Nihat Gürer adam gibi adamdır – Cemalettin ÖZTÜRK
Nihat Gürer adam gibi adamdır – Cemalettin ÖZTÜRK
16 Aralık 2015 Çarşamba 05:00
http://www.mansetkocaeli.com/yazar/cemalettin-ozturk/kose-yazisi/nihat-gurer-adam-gibi-adamdir/89187
Adam olmak bir zanaattır.
Sözde kolay gibi gözükebilir ama zordur, sonu yoktur, meşakkatli bir süreçtir.
Farklı bir duruştur.
Erdem sahibi olmaktır. İlkeli, prensipli, öz disiplinli, omurgalı bir yaşam sürmek demektir.
Yaradılış meselesidir.
TASFİYE İŞLEMLERİ / Erol AKGÜL
TASFİYE İŞLEMLERİ / EROL AKGÜL - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
LİMİTED ŞİRKETLERİN TASFİYESİ VE İŞLEMLERİ
TASFİYE
Limited şirketlerin tasfiyesi ve işlemleri başlıklı yazımızın konusu ; tasfiye süresince tasfiyenin başlangıcında ve bitişinde yapılacak işlemler, limited şirketler esas alınmak suretiyle açıklanmıştır. Tasfiye işlemlerinin yalnızca ticaret siciline tescille değil; Vergi idaresi, Bağ-kur, SSK gibi kurum ve kuruluşlara da bir takım yükümlülüklerin var olduğu ve bu yükümlülüklerin fazlaca teferruata girmeden olabildiğince işlemlerin neler olduğu ve nelere dikkat edilmesi yazımızdaki asıl amaç olup uygulayıcılara ve meslek mensuplarına yardımcı olmaktır.
Tasfiye, kelime anlamı arıtma, ayıklama, temizleme, hesabı kapatmak anlamındadır.Tasfiye, herhangi bir nedenle faaliyetine son veren, şirketin tüm hesaplarının kapatılmasıdır. Limited şirketler kanun ve şirket ana sözleşmesinde yazılı hallerin meydana gelmesi veya ortaklar kurulu kararı ile sona erer. Sermaye şirketleri, iflastan başka bir nedenle infisah ettiklerinde, durum ortaklar kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. İnfisahın ticaret siciline tescil ettirildiği tarih, tasfiyenin başladığı tarih sayılır. Tasfiye süreci, fesih veya infisah edilme halinin meydana gelmesinden başlar, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasını müteakip şirket kaydının ticaret sicilinden sildirilmesine kadar devam eder.Tasfiye işlemlerini müteakip ticaret sicilinden kaydının silinmesi ile tüzel kişilik sona bulur.
Limited Şirket aşağıdaki nedenlerden birinin gerçekleşmesi ile sonlanır;
1.Esas sözleşmede belirlenmiş ise belirlenen şirket süresinin bitmesi
2.Şirket sermayesinin üçte ikisinin eksilmesine rağmen ortaklar kurulunca kalan kısımla yetinilmesine veya sermayenin eksilen kısmının tamamlanmasına ilişkin karar alınmaması,
3.Şirketin iflasına karar verilmesi,
4.Şirketin diğer bir şirketle birleşmesi,
5.Şirketin mahkeme kararı ile feshinin istenmesi,
6.Şirket amacının elde edilmiş olması yahut elde edilmesinin imkansız hale gelmesi,
7.Ortak sayısının bire düşmesi veya 50’yi aşması
8.Ortaklar kurulunca şirketin tasfiyesine karar verilmesi, hallerinde şirket tasfiye haline girer.
“AZİZ SANCAR’IN DURUŞU” DERS OLARAK OKUTULMALI – Yrd.Doç.Dr. Sakin ÖNER
“AZİZ SANCAR’IN DURUŞU” DERS OLARAK OKUTULMALI – Yrd.Doç.Dr. Sakin ÖNER
Türk insanının, içte bir bölgemizde devletin bölücülerle savaşından ve dostumuzun kalmadığı dışta Ortadoğu coğrafyasında ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamamızdan bunaldığı ve önünü göremediği bir ortamda, Allah bir hayat öpücüğü ikram etti. Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz SANCAR, dünyanın en prestijli ödülü olan NOBEL’i kimya dalındaki başarılı çalışmaları ile kazandı. Mardin’in bir köyünde doğup yokluklar ve imkansızlıklar içinde yetişen bir Türk çocuğunun inanılmaz başarı öyküsü kadar, ödülü aldıktan sonraki duruşu da son derece etkiliydi.
