Ramazan iklimine girerken – Fahri SAĞLIK
Ramazan iklimine girerken - Fahri SAĞLIK
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurulur;
“O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor güçlük çekmenizi istemiyor…”(Bakara,2/185﴿ İndirilmeye başlandığı aya değer veren, o ayı on bir ayın sultanı yapan, indirildiği geceye değer veren o geceyi bin aydan daha hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim’dir. Ramazan Kur’an ayıdır.
Bu ayda Peygamber Efendimizle Cebrail bir araya gelirler Kur’an-ı Kerimi okurlardı. Bugün hem evlerimizde hem de camilerimizde okuduğumuz mukabelelerin ana kaynağı budur. Bizler Peygamberimiz (s.a.s.) ve Cebrail (a.s.)’ın sünnetini bugün mukabelelerle yaşatıyoruz. Kalplere nur, gönüllere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa hidayet olan Kur'an-ı Kerim, bu ay içerisinde bulunan Kadir Gece'sinde indirilmeye başlanmıştır. “Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. ﴾Kadr, 1-3﴿ , Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi.” ﴾Yunus, 10,57﴿ buyurulur.
Kuran okumak ibadettir.
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 16)
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir”.
Kur’ansız Ramazan, Kur ’ansız hayat olmaz.
Dünyamızı da, ahiretimizi mamur edebilmek için ilahi rehber Kur’an-ı Kerim’dir. Gönül Dünyamızı, akıl dünyamızı, bedenimizi, ruhumuzu güzelleştirecek, nefsimizi tezkiye edecek, bizi şeytanın vesveselerine karşı koruyacak olan Kur’an-ı Kerimdir.
Etle tırnak nasıl ki birbirinden ayrılmaz ise Kuran ve Sünnet öylece birbirinden ayrılmaz. Kuran-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı gece aynı zamanda Peygamber Efendimizin Peygamber olarak insanlığa gönderildiği gecedir. Ramazan ayı bu sebeple Peygamber ayıdır. Peygamberimizin hayatı bize en doğru yolu göstermektedir. Yazılı olan bir metnin hayata nasıl aktarılacağının cevabı peygamberimizdedir. Kur’an’a uygun bir hayat arzu edenler için en güzel rehber peygamberimizdir. Peygamber Efendimizin hayatını hayatlarına rehber yapmak isteyenler Kuran’a sarılmalıdır.
Sevgili Peygamberimizin Sünneti, Kur’an-ı Kerim’in en büyük tefsiridir. Bu sebeple, Sünnete tabi olmak, Kur’an’a tabi olmak anlamına gelmektedir. Allah’a hakkıyla itaat etmek ve O’nun sevgisini kazanabilmek için, Sevgili Peygamberimizin Sünnetine uyulması gerektiği unutulmamalıdır. Nitekim Allah’ı (c.c.) sevmenin yolu Hz. Muhammed’e tabi olmaktadır. Bir ayette şöyle buyruluyor. “(Ey Muhammed) De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Ali İmran, 3/31)
Bir Ramazana daha yaklaşmanın heyecanı içerisindeyiz. Ramazan ayı, hayır ve bereket ayıdır. Dua ve niyaz ayıdır. Günahlardan temizlenme, cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Peygamberimiz bu aydan söz ederken: “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur” buyurmuştur.
Bu ay baştan son hayırdır. Hayrın karşılığı ise cennettir. Bir ekenin bin biçeceği, manevi bir hasat mevsimidir. “Ramazan hilalini görmedikçe oruca başlamayın, Şevval hilalini görmedikçe de oruca son vermeyin. Hava bulutlu olursa ayın sonunu takdir ederek belirleyiniz” Hilali gözetleme işi astronomik bir işlemdir. Astronominin esası ise hesaptır. Özellikle çağımızda son derece gelişmiş bulunan astronomi bilimi verileri ile hailin doğuş zamanları rahatlıkla ve kesin bir şekilde belirlenebilmektedir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) Ramazan ayının fazileti hakkında şöyle buyurmuştur; “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar”. Peygamberimiz bir gün minbere çıkıp üç kere “âmin, âmin, âmin” dedi. Sonra şöyle buyurdu: “Cebrail (as) bana gelip: “Kim Ramazana yetişir de oruç tutmayarak bu ayda bağışlanmazsa Allah onu ilahi rahmetinden uzaklaştırsın” dedi, Ben de “âmin” dedim.”
Sahabeden Selam el- Farisi (ra) şöyle anlatıyor:
“ Allah’ın elçisi Şaban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve buyurdu: “ Ey İnsanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir aydır ki, onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir aydır ki, Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini de nafile ibadet (teravih namazı) ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan ayında hayır işlerse, Ramazan ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Kim Ramazan ayında bir farzı eda ederse, Ramazan ayı dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı (karşılığı) ise cennettir. Ramazan yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda mü’minin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mü’mine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur. İftar yemeği verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır, oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz. Sahabe: “ Ey Allah’ın elçisi! Hepimiz iftar verecek güce sahip değiliz ki !” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Allah bu sevabı bir tek hurma veya bir bardak su veya bir içimlik süt ikramı ile de verir” buyurdu.
Yazıma son verirken şimdiden hepinizin Ramazan-i Şerifinizi kutluyor, ülkemiz, milletimiz ve insanlık âlemi için hayırların fethi, şerlerin def’ine vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.