Eski Dostlar’ın ak saçlı ve ağır abisi Hilmi Girgin… / Orhan BALCI
Turan Sarı, Ahsen Okyar, Hilmi Girgin, Orhan Balcı
7 Ekim 2016 Cuma / Eski Dostlar’ın 354.toplantısı Sanayici Günay Gülcü ev sahipliğinde Topkapı Mercan Balık Restoranda gerçekleşti.
Eski Dostlar’ın ak saçlı ve ağır abisi Hilmi Girgin… / Orhan BALCI
Kentimizde 1966 yılının şubat ayından itibaren, her yılın eylülde başlayıp mayıs ayına kadar son cuma akşamı, yemekte bir araya gelme geleneğini sürdüren, Kocaeli ve Kocaelispor’u Seven Eski Dostlar Grubu, Bu yılın ilk ayı olan ocak ayından bu yana, Covid-19 salgını nedeniyle bir araya gelemiyorlar…
herc ne demek?
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. İSRÂ, 13.
İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, karışıklıklar ortaya çıkmadıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz. HZ.MUHAMMED S.A.V.
Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle senin olan sana gelecektir. HZ. MEVLÂNA (R.A)
herc ne demek?
- Karışıklık. Kargaşa.
herc ü merc
- Darmadağınık. Karmakarışık. Allak bullak.
Nazmi Gümüş bacanağım Kocabayramlar da..
1 Kasım 2020 Pazar / Bu günkü misafirlerimiz Deniz Kuvvetlerinden emekli Bacanağım Nazmi Gümüş ve eşi Nezahat kardeşim..
Patatesin kıymetini bilelim.. Kumpir Tarifi
KAÇ KİŞİLİK
4 kişilik
HAZIRLAMA SÜRESİ
30 dakika
PİŞİRME SÜRESİ
1.5 saat
Kumpir Tarifi İçin Malzemeler
4 adet büyük boy patates 2 yemek kaşığı tereyağı 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri 2 adet orta boy havuç 1 su bardağı haşlanmış mısır 1/2 su bardağı doğranmış çekirdeksiz siyah zeytin 1/2 su bardağı doğranmış çekirdeksiz yeşil zeytin 8 adet kornişon salatalık turşusu 4 yemek kaşığı amerikan salatası 2 yemek kaşığı mayonez 2 yemek kaşığı ketçap 1/4 çay kaşığı tuz 4 adet sosis
ÜLKEMİZ BU ACI SARMALDAN ÇIKMALI! – A. Kemal GÜL
ÜLKEMİZ BU ACI SARMALDAN ÇIKMALI! - A. Kemal GÜL
Türkiye’nin coğrafyası, jeolojik özellikleri ülkenin kaderidir. Bu önemli bir gerçektir. Ne yazık ki deprem olduğunda ortaya çıkan görüntüler ülkemizin siyaseti ve insanların bu gerçeği umursamadığını gösteriyor.
Türkiye gerçeğini en iyi anlatan, depremle ilgili en çarpıcı tespiti yapan, Deprem Bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Hoca'ydı. Hem bilimsel gerçeği ve hem de ekonomik ve sosyal gerçeği birkaç cümlede özetledi.
Dedi ki: "Bir ülkede ekonomi ne kadar bozuksa deprem o kadar öldürücü olur. Bir ülkede yoksulluğu yenmedikçe depremlerin adı ölüm olur."
İnsanlar istedikleri için kötü ev yapmıyorlar. Çünkü yer inceleme çalışmalarına, inşaat mimari projelerine para ödemeleri gerekiyor. Bir ülkede deprem sorununu çözmek için o ülkenin ekonomisinin düzelmesi gerekiyor. Yani yoksulluk ne kadar fazlaysa deprem size o kadar yakındır.
Sözlerindeki en çarpıcı tespit şuydu: "Depremde zaten yoksullar ölür, zenginler ölmez. Hiçbir ünlünün, hiçbir zengin kişinin enkaz altından çıkarıldığını duymadınız, duymayacaksınız."
"Ana sorun yoksulluktur."
Ercan Hoca'nın eksik bıraktığı diğer bir sorun daha var; o da yönetim. Bir başka deyişle siyaset.
Birinci sorunun nedeni de depremin asıl sorumlusu da odur. İçinde bulunduğumuz sürece bakınız. Her birimizi yoksullaştıran kim ya da kimler?
Devlet mi?
Hayır!
