Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

27Tem/160

VATANDAŞLIK BAĞIŞLANAMAZ!

VATANDAŞLIK BAĞIŞLANAMAZ!

Vatandaşlık bağı hukuki ve siyasi bir bağdır. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu M.11/1b hükmünde belirtildiği üzere yabancının başvurudan geriye doğru kesintisiz olarak 5 yıl ikamet etmesi ve Türkiye’de yerleşme niyetinin bulunması gerekmektedir. 5543 sayılı İskan Kanununa göre vatandaşlığa kabul için göçmenlerin Türk soyundan olmaları ve Türk Kültürüne bağlı olmaları şartı vardır. Suriyeliler şuanda hukuka aykırı ve istisnai yollarla ülkemizde bulunmaktadırlar.

Din Kardeşliği Yeterli mi?

Ortadoğu politikamız düşman üretmiş; terör örgütlerini ülkemize karşı birleştirmiştir. Güney sınırımızın yol geçen hanı olduğu dönemde, farklı terör örgütü üyeleri din istismarı yapıldığından Müslüman kardeş diye ülkemize girebilmişlerdir. Bunları ülkeye alırken herhangi bir ayırım yapmayanların vatandaş yaparken sağlıklı bir ayırıma gitmeleri, teröre bulaşanlarla bulaşmayanları ayırmaları mümkün değildir. Giriş yapanlar için sağlık önlemleri alınmadığından unuttuğumuz birçok hastalık karşımıza çıkmıştır.

Vatandaşlık Talebi Var mı?

Vatandaşlık talebinin Suriyelilerden değil de, ülkeyi yönetenlerden gelmesi bir çelişkidir. Kaldı ki vatandaşlık isteği yaygın bir talep de değildir. Esed zulmünden kaçarak gelenlerin bayramlarda ülkelerine tatil için gidişlerinde can güvenliği sorunları da olmamıştır.

Yapılan Yanlışlar

Devletimizi adeta zayıflatmak, tesirliliğini ve caydırıcılığını azaltmak için asker-sivil bürokraside paralel yapı ile birlikte kumpasların kurulmasına sebep olduk. Dışişlerinde akıl almaz değişikliklere gittik. Birçok alanda devlet geleneklerini altüst ettik. Çok kültürlü, çok ortaklı, milli kimliksiz, egemenliğin paylaştırıldığı bir ülke olmaya özendik ve bunu demokratikleşme zannettik. Yeni Türkiye macerasına dalıp kendi kendimizi ve geçmişimizi inkâra kalkıştık. Milli kimliğimiz olan Türklüğü, etnik gurup kapsamında görme yanlışına düştük. Bu sürecin şimdilik son halkası, yasal olarak vatandaşlık verilemeyecek olan Suriyelilere bunu vererek Türk Milletini kalabalıklaştırmak, Kürt sorununun yanında bir de Arap sorunu doğurmaya gayret etmek olacaktır. Türkiye’nin genetiği ile oynanmaktadır; nüfus yapısı bozularak Hatay dahil bazı şehirlerimizde gettolaştırmaya sebep olunacaktır. Türkiye’nin ithal sorunlara ihtiyacı yoktur. Ankara’yı Bağdatlaştıracak, rejimi ve devlet yapısını zaafa uğratacak hayali projelerden ve sürekli gündemi değiştirmekten vaz geçelim. Vatandaşlık vermek istediğiniz Suriyelilerin milliyeti ve milli kimliği ne olacaktır?

TOKİ’nin Görevi

Vatan talep etmeyenlere yeni vatan bağışlamak yerine; sığınmacıların vatanlarının imarına milletlerarası kuruluşlarla birlikte ortak olalım. TOKİ, Türk ve Suriyeli ailelere farklı ev edindirme yolunu tercih etmemelidir. TOKİ’nin evleri şehit aileleri ve öncelikle dar gelirli TC vatandaşları için düşünülmelidir.

Vatandaşlıkta her ciddi ülkenin yaptığı gibi devletin resmi dili-Arapça değil- ve kültürü verilmeli ve kazandırılmalıdır. Devletlerin kendi içlerinde etnik merkezli taassup ve çatışma yaratma görevleri olamaz; tersine milli birliği ve bütünlüğü sağlamak esastır. Sosyal yapı üzerinde de kumar oynanamaz.

İşsizliğin Artışı

Ülkemizde resmi rakamlara göre %10 olan ancak gerçekte %18’lere varan işsizlik oranı ürkütücüdür. Tasarruflar yetersizdir; dış borç batağı ve cari açık sürmektedir; doğrudan yabancı sermaye girişleri azalmaktadır. Yatırımlar gerekli istihdamı yaratacak seviyeden uzaktır. Daha ziyade sigortasız çalıştırılan yabancıların yerli işgücünün iş imkânlarını kısıtlayacağı da bir gerçektir.

Yapılacak iş; Ortadoğu politikamızın itibar kaybına sebep olmadan değiştirilmesidir. Esas olan milli menfaatlerimizdir. Bizi tavize zorlayan dış baskıları giderici dış politika dengeleri kurulmalıdır. Suriyelilere vatandaşlık verilecekse hem yasalar değiştirilmeli, hem de referandum yapılmalıdır. Duygusal ve sadece din birliğine dayalı tercihler yanlıştır ve ciddi devlet adamlığı ile bağdaşmaz. Batının “Yeni Osmanlıcılık” tuzağına da düşülmemelidir. Geçmişte tehcire uğrayan bazı Ermenilerin Kürt görünümü altında giriş yaptıkları da unutulmamalıdır.

İstanbul Milliyetçi Sivil Kuruluşları adına Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.