
Kızılderililerden Tek Kelimelik Hayat Dersi..
Kızılderililerden Tek Kelimelik Hayat Dersi..
Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri kabilenin gençleriyle hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor:
“İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş var. Kurtlardan biri;
- Öfkeyi,
- Kıskançlığı,
- Açgözlülüğü,
- Kibiri,
- Yalanları,
- Üstünlük taslamayı ve
- Bencilliği
temsil ediyor;
Diğer kurt ise;
- Huzuru,
- Sevgiyi,
- Umudu,
- Paylaşmayı,
- Cömertliği,
- Alçak gönüllülüğü,
- Nezaketi,
- Dostluğu,
- Merhameti ve
- İnancı”
Kabile üyelerinden biri soruyor;
“Peki, hangi kurt kazanacak?”
Yaşlı adam kısaca cevap veriyor:
“Beslediğiniz...”
TARİH İNTİKAMINI ALIYOR – Dr. Şinasi KARA
TARİH İNTİKAMINI ALIYOR - Dr. Şinasi KARA
Osmanlı, Araplara"necip millet" diyor. Arabistandaki önemli görevlere arap kökenlileri tayin ediyordu.
İstanbul doğumlu bir Arap olan Hüseyin Mekke Şerifi olarak tayin edildi. Hüseyin Ingilizler ile birlik olup, isyancı arapları organize etti, Ingiliz silahı ve parasıyla asker topladı ve Osmanlıyı arkadan vurdu.
İngiliz Dr. Squires’in anılarını okuyunuz. İngiz Casus Lawrens’in anılarını okuyunuz. Arap ihanetini ve arapların Türk askerlerine karşı yaptıkları zulmü göreceksiniz.
Dr. Squires "Kudüs’ün düşmesine sevinen Müslüman Arapların davranışını anlayamadım" diye yazıyor.
Gazze Savaşı sırasında, Filistinlilerden oluşan Tabur cepheyi terk edip Ingiliz saflarına geçti. Osmanlı savaşı kaybetti. Kudüs düştü. Araplar sevindi. Bin yıldan beri Müslüman kanı dökülerek korunan Kudüs’ün Hrıstiyanlara geçmesine bir Müslüman nasıl sevinebilirdi?
Tarih bu sevince müsaade etmedi.
İngilizler, Kudüs’ü Yahudilere verdi. Arapların sevinci kursağında kaldı. İhanet eden araplar ve filistinliler, ihanetin bedelini pahalı ödediler, ödemeye devam ediyorlar. Gazze Savaşında yenilen Osmanlı Ordusu çekilirken yaralı askerleri Halep Hastahanesinde bırakmak zorunda kalmıştı. Hastahaneyi basan Arap isyancıların, yaralı ve çaresiz Türk askerlerini süngü darbeleri ile teker teker katlettiklerini, Ingiliz Dr. Squires anılarında yazıyor.
Ingiliz Casus Lavrens "teslim olan (5) bin esir Türk askerini araplara teslim ettiğime pişmanım, Türk askerlerini teslim alan araplar tamamının kafasını kestiler, ortalık kan gölüne döndü" diye yazıyor.
Bu gün Halep Hastahanesinin bulunduğu yerde taş taş üstünde kalmadı. Türklere ihanet eden Filistinliler kan ağlamaya devam ediyor.
Masum Türk askerlerinin kafasını kesen Arapların torunları Türkiyede "açız" levhası asarak ekmek dileniyor.
Tarih intikamını alıyor."
BAŞARININ SIRRI
BAŞARININ SIRRI
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller' e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller' e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.
İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.
Biri demiş ki!..
"İş hayatında, Büyük başarılara ulaştım.
Kimilerinin gözünde; Hayatım başarının timsali;
Fakat işin dışında; Çok az neşem oldu benim.
İşin sonunda; Zenginliğim ve Alışmış olduğum hayatın, Bana getirdiği tek gerçeklik;
Ölümle yüzleştiğim şu anda, Yatağımda uzanıp, Hayatımı gözlerimde canlandırırken; Fark ettim ki; Gururlandığım şöhretim ve servetim; Ölümün karşısında ne kadar da manasızmış.
Arabayı kullanmak için;
Size para kazandırması için;
Birilerini işe alabilirsiniz.
Ancak;
Hastalığınızı taşıması için, Kimseyi işe alamıyorsunuz.