Bu büyük başarı karşısındaki tevazuu, başarıyı doğrudan kendine mal etmeyip Atatürk’e ve Cumhuriyet’e borçlu olduğunu ifade etmesi, Türk eğitiminin kendisini yetiştirdiğini belirterek eğitim kalitemize vurgu yapması, kadın eğitimine büyük önem vermesi, başarısını “çok çalışmasına borçlu olduğunu” söylemesi, aslını unutmaması ve inkar etmemesi, Türk tarihini Selçuklusu, Osmanlısı ve Cumhuriyeti ile bir bütün kabul etmesi, Türklüğünü her vesileyle gururla ifade etmesi, ödülünü bir hafta bile evinde saklamadan Atatürk’ün manevi hatırasına armağan edilmek üzere devletimizi kuran Türk ordusuna emanet etmesi, aldığı maddi ödülü Amerika’da kurduğu “Türk Evi”ne harcayacak olması ile Prof. Dr. Aziz SANCAR, yetişmekte olan yeni nesillere “BİR NUMARALI ROL MODEL” olmuştur. SANCAR’ın bu onurlu, milli ve evrensel duruşu, her ayrıntısıyla, her kademedeki eğitim kurumlarımızda “AZİZ SANCAR DERSİ” olarak okutulmalıdır.
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
YAKIN TARİH SOHPETLERİ-9 / TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler ne zaman başladı, nasıl devam etti, gelinen noktada neler dikkat çekiyor? Yarın ne olabilir?
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş sohbetimize bir hatırlatma ile başladı; Fatih Sultan Mehmet’ten sonra padişah olan Sultan İkinci Beyazıt (1477-1512) döneminde Kırım Hanlığından bir mektup geliyor. Üçüncü defa Kırım Hanlığının başına geçen Birinci Mengli Giray Han (1478-1515) mektubunda henüz küçük bir devletçik olan Rusya’nın (kines deniyor) Osmanlı Cihan Devleti’yle temas kurmak istediğini, İvan’ın kendilerinin dostu olduğu belirtilerek gerekenin yapılması ricasında bulunuyor. Sultan İkinci Beyazıt da “Madem İvan sizin dostunuzdur. Bizim de dostumuz olabilir. O halde temsilcileri İstanbul’a gelerek gerekli temaslarda bulunabilir” biçimindeki bir mektupla cevaplandırılıyor.
Rus elçisi İstanbul’a geliyor ve Padişah İkinci Beyazıt tarafından makama alınıyor. Ancak bu yeni ve küçük devlet Rusya’nın elçisi (o yıllarda daha ne Amerika ve ne de Almanya gibi bir devletler var ortada) huzurda arogon bir tavır takınıyor. Kaba, küstah, henüz devlet olmaya başlamış olmasına, güçsüzlüğünü bilmesine rağmen tepeden bakma gibi bir elçiye yakışmayan tavır sergiliyor. Hele getirdiği İvan’ın mektubu da bardağı taşıran son damla oluyor.
Oysa Osmanlı Cihan Devleti kuruluşunun üçüncü asrına girmiş, devlet geleneğini yaşatan ve diplomasiyi çok iyi bilen bir ülke. Osmanlı devlet geleneğine göre huzura alınan elçilere çok ciddi hediyeler veriliyor, binlerce dinar ve hatta elbisesine kadar takdim ediliyor. Bunları da iteleyen Rus elçisi Sultan İkinci Beyazıt tarafından kovularak, İstanbul terk ettiriliyor.
Erdal Baykara kardeşim de bir yaş daha kocadı..
14 Aralık 2015 Pazartesi / Cihat bey dostlarının hayatında önemli olan günlerine dikkat eder..
Danışman Mesut Uğur İzmit’te..
10 Aralık 2015 Perşembe / Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformu Bakanlık Danışmanı Mesut Uğur’u ağırladı.
Aziz hocanın ülküsü de türküsü de var olsun -Mehmet Sadettin DEREBEYOĞLU
Mehmet Sadettin Derebeyoğlu Yüksel öğrenimimiz için İstanbul’da bulunduğumuz 1970’li yıllarda kaldığımız Fındıkzade’deki Kocaeli Yurdu arkadaşlarımdan.. Değerli arkadaşım, Prof.Dr. Aziz SANCAR hoca ile ilgili bugünkü paylaşımında;
"AZİZ SANCAR
Nobeli alınca iyiydi ama bunu Atatürk'e borçluyum deyince bir kusım güruhun boynu büküldü.
Mardin'de doğdum, Kürt' de olabilirdim ama Türk'üm deyince, boynu bükükler ikiye katlandı.
TSK'ya uğrayınca boyunlar yer ile yeksan oldu.
Hele bir de Ülkü Ocaklılarla buluşup gençliği yâd edince çakma aydın ve daha da çakma Atatürkçülerin de boyunları büküldü.
Valla temennim değil ama isterse hepinizin boynu altında kalsın hiç mesele değil.
Aziz hocanın ülküsü de türküsü de var olsun..." demiş..
