
CAYDIRICI OLAMAYAN DIŞ POLİTİKA – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
CAYDIRICI OLAMAYAN DIŞ POLİTİKA - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
Hocalı şehitlerini rahmet ve saygı ile anıyoruz. Dünyanın neresinde Türk varsa; 23 yıl önce gerçekleşen ve 613 soydaşımızı kaybettiğimiz bu insanlık dışı cinayetleri ve katliamı çevresine tanıtma görevi vardır. Kana susamış Ermeni militanlarının bu alçakça ve insanlık dışı soykırımını sadece telin etmekle, salon toplantılarıyla yetinmekle şehitlerimize görevimizi yapmış sayılamayız. Çevremizdeki ve yurtdışındaki yayın organlarında, görüntülü ve yazılı basında sivil halka yönelmiş bu katliamı açık ve öz bir şekilde, aşırı ayrıntıya girmeden, israrla ve bıkmadan ele almalıyız. Yaşayanlar şehitlerine lâyık olabilirlerse yaşamanın bir anlamı olabilir; yoksa hayat boş geçmiş sayılır.
***
Yine Malatya civarında iki askeri uçağımızı kaybettik. Dört değerli subayımızı şehit verdik. Daha önce de o bölgede uçağımız düşmüş veya düşürülmüştü. Sabotaj olup olmadığı açıklanmamıştı. Bu defa da birilerinin aleyhine rapor hazırlanabileceğini hiç düşünmeyelim. Uçakların modernleştirilmesinde sorunlar olabilir; ama asıl dikkatler Malatya Kürecik Üssüne ve Suriye’ye çevrilmelidir.
***
Prof. Dr. Vahdettin Engin, 7 Mart 2015 Cumartesi günü, CNR Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzalayacak.
Hocamız Prof. Dr. Vahdettin Engin, 7 Mart 2015 Cumartesi günü, saat 14.00'de, CNR Kitap Fuarı'nda, YEDİTEPE standında kitaplarını imzalayacak.
SABAHA GEBEDİR BÜTÜN GECELER – Av. Tevfik KARABULUT
SABAHA GEBEDİR BÜTÜN GECELER – Av. Tevfik KARABULUT
Kim demiş,gelecek karanlık diye,
Yarınlardan umut kesmeler niye
Baharlar yağmuru verir hediye
Vadiler, ırmağa, göle dönüşür
Sabaha gebedir bütün geceler
Rahmet gelecekse zahmete değer
Suyunu sevgiyle verirsen eğer
Batan diken bile güle dönüşür
Kalpler düzelirse düzelir diller
Akşamdan sabaha değişir haller
Sarpa sardı zannettiğin o yollar
Doğruya götüren yola dönüşür
Dermansız hiç bir dert yoktur cihanda
Çok derdin ilacı saklı zamanda
"Ol" der ise Rabbım olur o anda
Keskin sirke dahi bala dönüşür
Su gibi akıyor,yürüyor zaman
Dünya bu, ahvali değişir her an
Yolunu şaşırmış dediğin insan
Sabır şükür bilen kula dönüşür
1 Mart 1958 Üsküdar Vapuru Faciası 1 Mart 1958
Bugün, 57 yıl öncesinde yaşadığımız ve herkesi üzüntüye boğan Üsküdar Vapuru Faciasının yıldönümü..
Keybettiklerimize Allah’tan rahmet diliyorum..
“Suriye’de toprak kaybetmedik peki Ege’de” – Ümit ÖZDAĞ
Ümit Özdağ: Suriye’de toprak kaybetmedik peki Ege’de
AKP Hükümeti, Orta Doğu’dan ricat anlamına gelen Türk Mezarı resmi adı ile Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun üzerinde olduğu toprağı IŞİD terör örgütüne terk ederek, Türkiye sınırına 180 metre uzaklıkta bir bölgeyi yeni mezar yeri olarak ilan etmenin toprak kaybetmek anlamına gelmediğini söylüyor. İlk bakışta öyle. Ne kadar toprak bıraktı isek o kadar aldık. Oysa mesele öyle değil.
