
Seçil – Cavit Sözer çiftinin misafirleri…
12 Ocak 2024 Cuma / Seçil – Cavit Sözer çifti misafirlerini ağırladı…
Nurcan – Yusuf Erenkaya, Nursel – Ahsen Okyar, Fatma – Hasan Baykara, Filiz – Ünsal Uçar ve Aynur Baykara ile biraraya gelen Sözer çifti geç vakitlere kadar sohbet etmenin keyfimi çıkarttı. Sözer Ailesi, Akraba ve komşuları ile biraraya gelmenin mutluluğunu yaşadı.
“Türk Halk Müziği” Ömer Faruk KACAR,18 Ocak 2024 Emex Otel Saat: 19.00
16.Gençlerle Başbaşa
“Türk Halk Müziği” – 19. Ömer Faruk KACAR,
18 Ocak 2024 Perşembe Saat: 19.00
Emex Otel - İZMİT
Ömer Faruk KACAR
20 Aralık 1999’da Afyonkarahisar’da doğdu. Müzik yeteneğini, anaokulu öğretmeni derste org çaldırarak keşfetti . Bağlama çalmaya ise 13 yaşında babasından görerek başladı.
İlköğretim ve ortaokul tahsilini Oruçoğlu ilkokulunda, lise tahsilini ise Osmangazi Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Lise tahsilini yaparken bir yandan konservatuvara hazırlanmak için birçok müzik eğitimi aldı. Bu süreçlerde okul etkinliklerinde ve korolarda görev aldı.
2018 yılında Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Halk Müziği Ana Sanat Dalı’nı kazandı ve lisans hayatına başladı. Burada hocası Kenan Serhat İNCE’den eğitim aldı.
2018 yılında TRT İstanbul Radyosu Türk Halk Müziği Gençlik Korosu sınavını kazandı. Şef Naci Düzel eşliğinde dersler aldı ve birçok konserde korist olarak yer aldı.
Memleketi Afyonkarahisar’da, mahalli sanatçılardan derleme çalışmaları ve programlar yaptı.
Kocaeli Üniversitesi’ne bağlı Kültür Evi’nde bağlama eğitmenliği yaparak meslek hayatına başladı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Kültür Bakanlığı’na bağlı projede özel bireylerle çalıştı.
Birçok konserde , televizyon programında görev almaktadır. Akademik kariyerine halen yüksek lisans eğitimiyle devam etmekte olup, aynı kurumda öğretim görevlisi olarak bağlama eğitimi vermektedir.
Kocabayramlar girişindeki Türbe ve çiçekleri…
4 Ocak 2024 Perşembe / Kocabayramlar girişindeki Türbe ve çiçekleri…
GÜLTEN AKIN KANDIRA’DA ANLILDI.
GÜLTEN AKIN KANDIRA’DA ANLILDI.
Şair Gülten Akın soğuk bir kıs günü Kandıra Yelken Sinemasında şiirlerle anıldı.
Topluluk sözcüsü Aygün Aynagöz açılış konuşmasında sinema sahibi Teoman Yelkencioğlu’na teşekkür etti. Antalya da yaşayan İsmail Sarıca’nın Gülten Akın için gönderdiği mesajı okudu.
Emekli eczacı Nursun Kural, edebi yaşantısı hakkında verdiği bilgilerin ardından topluluk üyeleri Gülten Akın’ın şiirlerini okudular. Ayrıca Gülten Akın hakkında katılımcılar şair hakkında görüşlerini söylediler.
Ayfer Kocatürk; “Siyah beyaz”, Müfide Ecevit; “Deli Kızın Türküsü”, Mustafa Yıldız; “Havada bir hoş aydınlık”, Arda Akın; “Kır yolculuğu”, Sıla Kuyumcu; “Gülerken Yüzüm”, Zafer Tokdemir; “Nazım Nazım”, Figen Şentürk; “Seni sevdim”, Olcay Tokdemir; “Kadın olanın türküsü”, Sabahat Ulutaş; “Nahit Hanım”, Ömer Arslan; “Sardunya”, Aygün Aynagöz; “Biriken” adlı şiiri okudu.
“Atatürk ve Cumhuriyet” – Dr. Naim BABÜROĞLU
13 Ocak 2024 Cumartesi günü saat 14:00’te,
Fuar İçi Sivil Toplum Merkezi’nde
Kocaeli Aydınlar Ocağı ile Yeniden Aydınlanma Derneği tarafından ortak olarak düzenlenen
Dr. Naim Babüroğlu’nun konuşmacı olarak katılacağı
“Atatürk ve Cumhuriyet” konulu konferansımıza tüm halkımız davetlidir.
Kocaeli Aydınlar Ocağı
Yeniden Aydınlanma Derneği
BU MECLİS YENİ ANAYASA YAPAMAZ
Değerli Dostlarımız,
AKP iktidara geldiğinden beri geçen 21 yılda sürekli olarak "yeni anayasa" yapılmasından bahsetti. Son dönemde TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki mahkumiyet kararı üzerine AYM'nin iki kez vermiş olduğu "hak ihlâli" kararının uygulanmaması ve Yargıtay'ın AYM aleyhine sergilediği tavır paralelinde iktidar temsilcileri "yeni sivil anayasa" taleplerini yeniden ısıtmaya başlamışlardır.
