
YENİ SÜRECİN AKİL İNSANLARI MECLİSTE – Ruhittin SÖNMEZ
YENİ SÜRECİN AKİL İNSANLARI MECLİSTE - Ruhittin SÖNMEZ
“Terörsüz Türkiye” adıyla başlatılan “PKK ile yeni müzakere süreci” için yetkililer başından beri
“pazarlık yok, al ver yok” “terör örgütü şartsız silah bırakacak” dedi.
TBMM’de yasal dayanağı olmayan, hukuka aykırı bir yöntemle Meclis’te bir komisyon kuruldu. Şu ana
kadarki çalışmalarından, bu komisyonun bir takım yasal ve anayasal düzenlemeler yapılması için
kamuoyunu hazırlamakla görevlendirildiği anlaşılmakta.
Komisyon en son TBMM eski başkanları ile bazı baro başkanlarını dinledi. Görülüyor ki davet edilen ve görüşleri kamuoyuna açıklanan bu kişilere ile süreçteki “akil insanlara” verilen rolün benzeri
verilmiş.
Komisyon’da dinlenen eski TBMM Başkanları komisyon fikrine ve “barış/terörsüz Türkiye” hedefine
destek; sürecin hızlanması ve somutlaşması çağrısı bakımından benzer görüşteler. Ancak Bülent Arınç,
Hikmet Çetin, Mustafa Şentop, Ömer İzgi ve Binali Yıldırım DEM/Öcalan çizgisine yakın görülebilecek
beyanlarda bulundular.
Bülent Arınç (AKP) “umut hakkı ile Öcalan affedilsin, genel af çıkarılsın” dedi. Arınç’ın bu çağrısı,
DEM’in Öcalan başta olmak üzere tüm tutuklular için af ve hak talebine çok yakın bir perspektif içeriyor.
Yani Öcalan/DEM/Bahçeli/MHP çizgisiyle kesişiyor.
Hikmet Çetin (CHP) “eyleme karışmayanlar için af, silahlı eylem yapanlar için af dışı çözümler/ üçüncü ülke formülü” önerdi. “Bence dağdaki belki de 15-20 kişiyi şu aşamada yurtdışına göndermek lazım” dedi. Bu “PKK terör örgütü üyesi olmak suç olmaktan çıkarılsın” demek. Zaten askerlerimizi ve vatandaşlarımızı öldüren kurşun ve bombaların hangi teröristin elinden çıktığını, uyuşturucu ticaretini
hangilerinin yaptığını belirlemek mümkün olamaz. Hikmet Çetin beni şaşırttı, hayal kırıklığı yarattı.
Mustafa Şentop (AKP) “belirli süreli ve takibe bağlı bir af” istedi.
Ömer İzgi (MHP kökenli) açık biçimde 66. maddenin değiştirilmesini önerdi; 1924 Anayasası’ndaki
etnisite/din vurgusuz vatandaşlık tarifine dönülmesini savundu. Bu, DEM’in uzun süredir savunduğu
“anayasal vatandaşlık” çizgisine en yakın çıkış oldu. İlginç olan, bu çıkışın bir MHP kökenliden gelmesi.
Binali Yıldırım (AKP) “vatandaşlık tanımı gözden geçirilmeli, ilk dört maddeyle çelişmeden eşitlik
temelli olmalı; ‘adem-i merkeziyetçi’ idari güçlendirme olur ama federe/ federal olmaz” diyerek
yerel güçlendirmeye kapı araladı. Herhâlde ilk etapta Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışılmasının sürece zarar vereceğini düşünmüş olmalı. Ama “İdari yetki- kaynak artışı ve adem-i merkeziyet” diyerek, DEM/PKK talepleri olan özerklik ve federasyona karşı gibi dursa da bir ara kademeye kapı araladı.
Sadi Kurtulan Başkanım misafir…
26 Ağustos 2025 Cuma / 2009 ve 2019 yılları arasında Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı olarak görev yapan Sadi Kurtulan kardeşim Kızım Zeynep Gökçen için misafiri oldu.
Sağolsun…
Sadi Kurtulan kimdir?
1964 yılında Mustafakemalpaşa’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Mustafakemalpaşa’da tamamladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği Bölümünde lisans eğitimini tamamladı.
1987 yılında Susurluk Lisesi fizik öğretmenliğine, 1989 yılında Mustafakemalpaşa Lisesi fizik öğretmenliğine atandı. 1992 yılında İbrahim Önal Anadolu Öğretmen Lisesi’nde görev aldı, aynı yıl içerisinde bu okulda müdür yardımcılığı görevine atandı. 1992 yılında Çevre Bakanlığı’nda Çevre Formatörlüğü eğitimini aldı. Yine aynı yıl Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde ingilizce hizmet içi eğitim seminerini başarı ile tamamladı. Gerek Bursa ve gerekse Türkiye çapında bir çok organizasyonu başarı ile gerçekleştiren Sadi KURTULAN, bu çalışmaları sonucunda çok sayıda ödüle layık görüldü.
