
DOSTLUK ÜZERİNE – Fethi GEMUHLUOĞLU
DOSTLUK ÜZERİNE FETHİ GEMUHLUOGLU'nun, 22 Kasım 1975 tarihinde 'Dostluk' üzerine irticâlen yaptığı konuşma.
Kalbimi oymuşlar, oymuşlar da şimallim
Hayâlini, resmini değil
Seni koymuşlar içine;
Onun içindir adınla atışı…
Efendim,
Evveli, âhiri, zâhiri, bâtını selamlarım. El-Evvelü Allah, El-Âhirü Allah, Ez-Zâhirü Allah, El Bâtınü Allah. Sâhib’i selâmlarım. Sâhib-i Hakîki’yi selâmlarım. Sağımı, solumu, önümü, ardımı selâmlarım. “Levlâke Sırrının Mazharı”nı selâmlarım. Vâlidesini, Hadîce Vâlidemi, Fâtıma Vâlidemi selâmlarım. Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn’i selâmlarım. Erkân-ı Erbaa’yı: Selmân’ı, Mikdâd’ı, Ammâr’ı, Ebu-Zerr’i selâmlarım. İmâmeyn’i Muhteremeyn’i selâmlarım. Tâife-i ecinnîyi selâmlarım, mü’minlerini ve müslimlerini. Ve sizi selâmlarım.
Peygamber-i Ekber bir hadîs-i nebevîlerinde buyuruyorlar ki, “Önce selâm, sonra kelâm”. Önce sizi selâmlıyorum. Yine Peygamber-i Ekber buyuruyorlar ki bir hadîs-i nebevilerinde, “Önce refîk, sonra tarîk”. Önce yolda yoldaş, sonra yol.
Dostluk üzerine konuşmak gibi, hiç mu’tâdım değil konuşmak. Elli üç yaşındayım. Kırk senedir söz orucu tutuyorum. En az yirmi senedir, yirmi beş senedir yazı orucu tutuyorum. Ne yazarım, ne çizerim. Zaten okur-yazar takımından da değilim. Ama bu sözleri size sanki bir vedâ gibi, sanki son sözlerim gibi… “Hâl sârîdir” buyurulmuştur. Maraz da sârîdir. Dilerim ve umarım ki, benim marazım sârî olmasın ve burada şevk sârî olsun, cezbe sârî olsun ve aşk sârî olsun.
Tabiî, ezelde aşk vardı. “Levlâke levlâke lemâ halaktü’l-eflâk”de kâinâtın aşk için halk edildiği meydanda. Onu… Eşrefoğlu diyor ki:
Yoğ idi levh ü kalem, aşk var idi
Âşık u ma’şûk u aşk bir yâr idi
Âşık u ma’şûk u aşk bir yâr iken
Cebrâil ol arada ağyâr idi
Cebrâil, Cibrîl-i Emîn, Nâmûs-ı Ekber ol arada ağyâr idi, der. Demek ki, kâinât, eflâk aşk üzere, dostluk üzere halkedilmiştir.
Tabancalı Abim ile karşılaştım..
12 Mayıs 2025 Pazartesi / Yürüyüş Yolunda “Tabancalı Abim” ile karşılaştım… (1980’den önce bu ünvanı almıştır.)
Gebze Yenigün Gazetesi, 13 Mayıs 2025 Salı
Recep Kankal
Kocaeli ismini Akçakoca Bey'den alır. Akçakoca'nın şehridir. Günümüzde Düzce'nin bir ilçesine adını veren Akçakoca, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda ve bölgemizin fethinde önemli rol oynamış alperenlerdendir. Anıt mezarı Kandıra ilçemizdedir. Kandıra Fatihi olarak da nam salmıştır.
Bilecik’te medfun Ertuğrul Gazi Türbesi haziresinde Akçakoca’nın bir makamı da vardır.
Osmanlı Dönemi’nde şehrimiz "Kocaili Sancağı" olarak bilinirdi, bu yüzden Osmanlı belgelerinde daha çok Kocaili olarak zikredilir. Sonraları Kocaeli olarak söylenmeye başlamış.
Akçakoca’nın oğlu İlyas Bey Gebze'de bir cami yaptırmıştır ve türbesi de Gebze'dedir. Camii depremde hasar gördüğü için yenilenmiştir. Türbesi de restorasyondan geçmiştir. Aile efradından olan Fazlullah da Gebze'de medfun olup, Gebze kadılarındandır.
Bu haftaki yazımın devamı ve basılı nüshası 13 Mayıs 2025 tarihli Gebze Yenigün gazetesindedir.
Çok beğendik sevgili Başkanım..
23 Nisan 2025 Çarşamba / 23 Nisan’da Ulugazi İlkokulu bahçesindeyiz.. Mete Küçük beyin gösterisi var…
Çok beğendik sevgili Başkanım..