Konu hakkında Milli Merkez'in görüşlerini içeren Basın Açıklamasını bilgilerinize sunarım.
Saygılarımla,
Haluk DURAL
Milli Merkez Genel Sekreteri
Dt. Ömer Erdal ve Kasım Zeybek kardeşimin sohbetinin ortasına düştük…
8 Ocak 2024 Pazartesi / Erdoğan Davut Hocam ile yürüyerek gelirken Dt. Ömer Erdal ve Kasım Zeybek kardeşimin sohbetinin ortasına düştük…
Buyur ettiler… Çaylarımızı keyifle yudumladık… Sağ olsunlar…
30. şeref yılını kutlayacağımız bu özel günde birlikte olmak dileği ile…
Davet!…
11 Ocak 1994 tarihinde kurulan Kocaeli Kandıralılar Derneğimizin, 11 Ocak 2024 tarihinde saat: 20.00’de İzmit Şelale Cafede kuruluş yıldönümü kutlaması yapılacaktır.
30. şeref yılını kutlayacağımız bu özel günde birlikte olmak dileği ile…
Dr. Alaattin Büyükkaya ağabey VAV TV’de….
8 Ocak 2024 Pazartesi / VAV TV’de Dr. Alaattin Büyükkaya ağabey canlı yayında…
Program yapımcısı ve sunucu sevgili Fehmi Atay hocamız….
2 saate yakın keyifle seyrettik/dinledik…
ORTA ÇAĞ AVRUPASI GİBİ – Ruhittin SÖNMEZ
ORTA ÇAĞ AVRUPASI GİBİ – Ruhittin SÖNMEZ
Tarihi olayları o dönemin şartları içinde yorumlamak gerekir. Ancak “tarih tekerrür ediyorsa” o dönemlerde yaşanan bazı olayların sebep ve sonuçlarından ders çıkarmak mümkün olmalıdır.
Çünkü insanoğlunun zekâsı, davranışları öyle düşündüğümüz gibi çok da değişmemiştir.
Daron Acemoğlu ve Simon Johnson’un yazdığı “İktidar ve Teknoloji” kitabında ortaçağ
Avrupa’sındaki teknolojik gelişmelerin ve verimliliği artıran uygulamaların toplumun
genelinde bir refah artışına yol açmadığı anlatılıyor.
Günümüzdeki teknolojik gelişmelerle kıyaslanması mümkün olmasa da mesela su ve yel
değirmenlerinin devreye girmesiyle işçi başına verimlilik elle çalışan değirmenlerin 20 katına
kadar çıktı.
1000-1300 yılları arasında tarım teknolojilerinde yaşanan diğer gelişmelerle birlikte özellikle
İngiltere’de tekstil sektörü gelişti. Bu sektör ileride yaşanacak sanayi devriminde kilit rol
oynadı.
Fakat verimlilikteki bu artış, işçilerin maaşları ve yaşam şartlarını iyileştirmediği gibi
çoğunluğun yoksulluğunu daha da arttırdı.
Çünkü çiftçiler daha fazla çalışmalarına rağmen, dolaylı ve dolaysız vergilerle mahsulün çok
büyük bir kısmını efendilerine vermek zorunda idi. Çok çalışan ve yeterli beslenemeyen
köylülerin ortalama yaşama süresi 25 yıla kadar düşmüştü.
Çünkü Ortaçağ Avrupa’sında bir işgücü piyasası yoktu. Değirmenler arasında bir rekabette söz konusu değildi. Çalışan köylülerin lordlara ve din adamlarına karşı itiraz etmeleri mümkün değildi.
Baskı ve zorla çalıştırılıyorlardı.
1300’lerin ilk yarısında yoksulluk, beslenmeme ve temizlik sorunları yüzünden salgın hastalıklar patlak verdi. Mesela İngiltere’de ortaya çıkan kara veba sonrası İngiliz nüfusun üçte biri ile yarısı kadar bir kısmı öldü.
“Peki, değirmenlerin, nalların, dokuma tezgahlarının, el arabalarının ve maden işletmeciliğindeki ilerlemenin getirdiği ekstra üretim nereye gitti?”
Bir kısmı şehirlerde artan nüfusu beslemek için kullanıldı. Ama üretim fazlasının çoğu büyüyen dini hiyerarşik yapıya gidiyordu. Onlar da katedraller, manastırlar, kiliseler inşa ettiriyordu.
Tahminlere göre 1300’lere gelindiğinde başrahipler, piskoposlar ve diğer yüksek ruhban
sınıfı, tüm tarım arazilerinin üçte birini elinde tutuyordu.
Sevgili okuyucularım bu tarihlerin Osmanlı Devleti’nin kuruluş yılları olduğunu düşünmenizi
istiyorum.