
YOLCULUK ÇOK KISA
YOLCULUK ÇOK KISA
İhtiyar bir hanım otobüse bindi, koltuğuna oturdu. Sonraki durakta genç, hareketli ve biraz da asabi bir kadın bindi otobüse ve yaşlı kadının yanına oturdu. Torbaları elinde çok yer kaplıyordu. İstemeden yol boyunca torbalar ihtiyar kadına çarptı.
Canı yanan ihtiyarın sessiz kaldığını görünce genç kadın, yaşlı kadına bu kadar sakin kalabilmesine şaşırdığını söyledi.
İhtiyar kadın gülümseyerek “Kaba olmaya ya da ehemmiyetsiz bir şey için münakaşaya, kalp kırmaya değer mi? Çünkü senin yanındaki yolculuğum çok kısa... Bir sonraki durakta zaten ineceğim..." dedi.
Kocaeli Aydınlar Ocağı toplantısına büyük ilgi..
27 Kasım 2021 Cumartesi / Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Süleyman Pekin Moderatörlüğünde; Dr. H.İbrahim Kahraman ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhat Fındık “COVİD-19 SORGULANMASI GEREKEN KONULAR – Zıtlıklar Arasında Hakikat Arayışı” konusunda bilgi verdi.
27 Kasım 2021 Cumartesi günü Kocaeli Fuar Alanı Sivil Toplum Merkezi Konferans Salonunda saat: 15:00’de başlayan toplantı büyük ilgi gördü.
‘Gemuhluoğlu, yol güzergahındaki taşları döşeyen insandı’ – Fatih TÜRKYILMAZ
'Gemuhluoğlu, yol güzergahındaki taşları döşeyen insandı' - Fatih TÜRKYILMAZ
Kültür Konseyi Derneği Başkanı Dr. Metin Eriş, Fethi Gemuhluoğlu'nun yaşamı boyunca savunduğu değerlere ilişkin, "Fethi ağabey, Anadolu çocuklarının zaman içerisinde manevi ve milli değerlerle mücehhez hale gelmelerini sağlardı. Onları sol ve sağ fraksiyonlardan, uca kaçmaktan koruyarak onların daha kamil, olgun ve bilgili olmalarını sağlamak için elinden geleni yapan bir ağabeyimiz, bir büyüğümüzdü." dedi.
Mete Küçük bey Kocabayramlar da…
27 Kasım 2021 Cumartesi / Mete Küçük bey ve misafirlerimiz..
Zihniyetinizden İstifa Ediyorum – Süleyman PEKİN
Zihniyetinizden İstifa Ediyorum – Süleyman PEKİN
90’lı yılların muhalif yapısını ortaya koyan iddialı bir tiyatro oyunu vardı; “Medeniyetinizden İstifa Ediyorum” diye. Amma velâkin gitgide 80’li yılların o pek meşhur banka reklamına döndük, dönüştük: ‘Yok aslında birbirimizden farkımız; ama biz milliyetçi/ülkücü bankasıyız’.
İdeoloji bankalarının sermayesi insandır, sürekli onu harcarlar. Gerek 80 öncesinde (artı 60’ların sonlarında ve 90’ların başlarında iç hesaplaşmalar da antrparantez), gerek 99 sonrasında Ecevit’e ve 2016 sonrası Erdoğan’a yancılıkta ‘bozdur bozdur, harca’ sistemiyle oynadık. Bu sistemde taktik-maktik yoktu; bam-güm, kime denk gelirse.
Ne derler: “Haddini aşan her şey zıddına inkılâp eder.” Yani neyi aşırı eleştiriyorsan zamanla ona dönüşürsün. İslamcı cenahın ‘Yahudi, Yahudi’ demekten dilinde tüy bitti. Ve Yahudileşti, klanlaştı, ticarîleşti. Sol cenah ‘burjuvazi, burjuvazi’ diyerekten epey bir burjuvalaştı; kapitalist seçkinleşme yolunda. Bizim sarkık bıyıklı ve kurt parmacıklı cenah ise “kahrolsun PKK” ve “bölücü hainler” diye diye ağız alıştırdıkça hem kendi insanına ‘hain’ yakıştırmasına hem de terörize faaliyet sayılan darp, gasp, şantaj, tehdit vb illegal eylemlere yol buldu. Dahası kitle anormalleştikçe normali de anormal görmeye konuşlandı.