Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
21Tem/24Kapalı

Doğru değildir herhalde!…

IMG-20240705-WA0008

20Tem/24Kapalı

Kutlu Olsun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

IMG-20240720-WA0023

20Tem/24Kapalı

Nostalji; 20 sene önce BUGÜN:Kocaeli Gazeteleri, 19 Temmuz 2004 Pazartesi

2004.07.19c

20Tem/24Kapalı

Nostalji; 20 sene önce BUGÜN: Barış Gazeteleri, 20 Temmuz 2004 Salı

2004.07.20a

20Tem/24Kapalı

Kaç yıl olmuş?… Maşallah…

Yeni belge(6)_1

20Tem/24Kapalı

Sonuna kadar okuma ve sonrasında düşünme şansınız var mı?

IMG-20240718-WA0127

20Tem/24Kapalı

Acaba doğrumu?

IMG-20240703-WA0014

19Tem/24Kapalı

Kocabayram Meydanı…

20240718_213419

18 Temmuz 2024 Perşembe / Havva yengemiz hanımefendi Kocabayramlar Meydanına en yakın oturuyor..

Ağaç dalları, diken ve benzerleri orta yere bırakılmış.

Önce tutuşturdu, sonrasında meydan pırıl pırıl oldu.

Sağolsun… Biz de seyircisi olduk…

19Tem/24Kapalı

YÜKSEKLERDE KASIRGA EKSİK OLMAZ – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sYÜKSEKLERDE KASIRGA EKSİK OLMAZ - Ruhittin SÖNMEZ
Yıllar önce bir üniversite öğrencisi iken, Devlet Tiyatrosu sanatçılarının sahneye koyduğu ve Osmanlı padişahı 4. Murad’ı anlatan bir tiyatro eserini izlemiştim. 4. Murad rolünde Cihan Ünal, annesi Kösem Sultan rolünde ise Ayten Gökçer çok başarıyla oynamıştı. Eser daha sonra 1981’de TRT’de dizi film olarak yayınlandı. Turan Oflazoğlu’nun yazdığı eserden çekilen filmin yönetmeni Yücel Çakmaklı idi.
Eserde, 4. Murad’ın Valide Sultan’a söylediği bir cümlesini hiç unutmadım: “Yükseklerde rüzgar çok sert esiyor valide!”
Saraydaki entrikalar, devlet yönetiminde etkin olan güçlerin arasında cereyan eden ve her türlü pis yöntemin kullanıldığı güç savaşları idi, bu cümleyi 4. Murad’a söyleten.

19Tem/24Kapalı

Yıllar öncesinin hatırlatması!…

IMG-20240702-WA0015

18Tem/24Kapalı

Kocaeli Aydınlar Ocağı’nda KONFERANS

IMG-20240715-WA0008

Konuşmacı: Dr. Sertaç DEMİR – Anadolu Üniversitesi

Konu: TANZİMAT ve MODERNLEŞME

Tarih: 20 Temmuz 2024 Cumartesi

Saat: 16:00

Yer: Sivil Toplum Merkezi (Tramvay Yolu Üzeri) - İZMİT

18Tem/24Kapalı

HOŞGÖRÜ –1 – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

HOŞGÖRÜ –1 - Seyfettin KARAMIZRAK

“Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır. Hepimizin hataları ve eksikleri var; gelin karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü hoşgörü doğanın ilk yasasıdır." (Voltaire)

Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın. “Mevlâna”

Uluslararası kaynaklarda “tolerance” kelimesi olarak kullanılan “hoşgörü” kavramı, genel tanımı ile karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış temeline dayanan işlevsel bir iletişim sürecidir.

“Hoşgörü” kavramı sözlüklerimizde; her şeyi anlayışla karşılama, olabildiği kadar hoş görme durumu olarak tanımlanarak, müsamaha ve tolerans sözcükleri ile eşanlamlı olarak kullanılmaktadır.

Kişinin kendinden farklı düşünen inanç ve davranışlarda bulunan kişilere karşı saygılı, sevecen ve katlanılır olması hali, hoşgörüdür. Görmezden gelme, müsamaha, göz yumma, aldırış etmeme gibi kelimeler de aynı anlamda kullanılmaktadır.

18Tem/24Kapalı

Nostalji; 20 sene önce BUGÜN: Kocaeli Gazeteleri, 8 Temmuz 2004 Perşembe

2004.07.08a

18Tem/24Kapalı

“Okuyanlar çalmaz, hırsızlar da okumaz!”