Devlet yönetilen bir tüzel kişiliktir. Dolayısı ile devlet değil, devleti yöneten kurumsal yapının izlediği politikalar. Bu politikalar ilişkin aldığı kararlar.
KBB Koordinatörü Abdullah Köktürk, Kandıra Kocabayramlar da…
3 Kasım 2020 Salı / e.Bekirpaşa Belediye Başkanı ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Koordinatörü Abdullah Köktürk Kandıra dönüşü sonrasında Kocabayramlar’a uğradı.
DEPREM VERGİLERİ – Ruhittin SÖNMEZ
DEPREM VERGİLERİ - Ruhittin SÖNMEZ
İzmir’imizde yaşanan ve içimizi yakan deprem felaketi “deprem vergileri ne oldu?” sorusunun yeniden gündeme taşınmasına sebep oldu.
Keşke, “2002 yılından beri toplanan ve miktarı 70 milyar 895 milyon TL’ye varan deprem vergileri maksadına uygun kullanılsaydı.” Çünkü bu parayla İzmir’in depreme dayanıksız yapı stokunun tamamını, İstanbul’un yarısını yenileyebileceğimiz hesaplanıyor.
21 yıldır cep telefonu, internet, bankacılık işlemleri, Spor Toto, Milli Piyango, uçak biletleri, gümrük ve pasaport işlemleri gibi birçok ödemede vatandaşlardan bu vergiler alınıyor.
Ekonomist Özcan Kadıoğlu’nun hesabına göre, “1999 depreminden sonra kalıcı hale getirilen Özel İletişim Vergisi'nden bugüne kadar toplanan para 36,9 milyar doları buldu. Bu para ile her biri 100 metrekarelik 1 milyon 850 bin adet daire yapılabilirdi.”
Bu paraların nereye harcandığı bir türlü açığa çıkmadı.
Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 2003 yılında, “Deprem vergisinin bütçe açığını kapatmak için konulmuş olduğunu” söylemişti.
Van depreminden sonra dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, “toplanan deprem vergilerin sağlık, eğitim, duble yollar için kullanıldığını” açıklamıştı.
Elazığ depreminden sonra bu defa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bambaşka bir cevap tarzıyla tartışmayı bitirmişti: "Bunlar yatıyor kalkıyor 'o parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?' Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok.”
“Cumhurbaşkanının hesap verecek zamanı olmadığından” biz oturduğu sarayın kaça mal olduğunu, hangi müteahhite ne kadar ödeme yapıldığını bilmiyoruz. Makam uçaklarının maliyetini bilmiyoruz. Yazlık ve kışlık saraycıkların maliyetini bilmiyoruz. Kendinden önceki Başbakan ve Cumhurbaşkanlarının hayal edemediği kadar artan örtülü ödenek harcamalarını zaten soramıyoruz.
Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yaptırılan büyük köprüler, tüneller, havalimanları ve şehir hastaneleri gibi gelir garantili dev projelerinin maliyetleri ise “ticari sır” kapsamında sayılıyor.
Oysaki devleti yönetenler kendi parasını değil, milletin parasını ve kaynaklarını kullanırlar. Demokrasi ve hukuk devleti olan ülkelerde yöneticiler milletin parasını nereye ve neden harcadığını açıklamak, kamuoyuna hesap vermek zorundadır.
Kamu kaynaklarını şahsı, yakınları veya partisi için harcamak zaten çok ağır bir suçtur. Bırakın usulsüzlük ve yasadışılıkları, devleti yönetenlerin kamu kaynaklarını doğru ve verimli alanlarda kullanmak gibi bir sorumlulukları vardır.
Devleti yönetenlerin, kamu kaynaklarını hukuka, etik kurallara ve kamu yararına kullandığına dair hesap vermekten kaçınabildiği bir rejimin adı demokrasi olamaz.
Deprem vergilerini nereye harcadığınızın hesabını veremiyorsanız, bakanlarınızın deprem mahallinde enkaz üstünde şov yapmaları bu hesabı kapatmaya yetmez.
Paşaoğlu Köyünde..
5 Ağustos 2020 Çarşamba / Recep ALP Kandıralı hemşehrimiz.. Adapazarı’nda Yeminli Mali Müşavir olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Düdük Makarnası ziyafeti..
22 Temmuz 2020 Çarşamba / Düdük Makarnası bir Türk yemeğidir..
Kocabayramlar’da Muhammet Altınten’in sevgili eşi Fahriye Altınten ablamız hanımefendi hazırladı.. Yemeğe doyamadık..