Kaybedilen maddi şeyler bulunabilir veya yerine başkası konur;
Fakat; Kaybedildiğinde bulunamayacak veya, Yeri dolmayacak tek şey var; O da “Hayat.”
Şu an; Hayatınızın hangi sahnesinde olursanız olun; Zaman ile; O sahne perdesinin kapanması ile yüzleşeceksiniz.
Tavsiyem;
Ailenize, eşinize, arkadaşlarınıza; Çok kıymet verin ve sevin.
Kendinize iyi davranın ve insanlara değer verin.
Yaşlandıkça ve ümit ediyorum akıllandıkça; Fark ediyorsunuz ki;
300 dolarlık saat de, 30 dolarlık saat de; Aynı zamanı söylüyor.
İç huzurun bu tarz şeylerle elde edilmediğini, Anlıyorsunuz.
İster first class, ister ekonomi uçun; Bilin ki, o uçak düşerse sizde düşeceksiniz.
O yüzden umut ederim ki;
Şunu anlarsınız; Kahkaha attığınız; Sohbet ettiğiniz; Şarkılar söylediğiniz; Kuzeyden-Güneyden; Doğudan-Batıdan; Cennetten ve Dünyadan; Konuştuğunuz ahbaplarınız,
Dostlarınız, Eski arkadaşlarınız,
Anneniz,
Babanız,
Erkek kardeşiniz,
Kız kardeşiniz varsa;
Bilin ki gerçek mutluluk; Onlarmış...
Çocuklarınızı zengin olması için eğitmeyin; onları mutlu olmaları için eğitin.
Böylelikle büyüdüklerinde; Her şeyin fiyatını değil, değerini bilirler.
Yemeğinizi ilacınız gibi yiyin; Aksi halde ilacı yemek yerine yersiniz.
Sizi seven kişi, sizi asla bırakmayacaktır. Bırakmak için yüzlerce neden saysa da;
Mutlaka sizde kalmak için sebep bulacaktır. Bilin ki;
İnsan ile insan olabilmek arasında, Çok büyük fark var ve,
Bunu anlayan çok az insan var.
TÜRK PAŞASI BÖYLE OLUR. GERİSİ TEFERRUAT.
Hasan Kundakçı Paşa'yı bilir misiniz? Hatırladınız mı?
Doğumu 96'dan sonra olan gençlerimizin çoğu bilmez ve hatırlamaz... Hatırlatalım öyleyse.!
Prof. Küçükusta: Tüm sağlık reçeteleri yalan‼️
Profesör Ahmet Rasim Küçükusta ezberleri bozdu.
Dünya sağlık kartellerini eleştirdi. "Hastaneye giderseniz sizi zorla hasta ederler" dedi.
*Not: *Bir vatandaşın itirafnamesi. Doğru söze ne denir.
KAYBETTİK!..
YENİDEN KAZANMAK DUÂSIYLA...
Hükümeti kazandık, Hikmeti kaybettik.
Makamı kazandık, Mevkiiyi kaybettik.
Seçimi kazandık, Geçimi kaybettik.
Parayı kazandık, "dara"yı kaybettik.
Nimete gark olduk; Hamdı, Şükrü kaybettik.
Camiiler yaptık, Cemaatı kaybettik.
Yollar açtık, İstikameti kaybettik.
Örtüyü kazandık, Başı kaybettik
Hedefi bulduk, Edebi kaybettik.
Zenaatı kazandık, Kanaatı kaybettik.
Pahalı arabalara bindik, Yolu kaybettik.
villalar köşkler aldık, Rüyalarımızı düşlerimizi kaybettik.
Eşyaları koruduk; Ahmetleri, Ayşeleri kaybettik.
Devasa okullar yaptık, Talebeyi kaybettik
Adliye Sarayları yaptık, Adâleti kaybettik.
Geleceği kazandık, Gençliği kaybettik.
Hakkı kazandık, Teraziyi kaybettik.
Toy'u kazandık, Soy'u kaybettik.
İzanı kazandık, Kızı Kızanı kaybettik.
Misafir odaları döşedik, Misafiri kaybettik.
Ve maalesef;
Kazanmanın anahtarını bulduk, Karakterimizi kaybettik.
ALLAH;
Kaybettiklerimizi tekrar kazanmayı nasip etsin İnşaallah.
Âmin ÂMİN ÂMİN...