Bıraktığımız topraklar devletler hukuku tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları. Aldığımızı ileri sürdüğümüz topraklar ise fiilen işgalci konumda olduğumuz topraklar. Hiçbir uluslararası anlaşmaya dayanmadığı gibi Suriye Hükümetinin itiraz ettiği bir yer değiştirme söz konusu. Ancak bir an için AKP Hükümetinin gerekçesini doğru ve haklı kabul edelim. Bıraktığımız kadar toprak aldık. Tehlike geçince geri gideceğiz. (Tabii bu husus vatan topraklarının tehlike anında terk ve taşınabilirliğini kabul etmektedir.)
Dıgıdıkçı İsmail Çakar ağabeyi Hendek Bıçkıatik Köyünde ebediyete uğurladık
27Şubat 2015 Cuma / Hak’kın rahmetine kavuşan Çakar Ailesinin büyüğü Sevgili İsmail Çakar Cuma Namazına müteakip Hendek Bıçkıatik köyünde Aile kabristanına defnedildi.
KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI’nda Av. Özcan PEHLİVANOĞLU Konuşacak
Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi yöneticisi, Aydınlar Ocağı Genel Merkezi İlim İstişare Kurulu Üyesi, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Av. Özcan Pehlivanoğlu Kocaeli Aydınlar Ocağı’nda İzmitlilere hitap edecek.
İsmail Çakar ağabeyi kaybettik.. Allah rahmet eylesin..
3 Kasım 2014 Pazartesi günü akşam saatlerinde Akça Koca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu kardeşim ile geçirdiği ciddi bir operasyon sonrası İzmit Seka Devlet Hastanesinde dinlenen İsmail Çakar ağabeye geçmiş olsun ziyaretinde bulunmuştuk. Dün akşam saatlerinde kardeşi değerli arkadaşım Orhan Çakar vefat haberini bildirdi.
Kandıra Kabristanın da..
25 Şubat 2015 Çarşamba / Saat: 11:00 sularında Erdal Baykara kardeşim Kandıra Belediyesi Meclis Üyesi Orhan Can’ın annesinin vefat ettiğini ve öğle namazına müteakip Orhan Camiinden ebediyete uğurlanacağı bildirdi.
TÜRKİSTAN’DA EZİLEN İNSANLIK ONURU – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
TÜRKİSTAN’DA EZİLEN İNSANLIK ONURU - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Vefatının 5. Yıldönümünde İstanbul Fındıkzade Grand Anka Oteli’nde Doğu Türkistan Vakfı Başkanı Emekli Tuğgeneral Mehmet Rıza Pekin Paşa’yı anma toplantısı yapıldı.
Doğu Türkistan Mücadelesinin fedakar isimlerinden Hamit Göktürk telefon edince “Koşarak gelirim. Rahmetli Bekin Paşa ile derin sohbetlerimiz olmuştu. Birçok toplantıda ve iftarlarda aynı sofrayı ve endişeyi paylaşmıştık. Bir vefa olarak bile gelmem gerekir!” dedim ve gittim.
Toplantıyı değerli alimimiz Prof. Dr. Abdülkadir Donuk yönetti, Doğu Türkistanlı Akademisyenler Prof. Dr. Alimcan İnayet, Doç. Dr. Erkin Emet, Yrd. Doç. Dr. Mağfiret Kemal Yunusoğlu Bekin Paşayı anlattılar. Türk Dünyasının her bölgesinde emeği ve hizmeti olan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Türkistan Davası ve Rıza Bekin Paşa’yı öyle güzel anlattı ki yüreğinizde bir eylem olduğunu herkes hissetti.
