
BİZ BU FİLMİ GÖRMÜŞTÜK – Ruhittin SÖNMEZ
BİZ BU FİLMİ GÖRMÜŞTÜK - Ruhittin SÖNMEZ
Başarısızlıkla sonuçlanan ve hendek savaşlarında yüzlerce askerimizin şehit olmasına sebep olan Birinci Çözüm Sürecinin ilk dönemini Wikipedi’den alıntılamak istiyorum:
“21 Mart 2013’te, hükûmet ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerden aylar sonra, Abdullah Öcalan’ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır’da Nevruz etkinlikleri sırasında okundu. Mektupta ‘PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye topraklarından çekileceği ve silahlı mücadeleye son verildiği’ bildirildi. PKK ‘Öcalan’ın bu emirlerine uyacağını ve Türkiye topraklarından çekileceğini’ açıkladı. Erdoğan mektubu olumlu karşılayıp, PKK’;nın çekilmesiyle daha somut adımların atılacağını
duyurdu.”
Buraya kadar iki süreç de çok benziyor değil mi?
Birinci süreçte AKP ile PKK (Öcalan) ve PKK’nın uzantısı parti süreci yönetiyordu, halkı ikna görevi “Akil İnsanlar” denilen gruba verilmişti. MHP ve Bahçeli çözüm sürecine şiddetle karşı çıkıyordu.
PKK (Öcalan) ve “PKK’nın Meclisteki uzantısı” DEM’le yürütülen yeni süreçte, MHP ve Devlet Bahçeli AKP iktidarının yanında. Muhalefeti sorumluluğa ortak etmek ve halkı ikna etmek için Meclis’te kurulacak komisyon görevli olacak.
Tabii ki birinci süreçte olduğu gibi iktidar kanadının güçlü propaganda aygıtı (yaygın medya ile sosyal medya trolleri) yine devrede.
Aynı filmin yeni çekimi sonucu değiştirecek mi?
Senaryoyu yazanlar ve oynayanlar hemen hemen aynı. Aynı senaristler farklı bir senaryo yazmış olabilir mi? Zamanla göreceğiz.
Dr. Oktay Taşolar’a 2 kitap
15 Temmuz 2025 Salı / Oğuz Çetinoğlu ağabey “Prangalı Ülke” ve “Kültür, Kültür Emperyalizmi, Kültür Endüstrisi” kitaplarını Dr. Oktay Taşolar için imzalayarak teslim etti.
Ben de geçiktirmeden Dr. Taşolar’a teslim ettim.
Boğaz Köprüsünü geçiyoruz… Yapanlardan Allah razı olsun..
15 Temmuz 2025 Salı / İzmit’e dönüş yolundayız..
Boğaz Köprüsünü geçiyoruz… Yapanlardan Allah razı olsun..
Oğuz Çetinoğlu üstatdan 2 kitap
15 Temmuz 2025 Salı / Oğuz Çetinoğlu ağabey “Prangalı Ülke” ve “Kültür, Kültür Emperyalizmi, Kültür Endüstrisi” kitaplarını imzalayarak teslim etti.
Sağol Çetinoğlu ağabey…
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Vefatının 9. Yılında Kabri Başında Anıldı.
15 Temmuz 2025 Salı / Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Vefatının 9. Yılında Kabri Başında Anıldı.
Türk siyasetinin önemli isimlerinden ve Türk dünyasında önemli bir yere sahip olan, 1988 – 1998 yılları arasında Aydınlar Ocağının Genel Başkanlığını yapan ve 1999-2002 ve 2007-2011 yılları arasında iki dönem milletvekilliği görevlerini sürdüren Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş İstanbul’da kabri başında anıldı.
İstanbul Topkapı Anıt Mezar Camii’nde Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın oğulları Murat ve Mehmet Yalçıntaş tarafından düzenlenen anma etkinliğinde, merhumun hayatına dair konuşmalar ve Kuran tilaveti yapıldı. Ardından Anıt Camii külliyesinde Bestekar Mevlidhan Amir Ateş ve İstanbul'un maruf Mevlithanlarından Mustafa Başkan’ın okumuş olduğu mevlid ve dualarla anma etkinliği devam etti.
Anma etkinliğine ilimizden Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Tahir Serkan Irmak, Kocaeli Aydınlar Ocağı eski başkanlarından Ahsen Okyar, Dr. Halil İbrahim Kahraman ve Stratejist Hasan Yılman ile birlikte Akça Koca Kültür Platformu’ndan; Hasan Uzunhasanoğlu, Çetin Mut ve Dr. Oktay Taşolar’da katıldılar.
Tayfun Türe eski dost..
14 Temmuz 2025 Pazartesi / Tayfun Türe eski dost..
Yürüyüş Yolunda giderken karşılaştık.. Dondurma ikram etmeden bırakmadı.. Sağolsun..
Bu karikatür ne anlatıyor?.
BU KARİKATÜR NE ANLATIYOR?.
Mustafa Bilgin Çizgisi facebook sayfasında çok önemli bir konuya değinmiş. Şu an hayatta olmayan Ferruh Doğan'ın bir karikatürünü yayınlayıp "karikatürde ne anlatılmak istendiğini?" sormuş. Yapılan yorumlara baktığınızda çok farklı görüşler yazılmış olduğunu göreceksiniz. Bu farklı yorumları yazanların bazıları yıllarını karikatür sanatına vermiş karikatürcülerdir.
Şimdi konuya karikatür davaları açısından bakalım. Yıllarını karikatür sanatına vermiş karikatürcüler dahi bir karikatürü farklı yorumlarken hiç karikatür çizmemiş, hiç mizah dergisi almamış, hiç dünya karikatür tarihi okumamış, hiç yazısız karikatür albümü alıp incelememiş, karikatür okuma tekniklerini bilmeyen bir savcının, hakimin veya siyasetçinin karikatürcüye dava açması ve sonrasında ceza alması ne kadar doğru olur?. Bir kişinin kararıyla bir çok anlamı olan karikatür hakkında nasıl mahkumiyet kararı verilir?.
Söz konusu karikatürde Ferruh Doğan hayatta olmadığı için karikatürde ne demek istediğini kendisine soramıyoruz. Hayatta olsaydı karikatürde ne demek istediğini en iyi o anlatırdı. Çünkü karikatürü çizen kendisi olduğu için "doğal olarak" ne demek istediğini en iyi kendisi bilir.
O yüzden hep söylüyoruz; özellikle karikatür davalarında karikatürcünün beyanı esas alınmalıdır.
Karikatürcüye "hayır, sen bu karikatürde onu demek istemedin, bunu demek istedin, kıvırıyorsun." demek niyet okumaya girer. Tahmin üzerine yorum yapıp cezalandırmak adil olmaz.
Cinayet davalarında bile bir çok delil aranır. Delil yoksa ceza verilemez. "Benim tahminim bu cinayeti sen işledin." denemez..
Zaten karikatür davalarına baktığımızda bir hakim karikatüre ceza verirken, başka bir hakim beraat kararı verebiliyor. Demekki hakim ve savcılar arasında bile karikatüre farklı yorumlar getirenler oluyor. Yerel mahkemenin verdiği cezayı bir üst mahkeme bozabiliyor.
O nedenle karikatüre kafanıza göre yorum yapıp, insanları da bu yorum doğruymuş gibi galeyana getirmek son derece tehlikelidir. Bu konuda provakatif söylemlerin önüne geçilip gerekirse yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Konuyla ilgili Mustafa Bilgin'in paylaşımını aşağıdaki bağlantıdan görebilirsiniz.