
Regaip Kandilinizi tebrik ederim…
İslam aleminin beklediği mübarek üç aylar başladı. Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içerisinde barındıran rahmet ve bereket iklimine girmiş bulunmaktayız. Üç ayların ilki olan Recep ayında ilk kandil gecesi olan Regaip Kandili bu gece idrak edilecek.
CEDDİNE RAHMET – Zafer PORTAKAL
Ceddine rahmet – Zafer PORTAKAL
Yükmüyüm lütufmuyum?
Malum yolun yolcusuyum
Bir bedende iki ruhum
Ben günahkar bir kulmuyum?
Nurmuyum, gururmuyum?
Yoksa habis bir ur'muyum?
Muhkem sanılan kalede
Delik deşik bir sur'muyum?
Önüm arkam sağım solum
Hani nerde benim doğrum?
Kalan kumaştan giysi çıkmaz
Ben seri sonumuyum?
Çıkmaz sokak ortasında
Nedensiz hiç dururmuyum?
Taşlandıkça canı yanan
Bahçede ki armutmuyum?
Sen hancı ben yolcuyum
Senin benden uzun yolun
Düşerse kabristana yolun
Kefende cep arama
Bağlanır elin kolun
Melike Sözer Güngör’e; “medya’da ÇAKIRCAALİ DİVANI KOCABAYRAMLAR – 2” kitabı..
26 Aralık 2024 Perşembe / Yeğenim Melike Sözer Güngör’e; “medya’da ÇAKIRCAALİ DİVANI KOCABAYRAMLAR – 2 (01 Ocak 2017 – 31 Aralık 2019)” kitabını takdim ettim.
Nostalji; 20 sene önce BUGÜN: Türk Basın Birliği Kocaeli Şubesi, 1 Ocak 2005 Cumartesi
Süleyman Yekdeş kardeşimi de kaybettik…
31 Aralık 2024 Salı / 1970 yıllarda İİTİA –İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Sultanahmet’ten okul arkadaşım Süleyman Yekteş vefat etti.
Bugün (1 Ocak 2025 Çarşamba), İKİNDİ namazına müteakip Yalova Çınarcık Şenköy Camiinden ve Şenköy Kabristanın da ebediyete uğurlanacaktır.
Gönül dostu, sevgili kardeşime Rabbim rahmetini lütfeylesin. Makamını Cennet eylesin. Sevenleri ve tanıdıklarına sabır versin.
50 sene öncesinin müşterek Akademi arkadaşlarımıza hususiyle sabır ve başsağlığı…
SEVGİNİZİ GÖSTERMEYİB ERTELEMEYİN – Seyfettin KARAMIZRAK
SEVGİNİZİ GÖSTERMEYİB ERTELEMEYİN - Seyfettin KARAMIZRAK
"Ne kadar çok sevgimiz varsa, dünyadaki yolculuğumuzu o kadar kolaylaştırırız." Immanuel Kant
"Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir"Geothe
Sevgi deyince ne aklımıza geliyor? Sevgi ne demektir? Sevgi iyilik midir, dostluk mudur, emek midir? Minnet duymak mı, sihirli bir erdem mi, yüreklere dokunuş mudur?
Sevgi, dudağımızdan dökülen “seni seviyorum”denen büyülü bu iki sözcükte mi gizlidir acaba? Yoksa mazinin beyaz sayfalarında mı kaldı? Neyi, kimi, ne kadar, nasıl sevmek gerekir gerçekten?
Bir muma ateş olmak mı, yanan ateşe dokunmak mı? Yüreğimizin kıpırdanışı mı? Yanağımıza yayılan pembelik mi? Hayal kurarken yüzde beliren tebessüm mü?
Kırlarda kelebekleri azat etmek mi? Yoksa ürperten bir cümle, şefkatli bir dokunuş, bir çocuğun saçlarını okşamak mı? Sinemizin hasretle damla damla eriyip sızlaması, hüznün ta kendisi midir?
Ya da gün batımını mı seyretmek, mehtaba karşı denizin sahile vuran sesini mi dinlemek? Yağan yağmurda yürümek, sokaklarda şen kahkahalar atmak, rüzgâr olup esmek midir?
DORUKTAKİLER 2024…
27 Aralık 2024 Cuma / Kocaeli Gazetesinin düzenlediği geleneksel DORUKTAKİLER 2024 Büyük Jüri Toplantısı yapıldı. Sonuçları 1 Ocak'ta açıklanacak.
Av. Semih Ergün’e; “medya’da ÇAKIRCAALİ DİVANI KOCABAYRAMLAR – 2” kitabı
25 Aralık 2024 Çarşamba / Kocabayramlı Av. Semih Ergün’e; “medya’da ÇAKIRCAALİ DİVANI KOCABAYRAMLAR – 2 (01 Ocak 2017 – 31 Aralık 2019)” kitabını takdim ettim.
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR Hoca diyor ki!..
YENİ YILDA NELER İSTERİM ???
Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için, en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir.
Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, cahilliktir, kılavuzluktur. (22.09.1924-Samsun),
Mustafa Kemal ATATÜRK
Değerli arkadaşlar,
Ulusal çıkarlarımız için AB-D emperyalizminin faaliyetlerini de çok iyi irdelemek gerekiyor. Çünkü AB-D emperyalizminin çıkarları yüzünden, dış politikamız ve geleceğimiz yıpranıyor. Örneğin, sınırdaşımız olan SURİYE’de yaptığımız girişimler nedeniyle büyük bir ekonomik ve siyasi kayıplar yaşamaktayız. Orada yaşanan iç kargaşa ve katliamlar, BOP projesine uygun olarak devam ediyor. Sonunda bizi de Suriye bataklığına soktular. Tam da Ergenekon tuzağı ve 15 Temmuz adi FETÖ darbe girişimi sonucu askeri gücümüzde büyük bir azalma ve eksilme söz konusu iken.