TÜRKİSTAN’DA İNSANLIK KATLEDİLİYOR
Konuşmacıların anlattıkları dehşet resimlerdi. Son bir haftada Çin yönetiminin yaptıkları şöyle: Türkistan kan revan içinde. 3 Köyde 27 Uygur Türkü şehit edildi. Bunlardan ikisi, baba ve 10 yaşındaki oğlu. Namaz kılmak yasak, gizli de olsa ibadet etmek mümkün değil. Canınızdan oluyorsunuz. Çünkü Pekin yönetimi iyi biliyor ki Türkistanlıları diri tutan dini ve dilidir. Buna mani olunursa mesafe alınacağını, Türklerin asimile olacağı sanılıyor! Canları pahasına da olsa Uygurlar kimliklerini korumak için dininden ve dilinden vazgeçmiyor. Peki Çin zulmü nasıl azaltılabilir?
TOLGA HAVUÇ KOCAELİ TAŞKÖPRÜLÜLER DERNEĞİNDE KONFERANS VERECEK
Yasin Sönmez Başkanlığındaki Kocaeli Taşköprülüler Derneğinde TV Program Yapımcısı ve Kocaeli Olimpiyat Yıldızları Jimnastik Kulübü Başkanı Tolga Havuç konferans verecek.
Akça Koca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu’na plaket
24 Şubat 2015 Salı / Sabancı Kültür Merkezinde Necmi Yapıcı'nın yazıp yönettiği ve oynadığı oyunda, Ceyhun Fersoy, Erdem Baş, Cem Aksakal, Murat Ergür, Faruk Sofuoğlu ve Ufuk Yapıcı rol aldı. “Pijamalı Adamlar” adlı komedi oyununa, Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformu üyeleri de büyük ilgi gösterdi.
SUFİ GÖZÜYLE KADIN – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
SUFİ GÖZÜYLE KADIN – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
Elime bir kitap geçti. Süleyman Uludağ’ın “Sufi Gözüyle Kadın” kitabı.
Yazar bu kitabı niye yazmış? Maksadı nedir? Vermek istediği mesaj nedir? bir kaç kez okuduğum halde bu soruların cevabını bulamadım. Çünkü benim niyet okuma gibi bir maharetim yoktur.
Öncelikle sufi kelimesinin manasını araştırdım. İslam Ansiklopedisinde şöyle bir tarif buldum;
Sufi, tasavvufi hayat tarzını benimseyerek hakkın yakınlığını kazanmaya çalışan kimse, diye tanımlanmış.
Kitaptan bazı bölümler; “Otuz sene aralıksız oruç tutan şeyh Abdullah Zaid Ahmed Cam Namekiyi ziyaret etmiş, Ahmet Cam Nameki ulu bir zatmış, on iki senedir eşine karşı görevini yerine getiremeyen Abdullah Zaid’e bir ilaç tarifi vermiş Zaid de bu tarifi uygulamış ve erişmişlik mertebesine ulaşmış. Zaid tarif edildiği şekilde hareket etmiş ve otuz sene ibadet ederek ulaşamadığı evliya derecesine bir cinsi ilişki neticesinde ulaşmış.”
“Hz. Peygamber, belki de erkeği arındıran ve yücelten bu özelliklerden dolayı kadınları seviyordu. Ünlü Zaid İbn Ömer’in cinsi ilişki ile iftar ettiği cimadan sonra akşam namazını kıldığı, yatsıdan evvel de dört cariyesi ile ilişkide bulunduğu rivayet edilir. “
Kandıralılar Derneği’nin Kandıra Turu
25 Şubat 2015 Çarşamba / Erdoğan Görgün Başkanlığındaki Kocaeli Kandıralılar Derneği yöneticileri Kandıra’da ziyaretlerde bulundu.
