vitrin ve vizyon ile seçime girecek olursa mevcut oy oranını ikiye katlayacak.

Mesela “Meral Akşener başkanlığında seçime girse” diye yapılan anketlerde MHP’nin oy oranının ilk seçimde yüzde 25 olacağı görülüyor.

*******************************************

MAHKEME KARARI İLE DEĞİŞİM BAŞLADI

Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi olağanüstü kurultay kararı verdi. MHP’de Kurultayın yapılması için “543 delegenin imzaladığı olağanüstü kongre çağrısı yapma” talebini kabul etti. “Tüzük değişikliği amacıyla toplantı yapmak üzere” kurultay talebini yapan muhaliflerin gösterdiği 3 üyeyi görevlendirdi.

Hani “bir şey değişecek, her şey değişecek” diye bir slogan var ya, tam da bu hali izah eden bir cümle gibi.

Çünkü yapısal restorasyonunu tamamlamış, güçlü bir kadro ile vitrinini yenilemiş, profesyonel bir ekip çalışmasını uygulamaya geçirmiş bir MHP’nin oy oranının üst limitinin ne olacağını kestirmek kolay değil. Ancak birinci parti olmasının hiç de sürpriz olmayacağını düşünüyorum.

MHP’nin bir cazibe merkezi haline gelmesiyle AKP’ye kaptırılmış ülkücü oylar yuvaya dönerken, “alternatif yok” diye AKP’ye oy veren merkez sağ oylar da MHP’ye yönelir. Bu gelişmeden en çok AKP zarar görür.

Bu demektir ki MHP ilk seçimde iktidar, bir sonraki etapta ise tek başına iktidar hedefine ulaşabilir.

İşte bu sebeple 8 Nisanda Mahkemenin verdiği olağanüstü kurultay yolunu açan kararı sadece MHP için değil, Türk siyasi hayatı için bir dönüm noktası olabilir.

Bu karar öyle görünüyor ki, bir tsunaminin ilk öncül dalgasıdır. Türkiye’nin bütün iç siyasi dengeleri değişebilir.

Türkiye bir normalleşme dönemine girer. İnsanların “benden ve diğerleri” olarak ayrılmadığı, bir kişinin ağzından çıkanın kanun olmaktan çıktığı, hainlere, hırsızlara hesap sorulabildiği, hukukun üstünlüğü ilkesinin hayata geçirilmeye başlandığı bir dönem başlayabilir.

Hatta komşularla bozulan ilişkilerimizin tamiri, bölgede dış politika dengelerinin değişmesi gibi devasa sonuçlara yol açabilir.

*****************************************

OLAĞANÜSTÜ KURULTAY OLACAK MI?

Devlet Bahçeli ve ekibi Mahkemenin kararını temyiz ederek zaman kazanma hesabında. (Ne için zaman kazanacaklarsa?)

Peki, temyiz olağanüstü kurultayın yapılmamasını ve hatta geciktirilmesini sağlayabilir mi?

CHP ve SP için mahkemelerin geçmişte aldığı benzer kararlara bakarsanız bunun mümkün olmadığı görülüyor.

CHP’de, Anayasa Mahkemesi beşte bir imzayı geçerli görmüş, kurultayı toplaması için süre tanımış ve kararına uymazsa Hazine yardımını keseceğini bildirmişti.

Saadet Partisinde ise 2010’da tam da bugün MHP’de yaşanan süreç yaşanmıştı. Mahkeme 3 kişilik heyet görevlendirmişti. Heyet, kurultay salonunu tutmuş ve Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurarak kurultay hazırlığına başlamıştı.

Bu arada SP Genel Merkez Yönetimi konuyu Yargıtay’a taşıyarak temyiz etti. Aynı zamanda Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurarak kurultayın iptalini istedi.

Önce İlçe seçim kurulu başvuruyu reddetti. Bu sefer Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK’ya) gittiler. YSK’nın cevabı da aynı oldu, kurultay yapıldı.

Yargıtay da (3 yıl sonra) yeterli sayıda delege imzası toplandığı için kurultayın toplanması gerektiği yönünde karar verdi.

Eski Adalet Bakanlarından, yetkin bir hukukçu olan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de “temyiz süreci kurultayın toplanmasına engel değildir, toplanır ve delege özgür iradesiyle kararını verir” görüşünde.

Yani hukuki açıdan olağanüstü kurultayın toplanması kesin gibi.

Bu durumda Mayıs ayında tüzük kurultayı toplanacak, gerekli olan en az 601 delegenin çok üstünde bir delege onayı ile tüzük değiştirilecek. Sonra da seçimli kurultaya gidilecek.

***********************************************

BASKIN SEÇİM HESABI

Diyelim ki eski kararların aksine olarak temyiz kararının beklenmesi kararı çıktı. Yargıtay’ın karar vermesi için yasal süre en fazla üç ay. Yani Temyiz Mahkemesi, yasal süreye uyarsa, kararını üç ay içinde verebilir.

Nasıl olsa eninde sonunda kurultay yapılacak. Yönetimin kendilerini seçen kurultay delegelerinin yeniden güvenini almaktan kaçması başlı başına bir demokrasi özürüdür. Bugüne kadar yaptıkları iyi işleri de unutturacak bir siyasi hatadır. Bu tavır akıbeti değiştirmez ama gidenlerin bıraktığı izlerin kötü olmasına sebep olur.

Dahası, ya bu arada AKP ve Erdoğan MHP’deki durum tam netleşmeden önce bir “baskın seçim” kararı alırlarsa… Yaz aylarında veya sonbaharda bir baskın seçim yaparsa…

Saray’da bu konunun ciddi ciddi tartışıldığı konuşulup, yazılmakta. Bu haberlere göre, bir baskın seçimde(değişimini gerçekleştirememiş) MHP ile (PKK ile arasına mesafe koymayan) HDP’nin baraj altında kalabileceği, böylece 330 milletvekili sayısını aşarak gelen AKP’nin Başkanlık sistemine geçişi sağlayabileceği hesapları yapılmakta imiş.

Nitekim yandaş Akşam’da Kurtuluş Tayiz AKP’ye şu tavsiyeleri ile bu hesapların ipucunu veriyor:

“Yargı’nın ‘MHP’ye kayyum’ kararı, iktidar partisini de yakından ilgilendiriyor. Yeni anayasa ve başkanlık sistemine geçiş hazırlıkları yapan AK Parti’nin sayısal eksikliği, MHP’nin içine yuvarlandığı bu krizden gelecek vekillerle giderilebilir.”

“İktidar partisi, MHP’de olup biteni izleme yerine hızla harekete geçerek bu krizi ülke menfaatleri lehine çevirmeye çalışmalı.”

Devlet Bahçeli ve ekibi kurultay taleplerine direnerek böyle bir gelişmeye yol açtıkları taktirde Türk Milletinin ve ülkücülerin yüzüne bakamayacaklardır.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.