Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

1May/210

Kanaat bitmeyen bir hazinedir – Fahri SAĞLIK

fahri sağlık

Kanaat bitmeyen bir hazinedir - Fahri SAĞLIK

Orucun hikmetleri ile hükümlerini anlamak arasında sıkı bir bağ vardır. Oruç ibadetinin yerine getirilmesi ile ilgili kuralların bilinmesi, orucumuzu Allah Resulü’nün bize rehber olarak bıraktığı sünnetine uygun oruçlar tutmamıza imkân tanıyacaktır. İslâm bilginleri dînî bütün hükümlerin insanların yararlarını gerçekleştirme amacına yönelik olduğu konusunda görüş birliği içindedirler. Allah’ın yapılmasını istediği şeylerde kullar için çok büyük faydalar, yasakladığı şeylerde ise büyük zararlar bulunduğu bütün Müslümanlar tarafından kabul edilen bir gerçektir.

Âlimlerimiz ibadetlerin yarar ve hikmetleri konusunda Kur’an ve Sahih Sünnet ışığında derin inceleme ve araştırmalar yapmış, bunların kişisel pratik yararlarından çok, insan nefsinin arındırılması ve ahlakının yükseltilmesi yolunda fonksiyonel hâle getirilmesine çalışmışlardır. Bu bağlamda kulların yapmakla yükümlü tutulduğu ibadetlerin sağladığı bazı faydalar ya da hikmetler tespit edilmiştir. Şimdi oruç ibadetinin hikmetleri üzerine söylenmiş çok değerli fikirlerden bir demet sunmak istiyorum.

Oruç ibadetinin temel hedefi insanları takvaya (derin bir kulluk bilinci) eriştirmektir.

Bu bizzat Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı…” (Bakara, 2,/183) şeklinde ifade edilmektedir. Yani önce yüce Allah’ı tanıma, sonra O’na itaat etme.

Oruç ibadeti kişiye iradeli olmayı, nefsin istek ve arzularına karşı dik durmayı öğretir.

Sağlam bir irade gücü olmadan oruç tutulamayacağı açıktır. Oruç iradi yutum ve davranışlar manzumesidir.

Oruç ibadeti kanaatkârlığımızı güçlendirir.

Oruçla yüce Allah’ın kadrini, kıymetini daha çok bilen insan, Allah’a olan şükrünü artırır. Hırsın mahrumiyete, kanaatin rahmete vesile olduğunu anlar. Atalarımızın “ kanaat bitmeyen bir hazinedir” sözü oruçla ete-kemiğe bürünür.

Oruç, aynı zamanda insana sabretmeyi ve sıkıntılara karşı dayanmayı öğretir.

Bir ay boyunca sabır eğitiminden geçen oruçlu için artık sabırlı olmak, kulluğunun ve ahlakının vazgeçilmez bir parçası olur. Bundan dolayıdır ki Allah Resulü; “Oruç, sabrın yarısıdır” buyurmuştur.

Oruç, sabrın mukabili olan şükrü de bize öğretir.

Devamlı tükettiğimiz ve alıştığımızdan dolayı şükrünü eda etmede eksik kaldığımız birçok nimetin aslında ne kadar kıymetli olduğunun farkına oruç sayesinde varırız.

Oruç bedenin zekâtı olarak, vücutta birikmiş zararlı unsurların def’i için metabolizmaya büyük bir imkân sağlar.

İnsanın, vücudunu diğer canlılardan daha farklı olarak madde ve mananın sırlı ve ahenkli bir birleşimi olarak görmeye başladığı bu ayda vücutlar yenilenir, dimağlar parlar… Allah Resulü’ nün “oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız” sözünü teyit edercesine Ramazanda bedenlerimiz daha fazla dinçlik kazanır.

Oruç ibadeti, insana iftarı, sahuru ve kılınan teravih namazlarıyla hayata çekidüzen verme imkânı tanır.

Allah Resulü, inanıp karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan ayını değerlendirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağını söylemiştir. Aynı şekilde Allah Resulü, Sahabeden Ka’b b. Ucre’ye hitaben: “Ey Ka’b! Namaz kişinin Müslüman oluğuna delildir. Oruç ise sağlam bir kalkandır. Sadaka vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları silip süpürür. Ey Ka’b! Haramla beslenerek teşekkül eden et ve kemiklere ancak ateşte olmak yaraşır.” buyurmuştur.

Ramazan orucu ümitsiz insanların bağışlanma ümitlerini yeşerten bir iksir gibidir.

Oruç, ansızın gelecek sıkıntılara karşı insanlara dayanıklı olmayı öğretir. Ramazan çocuklarımıza dinlerini yaşayarak öğrenme fırsatı veren bir aydır.

Oruç ibadetinin topluma bakan yönleri de bulunmaktadır.

Bunlardan en önemlisi, açın halinden anlamaktır. “Tok açın halinden anlamaz” atasözünde de veciz bir şekilde ifade edildiği gibi tok bir insana saatlerce açlığın nasıl bir şey olduğunu anlatmaya çalışsak, meramımızı tam olarak ifade etmemiz mümkün değildir. Bu ancak yaşayarak kavranır. İşte bundan dolayı Allah Teâlâ, açlığı ve susuzluğu kuluna tattırmak istemiştir. Ramazan ayında fakirlere yapılan hayır hasenatın artmasını da bu duygunun oruçluyken daha üst düzeyde hissedilmesiyle açıklamak mümkündür.

Tuttuğunuz oruçların, yaptığınız bütün ibadetlerin yüce Allah katında makbul olmasını niyaz eder, sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.

https://www.kocaeligazetesi.com.tr/makale/7029395/fahri-saglik/kanaat-bitmeyen-bir-hazinedir?fbclid=IwAR3ZLdGLQQu6r27Lh6j3sb0932EvuO32TL5pHjOXDwaZ-hnNWkDVdSYQdK0

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.