“KEŞKE BENDE YAPABİLSEYDİM” – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
“KEŞKE BENDE YAPABİLSEYDİM” – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Türkiye ve Türk Dünyası, büyük bir coğrafyanın üzerinde oturuyor.
Bu coğrafyayı gezdikçe üzerindeki nadide eserleri görüp, hem seviniyor hem de nefsime yeniliyorum.
Nefsime yenilmemin tek sebebi, ömrü hayatımda böyle eserleri yapmayı başaramamış yada yapılmasına vesile olamamış olmamdır.
Teşekkürlerimi lütfen kabul ediniz..
Burhan Türker kardeşim dün sabah saat: 10:00 sularında yukarıdaki gönderiyi paylaştı..
500’e yakın mesaj geldi.. Gelmeye de devam ediyor.. 300 kadarına teşekkürlerimi ifade etme imkanı buldum.. Diğerlerine de, bugün fırsatım olmasını diliyorum.
Ülkemizin heryerinden telefon edenler oldu. ABD’den İsmail Vardal kardeşim başta olmak üzere yurt dışından da çok sayıda telefon aldım.
Yazının tamamını okumadan endişe ile arayanları, ilgi ve hassasiyetleri için unutmam mümkün değil..
Önce Rabbime şükrediyorum.. Rahmetli anacığımı, babacığımı bu vesile ile rahmetle anıyorum.
Her yaş ve gruptan dost, ahbap, arkadaş ve tanış insanların varlığının mutluluğunu ifade etmekte çok zorlandım.
İyi ki varlar diyerek hepsine muhabbet ve şükranlarımı sunuyorum.
40 yıla yaklaşan beraberliğimizde en çok hakkı geçen sevgili eşim Nursel hanımefendiye de..
Ahsen OKYAR
Yeğenim Melda Hazel Sandıkcıoğlu, Şerif Güngör ile sözlendi..
13 Aralık 2015 Pazar / Yeğenim Melda Hazel Sandıkçıoğlu, Şerif Güngör ile sözlendi.
Rabbim tamamına erdirsin.. Her iki aile için de daima mutluluk sebebi olsun..
Sefer Gerektir – Karaçay AHISKALI
Sefer Gerektir - Karaçay AHISKALI
Açların dünyasında, kuvvetin adı sabır
Çilekeşin umudu; bitecek yarın kahır
Azıtmışsa insanoğlu, dünya olmuşsa ahır
Cihana temizlik vakti, gazap gerektir
Nefisperest görmez mazlumu, bir de zalime acır
Derler, gücü yeten yetene, sen etrafını kayır
Hak yolu ne çileli, görmedim böyle bayır
Arınsın diye ruhlar, ateş gerektir
ÜLKÜCÜLERİN SADAKATİ LİDERE Mİ, DAVAYA MI? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ÜLKÜCÜLERİN SADAKATİ LİDERE Mİ, DAVAYA MI? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Milliyetçi Hareket Partisi’nde değişim isteyenler olağanüstü kurultay için üst kurul delegelerinden imza toplamaya devam ediyor. Kurultay taleplerine karşı MHP Genel Merkezi ile Devlet Bahçeli inanılmaz bir tavır içindeler.
Olağanüstü kurultaydan kaçma çabaları bir yana, Genel Başkan adayı olacaklarını açıklayan Meral Akşener, Sinan Ogan ve Koray Aydın’a çok antidemokratik, kaba ve hatta yakışıksız bir üslupla saldırıyorlar. Bu adaylar hakkında Rus ajanı / Sarayın adamı / Cemaatin adamı / CIA ajanı / MHP’yi CHP’lileştirmek istiyor gibi çirkin, ipe sapa gelmez ve partiyi yıpratıcı suçlamaları duyuyoruz.
Oysaki olağanüstü kurultay için lüzumundan fazla gerekçeler var.
Gençlerle Başbaşa Programında ikinci konuşmacı; Orhan Kaya
Gençlerle Başbaşa Programında ikinci konuşmacı; Orhan Kaya
Akça Koca Kültür Platformu Gençlerle Başbaşa Programına Orhan Kaya ile devam ediyor.
KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi Orhan Kaya, Akça Koca Kültür Platformu Gençlerle Başbaşa Programın ikinci konuşmacısı olacak ve “İzmit Tarihi ve Kültür Varlıkları Tanıtımı” konusunda bilgi verecek.
Kocaeli Emexotel’deki toplantı 17 Aralık 2015 Perşembe günü akşamı 19:30’da başlayacak saat 21:00’de sona erecek.
Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü son sınıf öğrencisi olan Orhan Kaya’nın soruları cevaplayacağı toplantıda çay ikramı da yapılacak.
Akça Koca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu toplantıya platform üyelerini ve ilgi duyanları bekliyor.