Şanlıurfa Kalesi -7
26 Nisan 2013 Cuma / Halilurrahman Camiinde Cuma namazı eda ettikten sonra Ecz. Fevzi Demirkol rehberliğinde Şanlıurfa Kalesinin de yer aldığı Dambak tepesine çıktık.
Urfa’yı panaromik olarak seyrettik. Elinden sigarasını düşürmeyen ve büyük keyifle tüttüren Ecz. Fevzi Demirkol dostumuzun neşeli sohbetini dinledik.
KALE
Şehir yakınında Dambak Tepesindedir. M.Ö. 2000 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Haçlı Seferleri sırasında önemli rol oynamıştır. Osmanlılar zamânında tâmir ettirilen kale, iç ve dış olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Dış kale dört kapılıdır. İç kale 25 burçlu ve tek kapılıdır.
Kale üstünde bulunan iki taş sütunun İbrâhim aleyhisselâmın ateşe atılmasında Mancınık olarak kullanıldığı söylenir.
Kalenin arkasındaki mahalleye Kırk Mağara ismi verilir. Her evin bir mağarası vardır. Şehrin etrâfını çevreleyen surların Harran Kapısı, Bey Kapısına âit Mahmudoğlu Kulesiyle bâzı duvar ve burç kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir.
İbrâhim Aleyhisselâmın ateşe atılmasında Mancınık olarak kullanıldığı söylenen Kale üstünde bulunan iki taş sütun
ULU CAMİİ
Cami, şehir merkezinde Divanyolu Caddesinde yer alır. Yapım tarihi belirlenemeyen, "Kızıl Kilise" olarak adlandırılan, eski bir kilisenin yerine inşa edilmiştir. Eski yapıya ait avlu duvarları, sütunlar, sütun başlıkları ve çan kulesi halen mevcuttur.
Caminin inşa kitabesi bulunmamaktadır. Bu yüzden kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. 1170-1175 yıllarında Zengiler tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Kitabelere göre Ulu Camii; 1684, 1779, 1780 ve 1870 tarihlerinde onarım görmüştür.
Mihraba paralel üç sahından(bölümden) oluşmaktadır. Bunun dışında mihrab önünde bir de kubbe yer alır.
Harim kısmında(ana ibadet alanı-iç kısım) dört giriş kapısı yer alır. Son cemaat yeri de dâhil olmak üzere yapıda, üst örtü olarak, tonoz kullanılmıştır.
Urfa Ulu Camii plan olarak, Halep Hükümdarı Nureddin Mahmud Zengi tarafından tamir ettirilip bugünkü şeklini alan Halep Ulu Camii’ne benzemektedir. Bu nedenle Urfa Ulu Camii'nin de aynı dönemde yaptırıldığı tahmin edilmektedir.
İslam fetihlerinden sonra, sütunlarda kullanılan kırmızı mermerler ve kilise ile ilişkisinden dolayı “Mescid ül- Hamra (Kırmızı mescit)” olarak isimlendirilmiştir. Payeler üzerine oturan ve her biri çapraz tonozlarla örülü on dört sivri kemerle avluya açılan cemaat yeri Anadolu'da ilk kez Urfa Ulu Camii'nde bulunmaktadır.
Caminin harim kısmında bir kuyu yer alır. Halk arasındaki bir inanışa göre Hz. İsa’nın, Kral Abgar’a, Havarisi Thomas’la gönderdiği mendil bu kuyuya düşmüştür. Bu nedenle camiinin içindeki kuyunun suyu, şifalı olarak kabul edilir.
Minareye, Cumhuriyet döneminde bir saat eklenerek saat kulesine dönüştürülmüştür. Minare, aynı zamanda şehrin ilk ve tek saat kulesi görevini de görmektedir.
Kızıl Kiliseye ait kalın duvarlarla çevrili camii avlusunun kuzeybatı kesimi mezarlıktır. Bu mezarlıktaki türbede, 1823 yılında vefat eden, Halidi Tarikatı’nın kurucusu Mevlana Halid Ziyâeddin Hazretleri'nin küçük oğlu Şehabeddin Ahmet’in mezarı bulunmaktadır. Türbe, yakın zamanda ŞURKAV tarafından restore edilmiştir.
Halime-Mustafa Toka / Aysel Demirkol – Gül Arslan
Ahsen Okyar, Ecz. Selçuk Arslan, Hasan Uzunhasanoğlu, Ecz. Fevzi Demirkol
Gül Arslan, Yunus Özen, Nursel Okyar
Hasan Uzunhasanoğlu, Ecz. Fevzi Demirkol, Yunus Özen / Mustafa Toka, Ahsen Okyar, Ecz. Selçuk Arslan
Yunus Özen Şanlıurfa Kalesi ve Bayrağımız
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.