2014 Yılında Elde Edilen Kira Gelirlerinin (GMSİ) Beyanı.
2014 Yılında Elde Edilen Kira Gelirlerinin (GMSİ) Beyanı.
Numara : 26
Tarih : 19.2.2015
VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2015/24
KONU: 2014 Yılında Elde Edilen Kira Gelirlerinin (GMSİ) Beyanı.
Vergi hukukunda "Gayrimenkul Sermaye İradı" (GMSİ) olarak adlandırılan kira gelirleri gerçek kişilerce her yılın Mart ayının 25’ine kadar beyan edilerek, biri Mart ayı, diğeri Temmuz ayı olmak üzere iki eşit taksitte ödenebilmektedir.
Gayrimenkul sermaye iratlarının hangi gelir kalemlerinden oluştuğu Gelir Vergisi Kanunu'nun 70 inci maddesinde sayılmıştır. Ancak, sirkülerimizin konusu, gerçek kişilerce elde edilen sadece konut ve iş yeri kiralarının beyanına ilişkindir. Konu hakkındaki kısa açıklamalarımız aşağıdaki gibidir.
1. Kira Geliri Ne Zaman Elde Edilmiş Sayılacaktır?
Mükelleflerce bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedelleri o yılda elde edilmiş gelir kabul edilecektir. Örneğin: 2012 ve 2013 yılları kira gelirleri topluca 2014 yılında tahsil edilmiş ise, 2014 yılının geliri olarak dikkate alınacaktır.
Ancak, gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kira bedelleri, ilgili yılın geliri olarak kabul edilerek ilgili yıllarda beyan edilir. Örneğin: 2014, 2015 ve 2016 yılları kira gelirleri topluca 2014 yılında tahsil edilmiş ise, her yıla ait kira bedeli ilgili yılda beyan edilecektir.
Pijamalı Adamlar dakikalarlarca ayakta alkışlandı..
TRT1’de büyük beğeni ile izlenen “80’ler” dizisi oyuncularının yer aldığı “Pijamalı Adamlar” isimli komedi oyunu Sabancı Kültür Sitesi’nde sahnelendi.
MÜJDE(!) RİCAT KÜLTÜRÜMÜZ HORTLADI – Süleyman PEKİN
MÜJDE(!) RİCAT KÜLTÜRÜMÜZ HORTLADI – Süleyman PEKİN
Birkaç yazıdır artık Başbakanlığa erişen ve yazdığı Stratejik Derinlik kitabıyla Türkiye’nin son 13 yılının dış politikasının rotasını belirleyen Prof. Ahmet Davutoğlu’nu teoriden pratiğe analiz etmeye çalışıyoruz. Günün özeti; hayaller hoş olsa da karşılığı yok.
En çok da Osmanlıcılık merakından belli. Hiçbir tarihçi 623 yıllık Osmanlı’yı tek bir kalıpta ve aşamada değerlendirmez. Rahmetli Atilâ İlhan gibi sorar dururlar: Hangi Osmanlı? Benim gördüğüm ve ikidir yazdığım şimdilerdeki nevzuhur Yeni Osmanlıcılarımızın hepsi Dağılma Dönemi Osmanlıcısı.
Devlet-i Âliye’nin son döneminde ne kadar hata ve zaaf varsa, ne kadar paça düvel-i muazzamanın kasnağına kaptırılmışsa, ne kadar korku ve eziklik kompleksi varsa onu kuşanmış ve mezarlıktan geçerken ıslak çalar gibi mehter çalıyorlar.
Yine dedik; Türkiye Cumhuriyeti atom çekirdeği sadedinde kurulmuş bir devlettir. Tedbir ve teenniyle hareket eder ama fırsat da gözetir. 1938-39 Hatay’ın bağımsızlığı ve ilhakı aynen öyledir. Gecikmiş de olsa 1974 Kıbrıs Harekâtı’yla adanın 3’te 1’inden fazlasını almamız ve Kuzey’e topladığımız Türklerle apayrı bir Devlet kurabilmemiz de böyle.