Ne yazık ki Irak gibi Suriye de bölünecek. Yani AB-D emperyalizminin ve yeni Başkan Trump’ın açıklamış olduğu 4 maddelik Ulusal Güvenlik stratejisindeki 4. maddede öngördüğü gibi tüm dünyada güç kullanarak elde edeceği BÖL ve YÖNET ilkesi ile sonuç alınmak üzere. Özellikle yüce önderimizin kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetinin bu bölünmeden en az etkilenmesi için gereken önlemlerin alınmasını ve dış siyasetimizin de bu ilkeye karşı yönlendirilmesini isterdim. Aksi halde çok üzücü ve kaygı dolu günler yaşayabiliriz.
Değerli arkadaşlar,
Yunanistan da silahlı kuvvetlerimizde yaşanan kayıp ve eksiklikleri fırsat bilerek Ege de 19 adamızı işgal etti ve onları kendi askerleri ve silah gücüyle donattı. Ülkesinde 5 tane askeri üs kuran AB-D emperyalizminin piyonu olarak, güzel ülkemizi tehdit etmeye başladı. Hatta Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos işgal ettikleri 19 ada için CHP Başkanına meydan okuyarak “Gel de al” dedi.
Yetmedi, terör belası yüzünden binlerce candan olduk ve yaralı binlerce vatandaşımız da sağlıklarına kavuşmayı bekliyor. AB-D emperyalizmi tarafından oluşturulmaya çalışılan terör kaygısı ve korkusu yüzünden halkımız da oldukça tedirgin hale geldi. Birçok vatandaşımız ülkemizi terk etmeye başladı. Ayrıca güzel ülkemizde AB-D emperyalizmi tarafından yaşatılan bu terör kaygısı, birilerince dış ülkelere de iletiliyor. Üstelik güzel ülkemizde ekonomik kaos yaratmak için Moddy’s gibi kurumlar da devreye girdi. ABD doları, Türk lirasına karşı artış da rekor kırdı.
Merhum araştırmacı yazar Aytunç Altındal’ın 2006 yılında yani 18 yıl önce yaptığı açıklamada; ABD eski dışişleri Bakanı Candoleeza Rice’ın ülkemize gelip yöneticilerimizle yaptığı görüşmede, ABD donanmasının Karadenize çıkma isteğini ve bu eyleminde Montrö Anlaşmasının 11 ve 12. Maddelerinin ihlali ile gerçekleşeceğini bildirmiş. Yani ülkemiz yöneticilerine “Ben Karadenize çıkacağım ve siz de bana izin vereceksiniz” demiş (Sözcü-25.12.2019). Bu isteklerinden hala vazgeçmediler. ABD’nin üretmiş olduğu KANAL İSTANBUL projesi ile MOTRÖ Anlaşmasını delerek, güzel ülkemizi Rusya ve Karadeniz ülkeleri ile karşı karşıya getirmek istiyorlar.
Değerli arkadaşlar,
Bu aşamada, bizlerin de 2025 yılında ne gibi sorunlarla karşılaşacağız ve bunlara karşı ne gibi önlemleri alabiliriz ve de bu sorunlarımıza nasıl ulusal çözümler üretebiliriz, şeklinde bir öngörü projeleri geliştirmemiz gerekiyor.
EV GENÇLERİ SORUNU – Ruhittin SÖNMZ
EV GENÇLERİ SORUNU – Ruhittin SÖNMZ
Çalışma hayatına katılmayan, eğitim görmeyen ve aktif bir sosyal hayattan uzak şekilde yaşayan (evde kalan) gençleri tanımlamak için “ev genci” kavramı kullanılıyor. Bu grup uluslararası literatürde NEET (Not in Employment, Educationor Training) olarak yer alıyor.
Yani bu grup diğer ülkelerde de var. Ancak mesela OECD ülkelerinde 2010 yılından bu yana “ev genci” oranı hiç değişmeden yüzde 12 oranında seyrediyor. OECD ülkeleri arasında, ev genci oranı en düşük olan, gençlerin iş ve eğitim hayatına katkılarının en yüksek olduğu ülkeler İzlanda, Hollanda, İsviçre, İsveç ve Norveç.
Fakat Türkiye’de ev genci oranı 2010 yılında yüzde 18 iken, 2010’da %18, 2015’te %20, 2020’de %22, 2023’te %24 mertebesine ulaşmış durumda.
2024 yılında, toplamda, Türkiye'de yaklaşık 4 milyon genç "ev genci" olarak yaşamaktadır.
Özellikle 18-24 yaş aralığındaki gençler arasında bu oran %31,1'e ulaşmıştır. Yani her üç gençten biri ne eğitimde ne de iş hayatındadır. Bu yaş grubundaki kadınlar arasında "ev genci" olma oranı %41,4 iken, erkeklerde bu oran %21,4'tür.
Türkiye'nin genç nüfusu arasında eğitim ve istihdam alanında çok ciddi sorunlar yaşandığını anlamak için sadece bu veriler yeterlidir sanıyorum. Devleti yönetenlerin, bu verileri gördükten sonra uyku uyuyamaması lazım.
Sorunu büyüten başka bir yönü, kadınlar arasında "ev genci" olma oranının daha da yüksek oluşu. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve istihdam fırsatlarına erişimdeki engellerin kaldırılamamış olmasının bir göstergesi bu.