271762983_1299783473875225_7910979932775565966_n

17Tem/24Kapalı

BUNLARI BİLMEK GEREK… Doğru mu?

450509762_8027222964004185_2439741005402401106_n

BUNLARI BİLMEK GEREK...

-1600’lü yıllarda Osmanlıda Hızır peygamberin sağ olup olmadığı tartışılıyordu

* Avrupa’da Gueriche ilk jeneratörü;

* Thomas Savery de ilk buharlı makineyi yaptı...

-1600’lü yıllarda Osmanlıda Hazreti peygambere saygı olsun diye “Sallallahu aleyhi vesellem” demenin gerekip gerekmediği tartışılıyordu

* Avrupa’da Pascal, ilk hesap makinesini;

tartışılıyordu

* Avrupa’da Newton, ”Optik” adlı kitabını yayımladı.

* Volta, ilk elektrik bataryasını yaptı...

- 1700’lü yıllarda Osmanlıda firavunun imanla ölüp ölmediği tartışılıyordu

* Avrupa’da J.Watt, uzun süreli çalışan buharlı makineyi yaptı;

* Montgolfier kardeşler ilk uçan balon yolculuğunu gerçekleştirdiler..

- Osmanlı bu yüzyıllarda Muhyiddin Arabî’nin Şeyh-i Ekber (Büyük Şeyh) kabul edilip edilmeyeceğini tartışırken

17Tem/24Kapalı

Nostalji; 20 sene önce BUGÜN:Kocaeli Gazeteleri, 17 Temmuz 2004 Cumartesi

2004.07.17d

17Tem/24Kapalı

Bursa’dan Mehmet Haluk Türköz hocamın paylaşımı

49671226_118221215898239_611390793608855552_nBursa’dan Mehmet Haluk Türköz hocam paylaşmış…

1984 Los Angeles olimpiyatlarında Mısır' lı judocu Muhammed Ali Rashvan, Japon Yasuhiro Yamashita ile karşı karşıyayıdı..

Yamashita'nın sağ ayak kası yırtıldığı için final karşılaşmasına zor bir durumda çıktı.

Muhammed'in rakibinin sağ bacağına bir defa vurması yeterliydi.

Ama o yapmadı, yenildi ve gümüş madalya ile yetindi.

Muhammed maçtan sonra etrafını saran gazetecilerin niçin sorusuna şöyle cevap verdi ;

"Benim dinim insana, yaralıya vurmayı yasaklıyor.</DIV> Eğer o durumdayken birde ben o yerinden vursaydım ömür boyu sakat da kalabilirdi.

Madalya için ona bunu yapamazdım..

Muhammedin bu tavrı ayakta alkışlandı. Ve 1984 Fair Play ödülüne layık görüldü.

Daha sonra gittiği Japonya'da bir kral gibi karşılandı..

Ama o sene binlerce kişi onun bu tavrından etkilenip İslam'ı inceledi ve Müslüman oldu.

Muhammedin bu asil davranışı onu madalyadan mahrum bıraksa da, binlerce insanın İslam ile müşerref olmasına vesile oldu..

İnsan neyi kaybedip, neyi kazanacağını düşünmek durumundadır.

Bir yarışmayı kazanıp alelade demir parçası olan bir madalyayı takmakmı, yoksa yaralı bir insana merhamet edip ömür boyu sakatlıktan korumayımı söyler kutsal kitabımız?

İslam dini merhamet dinidir, düşeni kaldırır ve bir yarışmayı kazanmak için düşene tekme vurmaz, sakatlamaz, ölmesini değil, yaşamasını ister…

17Tem/24Kapalı

Nostalji; 20 sene önce BUGÜN: Kocaeli Gazetesi, 17 Temmuz 2004 Cumartesi

2004.07.17b

17Tem/24Kapalı

Hoca diyorsa doğrudur…

IMG-20240703-WA0010

16Tem/24Kapalı

Sevgili büyüklerime teşekkür ederim.. Hocamıza da sayısız rahmet…

Yeni belge(3)_1

14 Temmuz 2024 Pazar / Kaybını  8. yılında Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hocamızı anmak için toplandığımız Kabri başında kitabın müşterek yazarları benim sevgili ağabeylerim ile karşılaştık ve sonrasında da aynı masa oturup sohbet etme imkanı bulduğum üstatlar kitaplarını da imzalayarak lütfettiler… Sağ olsunlar…