Mehmet Ergün ile Yürüyüş Yolunda
12 Mayıs 2025 Pazartesi / Mehmet Ergün Kandıra Kocabayramlar Köyünden. / Mahallesinden..
Emekliliğini İzmit’te geçiriyor.. Yürüyüş Yolunda sıkça karşılaşıyoruz.. Sanat Okulunun karşısındaki Yürüyüş Yolunun ilk oturulacak bölümünü değerlendirmiş ve dinlenirken gördüm.
Bizimkilerle Gülümse Cafe’de
12 Mayıs 2025 Pazartesi / Biz Kandırayız Platformu Başkanı Aygün Aynagöz, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Uzmanı Malik Doğan, İş Güvenliği Uzmanı – Yangın Eğitmeni Levent Özdil kardeşlerim ile Yahya Kaptandaki Gülümse Cafe’de biraraya geldik. Güzel sohbet oldu.. Sağolsunlar.
HANGİ DEVLETİN AKLI? – Ruhittin SÖNMEZ
HANGİ DEVLETİN AKLI? - Ruhittin SÖNMEZ
PKK ile yürütülen yeni açılımda süreç bütün hızıyla devam ediyor. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve “PKK’nın siyasi uzantısı” DEM Partisi ile Ana Muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel olmak üzere süreci destekleyenler çok mutlu bir bekleyiş içindeler.
PKK Terör Örgütü kongrelerini yaptıklarını duyurdu. Bugün yarın kongrede aldıkları kararları açıklayacaklar. CB Erdoğan bu gelişmeyi “her an bir MÜJDE alabiliriz” diyerek duyurdu.
Yani iktidar kanadı (AKP+MHP) ile işbirliği içindeki DEM ve projeye dışarıdan destek veren Atatürk’ün partisi CHP bu “müjdeli haberi” beklerken acaba Türk Milleti veya vatandaşlarımız bu konuda ne düşünüyor?
Metropoll Türkiye’nin Nabzı Mart 2025 anketinde “Abdullah Öcalan’la yürütülen yeni süreci destekliyor musunuz? sorusuna yüzde 23,8 EVET derken, yüzde 67.7 HAYIR demiş. Fikrim yok/ Cevap yok diyenlerin oranı ise yüzde 8,5 olmuş.
Demek ki yürütülen bu süreç halkın talebine göre değil, süreci yürütenlerin kendi tercihleri olarak devam ediyor.
Yani projenin sahibi olan DEVLET AKLI projenin yürütücülerini ikna etmiş ama halkı ikna edememiş görünüyor.
Doç. Dr. Kenan Serhat İnce ve arkadaşları(fotoğraflara büyülterek bakarmısınız..)
8 Mayıs 2025 Perşembe / Kocaeli Kongre Merkezinde Doç. Dr. Kenan Serhat İnce üstadın şefliğinde icra edilen güfte / eserler…
Dr. Oktay Taşolar üstat ile..
9 Mayıs 2025 Cuma / Sevgili Doktor üstadımız Oktay Taşolar Çarşıdayım deyince, bende hemen buluşalım dedim..
Yürüyüş Yolu üzerindeki Sertçetin Cafe de bir saatten fazla sohbet etme imkanı bulduk..
İnsanlığı ve Hekim kimliği özel olan Oktay kardeşim sağolsun..
Anneler Günü kutlu olsun…
Aynı kapının güzel insanları… 2004 yılında yeğenimiz Şennur – Oktay’ın düğününde Kuruçeşme Düğün Salonun da..
Dördü de bugün rahmetli olan; Belgüzar Toköz(teyzem), Fikriye Bursalıoğlu(teyzem), Şükrüye Okyar(biricik anacığım), Fevziye Baykara(cici anacığım)
ANNELER – Seyfettin KARAMIZRAK
ANNELER - Seyfettin KARAMIZRAK
“Anneleri bir gün değil, her gün anmak dileklerimle….” “Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim: Annemdir.”
“Anne; aile, yuva, birlik olma, paylaşma, mutluluk devşirme”anlamlarına gelmektedir. Annenin var olduğu evde zenginlik ve şatafat özlemi çekilmez. Çünkü anne; zenginlik, huzur, dayanışma, hayata tutunma, yaşama sevinci ve mutluluğun ta kendisidir.
Annenin var olmasının huzuru, tadı, konforu ve ayrıcalığı her an hissedilmektedir. Senede bir gün değil, her gün, hatırlayıp bu kıymetin hakkını vermeliyiz. Çünkü annesiz mekânlar ve yürekler haraptır, kuraktır, hüzünlüdür, adeta bir enkazdır.
Annelere karşı hissettiğimiz ilgi, sevgi, ihtimam, saygı ve değer verme gibi güzel duygularımızı, Mayıs ayında “sadece bir gün” hatırlamak,mutluluğumuzu ertelemek, huzurumuzu yeterince tadamamak anlamına gelmez mi?