2004 Yılında Mustafakemalpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atandı. 2009 yılına kadar Mustafakemalpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevini başarı ile sürdürdü. İlçe milli eğitim müdürlüğü yaptığı dönemde, Mustafakemalpaşa’nın Türkiye çapındaki başarı grafiği oldukça önemli bir ölçüde sıçrama gerçekleştirdi. Mustafakemalpaşa’da uzun yıllar esnaflık yapan bir ailenin çocuğu olan Sadi KURTULAN, Mustafakemalpaşa’daki çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görev aldı. 2009 ve 2019 yılları arasında Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı olarak görev yaptı. Evli ve iki çocuk babası olan Sadi Kurtulan, İngilizce bilmektedir.
GÜÇLÜ MUHALEFET VE BAĞIMSIZ MEDYA VARSA İKTİDAR ŞANSLIDIR – Ruhittin SÖNMEZ
GÜÇLÜ MUHALEFET VE BAĞIMSIZ MEDYA VARSA İKTİDAR ŞANSLIDIR - Ruhittin SÖNMEZ
Liderin, kendi iradesini rehin almaya çalışan güçlere karşı direnebilir olmaması, yönettiği ülkenin (veya partinin/ şirketin/ kurumun) rehin alınması demektir.
Rehin alınmaya karşı direnme gücü öncelikle doğrudan liderin karakteri ile alakalıdır. Yani lider zaafları, hataları, ihtiras ve korkuları sebebiyle, bir şekilde iradesini ve karar verme özgürlüğünü birilerinin rehin almasına izin verebilir.
Şimdi daha kritik soruya cevap arayalım: Bir lideri rehin olmaktan kurtaran şey, sadece kişisel karakteri midir, yoksa güçlü kurumlar ve herkese uygulanan kurallar mıdır?
Hiç kuşkusuz, kriz anında liderin kişisel duruşu ilk savunma hattıdır. Ahlaki zaafları olmayan, şantajdan korkmayan, kriz anında paniklemeyen lider daha dirençlidir. Ancak bir ülkenin lideri ne kadar güçlü olursa olsun, tek başına şantajlara ve baskılara karşı sürekli direnemez. Onu ayakta tutacak olan hem kişisel karakteri hem de kurumların kalkanıdır.
Çünkü her insanın zaafları vardır, herkeste suç işleme eğilimi olabilir. Ancak çoğu zaman cezalandırılabileceği korkusu veya toplumdan dışlanabileceği endişesi suç işleme düşüncesinden uzaklaştırır.
Bir lideri de hatalardan alıkoyan şey sadece onun vicdanı değildir. Vicdan bazen uyur, bazen çıkarların sesine yenilir. Liderler de insandır, hata yapabilir, günah işleyebilir, çıkarlarını ülkesinin önüne koyabilirler. Tarih ve bugünün siyaset sahnesi de bunun örnekleriyle dolu. O yüzden, “Benim liderim asla hata yapmaz” romantizmi, demokrasiler için en büyük tehlikedir.
Liderin şahsi zaaflarının bedelini bütün bir toplum ödüyorsa, mesele sadece kişilik meselesi değildir. Asıl mesele, bu zaafları dizginleyecek denge ve denetim mekanizmalarının olup olmamasıdır.
Lider rehin alınırsa bütün ülke rehin alınır. Ama güçlü kurumlar ve özgür kamuoyu varsa, lider hata yap(a)maz ve rehin alınmaya direnebilir. Asıl beka meselesi budur: Kişilere değil, kurumlara güvenen bir düzen kurmak.
Ahsen Okyar kızını evlendirdi
Ahsen Okyar kızını evlendirdi
Kocaeli’de geniş bir kesim tarafından tanınan Ahsen Okyar kızını evlendirdi. Okyar’ın özel gününde pek çok isim yanında oldu.
NİKÂHI BÜYÜKAKIN KIYDI
Kocaeli Kandıralılar Derneği’nin kurucuları arasında yer alan, Akça Koca Kültür Platformu Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, uzun yıllar Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanlığı yapmış Ahsen Okyar kızını evlendirdi. Ahsen-Nursel Okyar çiftinin kızı Gökçen Okyar, Ramazan-Keziban Korkulu çiftinin oğlu Kazım Korkulu ile dünya evine girdi. Bankacı Kazım Korkulu ile özel bir firmada asistan olan Gökçen’in düğünü, Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Çiftin nikahını Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın kıydı.
AKŞENER VE EŞİ KATILDI
Yalova Üniversitesi’nde eğitim gördükleri yıllarda tanışan, hayatlarının geri kalan bölümünü Kartepe Köseköy Mahallesi’nde geçirecek olan Gökçen ve Kazım’ın düğününe dikkat çeken isimler katıldı. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Kocaeli geçmiş dönem Valisi Gökhan Sözer, Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Nurcan Acaroğlu Bektaş, İYİ Parti Kurucu ve eski Genel Başkanı Meral Akşener ve eşi Tuncer Akşener, İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı M. Kamil Şirin düğüne katılan isimler arasında yer aldı.
https://www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/26123916/ahsen-okyar-kizini-evlendirdi