Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

27Haz/130

İbraname – Engin MALAY

İbraname - Engin MALAY

Çalışma hayatı içinde bulunan işçi ve işverenlerin konu başlığı olan ibraname kelimesi ile sıkça karşılaştıklarını hepimiz bilmekteyiz.

Biz meslek mensupları olarak çok kez ibraname belgesini hazırlayarak işçi ve işverenin onayına sunarız.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bugünkü konumuzu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile ilk defa hüküm altına alınan ibranameye ayırdık.

Kanun metnine geçmeden önce Türk Dil Kurumu’na bakarsak ibrayı; “aklama, temize çıkarma”, ibranameyi de; “aklama belgesi” olarak açıkladığını görmekteyiz.

Çalışma hayatı içinde ibraname işçi işveren ilişkilerinde, işçinin işverenden olan tüm yasal alacağını ve işçinin işverenini geçmişe dönük olarak akladığını gösteren bir belge olarak yer almaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun; “Ücret ve ücretin ödenmesi” başlıklı 32’nci maddesinde;”…İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.” der ve devam eder.

Bu madde ile işçinin işverenden hiçbir alacağının kalmaması yönünden hüküm içermektedir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun; “Ceza koşulu ve ibra” başlıklı 420’nci maddesi; “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.

İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.

Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.

İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.” denmektedir.

Bu madde incelendiği vakit dört önemli unsur karşımıza çıkmaktadır.

Birincisi; ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,

İkincisi, ödemenin noksansız ve mutlak surette banka aracılığı ile yapılması,

Üçüncüsü, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,

Dördüncü ve sonuncusu, yukarıda sayılan unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüz olduğu hüküm altına alınmış.

Özetlersek; Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde ibraname hazırlanırken yukarıda ki hususlara azami dikkat edilmesi, işçinin hak ettiği istihkakların teker teker yazılması, işçiyi ilgilendirmeyen ödemelere yer verilmemesi gerekmektedir.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Kategori: SMMM Yorum gönder.
Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.